Bi' Özür İstiyorum -Hugola. [TAMAMLANDI]

2 : Kavga

"Hazır mısın?" Ceysi filenin diğer tarafından topu zıplatarak bana hazır olduğumu sorarken onu onayladım. At kuyruğu yaptığım saçımı sıkıp derin bir nefes aldım.

"Gönder gelsin." Ceysi almak istediği cevabı almış gibi gülümsedi. Topu güzel bir servisle bana yolladığında zıplayıp topu karşıya gönderdim. Bu işi yaparken hem hırslanıyor, hem de eğleniyordum.

"Biraz da manşet." Deyip topu bana gönderdiğinde olabildiğimce iyi iş çıkararak manşet ile topu Ceysi'ye attım. Ceysi gülümseyip pas attı. Ona karşılık ben de ona pas attım. Karşılıklı paslaşmaya başlamıştık.

"Vaay, kolay gelsin." Sahanın yanında beliren Emre ile gözlerimi devirdim. Daha gelmemesi gerektiğini bilirken erkenden gelmişti.
Ceysi topu bana gönderdiğinde topu tutup hızlıca kenarıda dikilen Emre'ye fırlattım. Emre toptan ördek gibi ciyaklayarak kaçtı.

Kafasını ovalarken acıyla inledi. "Ya alt tarafı kolay gelsin dedik sen de kolay gelsin denildiğinde sinirlenen esnaf gibi ne top fırlatıyorsunki!" Sinirle bana bağırdığında ben de ona bağırdım.

"Ulan gavat!" diye bağırdığımda okuldaki hocaların duymaması için sesimi alçalttım. Okul sahasında çalışıyorduk ve eğer çok ses yaparsak Sadullah hocanın bizi bir daha buraya alacağını sanmıyordum. "Ben sana demedim mi daha gelme, erken diye!" diyerek tısladım. Emre omuz silkti.

"Kardeşimi izlemeye geldim! Kötü mü ettim?" diyerek kollarını göğsünde birleştirdi. Hareketlenip yanına koştum ve yanındaki topu aldım.

"Victor Hügo nerede?" diye sordu Ceysi. Hakikaten lan, bu zibidi buradaysa peşinde dolanan tilki kuyruğu neredeydi?

"Evde o, müsait değilmiş." Yanaklarımı havayla doldurup bir kahkaha attım ve servisle topu Ceysi'ye gönderdim. "Dalga geçecek başkalarını buldu demek."

Emre'de oradan bir kahkaha patlattı. "Ne dalgası ya? Video çekimi var onun." Video çekimi var onun cümlesinden sonra şaşkın bir şekilde Emre'ye baktım.

"Kanalı m-"
"Ecem dikkat et!" Ceysi'nin ikazı ile oraya dönmemle burnuma voleybol topu darbesi yemem bir olmuştu.

"Ananı sikeyim!" diye tıslama ve inleme arasında bir ses çıkardım ve gözlerimi kapatıp burnumu tuttum. Başım dönmeye ve beynim zonklamaya başlarken başımın üzerinde dönen yıldızları görebiliyor gibi olmuştum. Eğilip duvara yaslandım.

Ağlamamalıyım.
Ağlamamalıyım.
Ağlamamalıyım.

"Vöheğğ!" diye bağırarak ağlamaya başladım. Ulan ağlamayacağım dedim o kadar hepsi boşa mıydı!
Emre anırarak gülmeye başlarken Ceysi yanımda gülmemek için kendini zor tutuyordu. Elimi burnumdan çektim. Neyseki burnum yerindeydi. Sızlaması da cabasıydı gerçi.

"İyi misin lan?" Ceysi'nin sorusuyla salya sümük suratımı ona döndürdüm. "Çok iyiyim canım, alt tarafı burnumun direğini kırıverdim." dedim tekdüze bi' sesle. Ardından patlamaya hazır bomba gibi patladım.