6🐍

1.3K 122 185
                                    

Motivasyon kaynaklarım satır aralarınaaaa. 🥰

5 AY ÖNCE...

"Virüsü uzaktan tespit etmenin imkansız olmasının sebebi budur gençler." Dedi Göktuğ, üniversitenin seminer salonunda öğrencilere ders veriyordu. Saat öğlen civarıydı, dikkatle dinleyenler de vardı, yaşayarak gördükleri için umursamayanlar da. Elmas ve arkadaşları ön sıralardaydı ama bu konudan o kadar sıkılmıştı ki gülüşüp etrafındakilerle konuşuyordu. Babası onu arada uyarıp sessizliği sağlıyordu... "Çok zeki bir virüstür, 2019'daki korona virüsü ve 2040'daki zombi virüsü gibi kendini dışa vurup, belli etmez. İçten içe vücut sahibini yer, bedenin acıkıp başkalarına saldırma sebebi de budur, ya virüs iç organlarını yiyip beden sahibini öldürecek ya da beden sahibi ölmemek için başkalarından beslenip virüsü tatmin edecek..."

Kürsü de ileri geri giderken öğrencilere bakıyordu, arkasındaki dev duvarda projeksiyonun yansıttığı görüntüler vardı. "Virüs kapmış bir kişi sadece karnını doyururken ve doyurmak üzereyken gözleri sarı rengine döner, kaşları ve kirpikleri sarılaşır bir anda. Onların düzelmesi içinde en az 10 dakika gerekir, işte virüsün zayıflığı bu. Dönüşümü yavaş."

"Ya da ağzındaki kandan ve pis kokusundan anlayabiliriz." Sınıftan gelen bilgi ile sessizlik oldu. Göktuğ başını kaldırıp kimin dediğine baktı. Diğer herkeste konuşanı ararken en arkada tek başına oturan Elif'i gördüler. Kapüşonlusunun içinde küçülmüştü, oturduğu amfi koltuğunda kaymıştı hafiften.

Elmas'ın bakışları anında sinirle kısılırken önüne dönüp surat asarak arkasına yaslandı.

Göktuğ sinirlense mi yoksa gurur mu duysa bilemedi, kısa bir duraklama yaşadı. "Koku neden olur peki?" Diye sordu sınıfa.

Kimse cevap veremedi. Belirtileri bilseler de sebebini bilemeyecek kadar dinlemiyor ya da araştırmıyorlardı.

Elif kolunu kaldırdı, Elmas hariç herkes ona baktı. Göktuğ nefes verip, "Elif." Dedi. "Öncelikle bu seminer üniversiteler için."

"Ama onların umuru değil." Dedi kolunu indirirken. "Öğrenmeye hevesli değiller bile."

Salonda kısık konuşmalar şaşkınlık ve Elif'in cüreti hakkında eleştiri yapılarak dönüyordu. Lale, "bu kim? Baban nereden tanıyor onu?" Diye sordu, Elmas'a eğilerek.

Elmas eliyle yüzünü kapatmış saklanmak ister bir haldeydi, Lale'nin sorusu ile ona yandan baktı. "Kardeşim."

Bir kardeşi olduğunu biliyorlardı ama gördükleri zamandan beri uzun zaman geçmişti, uzaktan da tanımak mümkün değildi. Ekin, Lale'nin yanından başını uzattı, gözleri büyüdü. "Kaç yaşında?"

"Seneye Şubat'ta 16 olacak."

"Lafları daha büyük gözüküyor." Dedi Elmas'ın yanındaki Pars huysuzca. O Elif'i sık sık evlerine gittiği için daha iyi tanıyordu, ve bundan hiç de memnun değildi.

"Yine de," deyip durdu Göktuğ, kızına, "soruya cevap verip dışarı çık lütfen." Dedi.

Elif burnundan sesli bir nefes verip kulağının arkasından başını kaşıdı. "Bu yeni bir koku olduğu için bilim insanları kokuya yeni bir isim verdi, adı 'dem'. Kanın ve virüsün kendi has kokusu beden sahibi karnını doyururken ortaya çıkar ve birleşir, kan demir gibi kokar, virüsünkiyle birleştiği zaman da o ağır koku oluşur. Yani dem... Koku olmasının sebebi ise virüsün yapımından kaynaklanıyor, içindeki katıklı bileşimlerden."

İnsanlar birbirlerine hayretler içerisinde baktılar, belki de bu açıklamayı daha bilimsel hale getiren daha fazla kelime ve daha fazla bilgiydi. Afallayarak doğruluğunu soruşturuyor, Göktuğ'ya bakarak onay bekliyordu öğrenciler.

ANAKONDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin