9-Bölüm: Gulyabani

38 9 0
                                    

Hello herkese bu bölümü çok iyi yapmaya çalıştım ve yazdığım en eğlenceli bölüm olduğuna yemin edebilirim (っ.❛ ᴗ ❛.)っ

---------

Yağız'ın da telefonuna bir mesaj geldi, o da ekrandakikeri okuyunca kaslarını çatmıştı, benim ona baktığımı anladığında onda bana baktı. Hocanın sesiyle hocaya döndüm.

- Evet hazırsanız yerlerinize, balık tutmanız için bir saatiniz var.

(Yağız'dan...)

Telefonuma gelen mesaj ile telefonumu açtım. Bora'ydı.

Bora.

Bora: Abi bazı adamlar mekanı basmış, sen tatildesin şuan biliyorum ama, önemli diye söyledim sakin buraya gelme! Tatilini yap öyle gel, zaten daha başka bir fırsat bulamazsın, he bu arada mekanı bastıktan sonra masaya not bırakmışlar " Gölge verilecek hesabımız var, bir hafta sonra takımım ile yeniden geleceğiz, mekanı söylerim, gönderen baykuş".

Bu kızın benimle derdi ne Allah'a aşkına,hemen cevap yazdım.

Siz: Tamam Bora, sen mekanın kamera kayıtlarını incele tatilden dönünce ilk işim bunu halletmek olacak bizimkilere söyleme!

Telefonu kapattım o an Asya ile göz göze geldik ama hocanın sesiyle bakışlarımı hocaya çevirdim, yarış bir saat sonra bitecekti, oltamı aldım ve başla konutuna gelince balık tutmaya başladım, Asya'ya baktım o daha oltasını denize atmamıştı bile,

- Asya neden başlamıyorsun kay-

- Şssttt o kelimeyi duymayı sevmiyorum, zihnimi boşaltmam gerek yoksa balıklar burada olduğumu anlayacak, bence sende boşaltmayı denemelisin.

Aradan on beş dakika geçti Asya ise hâlâ balık tutmak için oltayı denize atmamıştı, sonra bana bakıp.

- Buradaki herkesin zihni dolu, kimsenin olmadığı yere yani şu köşeye gidiyorum.

Eliyle gösterdiği yere baktım.

- Ama orada hiç balık olmaz o yüzden kimse orada değil.

- Daha iyi ya, balıklar sessizlik istiyor, on beş dakika daha beklemem lazım.

- Ama Asya-

- Aması maması yok, bekliyeceğim, bunu başarabilirim,

Bana döndü.

- Bunu başarabiliriz.

- Tamam o zaman.

Diyerek balık tutmaya devam ettim, bu saatten sonra kazansam ne olur.

On beş dakikanın ardından Asya oturduğu yerden kalktı ve gösterdiği yere oturdu ve oltasını atıp balık tutmaya başladı, 'ni hayet' diye soludum içimden, yarışma artık bitmişti ve ben yarışmayı düşüncelerimi tartarken bitirmiştim, peki sonuç sadece bir balık. Asya'nın elinde hiçbir şey olmadığını görünce kaybettiğimizi anladım, koşarak yanıma geldi.

- Salak mısın yarım saattir resmen sana sesleniyorum.

- Kaybettik.

- Ne hemen pes mi ettin ne kadar balık tuttun?

- Sadece bir tane.

- Neyse hadi yanıma gel.

Dedi ve elimi tutarak beni sürüklemeye başladı, taşın üzerine oturdu ve eliyle içi görünmeyen kovayı işaret ederek,

- Kovamı sen getirsen, benim için biraz ağır, aslında ağır değil ama kollarım ağrıyor.

Kovanın yanına gittim, içi resmen balık doluydu,

Kanlı İntikam (Tamamlandı) Where stories live. Discover now