I HATE YOU DELTA/OMEGAVERSE-TAEKOOK

18. Ne? Ben Öyle Mi Dedim?

Jungkook şaşkınca kafasını iki yana salladı. "Sence de fazla hızlı gitmiyor muyuz? 3 gündür tanıyorsun beni. 3 günde aşık mı oldun? Daha 3 gün önce diğer Vita ile geziyordun. Senin dibinden ayrılmıyordu. Ne oldu da beni çiçeklerimizin çıkmasını isteyecek kadar sevdin?" Taehyung küçük bir kaçamak bakış atmıştı.

"Aslına bakarsan seninle çok iyi anlaşıyorum ve eşim olma ihtimalin çok yüksek bu yüzden iyi davranıyorum. Sonuçta eşimi mutlu etmem gerek." Hızla gözlerini kırpıştırıp elinin altındaki sıcak eli yavaş dokunuşlarla okşuyordu. "Peki diğer Vita o ne olacak? İkimiz de eş adayıyız. Yani hangimiz olacağına nasıl karar vereceksin?" Taehyung kare gülümsemesini göstermişti. "Kurdum seçti bile bu yüzden kim olduğunu biliyorum. Diğer Vitanın yanında kurdum deliriyor. Onu istemediğini belli ediyor. Bu yüzden ona yaklaşamıyorum bile." Kaşlarını çatıp elinin altındaki ele çimdik attı Jungkook.

"Ha yani kurdun izin verse onun yanına gider dokunursun öyle mi?" Dudaklarını iyice büzüp kaşlarını çatmıştı. Keşke daha önce tanısaydım seni. Bu kadar güzel ve tatlı olduğunu bilseydim... Seni öldürmek istediğim için özür dilerim. Delta içinden geçenleri dışa vurmak istiyordu ama zamanı değil diye düşündü. "Ne alakası var ya? Ben de o boya küpünü sevmiyorum. Mecburdum diyorum. Sen ortaya çıkmasaydın ben seni aramaya çıkacaktım. O kız cidden katlanılmaz. Bir cinsiyetsiz bana çarpmıştı yanlışlıkla ona ne yaptı biliyor musun? Tabi bilmezsin. Çünkü artık o cinsiyetsiz yok. Onu öldürdü. Aslında çarpıştığımız gün seni de öldürür sanıyordum ama fırsat bulamadı sanrım." Jungkook bir tane Deltanın omzuna yumruk geçirmişti.

"Ha yani ben öleyim! Ben öleyim de sen kurtul Taehyung!" Kollarını birleştirip kapı tarafına daha çok yaslanmıştı. "Ne? Ben öyle mi dedim? Hem ayrıca bu bana dördüncü Taehyung diyişin. Adımı çok güzel söylüyorsun." Jungkook gözleriyle Taehyung'u baştan aşağı süzmüştü. "Git sana diğer Vita Taehyung desin." Arabayı durdurup Jungkook'a doğru uzanmıştı. "Jungkook diğer Vita bana Taehyung demedi. Diyemez de zaten. İzin vermem." Elleri Jungkook'un yüzündeydi.

"Sen niye ona diğer Vita diyorsun?" Taehyung yaklaşıp yanağındaki küçük yara izinin üstüne küçük bir buse kondurdu. "Adını bilmiyorum çünkü." Jungkook duyduğu ve yaşadığı sey yüzünden çifte şaşkınlık yaşıyordu. "Nasıl bilmiyorsun ve... ve sen beni niye öptün ya! Sapık mısın Delta!" Delta derinden gelen sesiyle ortaya güzel bir kahkaha bıraktı. "Ben seni yeni çözüyorum. Sen utanınca hemen Sapık mısın diyorsun." Jungkook hızla hayır anlamında kafa salladı.

"Ne alakası var Taehyung!" Taehyung yavaşça küçüğünün dudaklarına yaklaştı. Nefesini kırmızı küçük dudaklara üflüyordu. İçi gıdıklanan Jungkook büyükçe yutkundu. Taehyung kendini biraz daha yaklaştırıp neredeyse değmek üzere olan dudaklara son kez baktı. "Dudaklarını öpmek istiyorum. Ama sen istemiyorsun diye öpmek istemiyorum. Bir gün izin verir misin? Seni öpmeme izin verir misin?" Dudakları hafifçe değiyordu. Jungkook temasla kalın dudakların sıcaklığını hissetti. Sürtünüp geçen dudaklara yapışmak istedi ama geri vazgeçti. 3 gündür tanıdığı insanı öpemezdi.

"Belki bir gün." Taehyung aldığı yarım yamalak izinle çocuk gibi seviniyordu. "Daha gelmedik mi?" Taehyung boğazını temizleyip küçüğünün saçlarını karıştırdı. "Varmak üzereyiz. 5 dakika sonra orada oluruz." Uzun süren sessizliğin ardından araba tekrar durmuştu. Jungkook arabadan inip kayalıklara doğru yürüdü. Güzel bir yer bulup oturdu. Etrafın manzarası nefes kesiyordu.

Taehyung yanına oturup kafasını küçük omuzlara yasladı. Jungkook'un bir elini alıp ellerinin arasına aldı. Küçük parmaklara tek tek ufak öpücükler bıraktı. Jungkook'un içi gıdıklanıyordu. Zayıf bir nefes alıp yutkunmuştu. "Beni kendi isteğiyle öpeceğin günü bekleyeceğim. Bu küçük bir öpücük bile olur. Senin tarafından sevilmek istiyorum. Beni sever misin?" Kalbinin hızlanmasını göz ardı edip elini büyük ellerden kurtardı.

Yavaşça yüzüne çıkardığı elleri Deltanın çenesinde durdu. Biraz eğilip Deltanın yanağına küçük bir öpücük bıraktı, ıslak dudakları geriye ıslak bir iz ve şaşkın bir Delta bırakmıştı. "Belki bir gün."