10. Kucağıma Gel

7.4K 471 30
                                    

Jungkook daha çok sızlanıp yatakta daha küçük hale gelmişti. Acıdan dolan gözlerine lanetler ediyordu, zayıf olduğu için kendine lanetler ediyordu. Taehyung yorganı biraz daha çekip ona bakmaya çalışıyordu. "Git başımdan." Jungkook kısık sesiyle konuşmuştu.

"Dur da sana yardım edeyim. İnadı bırak." Jungkook kafasını yorgandan çıkartıp kızarmış gözleriyle sinirle Deltaya bakıyordu. "Senin yardımını istemiyorum. Ölmemi istiyorsun zaten neden beni rahatlatmaya çalışıyorsun ki. Çek şu feremonlarını. Senden nefret ediyorum. Eve gitmek istiyorum." Jungkook acıyla inlemişti.

"Sana yardım etmek istemiyorum ama kurdum beni buna zorluyor. Benim bir suçum yok. Seni buraya getirmemi de kurdum söylemişti." Taehyung yorganı bırakmış yatağın kenarına oturmuştu. "Eve gitmek istiyorum. Öleceksemde senin yanında ölmek istemiyorum." Jungkook burada kalmamak için inat etmişti. İnat etme! Zaten abini kurtarmak için kendimizi öldürüyorduk. Deltanın bizi kurtaracağını bildiğim için buna izin vermiştim. Bırak ve bizi iyileşirtirsin. Senden çok bir şey istemiyorum. Beni dinle. Ben hep en iyisini bilirim.

Jungkook'un kurdu onun dediklerini yapmasını istiyordu. Yorganı bırakıp yatakta doğrulmuştu. "Gidemezsin. Eğer gidersen kurdum kendini öldürür. Sen ölürsen bende ölürüm." Jungkook acıyla gülümsemişti. "Vayy çok etkilendim köpecik. Ölürsem bu acıya dayanamayıp peşimden mi geleceksin! Bana bu kadar aşık olduğunu belli etmen çok hoşuma gidiyor." Delta da gülüyordu. Jungkook asla uslanmıyordu.

"Aynen öyle aşkından kendimi öldürmek istiyorum." Jungkook aniden yüzünü acıyla buruşturmuştu. Deltanın kucağına çık. Jungkook şaşkınlıkla gözlerini açmıştı. Orospu olduğunu biliyordum ama bu kadarını da tahmin etmiyordum. Jungkook kurduna dediği şeyleri yeni anlamıştı ama kurdu bunu dert etmiyordu. O da Jungkook gibiydi. Bu yüzden onun ne demek istediğini çok iyi anlıyordu.

"Kucağıma gel Vita." Jungkook gözlerini daha çok açmıştı çünkü bilmiyordu kurtların anlaşıp onları yakınlaştırma çabalarını. "Ne!? Sapık olduğunu biliyordum!" Jungkook hemen oyuncu rolünü alıp parmağını Deltaya doğrultmuştu. Taehyung artık daha fazla buna katlanamayacağını düşünüp tam ayağa kalkacakken Jungkook Taehyung'un kucağına oturmuştu.

Kollarını Deltanın boynuna dolayıp sıkıca ona yaslanmıştı. Kucağında biraz daha ileriye oturup Deltanın tam kasıklarına oturmuştu. Taehyung iradeli bir adamdı bu yüzden bundan etkilenmemişti. Tek kaşını kaldırıp Jungkook'a bakıyordu. "Sapık bir Deltanın kucağına mı oturdun sen?" Jungkook onaylayan bir mırıltı çıkarıp kafasını Deltanın boynuna gömmüştü.

Jungkook ses çıkarmıyordu çünkü kurdu onunla konuşmaya tenezzül etmese bile onun hep doğru kararları verdiğini bilirdi. "Dudaklarını mühür yerimden çek." Taehyung artık iradesini koruyamıyordu çünkü Jungkook dudaklarını Taehyung'un mühür yerine sürtüyordu. Islak olan dudaklar ve kucağında kendisine sürtünen beden yüzünden kasıkları sızlıyordu.

Jungkook dudaklarını daha çok bastırmıştı ve kafasını kokunun en yoğun olduğu mühür bölgesine daha çok gömmüştü.

Uzun bir süre geçmişti ve hava kararıyordu. Jungkook kucağında uyuya kalmıştı. Yavaşça tekrar uyanmaması için onu yatağa bırakmıştı ve yanına yatmıştı. Gözlerini kapatıp iyi bir uyku çekmeyi düşünüyordu.

Sabah üzerindeki ağırlık yüzünden uyanan Jungkook dün olan olayların bir rüya olmadığını fark etmişti. Üzerindeki beden ona güven veriyordu bu yüzden biraz daha o şekilde kalmışlardı. Taehyung yavaş yavaş uyanıyordu. Jungkook bunu fırsat bilip sanki yeni uyanmış gibi Taehyung'u yatakta itmeye çalışmıştı.

"Seni pis sapık! Sen beni nasıl yatağa atarsın?!" Taehyung yine sapık damgası yediği için sinirle konuşmuştu. "Dün bana sürtünürken iyiydi! O zaman Sapık kim söyle bakalım." Jungkook üstünde ona bakan bedene bakmıştı. Taehyung yatakta biraz doğrulmuştu ve tüm bendeni Jungkook'un bedenini kaplıyordu. "Beden dersinde iyiydin herhalde?" Taehyung sorduğu soru yüzünden şaşırmıştı.

"Neden fiziğim iyi diye mi?" Jungkook hafifçe başını sallayıp dudaklarını büzdü. "Hayır. 5 dakikadır üstümde plank duruşu yapıyorsun." Taehyung yaptığı hatanın farkına varıp hemen üstünden kalkmıştı. Yataktan çıkıp banyoya gitmişti. Jungkook ise dün geldiğinde bakmadığı odaya şimdi bakıyordu.

 Jungkook ise dün geldiğinde bakmadığı odaya şimdi bakıyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Siyahlarla bezeli odada pek fazla eşya yoktu. Onun odasına ise adım atacak yer yoktu çünkü her yer eşya doluydu. Pencereye doğru gidip perdeyi açmıştı. Duvarın olması gereken yerde tavandan yere kadar cam vardı ve bu Jungkook'un çok hoşuna gitmişti.

Dışarıya baktığı zaman etrafın orman olduğunu fark etmesi sadece bir saniyesini almıştı. Taehyung banyodan çıkıp dolaba gelmişti. Jungkook arkasını dönüp gardıroba bakmıştı. Bir çok elbise vardı. Jungkook utangaç bir şekilde başını eğip ayaklarına baktı.

"Şey... Delta bana da elbise verir misin?" Jungkook çok utanıyordu. Taehyung dolabı karıştırıp içinde bir eşofman ve bir tişört çıkarmıştı. Jungkook hızla alıp banyoya koşmuştu. Onu giyip dışarı çıkmıştı.

Taehyung dolapta bulduğu en küçük elbiseleri vermişti ama yine de Jungkook'un bedeni küçük olduğundan büyük gelmişti

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Taehyung dolapta bulduğu en küçük elbiseleri vermişti ama yine de Jungkook'un bedeni küçük olduğundan büyük gelmişti.

İkisi de hazır olduğu zaman evden çıkmışlardı. Arabaya yönelip ön koltuğa oturmuştu Jungkook. Yarım saatin ardından okulda olmuşlardı. Jungkook hızla arabadan inip karşıda durup yere bakan Seokjin'in üstüne koşmuştu.

Hızla üstüne atladığı beden yere düşmüştü ve küfür etmeye başlamıştı. "Kolumu kırdım aq. Sikecem ama seni. Sen kim oldu-! Gguk! Aşkım canım Vitam!" Seokjin hızla Jungkook'u kucaklayıp ağlamaya başlamıştı. Taehyung yerde yatan ikiliye yaklaşıp dik dik Seokjin'e bakmıştı.

"Aşkım?" Kaşını kaldırıp tehdit vari konuşmuştu.

I HATE YOU DELTA/OMEGAVERSE-TAEKOOKWhere stories live. Discover now