3. BÖLÜM

367 33 13
                                    


 Aradan 24 saat geçmişti ki Aysa dün bu mesaj olayını çoktan unutmuş hayatında hiç yapmayacağı şeyi yani temizlik yapıyordu. Elinde sihirli bez aklına gelen tüm şarkıları harmanlayıp,  karıştırıp söylüyordu. 

" Sen sırdaşım sen her yaşıım unutmaa beni unutama beni kız seni alan yaşadı dertlerini de boşadı Konyalıyam ezeldeen..." gibi karma çorman şarkıyı söyleyip aynı zamanda dans ediyordu.  Telefonuna gelen bildirimle bezi bir kenara bırakıp telefona koştu. Sude mesaj atmıştı.

Kuzenkanksım: Aysaaa harika haberim var sanaa

Harika ve haber kelimesini yan yana gören Aysa heyecanla cevap verdi.

Aysa: Ne! ne oldu?

Az  önce düzeltmiş olduğu yatağına yüz üstü uzanarak Sude'nin yazmasını bekledi. Ve tabi hemen beklenen mesaj geldi.

Kuzenkanksım: Hani dünkü yakışıklı aynı zamanda mal olan Cem vardı ya. İşte onun fakültesinde hatta aynı bölümde olan birini buldum. Ondan ders programlarını istedim o da attı ve  yarın bahar şenliği olduğunu, öğleden sonra hiç bir fakülte de zorunlu ders olmadığını söyledi. Ve bil bakalım ayağımıza gelen bu harika olayı nasıl değerlendireceğiz? 

bu mesajı okuduğunda Aysa, Sude'nin onu görmeyeceğini bildiği halde şeytani bir şekilde gülümsedi. Ardından o da cevap olarak, 

Aysa:  Tabii ki öğleden sonra dersi ekip oraya gideceğiz ve Cem'i bulduğumuz gibi ona tekme atıp kaçacağıız 


Kuzenkanksım: Dersi ekeceğimiz doğru ama tabii ki bacağına tekme atmayacağız. Çocuğun bacağını görmedin mi çok uzun. Bizi çabuk yakalar. Neyse boşverelim şimdi onun bacağının uzunluğunu. Yarın için hazır ol.  Ve hadi görüşürüz altıma sı*tım  sı*acam o derece zor durumdayım yani 


Deyip hemen çevrim dışı oldu. Aysa yarının vermiş olduğu heyecanla temizliği unuttu. Ona temizliğe başladığından beri göz kırpan kitaplığına yaklaştı. Ve dün yarım bırakmış olduğu kitabı eline alarak balkona çıktı ve kitabını okumaya başladı. Ancak bir süre sonra hemen evlerinin önüne gelen koca taşıma arabası durunca, içindeki eşyaları binanın içine taşıyanlar acayip gürültü yapmaya başlamışlardı. Aysa zaten dağınık olan dikkatiyle kitabı masanın üstüne bırakıp aşağıya baktı. Anlaşılan yeni komşuları bugün geliyordu. Uzun zamandan beri beklenen aile bunlar olmalıydı diye düşündü. 

Daha önce anne ve babası bu yeni gelen aile hakkında konuşmuşlardı . Onlarla eskiden komşularmış. Aile dostlarıymış. Sonra bir şeyler olmuş taşınmak zorunda kalmışlar. Şimdi ne olduysa tekrar buraya taşınmışlar.  Aysa daha da eğilerek yeni gelen komşularını görmeye çalıştı. Fakat içeri girip çıkan adamlar dışından kimseyi göremiyordu. Eski komşuları olduklarına göre evlerine kesin geleceğini düşünerek içeriye girdi.  Odasına tekrar gidince ne yapacağını bilmedi ve sıkılmaya başladı. Ardından Sude'ye mesaj attı.

Kuzenkanksım: Sudee canım çok sıkıldı yaa. Gel çekirdek kola  kapıp parka gidelim 


dedi ve giyinmeye başladı. Sude'nin de sıkıldığından emindi. Tamamen hazır olduğunda telefonunu alıp evden çıktı. Erdem önüne çıkmıştı. Erdem Aysa'nın saçını karıştırarak,

"Nereye böyle kısa prenses" dediğinde Aysa saçlarında dolanan eli yakaladığı gibi ısırdı.

"Bana bak ağabey. Bir daha bana böyle seslenirsen, Arda ve Sinan ağabeyime bir kız tarafından  red edildiğini ve tokat yediğini söylerim. Bir daha da mümkünatı yok onların dilinden kurtulamazsın"  dedi tehditkar bir şekilde. Erdem gülerek yine Aysa'nın saçlarını karıştırdı.

"Onlar bunu çoktan öğrendi cicim"

Aysa da aynı şekilde karşılık verdi. "Ben de malzeme çok cicim. O zaman Arda ağabeyime, geçen gün Erdem sifona basmayı unuttu annem de bunu görünce Erdem'in senin unuttuğunu söyleyerek  börekten eksik aldığını annemin bunun için onu cezalandırdığını söylerim. Söz konusu eksik börek olunca ağabeyim sana kim bilir neler yapar"  dedi. Erdem yüzünü ekşiterek,

"İyi be ne yapıyorsan yap. Sana bundan sonra etli ekmek de yok" dedi ve anahtarıyla bir süre kapıyla uğraştıktan sonra kapıyı açıp içeriye girdi. Aysa da az önce abisinin nasıl zort olduğunu düşününce keyfi yerine geldi. Hemen asansöre basıp içeriye girdi ve en üst kata bastı. Kapı açıldığında Sude'nin de yeni çıktığını gördü. Düğmeye uzunca basarak,

" Sudee çabuk gel kapıyı tutuyorum"  dedi. Sude de hemen koşarak asansöre bindi. Yıllarca görüşmemişler gibi uzunca birbirlerine sarıldılar. Asansörden çıktıkları zaman Aysa kartını evde unuttuğunu fark etti. Hemen gidip alacağını Sude'nin de burada kendisini beklemesini söyleyerek ikinci kez asansör düğmesine bastı ve yukarı çıktı. Kapının önüne geldiği zaman anahtarını da içeride unuttuğunu fark etti. Nasılsa Erdem evde diye fazla telaş etmeyip sakince kapıyı tıklattı. Ses çıkmayınca uzunca zili çaldı. Yine ses çıkmayınca hem zili hem kapıyı alacaklı gibi çalmaya başladı. Erdem kesin bunu bilerek yapıyor düşüncesiyle daha da  sinirlendi ve bu sefer komşuları rahatsız etmemeye çalışarak seslenmeye başladı. Erdem sanki bilerek yapıyormuş gibi yine hiç ses çıkarmadı. Bu sefer çığlık atar gibi seslenmeye başlayacağı sırada, arkasından kalın bir erkek sesinin kendi ismini söylediğini duyunca hemen arkasına döndü.

 



Selamlaar. Uzun bir süre bu kitaba uğramadığımın farkındayım ama dönüşüm inşALLAH efsane olarak devam edecek. Bir düzen oluşturmaya çalışacağım ve umarım tatil bitmeden bu kitabı bitirmeye çalışacağım. Yeni bölüm en kısa zamanda gelecektir. bir daha ki bölümde görüşmek dileğiyle Allah'a emanet olun 

1.53  SORUNSALI / TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin