06

640 52 34
                                    

~
Güzel bir kahvaltıdan sonra Jeongguk ile televizyon başına kurulmuştu.
Bugün Taehyung'un izin günüydü. En fazla iki ayda bir izni vardı ve bunu Jeongguk ile beraber geçirmekten zevk alıyordu.
Jeongguk'un açtığı çizgi film kanalıyla gülümsedi.
O gerçekten çok tatlı görünüyordu.
Kafasını onun dizlerine koyarak neşeli mırıltılar bıraktı.
Saçlarını okşamasını istediği için de Jeongguk'un elini saçlarına yerleştirdi.
İşte huzurdu buydu.
Jeongguk'unun dizlerinde, elleri saçında, kokusu ise burnundaydı.
Ah! Eskiden de hep böyle olduklarını hatırladı Taehyung.

Jeongguk, Taehyung'un üniversite vizelerinden sonra onunla olan film gecesi anılarını hatırlarken onun tek düşünebildiği "Ya saçlarını sert okşarsam ya da yanlış bir şey yaparsam? Ya-Ya ben çizgi film kanalı açtığım için artık sıkıldıysa? Benle arkadaş olmayı bırakırsa ne yaparım?"
Bu düşüncelerle elini aniden çekti.
"Taehyung. Dizlerimden kalk bacaklarım uyuştu." diyerek sert sesi ile konuştu.
Taehyung anlamazcasına kaşlarını çatıp hımladı ve kalktı yerinden.
Huzurunu bıraktı.
"Daha yeni yatmıştım." dedi çoçuk gibi çıkan sesiyle mızmızlandı yarı karışık şakayla.
"Bacaklarım uyuştu işte. Sana yalan mı söyleyeceğim?!"

Taehyung mutsuzlukla dudak büzdü. Sevdiklerinin ona sesini yükseltmesini hiç sevmiyordu. Bu yüzden gözleri dolarken konuştu. "Jungoo şakaydı yemin ederim. Bir daha sen istemezsen yatmam bile dizlerine tamam mı? Ama bana bağırma. Lütfen." diyerek söyledi cümlelerini minik minik gözyaşı akıtırken. Elini onun koluna koydu. Sarılacağı zaman Jeongguk'un çekilmesi ile boşluğa düşmüş gibi hissetti.
O her böyle yaptığında umutlanıyordu. İstemiyordu bunu.
Neden..? Neden kalbi olmayacak bir şey için heyecanla çırpınıp daha da kül oluyordu?
Bunu kendine yapmak istemiyordu.
O... O onun arkadaşıydı!
Arkadaşı...
"Yoruldum!" dedi bağırarak. Ve diz çöküp ellerini yüzüne bastırdı.
Normal de bu görüntüye karşı ona sıkıca sarılıp teselli olan Taehyung daha da hiddetle karşılık verdi.
"Asıl ben yoruldum. Jeongguk neden..? NEDEN BENDEN KAÇIYORSUN? SENİ ÇOK SEVİYORUM AMA SEN! TANRIM! PEKİ YA SEN!!? BEN... ben bunu kaldıramıyorum anlıyor musun? Durmadan beni terk edecekmiş gibi yapıyorsun. Ben bir gün seninle uyuduktan sonra diğer gün sabahı aceleyle yanımı kontrol edecek kadar korkar oldum. Bana bunu yapmaya hakkın var mı? Seni seviyorum. İstersen buna aşk de istersen kardeş sevgisi de ne halt dersen de! Ama seni sevdiğimi ve seni asla terk etmeyeceğimi bil. "uzun soluklu, kimi kısmında sesini yükselttiği kimi kısmında fısıltıdan farksız sesiyle konuşmasını bitirdi. Ve uzun uzun baktı yerde ağlayan gence. Koltuktan kalkıp onu kucağına çekerek yere oturdu." Ağlama Jeon. Yalvarırım ağlama. Böyle içimden bir şeyler kopuyor. Tamam bağır bana. Ama sen ağlama." diyerek Jeongguk'un başını boynundan çekip yüzünde ki gözyaşları silmeye çalışıyordu. Sonunda pes etti. Onun ağlaması bitene kadar boynunda kalmasına, ağlamasına, soluklanmasına izin verdi.
Sonunda Jeongguk başını kaldırıp uzun uzun yüzünü inceledi.
Ağladığından ikisininde gözleri kızarmış, şişmişti. Dudakları da ıssırılmaktan kızarıp şişmişti.
Ama kimin umurundaydı ki?
Bu yüzden Jeongguk alınlarını yaslayıp hala iç çekerken konuştu. "Taehyung... Seni seviyorum. Ama bu arkadaşça olan bir sevgi değil. Aşk manasında bir sevgi. Senin deyiminle en üst mertebe olan sevgi. Seni çok seviyorum. Bu... Bunun tek yönlü olması, sana ihanet ediyormuş gibi hissetmeme sebep oluyordu. Bu yüzden hep bir adım gerindeydim." Taehyung Jeongguk'un sözünü bitirmesi ile konuştu.
" Jeongguk. "sustu. İkiside gözlerine bakıyordu uzun uzun. Gerçekleri sanki gözleri söylebilirmiş gibi susuyorlardı.
" Taehyung. " diyerek fısıldadı Jeongguk'ta.

İkisi de nefeslerini tuttu.
Gözlerini kırpıştırdı ikiside. Ve derin bir nefes verip birbirlerinin nefeslerini yuttular.
Taehyung elleri arasına aldı güzel yüzü.
Ve bakışlarını ayırmadan kafa sallayıp söylediler." Seni seviyorum."
Gözlerine baktılar ikiside. Gözleri dolmuştu. Bu yüzden gözlerini kapattıp dudaklarını birleştirdiler.
İkisi de hep bu anı sonsuza kadar yaşamak istedi.
Gözlerinden yaşlar akarken tek düşünebildikleri huzurla, mutlulukla ve gerçek sevgiyle dolduklarıydı.

Hepte öyle kaldılar.
Onlar hep birbirlerinin yanında, bir adım gerisinde, bir adım ötesinde oldular.
Gerektikleri zaman birbirine yaslanmak için geri de, korumak için önde ve yan yana yürümek için beraber adım atıyorlardı. Beraber uyuyup, beraber çizgi film izlediler, kokularıyla huzur bulup her şeyle başa çıktılar.
Yine bazı günlerde Taehyung dosyalarını bilerek evde unutup onu şirkete getirip kameranın olmadığı yerlerde öptü veyahut bazı günler de ise beraber pasteneyi açıp kimi günlerde de evde pineklemişlerdi.
Ama hep beraberlerdi.
Beraber, mutlu, huzurlu ve gerçek sevgi içerisindelerdi.

~

İşte sonrasında ise birbirlerinden başka hiçkimseye ihtiyaç duymadılar.

Son.

Aslında daha uzun olacaktı. Lakin böyle gerekti... Bu yüzden saçma bulabilirsimiz ama mini fic gibi görün gerçekten özür dilerim. Özel bölümden nefret etsemde belki sonradan ekleyebilirim.
Sonradan eklemeli not: eğer bu fice devam etseydim bu kısımdan sonrasında Jeongguk güven sorunları yaşayarak ayrılacaktı ama içim ilk defa el vermedi ve birleştirdi cmsmcksk

 Sonradan eklemeli not: eğer bu fice devam etseydim bu kısımdan sonrasında Jeongguk güven sorunları yaşayarak ayrılacaktı ama içim ilk defa el vermedi ve birleştirdi cmsmcksk

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Çok tatlı adeta bu ficte ki gibiler 😭

Diğer ficlerimde görüşürüz. İyi günler dilerim ✨

Kendinize iyi bakın ♡

Platonic and true love Where stories live. Discover now