05

492 56 7
                                    

Bu fikir iki ficim içinde aklıma geldi bende ikisinde de yazayım dedim. Çünkü iki Taehyung'un da hislerini görmemiz gerek *-*

~

Taehyung hızla aldığı süt, çilek ve krema malzemelerini poşete koyup fişini alma zaferiyle marketten çıktı. Dik, klasik bu semtin sokakların yokuşlarını geçerek eve son bir sokak kala arkadaşıyla karşılaştı.
Arkadaşı onu nasıl olduğunu sorarken o yola bakıyor, Jungoo'sunun uyanıp uyanmadığını merak ediyordu.
Ardından hararetle bir şeyler anlatmaya başlayan kişinin sözünü kesti. Ve kolunu tuttu. "Saat kaç?"
Sözü kesilen genç kaşlarını çatıp, bu nazik arkadaşının ilk defa böyle bir şey yapması ile şaşırarak dudaklarını büzerek konuştu.
"Saat on. Taehyung her şey yolunda mı?"
Taehyung ise sadece "Saat on." kısmını duymuştu. Tavşan'ı uyanmıştı.
Heyecanla ve gerginlikle yerinde bir iki sallanmaya devam ederek ellerini gencin omzuna koydu. Ve hızla cümlelerini sıraladı." O uyandı. Bu yüzden hemen gitmem gerek. Sonra telafi ederim tamam mı? Gerçekten çok ama çok özür dilerim."
Gencin gülerek "İyi iyi! Git hadi Taehyung. Ama sonradan ne seni böyle telaşlandıran anlat bana."
"Tamam." diyerek elinde ki malzemeler ile koşarak eve yetişti.
"Çok acıkmış mıdır?" diye düşünerek kapıyı açtı. İçeride büyük bir heyecanla, ezbere olmasına rağmen hala aynı heyecanla, izleyen Tavşan'ını izledi bir süre.
Mutlulukla dişlerini alt dudağına geçirdi.
O çok sevimliydi.
Sessiz olmaya dikkat ederek anahtarı ve ceketini askılıkta bırakıp malzemeleri de tezgaha koyduktan sonra yavaş yavaş onun huzurlu anını bozmamak için yavaş yavaş kahvaltıyı hazırladı. Bir süre sonra kokuları fark edip mutfağa gelen kişinin bakışlarını üstünde hissedip ona döndü.
"Jeongguk. Günaydın Tavşan'ım."dedi neşeyle ve ona doğru ilerleyip sarıldı. Kokusu mükemmeldi.

Platonic and true love Where stories live. Discover now