#Aşk bir savaştı... Kalbi kin dolu bir kadın, ölümü göze alacak kadar intikam hırsı ile doluydu. Bazı insanlar nefes almayı hak etmiyorlardı. Onlar yaşarsa masum insanlar ölecekti. Ölmüştü de... Olivia Peterson sıradan bir İngiliz değildi. Davetlerde eş arayan bir asil hiç değildi. Çocuk doğurmak için bir erkeğin kölesi olamazdı. O tek bir adamı istiyordu. Onunla yaşamayı değil, gerekirse ölmeyi göze alacak kadar istiyordu. Nefes almasının, lanet olasıca hayatının tek sebebi o adamdı! Birgün ona kavuşacaktı. Dünya ikisi için küçüktü. Çok küçük... McGrey! O adamın canını istiyordu. Bedeninden kanının çekildiğini, son nefesini acı çekerek verdiğini görmeyi herşeyden çok istiyordu. Onu öldürmek için elbet fırsatı olacaktı! Kadınlar her zaman aynıydı. Bir kadınla yatağını ve zevklerini pek ala paylaşırdı. Onlar olmadan olmazdı. Ancak kalbini kimseye vermeye niyeti yoktu. O İskoçya'nın en azılı katili, en çok korkulan klan lideriydi. İngiliz köylerini yağmalarken, arkasında yaşayan tek bir canlı bırakmazdı. Kadınlar ve çocuklar dışında... Merhamet korkakların arkasına sığındığı en saçma duyguydu. Kalesine aldığı Hintli kölenin kendisine nasıl bir bela olduğunu tahmin etmemişti. Güzelliği, zekası ve cesareti ile bu kız aklını başından almaya niyetliydi. Kadınlar yatağına girmek için can atarken, bu kız kaçıyordu. Üstelik küstahtı. Kızın canını almaya gelen Azrail olduğunu bilmiyordu. Olivia Peterson, sinsi bir yılandan daha tehlikeli çok daha zehirliydi. Gizlendiği maskenin altında, asla başedemeyeceği bir savaşçı vardı. İkisi de bu kirli oyunun nasıl son bulacağını asla bilmiyordu.