Bir sonbahar akşamında evimin etrafını çevreleyen bembeyaz güllerin arasında tüm duygularımdan arınmaya çalışıyordum.Onun geldiğini anlamak zor değildi.Güllerin başını eğen sert bir rüzgar ve sonsuz bir mutsuzluk hissi... Ölümün efendisi tüm ihtişamıyla gelmişti. Güller beyazdan siyaha dönerek renk değiştirirken hava buz gibi olmuştu.Bıçak kadar keskin bir ses tonuyla, " gitme vaktin geldi " dedi. Bakışlarımı onun kapkara gözlerine dikerek " biliyorum " derken sesime yerleşen derin hüzne engel olamamıştım. " lütfen ona çok iyi bak " " merak etme bundan sonra o benim oğlum , tek mirasçım olarak yetişecek,bildiğim her şeyi öğreteceğim. Sana,bana ve en önemlisi TANRI 'ya yakışacak " Ezeziel son bir kez bahçede oturan oğluna baktıktan sonra kendini aşağıya dev bir düşüşe bıraktı.Arkasından duyduğu kelimeler daha çok acı çekmesine neden olmuştu. " benden daha iyi bir AZRAİL olacak ... " Zifiri karanlıkta yumuşak bir toprağa ayak basana dek kulaklarında bu cümle yankılanmıştı. Hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacaktı...
20 parts