İçimdeki sonsuz boşluk beni ağlamam için zorlasa da artık kalmayan gözyaşlarım karşı çıkıyordu. Kendimi ağlıyor gibi hissediyordum ama dışarıdan hiçbir şey yoktu. Çektiğim acı çok derindi ama dışarıdan hiçbir şey gözükmüyordu. Dışarıdan hiçbir şeydim. Her zaman istediğim gibi. Şimdi artık zamanı gelmişti. Bu hiçliğin bir noktasını koymalıydım. Şuan bir amacım vardı ve bir işi bitiriyordum. Kendim, kimse olmadan. Yerdeki parça camlardan birini alarak bileğime olabildiğince sert bastırarak sürttüm, anında akmaya başlayan kan ilk önce beni korkutsa da durmadım ve öbür bileğime de aynısını yaptım. Sonra biraz gerisine bir daha ve ardından bir kez daha yaptım. Elimde bastıracak gücü bulamayıncaya kadar devam ettim. Ama bu uzun bir süreç değildi. Yerde yayılan kan sonumun ne kadar yaklaştığının habercisiydi. Başım çoktan dönmeye, gözlerim karamaya başlamıştı. Kimse tarafından duyulmayan çığlıklarım artık karanlıkta şekil buluyordu. Ait olduğum karanlığa doğru çekiliyordum. ***UYARI: VÜCUDA ZARAR VERİLEN YERLER İÇERİR. ETKİLENENLER İÇİN HATIRLATMA.