karşılaştığı pembe hırkalı kız aklından bir türlü çıkmıyordu bir anda kendisine ne olduğunu anlayamamıştı bunun adı aşkmıydı? Kayla~Giray Alıntı; Giray'dan Mertle hergün basketbol oynağımız sahada buluşmak için anlaşmıştık. Mahallenin ara sokağından sahaya doğru yürürken telefonumu çıkardım. Tam mertin attığı mesaja bakacağım sırada bana çarpan biri ile telefonu gözümün önünden çektim. Başı göğsüme kadar gelen kişiye baktım başını kaldırıp yüzüme baktığında nutkum tutuldu adeta. Pembe hırkanın içinde kaybolmuşcasına minik duran kıza baktım. Parlayan gözlerine baktım. Adete 'ben bu dünyanın en güzel gözleriyim' diye bağırıyordu. "kusura bakmayın benim hatam" sesinin de gözlerinden kalır yanı yoktu. Büyülenmiş gibiydim. "s-sorun değil" dedim kekeliyerek kız buna fazla aldırış etmeden bana iyi günler dileyip yanımdan gitti. Arkasından baktığımda fırına girdiğini gördüm. Kasanın yanında adamla konuşuyordu. Bir anda güldüğünde yüzünün masumluğuna ve güzelliğine baktım. O nasıl bir gülüştü bana öyle gülse şuan erimiştim her halde. Giray kendine gel. Telefonumun melodisi ile gözlerimi kızdan ayırıp arayana baktım. Mert arıyordu. Telefonu açıp kulağıma getirdim. "lan oğlum yarım saattir napıyorsun sokağın ortasında gelsene" dediğinde sokağın sonundaki sahaya baktım. Mert eliyle gel işareti yapıyordu. "geliyorum bekle" diyip telefonu kapattım. Gözüm tekrar arkama kaydığında minik kızın çıktığını gördüm. Elim ayağıma dolaşmış bir şekilde önüme dönüp hızla sahaya doğru yürüdüm. "nerede kaldın oğlum ya" "geldim işte hadi oynayalım" "tamam bekle topu yanlışıkla yan evin bahçesine attım onu alıp geleyim" "oradan beni izleyeceğine alsaydın ya" "tamam az bekle geliyorum" diyip gitti. Aklıma yine o kız geldi. Bana ne olmuştu. birden bire