Zamanın pençesinde asılı kalan ruhlardık biz, ne yöne gideceğimiz ne yapacağımızı bilmezdik. Hükümetler bir oyun başlattı, şah hayalleri, vezir kendileri, kale şehirleri, at sahip oldukları güç, fil askerleri, piyon ise rahatlıkla harcayabildikleri kurbanları oldu. Oyunun çarkını kırabilecek biri çıkabilecek miydi, belki çıkardı...