Koştukça ciğerlerim daha da çok sızlarken arkamdan bir el silah sesi duydum ve sonrasında Poyraz'ın kükremesini "Olduğun yerde kal Alya " dizlerim gücünü kaybedip yere düşerken hıçkırıklarım dudaklarımın içinde acı bir tat bırakarak dışarı çıktı.Göz yaşlarım ile önümü göremez haldeyken o sıcak ve sert beden yine beni sarmaları. Konuşucakken dudaklarımın titremesi ile susup keskin bir soluğu ciğerlerime gönderdim."Ben..." hıçkırıklarım yerini iç çekişlere bırakıncaya kadar susmaya karar verdim. Etrafımdaki sıcak bedene biraz daha sokulunca ellerini kaldırıp gözyaşlarımı sildi. Kafamı kaldırıp gözlerine bakınca dudaklarının bu kadar olması gülümsememe neden oldu. Çünkü ayaktayken hiç bir zaman ona bu kadar yakın olamazdım. Konuşacak gücü kendinde bulunca "Ben satılacak kadar değersiz değilim, olmamalıyım." Poyraz'ın sinirlenince beliren damarı yine kendini belli ederken "Sen satın alınamayacak kadar değerlisin meleğim. " dedi ve sıcak dudakları beni kendine hapsetti.