"Dolunay çembere döndüğünde,
Geçmişle gelecek el sıkıştığında,
Önceden bedeli ödenmiş kan alındığında,
Yıkılacak, kadim büyülerle örülmüş duvarım."
Binlerce yıl önceden gelen, anlamlandırılamamış bir kehanet;
Hiç umulmadık bir anda gözlerini kaybetmiş iki çocuk;
Ezele ve ebede hükmedebilen iki kutsal güç.
Geçmişi ve geleceği, tam anlamıyla körermiş gözlerinizle görebilir misiniz?
Peki ya dünyadan önceki zamanı, ya da dünyadan sonrasını?
Dünyada yalnız olmadığımız gerçeğine, başka bir gezegende, başka insanların olduğu gerçeğini de katabilir misiniz?
Kadim Defter'de yazanı, Büyüsüz aklınızla okuyabilir misiniz?
Dünya için, Araf için; kanınızı, gözünüzü bile kırpmadan verebilir misiniz?
Ölümle yaşam arasında, dünyada yaşayanların araf olarak bildiği bir yerde, binlerce yıl önce kadim bir büyü yapıldı. Kadim Defter'e yazılan dua karşılık bulduğunda, Araf ile Dünya, kadim bir duvarla birbirinden ayrıldı. Araf'tan küçük bir azınlık, dünyaya taşındı ve biz şimdi belki de onların torunlarıyız.
Peki ya içimizden iki kişi, damarlarında soylu bir kan taşıyorsa?
Gerçek anne babamız, aslında gerçek anne babamız değilse?
Onlarca sorunun cevabı, hikâyemizde saklı.
Büyünün dünyaya nasıl geldiği, neden bu kadar körerdiği, ve daha onlarca sorunun cevabı, bu kitabın sayfalarında sizleri bekliyor.
"Ağzımızdan boş bir ânımızda çıkan bir söz, belki de bir başkasının kehanetidir."
Bora FIRLANGEÇAll Rights Reserved