Kayboldum, kayıp bir çocuğum ben. Neverland'liyim, genellikle Peter Pan ile takılırım. Biliyor musun, Peter Pan'a saçlarını sarıya boyatmasını söyledim. Jack Frost'a benziyor artık. Sen de hep Jack Frost'a benzerdin, tek farkındı o hiç olmayan soğukluğun. Jack Frost kışı getirirdi her zaman, korkuturdu çocukları. Sen...
Beyaz ayakkabılarına kumlar dolmaya devam edince terliklerimi çıkarıp önüne attım. ''Bunları giy.'' Yine kocaman, ceylan gözleriyle bana baktı şaşkın şaşkın. ''Sen ne olacaksın?'' dedi bana. ''Hiç mi kumda yalın ayak yürüyeni görmedin?'' ''Ayakların yanar.'' Güldüm. ''Denize koşarız.'' Daha da ısrar etmedi. Ayakka...
"Hey Yoongi, Sonbahar bitti." to; yoonminsshi (a birthday present) "13.01.2018"
İnsan pek çok şeydir ancak mantıklı değildir. İşte, tam da bu yüzden; tetik çekmek için bir parmaktan fazlası gerekir.
SugaFan: Hyung, Hyung, Hyung~ Swag S: Sen kimsin Velet? SugaFan: Sapığın :)):)) @parluckzeka'ya ithaf edilmiştir.
Senin için birini öldürseydim, beni daha çok sever miydin?
'Little Boy' lakaplı bomba yüklü uçak, hiç de ismi kadar küçük ve masum değildi. « 5000 kelime. » ︱İlk ve son kez: 15.09.2017 ︱
27 Haziran 1993 Gözlerimi açtım ancak gördüğüm şey bekliyor olduğum gibi lacivert gökyüzü değildi. Sağ elinde mavi şemsiyeli bir bardak tutan, dudaklarının kenarı hafif yukarı kıvrılı okyanus kokulu bedendi. Daha sonra bana o güzel gülümsemeye sahip dudaklar arasından konuştu. "Hey, Malibu." [one shot | yoonkook]
Yanıyordu; bacaklarım, gözlerim, kurumuş boğazım, açlıkla titreyen ellerim, özgürlüğün tadını özleyen dudaklarım; en çok da onsuzluğa alışamayacağını çok iyi bilen kalbim, yanıyordu. Ve ilk kelimeyi okur okumaz, firar etti hıçkırıklarım. Jungkook'um yazıyordu, benim Jungkook'um. Seninim demek istedim o an, lakin diyem...
