Psychopath+Angel (JARLEY)

By HarleyXxXQuinn

22.1K 1.4K 10.2K

Delilerin delisi, psikopatların kralı... Gotham'ın Palyaço Katili.. Tamamen psikologların ''Umutsuz Vaka'' ol... More

1- Tanışma
2- İlk Öpücük
-3 Kaçış ve Yakalanış
-4 Ceket ve Aşk Mevzuları
-5 Kaçış!
-6 J'nin Elektro Şoku
-7 Asit Tankları ve Öpücük
-8 ''Seni delirteceğim.''
-9 Delirtme Operasyonu Başarılı
-10 Temizlikçi
-11 Harley'in İstekleri
12- Dönüm Noktası
13-Tatlı Küçük Psikopat
14- Çalışma Odası
-15 Şimdilik
16- ''Beni asla sevmeyeceğine söz ver.''
17- Nefret
-18 Geçmişin Hatırası
19- Yeşil Ateş
20- İntiharımsı
21- Fotoğraf
22- Zorunlu Davet
-23 Yeni Oyuncak, Şişeyi Tekmeledi
-24 İlaç
-25 Gökyüzüne Doğru Gözyaşı
-26 Siyah Araç
-27 Gerçekten Sevmek
-28 İyilerin Cinayet Planı
-29 Telefon
30- 13 Metre
-31 Yeraltı Kaynağı
-32 Alexis
-33 Sahte Haber
-34 Gazete
-35 Yeşil'in Nefreti
-36 Dürüstlük Timsalinin Başlangıcı
-37 Hançer
-38 Uykuda İhanet
-39 Acı
-40 "Bay J. seni bekliyor."
-41 Aşk Ruleti
-42 Verilmiş Sözler
-44 Yakalayabildin mi?
-45 Kanca
-46 "Beni tanıştığımız geceye geri götür."

-43 Kader

348 19 333
By HarleyXxXQuinn

Oswald'ın Ağzından

O tanıdık sesi işitmişti kulaklarım. "Ne çabuk unuttun attığın kazığı." Gözlerimi dikiz aynasına götürdüğümde arka koltuktan başıma silah dayayanın Punchline olduğunu görmüştüm. Bir gözü artık işlevini yitirmiş olacak ki siyah bantla kapalıydı... onun ölmüş olduğunu sanıyordum... Sırıtarak aynı şekilde dikiz aynasından benim gözlerimi yakalamıştı.

"En son nerede kalmıştık?" diye sormuştu. Titreyen sesimle beraber zorlukla yutkunarak terleyen avuç içlerimi pantolonuma bastırıyordum. "Bak... b-ben olanlar için üzgünüm tamam mı?" diyebilmiştim. Ne diyebileceğimi ve daha doğrusu kendimi nasıl aklayabileceğimi bilmiyordum. Punchline bu kez beni gerçekten öldürecekti. Bir an için silahımla onu vurmayı düşünmüştüm ama ben bunu yapana kadar o beni çoktan öldürürdü. Söylediğim sanırım onu sinirlendirmişti, oysa niyetim asla bu değildi.

Yanlış bir şey yapmıştım anladığım kadarıyla. Düzeltmek için hiçbir şansım yoktu. "Üzgün müsün?!" diye bağırmıştı. Titreyerek gözlerimi kapatmıştım. Elinde silah olan birisinin bu denli öfke dolu olmasının sonuçları hep o silahın ateşlenmesiyle doğardı... ve ben çok yanılmıştım çünkü sandığımın aksine beni öldürmek isteyen Joker değilmiş, Punchline'mış. Anlamadığım şey ise onun bu kadar büyük bir grubu nereden bulduğuydu. "Sana bir şey söyleyeyim mi?" demişti biraz daha sakin bir tonla.

Sessizliğimi koruyarak söyleyeceği şeyi beklemiştim. Silahın namlusunu şakağıma biraz daha fazla bastırarak sırıtmaya başladı ve şunları söyledi; "Ben hiç üzgün değilim." Bunun ardından duyduğum son ses kulağımın dibinde ateşlenen silahın sesiydi...

Joker'in Ağzından

Son cümlesinin ardından kapanan gözleriyle bacaklarımın beni taşımakta zorlandığını hissetmiştim. Belki de ben vurulmuş olsam bu kadar acımazdı... Acı hiç bu kadar derinlerden sarmamıştı bedenim ve ruhumu. Ben ilk kez aşık olmuştum... kaybetmek üzere. Dolu gözlerimle birlikte duvardan farksız, düz bir ifadeyle duran yüze baktım. Çok güzeldi... Benim gibi bir akıl hastası ile hayatını harcamayı seçmese başarılı bir psikolog olacak kadar zeki, normal bir adamla mutlu bir evlilik yapabilecek kadar güzel, doğacak küçük bebeklerine bakacak merhametli ve fedakar... Ama o tüm bunları elinin tersiyle itmişti. Bana gelmişti.

"Ağla. Bizi başka hiçbir şey kurtaramaz." demişti Yeşil. O an dişlerimi sıkmayı bıraktım ve pişmanlıkla acının harmanlandığı o haykırışı dudaklarımın arasından dışarı bırakırken dizlerimin üzerine çöktüm. Harley'i hala kucağımda tutuyordum... bırakmayacaktım. Kollarımın arasından kayıp gidiyordu ve ben tutamıyordum. Oysa daha yapılacak çok şey yok muydu? Gözlerimden yaşlar akıyordu. Korkmadan, utanmadan... ben ağlamaktan korkmuyordum.

Hayat boyu attığım kahkahaların bedeli bu mu olmalıydı? İyi bir adam olmamıştım ancak dünya herkese eşit davranmıyordu. Bu kez... sadece bir seferliğine bana şans tanısaydı, Harley şimdi kucağımda ölü olmasaydı belki daha kibar bir adam olmayı deneyebilirdim. En azından Harley'in kalbini tekrar tekrar kırmazdım. Gözlerim onun yüzünde gezerken soğuk rüzgar bedenime çarpıyordu. Harley'in daha fazla üşüyeceğini düşünerek biraz daha sıkı sarmıştım onu. Göz yaşlarım çenemde biriktikçe onun üzerine damlıyordu.

Bir elimle onun yanağını okşamıştım nazikçe... soğuyordu yavaş yavaş. "Gidiyor musun cesur kızım?" diye fısıldamıştım yalnızca onun duyabileceği şekilde. Dudaklarımı alnına bastırdım ve gözlerimi kapattım. Kokusu hala buradaydı... "Hayır, hayır, hayır... gitme. Bu kez olmaz, şimdi değil Harley." demiştim. Bu kez değildi... onu gerçekten isterken kaybediyordum. Sarsıyordum onu biraz ama uyanmıyordu, gözleri açılmıyordu. "Gözlerini aç artık!" diyerek bağırmıştım.

"Bağır..." demişti Yeşil bu sefer de. O da acı çekiyor gibiydi... ama neden? Sevinmesi gerektiğini düşünüyordum. Üzerime bulaşan kanları görüyordum. Harley'i kaç kere vurmuştu? Kaç yarası vardı kucağımdaki kızın? Hiçbirini bilmiyordum... Harley'in saçlarını okşarken şunu mırıldanmıştım; "Babacığın seni hayatının sonuna kadar bırakmayacak."

Jerome'un Ağzından

Görüş açım bulanıklıktan çıkarken gördüğüm şey Harley'di... Joker'i değil Harley'i vurmuştum. İstemeden. Ellerim titrerken doğrultmuş olduğum silahı yere attım istemsizce, kendiliğinden olmuştu. Sanki o silahı elimden bırakırsam ben vurmuş olmayacakmışım gibi hissediyordum. Bu Joker'in bir oyunuydu, öyle değil mi?

Ama... Joker karşımda dizlerinin üzerine çökmüştü ve ağlıyordu... O ağlayabiliyor muydu? Kucağındaki Harley için ağlıyordu. Anlamadığım, anlam veremediğim çok şey vardı ancak Joker'in haykırışları dışında tek duyabildiğim kalbimin hızla çarpışıydı. En son annemi öldürdüğümde böyle hissetmiştim. Bir pişmanlık gibi... ama değil gibi de. Garip bir his.

Harley neden Joker'i kurtarmıştı? Beni istemiyor muydu? Joker'den kurtulmak işimize gelir sanmıştım... yanılmıştım demek ki. Harley'in istediği bu değilmiş. Belki de son anda fikir değiştirmişti. Ama ben onu asla isteyerek öldürmemiştim, bunu hiçbir zaman için isteyerek yapmamıştım. Aksine onu kurtarmak için gelmiştim. Böyle olacağını bilemezdim! Merak ettiğim asıl şey, Harley'in Joker'e hala aşık olup olmadığıydı. Sanırım aşıktı. Joker haklı çıkmıştı... Harley hep ona aşıktı, bana değildi. Ben sadece Joker'in yokluğunda uğradığı limanlardan birisi olmuştum. Bu adil değildi... O beni sevmese bile ben onu sevmiştim, sanırım hala bunu yapmaya devam ediyordum. Her ne kadar Harley benim yüzümden vurulsa bile, onu ben vurmuş olsam bile.

"İsteyerek yapmadım..." diye mırıldanabilmiştim ama Joker'in duyduğundan emin değildim. Kendi sesimi, ben zor duymuştum. Harley'in sonu ile tescillenmişti en başından beri bu işleri doğru bildiğim. Seven sevdiğinin canını yakardı... bu hep böyleydi. Evet, istediğimi yapmıştım. Harley'i Joker'den ve hastalıklı tüm her şeyden kurtarmıştım, onu öldürerek. Tıpkı annemde olduğu gibi. Onu da annem gibi unutamayacaktım. Yinede düşünmeden edemiyordum... Harley'in bana olan bakışları hiçte sahte gibi değildi. Her şey Joker'i görünceye kadar sürmek zorunda mıydı?

Birden bire o gün Harley'in o bara hiç gitmemiş olmasını dilerken bulmuştum kendimi. Joker ile karşılaşmış olmasa şuan bu durumun içinde olmayacaktık. Kader? Sanırım kader bu. Biz sadece oyuncularız. Üstelik bu benim ilk kez omuzlarıma aldığım bir yük değil. İlk kez sevdiğim birini öldürmüyorum ya? O kadar da alışılmadık bir his değil...

O an benim bahçeye girerken araba ile üzerinden geçtiğim, kırdığım kapının oradan bir ses duymuştum. Birisi adımı söylemişti. Arkamı dönmeyi becerememiştim buna rağmen. Tek hareketim titremekti. Ama ses bir yabancıya ait değildi.

Ivy'nin Ağzından

Ben evin içinde Harley'in yada Harleen, her neyse onun eşyalarını kırarken kapının sesini duymuştum. Dürüst olmak gerekirse bunun Jerome olmasını dilediğimden kapıya koşmuş ve hızla açmıştım ama beklediğim gibi bir sonuç elde edememiştim. Karşımda duran kişi Batman'di. Her zamanki sert, ciddi ve güçlü duruşu ile buradaydı. "Beraber gideceğiz." demişti. Anlaşılan Jerome'un yerini çoktan bulmuştu. Soruları yolda sormaya karar vererek telefonumu aldım ve evden çıkıp kapıyı kapattım.

Zaten bu eve bir daha dönmeyecektik. Artık ne Harleen, ne Harley, ne Joker... hiçbiri hayatımızda olmayacaktı. Jerome'un görüp duyabileceği tek kişi olmak için can atıyordum. Heyecanım yüzümdeki geniş gülümsemeden belli olurken Batman'in aracına binmiştim. Pekte konforluydu... tabii iyi bir adam olursan devlet sana çok olanak sağlıyordu. Arkama yaslanıp bunun tadını çıkarmaya başlamıştım. O anda Batman hızla sürmeye başlamıştı. Anlaşılan o da benim kadar aceleciydi, bizi bir an önce Arkham'a tıkmak istiyordu. Kara Şövalye'nin de bizden kurtulacağı bir gün gelecekmiş demek ki ve o gün bu günmüş. Her ne kadar bu biraz teslimiyet olsa bile yaşanılan her şey destansıydı.

Bizi Gotham unutmayacaktı... belki de tüm dünya unutmayacaktı. Azılı katiller, akıl hastaları olarak yüzyıllar sonra bile hatırlanacaktık. O rutubetli duvarlara sahip akıl hastanesinin içinde ölmüş olduğumuz gün haberlerde herkese bilgi verilecekti... bizden tamamiyle kurtulabildiklerine dair haberler. Bunlar umurumda değildi. Jerome ile olmak bana bir ömür yetecekti. Ona Harley'i gerçekten unutturacaktım. "Jerome nerede?" diye sormuştum.

Batman bana bakmak yerine yola bakmaya devam ederken "Joker'in yanında." demişti. O an daha fazla acele etmemiz gerektiğini düşünmeye başlamıştım. Biz gidinceye dek Joker Jerome'a bir şey yaparsa Harley'in ölüsünü onun yanında bırakırdım! Sevdiğim bir kişiyi daha kaybetmeye gücüm yoktu.

"Daha hızlı gitmiyor mu bu şey?!" diye çıkışmıştım Batman'e ilerleyen zamanlarda. O benim bu acelemi ciddiye almadan kendi istediği şekilde devam ediyordu ve ona bir yumruk atma isteğimi arttırıyor olsa bile kendimi tutabiliyordum. Bunu da sadece Jerome için yapıyordum. Derin bir nefes almış ve yolun geri kalanında sessiz olarak beklemeye başlamıştım.

Görkemli malikaneye geldiğimizde çoktan kırılmış olan kapı sayesinde rahatlıkla bahçeye girebilmiştik ve gözüme ilk çarpan şey bize sırtı dönük şekilde ayakta duran Jerome olmuştu. Çalıntı olan arabamız da buradaydı. Kulağıma haykırış sesine benzer şeyler dolarken hızlıca arabadan indim ve Jerome'un yanına doğru koştum. Hava bir hayli soğuktu ve sert rüzgarlar esiyordu.

Jerome'un yanına varmayı başardığımda kolunu tutmamla gözüme çarpan şey Jerome'un önünde, daha ilerisinde duran Joker ve Harley olmuştu. Adımlarım son bulurken gözlerim kocaman açılmıştı. Harley'in vücudu kan içinde kalmıştı... ve Joker ağlıyordu. Gözlerimi o ikisinin üzerinden alamazken ne yapacağımı bilememiştim. Tüm bunlar nasıl olmuştu? Harley intihar mı etmişti? Yerde duran silaha baktım... vurulmuştu. Başımı Jerome'a çevirirken onun Joker'in aksine ağlamadığını görmüştüm.

"Bu-burada ne oldu?" diye sormuştum. Jerome yüzüme bile bakmadan sadece sorumu cevaplamıştı. "Harley'i öldürdüm." demişti. Bunu Jerome mu yapmıştı?! Harley'i? Sevdiğini söylediği kızı kanlar içinde bırakan o muydu?! Yavaşça onun kolunu bırakırken yeniden Joker'e bakmıştım. O asla ağlamazdı. Karşımda duran kişinin gerçekten Joker olup olmadığını anlayamıyordum bile. Tüm bunlar... tüm bunlar saçmalık gibi geliyordu ve başımı ağrıtıyordu.

Birden yan tarafımda duran siyah kıyafetleriyle Batman'i farketmiştim. O da araçtan inip yanımıza gelmişti. Bakışlarım onu bulmuşken onun da şok olmuş gibi baktığını görebilmiştim. Karşısında duran manzaraya inanamıyor gibiydi. Ölü bir Harley ve arkasında bıraktığı ağlayan bir Joker. "Joker?" diyebilmişti sadece Batman. Düşmanını bu durumda görmeye alışkın değildi tabii, bir ilke imza atılıyordu. "Ağlıyor." demişti ardından da. Göğsüme çöken o kötü arkadaş olduğum gerçeği yüzünden derin bir nefes alırken bakışlarımı gökyüzündeki kara bulutlara çıkarmıştım. Joker ile anlaşma yapmamış olsaydım bunlar asla gerçekleşmezdi muhtemelen.

Harley'in yüzüne bakmıştım çekingen gözlerle. Hoş, o artık ona nasıl baktığımı yada başka herhangi bir şeyi göremeyecekti ancak ben bakışlarımın çekingen olmasını engelleyemiyordum. Ona karşı mahçuptum belki de... olmaması gereken bir çok şey yapmıştım son zamanlarda ancak pişman değildim ve bunun için kimseden özür dilemeyecektim. Ölmüş olan Harley'in, arkadaşımın ölüsünden bile. Joker için ölmek onun tercihiydi... bunları beni Joker'e yalan söylediğim için azarlamadan önce düşünmeliydi. Harley bu hikayede en az benim kadar hatalı olan taraftaydı.

Joker'in henüz hiçbirimizin farkında bile olmadığını düşünüyordum. O sırada Batman'in yerdeki silahı sakince aldığını farketmiştim. "Harley'i hastaneye götürmeliyiz." demiş ve silahı kontrol etmişti. Silahta bir tane bile mermi yoktu. Jerome'a bakmıştı. "Kimin bu silah?" diye sormuştu. Benim beklediğim şey Jerome'un cevap vermemesi iken o oldukça düz bir ses ile "Benim." demişti. Bunu niye yapıyordu? "Bir şarjör mermiyi kızın üzerine mi boşalttın yani?!" diye bağırmıştı Batman.

Jerome ise sadece başını sallamıştı onaylamak için. Bir şarjör mü? Harley artık asla yaşayamazdı... o ölmüştü. Onu bir yandan özleyecektim, her şeye rağmen. Birlikte geçirdiğimiz çok zaman olmuştu. Ancak onun ölümünü değiştirmek benim elimde değildi. Bu yolu kendisi seçmişti. Ona söylemiştim; Joker'i sevmemeliydi.

Joker'in haykırışlarının kesildiğini farketmemle gerçekten korkutucu bir şekilde bize baktığını görmüştüm. Hepimize tek tek göz gezdirmişti. Ardından gözlerini kapatıp hırslı bir hırıltı ile ayağa kalktı. Kucağındaki Harley'i tutmaya devam ediyordu, bırakmamıştı. "Hepinizden intikamımı alacağım." demişti. Nefreti sesine yansıyordu. Onun Harley'e gerçekten aşık olduğunu nereden bilebilirdim ki? Bunu asla belli etmemişti.

Joker bize arkasını dönmüş ve hiçbir şey yapmadan kucağındaki Harley ile beraber malikanenin içine girmişti. Kapıyı da ardından kapatmıştı. Şuan olanlar ne anlama geliyordu, bundan sonrasında ne olacaktı? Bunların hepsi bir muamma olarak kalırken Jerome'un çalıntı olan arabaya gittiğini görmüştüm. Batman onu yakalayıp ellerini arkadan hızlıca kelepçelemişti. "Arkham'a gidiyorsun... senin için en iyisi bu, emin ol. Artık başka bir yerde hayatta kalman mümkün değil." demişti Jerome'a. Oldukça da haklıydı. Joker onu asla yaşatmazdı ve tabii beni de. Ardından benim de ellerimi kelepçelemişti. "Selina'ya olanlardan sonra bir arkadaşın daha öldü, Ivy. Bir düşünsene... neden hep senin arkadaşların? Belki de sorun sendedir." demişti Batman. Bu sözleri beni derin düşüncelere iterken Jerome ile ikimizi çoktan kendi aracına bindirmişti bile. Bahçeden çıkacağımız an hem Batman'in telefonuna hem de benim telefonuma aynı anda mesaj gelmişti ve bu ikimizin de aynı anda birbirine dönüp bakmasına sebep olmuştu. Bu bir tesadüf müydü?

Continue Reading

You'll Also Like

388K 35.6K 32
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...
32.2K 3.2K 105
+18 sahneler mevcuttur' Havalı parti kızı Clarke Griffin ve sade hayatın seçimini yapan Lexa Woods'un nefretle başlayan bir aşk hikayesi.. Büyük aşk...
12.1M 588K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...
225K 9.4K 38
ʜᴇʀ şᴇʏ ꜱᴀʟᴀᴋ ᴋᴀʀᴅᴇşɪᴍɪɴ ʏᴀʟᴀɴıʏʟᴀ ʙᴀşʟᴀᴅı... ꜱɪᴢ: ᴅᴇʟɪᴋᴀɴʟıʏꜱᴀɴ ᴋᴏɴᴜᴍ ᴀᴛᴀʀꜱıɴ!