GÖKKUŞAĞI

By kmsrl78

635K 35K 4.9K

Romantizm #1 Mizah#5 ~~~ Adamı süzmeyi bırakıp"Buyrun ne istemiştiniz.?"dedim. " Aslında yağmurdan korunmak... More

🌈1 /G ⭐
🌈2/G⭐
🌈3/G⭐
🌈4/G⭐
🌈5/G⭐
🌈 6/G ⭐
🌈7/G ⭐
🌈 8/G ⭐
🌈9/G ⭐
🌈 10/G ⭐
🌈 11/G ⭐
🌈 12/G ⭐
🌈 13/G ⭐
🌈 14/G ⭐
🌈 15/G ⭐
🌈 16/G ⭐
🌈 17/G⭐
🌈 18/G⭐
🌈 19/G ⭐
🌈 G/20⭐
🌈G /21⭐
🌈 G /22⭐
🌈 G/23⭐
🌈 G/24⭐
🌈 G /25⭐
🌈 G /26⭐
🌈 G /27⭐
🌈 G/28⭐
🌈 G /29⭐
🌈 G /30⭐
🌈 G/31⭐
🌈 G /32⭐
🌈 G /33⭐
🌈 34/G ⭐
🌈 35/G ⭐
🌈 G /36⭐
🌈 37/G ⭐
🌈 38/G ⭐
🌈 39/G ⭐
🌈41/G ⭐
🌈42/G⭐
🌈43/G⭐
🌈44/G⭐
🌈45/G⭐
🌈46/G⭐
🌈47/G⭐
🌈48/G⭐
🌈49/G⭐
🌈 50/G⭐
🌈51/G⭐
🌈52/G⭐
🌈53/G⭐
🌈54/G⭐
🌈55/G⭐
🌈56/G⭐
🌈57/G⭐
🌈58/G⭐
🌈59/G⭐
🌈60/G⭐
🌈61/G⭐
🌈62/G⭐
🌈63/G⭐
🌈64/G⭐
🌈65/G⭐
🌈66/G⭐
🌈67/G⭐
🌈68/G⭐
LÜTFEN OKUYUNUZ/ÖNEMLİ!

🌈 G /40⭐

7.5K 541 102
By kmsrl78

Keyifli ve bol bol yorumlu okumalar dilerim:))

Gökkuşağı Yıldız

Yemeğe gidişimizin ardından üç gün geçmişti ve hafta ortasına gelmiştik. Şuanlık hayatımız sakin giderken Martin her an atakda  gibiydi, o kadının bir şeyler yapmasından korkuyor gibiydi.Onu sakinleştirmeye çalışırken de ben stres oluyordum. Her akşam resim odasına kapanan Martin beni ihmal ettiğinin farkında değil gibiydi. Onun o düşünceli halinden çıkmasını bekliyordum.

Bu üç günde kafeye bir kaç kişi daha gelmişti ama en uygun bulduğum ilk gelen kişiydi. Hem belki dediği gibi zor anlarımda mutfakta da yardımcı olurdu. Tabi ben izin verdiğimce girdiği mutfakta.

Onunla iletişime geçtiğimde mutlu olmuştu. Belli ki gerçekten işe ihtiyaç duyuyordu. Kararıma saygı duyan Aslı ve Bora ile konuşmuş ve aralarında herşeyi baştan ayarlamalarını söylemiştim.
Çalan telefonum ile kafede ki bakışlarım cebimden çıkarttığım telefona gitti.

"Efendim."

Kızlar yine biribiri ile bağlantı kurmuştu.

"Bu efendim sanki biraz ne oldu da aradınız tarzıydı."

Dicle göremesede hafif gülümsedim.

"Dalgınım kızlar biraz."

"Farkettik onu zaten." İkra'nın seside benim gibiydi. Aramızda şuan en iyi Dicle gibi duruyordu.

"Seninde kötü geliyor sesin."

"Şu aralar pek iyi değilim."

"Sorun ne?"

"Berk Aras."

"Allahım Aras erkekleri." diye mırıldandı Dicle.

Onun bu tepkisine gülmüştüm.

"O zaman akşam kızlar gecesi." diyen İkra ile bu teklife direk atlayan ben.

"Çok çok iyi olur o zaman benim evde." diye hemen konuştum.

"Tamamdır iyi hazırlık yap."İkra'ya gözlerimi devirmiştim.

"Görüşürüz." diyerek kapattığım telefonda mutluydum. Uzun zaman olmuştu kızlar gecesi yapmayalı.

Akşam eve geldiğimde bir tıkırtı sesleri duymuştum. Bu beni korkutmasın lütfen. Mutfağa geldiğimde Martin'i arkası dönük bir şeyler yaparken buldum.

"Martin."

"Sevgilim."

"Nasıl girdin sen?"

"Bahçeden atlaması zor oldu ama." ben ona şaşkınca bakarken yüzü düşmüştü. Ellerini havluya silip yanıma geldi.

"Sen iyi misin?" elleri ile yanaklarımı okşarken sorduğu soruya başımı sallamıştım.

"İyiyim."

"Evin yedek anahtarını sen bana verdin ya, sen benden erken geliyorsun Tarçın ve Garfield 'e yemeklerini erken ver dedin."

Aklıma gelenler ile alnımı kaşımıştım.

"Özür dilerim ben dalgınlıktan unuttum."

"Önemli değil sevgilim." alnımdan her zamanki gibi uzun uzun öptüğünde beline sarılmıştım.

" Bu aralar seni ihmal ettim... Diyorum ki bugün doyasıya sohbet edelim, film izleyelim birbirimize ayıralım bu akşamı."

Ellerimle sırtını okşarken başımı daha çok göğsüne yasladım.

" Geç kaldın sevgilim rendavum var."

"Kime?" derken başını bana doğru eğmişti.Çenesinden öptükten sonra hafif geri çekildim.

"Kızlarla bu gece için sözleştik, hatta gelmek üzeredirler."

"Hadi yaa." Martin'in üzüldüğünü görebiliyordum.

"Martin bak yüzün düştü, saçmalama. Bir gece bensiz geçerirsin"

"Kaç gündür kendi sinirimden gelemedim yanına tam bugün iyi oldum geldim. Şansa bak."

"Yarın akşam bu söylediklerini yapalım lütfen."

"Gece gelemez miyim?"

"Kızlar yanımda kalır büyük ihtimal ."

"Sen gel."

"Martin.."

Martin güldüğünde bende gülüp geri çekildim. Tezgaha baktığımda bol yeşilliğin biraz etrafa saçılıp bir tabakta toplandığını gördüm.

"Ne yapıyordun?"

"Yapabildiğim tek şeyi, salata."

Tezgaha geçip yeşilliği doldurduğu tabağa baktım. Kıvırcıkları çok kalın kesmesi dışında başka ne gibi değişikler var derken rokayı resmen ikiye bölüp atmıştı. Dudaklarımı birbirine bastırıp ona döndüm.

"Çok güzel gözüküyor. "

" Yalan söyleme. "

" Şey tamam, çok büyük kesmişsin ama olsun yani sonuçta çiğniyoruz."

Dişlerini göstererek güldüğünde bende tekrar tezgaha döndüm.

"Ton balıklı mı yapıyordun?"

"Si." ağzı yine İtalyancaya kaymıştı.Bende İtalyanca devam etttirdim.

"Ben sana yaparım." arkamdan bir elini belime sararak boynumda burnunu gezdirdi.

"Sen İtalyanca konuşma."

"Neden?"

"Çok çekici oluyorsun ve ben eriyorum."

Ona gülümseyip omuzumdan doğru uzattığı başına  döndüm.

"Senin kendinden haberin var mı?"

"Hıhı var, ben her konuştuğum da nefesin hızlanıyor... Çok havalı bir herif olduğumu bilirim."

"Of Martin." derken dirseğimle karnına vurmuştum. Gülerek geriye çekildiğinde mutfaktan çıktım. Arkamdan geldiğini hissediyordum, banyoya girdiğimde kapıyı aralık bırakmıştım. Elimi yüzümü yıkadığım da aynadan duvara yaslandığını gördüm. Bu durum beni gülümsetmişti.

En sonunda üzerime siyah saten gömlekli pijama takımımı giymiştim. O kadar rahattı ki üstünde varla yok arası. Martin mutfakta sandalyeye oturmuş telefonuna bakarken Garfield da kucağındaydı. Garfield'ın ilk defa birine yaklaştığını görüyordum.Ve bu kişinin Martin olması garibime gidiyordu.

Ben kolları sıvamış pratik bir şeyler hazırlarken Martin kediyi yere bırakıp son derece coolluğu ile ayağa kalktı.

"Neler yapıyormuş benim sevgilim."

Arkama geçip bir elini belime sarmıştı, kafası ile de boynumda kendine yer açmıştı.

"Senin salatan hazır, istersen yiğebilirsin."

"Hmm demek ilk sevgilini düşündün."

Boynuma hafif öpücükler kondururken huylanmıştım. Başımı yana yatırıp onun için alanı kısıtladım.

"Huylanıyorum." dediğimde gülüp başını çekmişti ama arkamdan ayrılmamıştı. Ben yer değiştirdikçe tam arkamda olan Martin'de yer değiştiriyordu. Arada omuzuma başını yaslıyor arada da belimden tutuyordu. Bu durum hoşuma gitsede tam dibimde olmasından dolayı rahat hareket edemiyordum.

"Martin hep arkamda mı olacaksın?"

"Arkanda, önünde, sağında solunda sen neredeyse orada olacağım."

Başımı çevirip yakınımda olan boynundan öptüm.

"Bende her zaman aynı şekil yanında olacağım ama şimdi için bahsediyorum."

Dediğim gibi zil çaldığında Martin somurttu.

"Zaten seni benden alacak olanlar geldi."

Elimin tersi ile hafifçe karnına vurdum.

"Öyle konuşma lütfen."

"Gece gel bari." ellerimi yıkayıp kapıya yöneldiğim sırada Martin konuşmuştu.

"Canım,bakarız ama söz veremem."

"Peki." diyerek kapıyı açmıştı.

"Biz geldiiiik." diye cırlayan ve gözümüze şarap şişesini sokan kızlara baktım.

İlk kendine gelen İkra hemen elindekini indirdi ve Martin'e hafifçe gülümsedi.

"Enişte sende mi buradaydın?"

"Başka nerede olmamı bekliyordunuz?"

"Evinde." diyerek Dicle atıldı. Martin dişlerini göstererek gülerken omuzumdan beni tutup yanına çekti.

"Benim evim burası."

Kızlar ilk başta anlayamadı daha sonra anladıklarında Dicle gözlerini devirmişti.İkra ise gözlerini kısmış bakarken konuştu.

"Tamam buna biz bile düştük, dağılabiliriz."

"Tamam öyleyse." kapıyı kapatmaya yeltenen Martin'i kolundan tuttum.

"Ne yapıyorsun?"

"Dağılabiliriz dedi, gitmeyecekler mi?"

"Ama off yani." Dicle Martin'i itekleyerek içeri girerken konuştu. Botlarını köşede çıkarıp dolaba koymuştu.

"Lafı istediğin gibi algılıyorsun enişte farketmedim sanma."

İkra'da bizi itekleyerek içeri girdiğinde Martin'le göz göze geldiğimiz de gülmüştük. Kapıyı kapattığımda Martin önden ilerlemişti. Mutfağa girdiğini gördüğümde salon kapısında durmuştum. Elinde ki salatası ile o da kapıda yanımda durmuştu.

" Kızlar size iyi eğlenceler."

"Gidiyor musun?"

"Gitmeyeyim mi?"

"Git."

İkra ile konuşmalarına alttan alta sırıtıyordum. Bu seferde Dicle oturduğu yerden hafif doğruldu.

"Elinde ki ne?"

"Salata."

"Yemeklerimizden mi aldın?"

İkra kaç çatmış bakarken şaka yaptığının farkındaydım.

"Dikkat çekiyorum kızlar, sevgilimin yaptığı yemekler, sevgiler saygılar."

Kızlara aldırmadan dudağımı öpen adamla olduğum yerde heykel kesilmiştim.

"Seni seviyorum." dudağımın üstüne fısıldayan adam yanımdan ayrıldığında ben olduğum yerdeydim. Yutkunup kızlara döndüğümde sırıttıklarını gördüm.

"Yani anladık seviyorsunuz da bu şekil gözümüze sokmasaydınız keşke."

"Şuan İkra'ya katıldım."

"Ben yemeklere bakayım."

Yanlarından kaçtığım da mutfağa girdim ve masayı kurdum. Onların ise içeride birbirleri ile şakalaştıklarını duyuyordum.

"Kızlar masa hazır."

Ayağımın dibinde dolaşan Tarçın'a baktım.

"Oğluş şimdi senin çıkman lazım."

Dicle her ne kadar belli etmese de korkuyordu. Tamam Tarçın'ın zararı yoktu ama herkesin bir korkusu vardı sonuçta.

Tarçın'ı mutfaktan çıkartıp boş odaya koymuştum. Boş odada oyalanması için bir şeyler vardı.Ben gelesiye kızlar çoktan masaya oturmuş sıcak çorbadan içmeye başlamışlardı.

"Ee İkra Hanım derdiniz nedir?" tamamen çorbaya odaklanmışken sormuştum.

"Benim tek derdim Berk'le olur."

"Ne oldu ki?"

Çorba tabağını alıp ayağa kalktığında beni ve sorularımı cevapsız bırakmıştı. Dicle'ye döndüğümde dudaklarını büzmüştü. Hazır ettiğim servis tabağını alıp tekrar karşımıza geçmişti.

"Biz Berk'le yapamıyoruz."

Ortaya bomba gibi bir haber düştüğünde yutkunamadım ve sıcak çorba ağzımı yaktı.

"Nasıl yani?"

"İyi ama siz iyi gibi duruyordunuz... Hatta Berk benimle falan dalga geçti. Baldız falan dedi."

Cümlelerimi art arda sıralarken İkra gülümsedi.

"Berk yapabiliyor zaten yapamayan benim."

"Şunu düzgün anlat."

"Ya Berk biraz bana ilgisiz yaklaşıyor sanki öylesineymiş gibi, biliyorsunuz daha sevgili bile olmadan öyleydi ama..."

Bir elini kaldırıp salladı, yerimden kalkıp ona sarıldığımda Dicle'de diğer tarafından sarılmıştı.

"Böyle düşünme lütfen."

"Düşünüyorum ama. Baksana Martin sana nasıl yaklaşıyor... Allah aşkına bunlar amca çocukları biraz Martin'den ders almalı."

Onun bu dediğine gülerken yerime geçmiştim.

"Canım bu konuyu bizzat Berk'le konuşmalısın... Herkes aynı şekil ilgili olamaz belki farkında değildir belki de farklı bir derdi vardır."

"Gökkuşağı'na katılıyorum. Onunla bu konu hakkında konuş."

"Onu sıkar gibi olur muyum?"

"Neden olasın ki sonuçta aranızda bir ilişki var."

Dicle' yi onaylayarak başımı sallayıp ayağa kalktım ve tabakları değiştirdim.

İkra'nın içini ferahlattığımızı düşünerek geri kalan yemeği güncel konularla sonlandırmıştık. Mutfağı topladıktan sonra kendimizi koltuklara atmıştık.

" Ellerine sağlık Maviş çok güzeldi yemekler."

"Afiyet olsun canım." Dicle'yi cevapladığım sıra ayağa kalkan İkra'ya kaydı gözlerim.

"Şimdi şarap içebiliriz."

"Siz ciddi misiniz?"

"Şakadan o kadar para vermedim herhalde."

Dediğinde gülmüştüm.

"Sızıp kalmak istemiyorum o yüzden az içeceğim."

"Bende az içeyim malum doktorum."
İkra gözlerini devirip tekrar koltuğa oturdu.

"Derdi olan içermiş hepinizin yerine içerim."

İkra'nın dediklerine kahkaha atarken son derece eğleniyordum.

"Peki kadehler nerede?"

Kaşlarımı kaldırıp Dicle'ye bakarken dudaklarımı birbirine bastırdım. Bende kadeh ne arardı.

"Kadehim yok su bardağın da içsek."

"Ben sana demiştim İkra ama sen ne dedin, onun İtalyadan gelen bir sevgilisi var kadehi de olur,yokmuş bak."

"Ya tamam kızma Dicle."

Ayağa kalktığımda bakışları bendeydi.
"Ben su bardağı alayım madem."

"O kadar kırmızı şarap almışım su bardağı ile içemeyiz."

İkra sızlanarak söylediği cümlelerden sonra benim telefonumu eline aldı. Ne yapmaya çalıştığını anlayamadan telefonu kulağına götürmüştü.

"Bebeğin değil baldızınım enişte."

İkra gülerek söylediği şeyler ile Martin'i aradığını anlamıştık yani. Telefonu daha sonra hoparlöre aldığın da merakla konuşacaklarını bekliyordum.

"Ha sen miydin kız?"

"Bendim bendim."

"Bir şey mi oldu yoksa,Gökkuşağı iyi mi?"

Bir anda endişeli sesi geldiğinde Dicle'den gülme sesi gelmişti.

"Yok yok iyiyiz."

"Ee neden aradın?"

"Canım istemiştir belki."

"O zaman aşağıya gelim, çok sohbet etmek istiyorsun madem."

"Kız kıza bir gece dedik hani gelirsen senin tercihin."

Ağzım açık bakakaldım. Resmen gelirsen kız sayarız diyordu. Hemde Martin'e. Beni bir gülme tuttuğunda zar zor dudaklarımı bastırdım.

"Baldız!" Martin'in tehditkar sesine İkra ciddileşti.

"Sende kadeh var mı? Üç tane getirsen."

"Tamam getiriyorum."

İkra bana göz kırpıp telefonu yanına koydu. Ona başımı iki yana sallayıp mutfağa girdim. Tabaklara kuru meyveler ve kuruyemiş koyduğumda zil çalmıştı. Ben tepsi ile içeri geçerken Martin salondaydı.

"Buyrun hanımlar."

Dört kadehi ince parmaklarının arasında tutarken son derece cool gözüküyordu.

"Üç tane dedik dördüncü ne alaka?" Dicle kaşlarını kaldırmış sorarken Martin ona tebessüm etti.

"Bi kadeh içsem sorun olmaz heralde."

"Neden senin evinde yok mu?"

"Oradan bakınca sürekli içen birine mi benziyorum."

Dicle omuzunu silktiğinde Martin şarabın ağzını  açmıştı. Orta masaya koyduğu kadehlerin üçüne yarım koyarken birine tam doldurmuştu.

Tam olan kadehi alıp bir yudum içtiği sıra bana göz kırpmıştı. Elimde ona hazırladığım çerez tabağını uzattım.

" Sana hazırladım."

"Teşekkür ederim yavrum." gelip yanaklarımı öpüp kızlara döndü.

"Benimkine çok içirmeyin."

Benim ki derken benmiydim o? Ee yani bendim. Derin bir nefes aldığım da o çoktan gitmişti.

"Amanda aman nasıl da birbirini düşünen bir çift."

İkra eline aldığı çerez tabağından bademleri ayıklarken konuştu. Ona gülümseyip bende kadehi elime aldım.

"Aman yavaş iç sen bize emanetsin."

Dicle bana tedirgince bakarken şaşkınca ona döndüm. Martin'in söylediklerini ciddiye almış gibiydi. Yada gerçekten çok içmek istemiyordu.

Gece kızlarla bol bol gülüp, ağlaşmıştık. Neden ağladığımızı bilmeden Dicle çok içmeye bağlarken bu durumu ben sanmıyordum. Çünkü Martin'in koyduğu kadar içmiştik. Fazladan kadeh dolduran yoktu. Uzun zamandır böyle bir gece yapmadığımız için iyi gelmişti.

Sabah Dicle erkenden uyanıp gitmişti. İkra'da kahvaltıyı beklemeden çıktığında ben de kafeye gitmek için hazırlanmıştım. Martin'i görmek istediğim için aradığımdaysa çoktan şirkete gittiğini söylemişti.

Üstümü son kez kontrol edip kapıya geldim. Ve dolaptan siyah kabanımı alıp deri çizmelerimi giydim.


Kapıyı kilitleyip sokağa çıktığım da hava yağmurluydu. Bu yüzden hızlıca apartmanın önünde park olan arabama binmiştim. Çantamı yanıma bırakıp arabayı çalıştırdım ve kafenin yolunu tuttum. Kafenin önünde Uğur'u gördüğüm de şaşırmıştım. Yani iki gün deneme amaçlı gel demiştim ama bu kadar erken beklemiyordum.

"Günaydın."

"Günaydın Gökkuşağı Hanım."

"Erken beklemiyordum seni." derken kilidini açtığım kafeye ilk ben girmiştim.

"İşimde ne kadar ciddi olduğumu görün istedim."

Gerçekten erken gelmesi ile benden bir onay almıştı. Ona başımı sallayıp mutfağa girdim. O da onlar için ayırdığım küçük odaya girmişti. Çantamı ve kabanımı kendi askılığıma asmıştım. Tekrar kafe kısımına geçtiğimde tezgahın başında beni bekliyordu.

" Uğur iki gün denemeden sonra pazartesi başlayıp başlamayacağını söyleyeceğim, ben izin vermediğim sürece lütfen mutfak bölümüne girme. Bugün Aslı gelecek onunla iş bölümünü yap, şimdi masaları silmeye başlayabilirsin... Sizin odanızın yanında ki odada gerekli malzemeler var bunun için."

Kafasını salladığın da gülümsedim.
" Gösterme mi ister misin? "

" Hayır Gökkuşağı Hanım, hallederim."dediğinde başımı hafifçe eğip mutfağa girdim.

Önlüğümü giyip, saçlarımı bağladım ve bandana takmıştım. Her gün taze yaptığım ürünler ile müşterim hızla artıyordu. Bu beni çok mutlu ediyordu. Üniversite yıllarımı düşündüğümde bir gün bu kadar iyi bir yere geleceğimi tahmin edemezdim. Hatta etmemiştim ama çok çabaladıktan sonra herşeyin olacağını bu kafe bana bir kez daha göstermişti.

Ben daha yeni başlarken Aslı gelmişti.

"Abla girebilir miyim?"

"Gel canım." elimde ki kurabiye hamurlarına şekil verirken başımı kaldırdım.

"Kolay gelsin."

"Sağol."

"Uğur gelmiş, tam olarak işleri bölmedim sana sorayım dedim."

"Kendinize göre ayarlayın, daha önce garsonluk yapmış ama sen yinede bizim kafenin işleyişine göre yardımcı ol. Zaten öğleden sonra benim mutfakta işim bitiyor ben de ona yardımcı olurum."

"Tamam abla, o zaman ben ayarlayayım."

"Tamam." dediğim de çıkmıştı.

Umarım Uğur alışırdı ve bir sorun çıkarmazdı. Bu konuda tek temennim buydu.

......
Bölüüüm sonu.

Bölüm hakkında ki düşüncelerimizi buraya bırakalım lütfen.
Beğenileri unutmayalım.

Bir Ata Martin meselesi diyorum ve buraya bırakıp gidiyorum.

Takipte kalın.
Sevgi ile kalın. 🌈♥

Continue Reading

You'll Also Like

700K 29.2K 46
30-50k izlenen Yağız her gün yayın açar, Sohbet eder ve korku oyunları oynar. Işıl ise o yayıncıya aşık bir kızdır. Işıl habire yağıza Instagramdan y...
302K 1.3K 44
seks hayatın bir parçası...
668K 25.3K 87
Genç kızın arkadaşının verdiği yeni numarayı yanlış yazan kızın gelecekteki kocasına tesadüfen yazması. İlk başta kız engel yesede engel bir şekilde...
3.4M 126K 70
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum... "1 yıl, sadece 1 yıl sonra burdan herkesin seni bir ölü olarak...