Psychopath+Angel (JARLEY)

By HarleyXxXQuinn

22.1K 1.4K 10.2K

Delilerin delisi, psikopatların kralı... Gotham'ın Palyaço Katili.. Tamamen psikologların ''Umutsuz Vaka'' ol... More

1- Tanışma
2- İlk Öpücük
-3 Kaçış ve Yakalanış
-4 Ceket ve Aşk Mevzuları
-5 Kaçış!
-6 J'nin Elektro Şoku
-7 Asit Tankları ve Öpücük
-8 ''Seni delirteceğim.''
-9 Delirtme Operasyonu Başarılı
-10 Temizlikçi
-11 Harley'in İstekleri
12- Dönüm Noktası
13-Tatlı Küçük Psikopat
14- Çalışma Odası
-15 Şimdilik
16- ''Beni asla sevmeyeceğine söz ver.''
17- Nefret
-18 Geçmişin Hatırası
19- Yeşil Ateş
20- İntiharımsı
21- Fotoğraf
22- Zorunlu Davet
-23 Yeni Oyuncak, Şişeyi Tekmeledi
-24 İlaç
-25 Gökyüzüne Doğru Gözyaşı
-26 Siyah Araç
-27 Gerçekten Sevmek
-28 İyilerin Cinayet Planı
-29 Telefon
30- 13 Metre
-31 Yeraltı Kaynağı
-32 Alexis
-33 Sahte Haber
-34 Gazete
-36 Dürüstlük Timsalinin Başlangıcı
-37 Hançer
-38 Uykuda İhanet
-39 Acı
-40 "Bay J. seni bekliyor."
-41 Aşk Ruleti
-42 Verilmiş Sözler
-43 Kader
-44 Yakalayabildin mi?
-45 Kanca
-46 "Beni tanıştığımız geceye geri götür."

-35 Yeşil'in Nefreti

334 23 269
By HarleyXxXQuinn

Ivy'nin Ağzından

Gecenin bir körü eve gelmiş ve uyuyabilmiştik ama şimdi sabahın kör vakti kapı çalıyordu hemde büyük bir hırsla. Başta bakmamayı düşünmüştüm, uykum vardı çünkü. O kadar istiyorlarsa Harley yada Jerome bakabilirlerdi. Sonradan aklıma Batman'in gelmiş olabileceği gelmişti. En son o bu kadar şiddetli çalmıştı kapıyı o gün geldiğinde. Bu yüzden hızla ayaklanıp kapıya koştum ama şansıma sıçayım, Jerome da uyanmıştı ve onunla karşılaştık.

"Kim bu?" dedi henüz uykudan açılmamış sesiyle. Bilmediğimi işaret edercesine omuz silkmiş olsamda korkuyordum çünkü Jerome önüme geçmiş ve kapıyı açmıştı. Korkuyla kim olduğuna baktım. Görmekten korktuğum kişi Batman'di ancak ben bir şeyi gözden kaçırmıştım... gelen kişi Richard idi! Şimdi yalanım ortaya çıkacaktı... Jerome buna ne tepki verecekti? "Bizi orada bırakıp nasıl gidersin, seni cadı!" diye bağırarak bana sertçe tekme attı. Yere düşmüştüm çoktan.

Jerome ne olduğunu anlamamıştı ve anladığım kadarıyla üzerime çullanan Richard'ı durdurmak için uğraşıyordu. Jerome hafifçe kaşlarını çatarken düşmüş olduğum yerden onlara baktım. Oldukça sinirli görünen Richard'ı zapt etmek için uğraşıyor, onu tutuyordu Jerome. "Siz kim? Nerede bıraktı sizi?" diye tahmin edebildiğim sorular sıralamıştı Richard'a. Her ne kadar anlatmamasını istesem bile artık geri dönüşü yoktu. Açıklama yapmak zorundaydı, Jerome bunun peşini bırakmazdı.

Kendimi toparlayıp yavaşça yerden kalktım ve Richard'a baktım. Bana nefret ettiğini belli edecek şekilde bakması da gözlerimden kaçmıyordu tabii. "Sizi bulmak için geldiğimiz mağaraya girdik ve saatler sonra o mağaradan çıktığımda Ivy yoktu, arabayı da almış ve defolup gitmişti!" diye bağırdı. Anlattıkça yumrukları sıkılaşıyordu. "Oraya siz de mi geldiniz?" diye sordu Jerome şaşkın bir şekilde. Ona neden bu konuda yalan söylediğimi düşünecekti muhtemelen.

"Daha bitmedi." dedi Richard. Dahası mı vardı? Ama ben daha fazla bir şey yapmamıştım, daha fazla ne söyleyebilirdi ki hakkımda? "O abimin ölümüne sebep oldu!" diye haykırmasıyla Jerome'un elinden kaçmış ve beni köşeye sıkıştırıp ardı ardına yumruklarını rastgele bedenime indirmeye başlamıştı. Onun ellerini tutmaya ve durdurmaya çalışıyordum ancak duyduğumun şokunu üzerimden atamamıştım. Roman gerçekten ölmüş müydü?

Bu haber, son zamanlarda aldığım en güzel haberdi. Selina'nın intikamını oldukça iyi almıştım. Roman'a daha önce yaptıklarım yetmezmiş gibi birde ölmesine sebep olmuştum. Artık rahat edebilirdim. O pislik, Selina'ya yaptığı şeylerin bedelini ödemişti. Richard bana sürekli olarak vurmaya devam ediyordu ancak ben kahkaha atıyordum. Öyle belli oluyordu ki mutlu olduğum ve bunu saklamak gibi bir çabam da yoktu.

Jerome duyduklarının şokunu üzerinden attığında Richard'ı arkasından yakalamış ve kollarını arkada tutarak bana vurmasını engellemişti. Duyduğu şeylere rağmen onu durdurması elbet hoşuma gidiyordu. Jerome beni korumaya devam ediyordu, her şeye rağmen. "Sakin ol." dedi Richard'a. Ancak içimden bir ses Jerome'un da bana hesap soracağını söylüyordu ve bence bu konuda çok haklıydı.

Richard'ı tekli koltuklardan birisine oturtmuştu. Ben de yediğim yumruklar yüzünden vücudumda oluşan ağrıya aldırış etmeden bir koltuğa geçip oturdum. Derin bir nefesin hemen ardından Jerome da oturmuştu. "Ivy bize sizinle geldiğini söylemedi. Roman nasıl öldü?" diye sordu. Evet, bunu ben de merak ediyordum. Umarım ki bolca can çekişmişsindir, Roman!

"Onu bir aslan gözlerimin önünde yiyordu!" demesiyle memnuniyet dolu yüz ifademe uyan zafer kahkahalarımı serbest bırakmıştım elimde olmadan. Sandığımdan çok daha iyisi olmuştu, daha fazla acı çekmişti ve bundan hiç olmadığım kadar tatmin oluyordum. Jerome kahkaha atmama karşın Richard'ı kontrol etmişti. Onun yine üzerime atlamayacağından emin olmaya çalışıyordu anlaşılan.

Joker'in Ağzından

Bu kahvaltı saçmalığına anlam veremediğim halde masada oturmaya devam ediyordum. Aklım Robert'a takılmıştı, normalde fazla göz önüne gelen bir adamım değildi o, önemli bir şey olmadan gelmezdi. Üstelik elinde gazeteyle gelmişti, bunun mutlaka bir anlamı olmalıydı. Punchline karşımda afiyetle yemek yerken benim yemediğimi farkedince duraksamıştı.

"Niye yemiyorsun?" diye sordu. Ona cevap verme tenezzülünde bulunmayacaktım. Gereği yoktu. Ona tokat attığımdan beri bir tuhaf davranıyordu. Benden intikam almaya çalışmasını falan bekliyordum, yada en azından biraz daha mesafeli durmasını bekliyordum. Yanılmıştım. "Onu da kaybetmek istemiyorsan rahat dur." dedi Yeşil. Eksik olan tek şey oydu zaten şu masada. Yine konuşmaya başlamasından hoşlanmıyor olsam bile bir şey yapamıyordum.

Punchline oflayarak kumandayı aldı ve televizyonu açtı. Birkaç kanalı gezmeye başlamıştı ama ben pek aldırış etmediğimden televizyon ekranına bakmayı kesmiştim. Aradan birkaç dakika geçtiğinde nihayet bir kanal seçmiş ve onda durmuştu, zaten biraz daha geçmeye devam etse ona bağırmaya başlamayı planlıyordum. Yaptığı her hareket sinirlerimi bozuyordu, tıpkı Yeşil gibi.

"Ben yakında Rusya'ya gidiyorum." dedim kısaca. Bu üstü kapalı bir şekilde, sen de yakamdan düş demekti aslında, Punchline'ın bunu anlayacağını pek sanmasam bile şansımı denemiştim bir kereliğine. "Öyle mi?" demesinin ardından tam ona bakacağım esnada televizyondaki spikerin sesi dikkatimi çekmişti. Harley mi demişti o?

"Azılı kötülerden birisi artık Gotham'da değil... Harley Quinn, Joker'in geçtiğimiz günlerde Gotham'ın yeni kraliçesi olarak tanıttığı kimliği henüz belirsiz kadın tarafından öldürüldü. Bu ana ait video kayıtları tüm dünyaya yayılmış durumda ve görüntüyü çeken kişinin kim olduğu hala belli değil." demişti spiker. Kalbim... kalbim acıyordu. Harley'in öldüğünü söylüyordu? Hemde Punchline'ın öldürdüğünü söylüyordu ama Harley Rusya'ya gitmişti. Punchline onu öldüremezdi...

Gözlerimi ekrandan ayırmadan az önce bahsedilen görüntülerin ekrana verilmesini beklemiştim. Göğüs kafesimde nefesimi zorlaştıran bir baskı vardı... Harley'i yarım aklım ve kendime bile varlığını itiraf edemediğim kalbimle sevmiştim. Yeşil hariç beni ben yapan her şeyimle istemiştim Harley'i. Harleen olarak tanıdığım o ilk andan beri Harley'i istemiştim hayatımda.

Ekrana verilen videoyu izliyordum dikkatle. Bu Harley'di. Punchline'a arkası dönük olduğu an Punchline onu sırtından hançerliyor ve... ve aşağı atıyordu. Videoyu ardı ardına birkaç kez tekrar gösterdikleri an artık daha fazla izlemeye cesaretim kalmamıştı. İki yumruğumu da masaya sertçe indirip ayağa kalktım. Nefes alamıyordum... gerçekten alamıyordum. Gözlerimi kırpmaktan bile acizdim.

"Merak konusu olan şey ise, Harley Quinn ve o kadının karşılaşma sebeplerinin Joker olup olmadığı. Acaba Harley Quinn, Joker'i sevmeye devam ettiği için mi öldürüldü?" demişti spiker. Kaldıramamıştım. Beni sevdiği için mi ölmüştü? Masadan uzaklaşıp televizyonu sabit olduğu duvardan tüm gücümle çekip çıkarmış ve yere fırlatmıştım. Duymak istemiyordum. Yalan olduğuna inanmak istiyordum. Punchline hiçbir şey yapamıyordu. O benden daha fazla şokta gibiydi ve yumruklarını sıkıyordu.

Yalpalayarak attığım adımlarla oradan uzaklaşmış ve çalışma odama gitmiştim. Kapıyı kapatıp hemen ardından kilitledim. Sırtımı kapıya yasladığım an aklıma Harley'in beni burada öpmesi gelmişti... o gün de çok inatlaşmıştım onunla. Her şeye rağmen beni öpmek için çırpınmıştı. O benim için hep çırpınmıştı. Bacaklarım titriyordu. Gözlerimin yeniden dolduğunu hissediyordum. Oyuncağım olacak, beni sadece Akıl Hastanesi'nden kaçırması için kullanacağımı sandığım o sarı saçlı kıza aşık olmuştum. Olmaz sanmıştım, kötüler sevemez, sevmeyi beceremez sanmıştım. Bir kalbim olmadığına kendimi çok inandırmıştım. Kendimi bile inandırmıştım ama Harley'i bir türlü inandıramamıştım. Harley hep bir kalbim olduğuna ve o kalbin bir gün onu içeri alacağına inanmıştı...

"İşte tam olarak bu yüzden nefret etmiştim ondan." dedi Yeşil. İlk kez Harley'den bahsediyor olmamıza rağmen iğneleyici ve imalı konuşmuyordu. Gittikçe dolduğu için bulanık gördüğüm gözlerime aldırış etmeden sadece sabit tek bir noktaya bakıyordum. "Senin bir kalbin olmadığına seni inandırdım, herkesi inandırdım ama o küçük şeytanı inandıramadım." diye devam etti Yeşil.

O an anlamıştım tüm bu nefretinin sebebini. Harley bizim tek yenilgimizdi... ikimizin de tek yenilgisiydi. Gözlerimden yaşlar bu kez birkaç damla olarak değil, bardaktan boşalırcasına akıyordu. Ben bu değildim, biliyordum ama elimden bir şey gelmiyordu. Beni böylesine seven bir kadının arkasından hiç değilse hakkını vererek ağlamalıydım.

Yavaşça dizlerimin üzerine çöktüm. Yapabileceğim hiçbir şey kalmamıştı... O sülük hayatıma aniden girmiş ve beni ölümle burun buruna getirdiği gibi Harley'i de öldürmüştü... Onu en başından hiç yanıma almamalıydım. Belki de o zaman her şey çok daha başka olurdu şimdi, böyle boktan bir duruma gelmezdik.

Kendimi toparlamak üzere gözlerimi sildim hızlıca. Ağlayacaktım... daha çok ağlayacaktım. Her aklıma geldiğinde, hayatımın sonuna kadar onun kahkahasını her anımsadığımda ağlayacaktım. İnsanlar bana her ucubeymişim, bir canavarmışım gibi baktıklarında bir kez daha Harley'in hayran bakışlarını görmeyi dileyerek yalvaracaktım içten içe. Ama belli etmeyecektim kimseye... içimde olacaktı o güzeller güzeli kız. Benim kalbimde yaşayacaktı, daima içinde olmayı hayal ettiği o kalbin içinde yaşayacaktı.

Derin bir nefes aldım, sonra bir derin nefes daha. Ağladığımın belli olmayacağına emin olmuştum ve şimdi Punchline'a ölümünü götürmeye gidecektim. Ancak beni durduran şey çalan telefonum olmuştu. Arayan Oswald idi. O salakla şuan uğraşmak gibi bir niyetim yoktu, bu yüzden hızla meşgule atmış olsam bile o anında yeniden aramaya başlamıştı. Telefonu açıp kulağıma dayadım. Sitem edeceğim sırada o konuşmaya başlamıştı.

"Bilmen gereken çok daha fazla şey var. Bence Roman'ın barına gelmelisin, acele ederek." demiş ve telefonu suratıma kapatmıştı. Bu bir şeylerin peşindeydi ve o bara gidip neyin peşinde olduğunu öğrenecektim...

Punchline'ın Ağzından

Oswald! O Penguen bana oyun oynamıştı! Ona söylediğim haberin yanından bile geçemezdi şu haber! Beni resmen ateşe atmıştı... Joker gerçekten beni bugün öldürecekti. Şimdi kaçmalı mıydım yoksa kalıp ben mi o palyaçoyu öldürmeliydim?

Bomba gibi bir bölüm oldu bence... burada bitirmem biraz canice gelebilir evet ama bir sonraki bölüm yarıııın! :D Umuyorum ki bölümü beğenmişsinizdir, yorumlarınızı bekliyorum. Özellikle de Joker'in duygularıyla ilgili yorumlarınızı, düşüncelerinizi çok merak ediyorum. Uzun uzun da anlatabilirsiniz, kısaca da bahsedebilirsiniz benim için fark etmiyor. Zaten hepsini mutlaka okuyorum. Yorumlarda konuşmaya devam edeliiim ama öncesinde size GIF fırtınası da getirdim bu sefer. Bir süredir GIF koymuyordum, bu bölümün sonuna koyuyorum. Hadi siz biraz fırtınaya kapılın, ben az aşağıda sizinle vedalaşıyor olacağım. ;)

Fırtınadan çıktıysanız tekrardan hoş geldiniz. Şimdi sizlere veda ediyooruuuum, yarın yeni bölüm gelecek. Fazla uzun bir veda değil, yorum bırakanlarla zaten tüm gün boyunca konuşuyoruz. :D Görüşüüüüürüüüüüzz!

Continue Reading

You'll Also Like

3.8K 165 14
Severus Snape & Hermione Granger Kutsal olan ama sadece iyilik adına verilen öpücüğün yaşattıkları .
93.1K 4K 21
Yabani dizisinden tanıdığımız Asi ve Alaz'ın muhtemelen hiç yazılmayacak anlarına dair tek veya birkaç bölümden oluşacak hikayelerdir.
51.8K 3.1K 31
Jungwoo, en yakın arkadaşının bir seksolog olduğunu bilmiyordu. *** Başlangıç Tarihi: 29 Mart 2020 Bitiş Tarihi: 21 Nisan 2020
157K 16.7K 53
Jungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını d...