FERİDE

By nurayergen0133

1.6M 117K 16.4K

(TAMAMLANDI) Hayat.. Bazı şeyleri kafana vura vura,bazı şeyleri de kalbini kıra kıra öğretir. Ben kalbi kırıl... More

ALINTI
1.BÖLÜM
2.BÖLÜM
3.BÖLÜM
4.BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
7.BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
10.BÖLÜM
11.BÖLÜM
12.BÖLÜM
13.BÖLÜM
14.BÖLÜM
15.BÖLÜM
16.BÖLÜM
17.BÖLÜM
18.BÖLÜM
KERİM & HASAN
19.BÖLÜM
20.BÖLÜM
21.BÖLÜM
22.BÖLÜM
23.BÖLÜM
24.BÖLÜM
25.BÖLÜM
26.BÖLÜM
27.BÖLÜM
28.BÖLÜM
29.BÖLÜM
30.BÖLÜM
31.BÖLÜM
32.BÖLÜM
33.BÖLÜM
34.BÖLÜM
35.BÖLÜM
36.BÖLÜM
37.BÖLÜM
38.BÖLÜM
Alıntı
40.BÖLÜM
ALINTI
41.BÖLÜM
42.BÖLÜM
43.BÖLÜM (FİNAL PART 1)
FİNAL (PART 2)

39.BÖLÜM

21.6K 2.1K 452
By nurayergen0133

Feride

İnsanoğlu yeryüzüne gelmiş en vahşi,en acımasız,kendi çıkarları için her şeyi yapabilen ve bundan zerre pişmanlık duymayan tek canlıydı.

Bu gözler çok şey görmüş,bu beden bir çok acıya katlanmış fakat hiç böylesine denk gelmemişti.

Bu canilikti..

Bu vahşetti...

Bu vicdansızlıktı...

Kim neden yapardı ki bunu?

"Feride Çelebi..Çelebilerin dillere destan gelini de hele kaç ay oldu birbirimizin yüzünü görmeyeli?"

Sesin sahibini çok iyi tanıyordum.Hem nasıl tanımazdım ki.Yıllarca beni sevsin,benimsesin,el kızı gibi görmesin diye bir kere bile saygıda kusur etmediğim kadındı.

Birde bu kadına Anne demiştim...

Canım yansada çöktüğüm yerden kalkmamak için daha çok direndim.Ögürmekten boğazım yanıyor,burnuma gelen koku hala midemi bulandırıyordu.

Nasıl yapmışlardı bunu,nasıl kıymışlardı dili olmayan bir canlıya..

Gözlerim bir kez daha açık banyo kapısına kaydı.Bembeyaz bir kedinin ve yavrusunun cansız bedenleri öylece duruyordu.Böceklenmişlerdi.Belli ki ölümleri yeni değildi.

"Iyi bak iyi..Seninde sonun öyle olacak.Karnındaki ile yok olup gideceksin"

"Neden?..Neden?" dedim tüm merakımla.Gözlerimi yavru kediden ayıramıyordum.Daha küçücüktü.

"Sen onlara yanacağına kendi derdine yan bence"

Insan nasıl bu kadar duygusuz olabiliyordu?

Hiç mi Allah korkusu yoktu?

Hiç mi merhamet yoktu bu kadında?"

"Ne istiyorsun?"

Hissizleşmiştim iyice..

"Ben mi ne istiyorum?.Tabi ki oğluma çektirdiğin acıların bedelini?"

Bakışlarımı çevirip yıllarımı aynı evde geçirdiğim kadına baktım.

"Oğluna çektirdiğim acılar mı?"

Bu sözler karşısında gülsem mi ağlasam mı bilemedim.

"Bir yanlışınız var galiba Behice hanım.Acıyı çeken oğlunuz değil bendim
.Her seferinde çocuk doğuramadığım için acımasızca sözler sarf eden,kendi kızı gibi sarıp sarmalamak yerine el kızı deyip hor gören,fakir olmak sanki dünyanın en kötü şeyiymiş gibi sürekli bundan bahseden,insana değilde zavallı bir böceğe bakar gibi bakan sizdiniz ben değil..Lütfen komik olmayın " deyip kollarımı tutan adamlardan kurtardım.

"Şimdi evimden defolup gidin ve bir daha karşıma çıkmayın.Yoksa-"

"Yoksa ne..Kocanamı söylersin.Bir daha yüzüne bakmayacak olan kocana."

"Bana bak Behice hanım..Ben senin tanıdığın Feride değilim artık.Yanındakilerle beraber evimi hemen terket."

Sözlerimi bitirmiştim ki gözlerim bir an kapıdan içeri giren kadına takıldı.

Emine..

Gelin geldiğinde her işine yardımcı olduğum,evladı doğduğunda günlerce baktığım,kötülük olmasın diye yaptığı her şeyi sineye çektiğim kadın.

"Kadını hallettim.Kimdir nedir bilmem ama bebesi çok ağladı.O ağladıkça anasıda ağladı ama en sonunda susturdum ikisinide"

Sahra..

Ne yaptığımı düşünmeden Emine'nin üstüne atladım ve elime geçen saçlarını elime doladım.O bağırdıkça ben daha çok çektim fakat adamların beni çekiştiren gücüne daha fazla dayanamayarak geri çekildim.

"Ona ne yaptın Emine.Ona ne yaptın söyle"dedim bağırarak.Korkmak istemiyordum.Korkunun başka duyguları tetiklediğini ve sonuçlarının çok kötü olduğunu iyi biliyordum çünkü.

Karşımdaki iki kadın sanki ben hiç yokmuşum gibi sessiz kalmışlar daha sonrada beni çekiştiren iki adama gitmeleri için işaret etmişlerdi.

"Bağla şunu "

Bana doğru yaklaşan kadına baktım.Bir şeyler düşünmeliydim ama ne?Aklıma hiç bir şey gelmiyordu.Beynimin bir tarafi bebeğim için çığlıklar atarken,diğer yanım Sahra ve bebeği için kahroluyordu.

Ya onlara bir şey yaptıysa?

Ya onların canını yaktıysa?

Ben ne derdim Kerim ağa'ya?

"Zorluk çıkarma istersen.Zira zararlı çıkan sen olursun" deyip bana doğru yaklaşan Emine'nin suratına var gücümle tükürüp onu geri ittirdim ve hemen açık kapıya doğru koşup var gücümle bağırdım.Lakin bağırmamla beraber saçlarımın arkasından tutulup başımın duvara çarpılması bir olmuştu.

Hissettiğim acı öyle yoğundu ki yutkunamamıştım bile.Saçım mı,yoksa suratıma yediğim darbe mi daha çok canımı yakıyordu bilmiyordum.Bildiğim bir şey varsa da oda çok ama çok acı çektiğimdi.

"Demek kaçacaksın.Ama bu kadar kolay olacağını bilmeyecek kadar salak olamazsın değil mi?"

Ben daha ne olduğunu anlamadan ellerim bir bez parçası ile bağlanmış,diğer odada ki sedirin üstüne boş bir çuval gibi firlatılmıştım.Yine canım yanmıştı fakat bu ilki kadar hazırlıksız yakalamamıştı beni.Sedirin sivri kenarı baldırıma denk gelmişti ve moraracağı gün gibi ortadaydı.

"Benden ne istiyorsunuz?"

Bu soruyu sorarken ikisininde gözlerinin içine baktım.Utanmadan hiç bir şey olmamış gibi gayet rahatlardı.

"Sahra'ya ne yaptınız?Eğer ona ve bebeğine zarar verdiyseniz vay halinize.Kerim ağa sizi yer yurt eder buradan.Barındırmaz hatta yaşatmaz bilesiniz"

Tam konuşmam bitmiştiki Emine'nin eli suratımda patlamıştı.

Canım yanıyordu..

Canım gerçekten çok yanıyordu.Ağlamak,ağlayıpta onları sevindirmek istemiyordum ama dayanılacak gibi de değildi.

"Bana bu kadar acımasız davranacak kadar ne yaptım sana Emine?.Ya sana Behice hanım.Ne yaptım ben size de benden nefret edecek kadar kin besliyorsunuz .?"

Bakışlarımı Emine'ye çevirdim.Fakat gördüklerim tenimin buz kesmesine yetmiş hatta artmıştı bile.

Neden?

Ne istiyorlardı benden?

Buraya geleceğimi nereden biliyordu?

Derken aklıma gelen düşünce ile başımdan aşağı kaynar sular döküldü.

"Buraya geleceğimi nereden biliyordunuz?"dedim kalp atışlarım hızlanırken.

Aklıma gelen olabilir miydi?

Cesaret edebilir miydi Azize buna?

"Ahh..Demek sonunda anladın."

Insan bunu nasıl yapabilirdi?Nasıl karnını doyurduğu,geçimini sağladığı işverenlerine hainlik yapardı?

Gülümsedim...

Kafam allak bullak olmuştu.Bunların başıma geldiğine inanamiyordum.Bir kadın yüzüne yıllar sonra kavustuğum bebeğimin zarar görmesine katlanamazdım.Hayır hayır ona bir şey olursa ben bu acıya dayanamaz kahrolurdum.

Derin bir nefes aldım.

Bir kez daha alıp sağlıklı bir şekilde düşünmek için kendimi zorladım.

"O kedileri neden öldürdünüz,ne istediniz onlardan.Hiç mi Allah korkunuz yoktu.Bu caniliği nasıl yaptınız?"

Sözlerime karşı zerre tepki vermemişlerdi.Sanki boş bir duvara konuşuyordum.Bu fırtınanın ortasında batmayı bekleyen boş bir sal gibi hissettiriyordu bana.

"Her şey planın bir parçası.Tıpkı o yangın ve senin buraya gelmen gibi.Aslına bakarsan gelmen uzun sürdü.Hatta öyle ki bir ara gelip gelmeyeceğin konusunda kaynanamla iddiaya bile girdim" deyip kahkaha atmış ve bu beni çileden çıkarmaya yetmişti.

Ayağa kalkıp bağlı ellerimi geriye doğru savurdum ve tüm gücümle Emine'nin suratına patlattım.Darbe öyle sert,öýle beklenmedikti ki Emine daha ne olduğunu anlayamadan iş birlikçisi olan kadının kucağına düşmüş,sonrasında ikisi beraber yere kapaklanmıştı.

Bu firsatı iyi değerlendirmeliydim.Kapıdan tarafa doğru hızla atıldım fakat onlardan kurtulmam için bu yeterli olmamıştı.Behice beni ayak bileğimden yakalamış,kapının pervazına tutunmamla son anda yere kapaklanmaktan kurtulmuştum.

Kolay kolay pes etmeyecektim.

"Bırak beni lanet olası" deyip boşta kalan ayağımla ellerine vurdum.Acımadım çünkü bu iki kadın acınmayı hak etmiyordu.

"Ne kadar çabalarsan çabala  buradan canlı çıkacaksın ama yaşayan bir ölü olarak.Benim oğlumu rezil etmenin hesabını vereceksin.Canlı canlı gömeceğim seni.Acıyarak bakılmak neymiş öğreneceksin".

Yaşayan bir ölü derken neyi kastediyordu?

"Bırak beni Behice hanım.Ben senin oğluna bir şey yapmadım.Ne yaptıysanız siz bana yaptınız.Yıllar oldu o kapıdan çıkalı bırak beni"

Gücüm tükenene kadar tekmeledim ama yinede bırakmamıştı.Emine çoktan ayaklanmış ve şaçlarımdan tutarak beni mutfağa doğru sürüklemeye başlamıştı.

"Bırakın beni..Bırak beni Emine.Hiç mi bebeğini,kocanı düşünmüyorsun.Allah rızası için bırak beni ben sana ne yaptım"

"Sus..Sus..Sus artık"

Ardı ardına suratıma yediğim her yumruk beynime vurulmuş balyoz misali nefesimi kesmiş,gözlerimi karartmıştı.Her sus deyişinde indirmişti darbeyi.Acımadan,vicdanı sızlamadan hemde.

Gözüm kararıyordu.Sanki dizlerimden aşağısı tutmamak için bahane arıyor,tenimim her yanı karıncalanıyordu.

"Neden?"dedim sadece.Ve sessizce ekledim.

"Neden Emine?"

Kolumdan tuttuğu gibi beni bir kez daha fırlatmıştı.Artık canım yanmışsada hiç bir şey hissetmiyordum.Tek derdim bebeğimdi şu an.Bunca yıl hasretiyle yandığım bebeğim.Varlığına bile inanmakta güçlük çektiğim minik bebeğim..

"Neden mi?Biraz düşün derim.Timur ağa ile evlendikten sonra bir haller oldu sana.Adamı ayartınca afrandan tafrandan geçilmez oldu.Bakışların bile değişti.Sanırsın tüm Diyarbakır senin.Haa birde kocamı ayartmanın cezasını unutmadım.Ağabey ayaklarına yatıp dakikalarca konuştuğun günler daha dün gibi"

Duyduklarım karışısında şok geçiriyordum.Mervan abim evde halimi hatırımı soran belkide tek kişiydi.

"Sen..Sen ne dediğini bilmiyorsun Emine.Sen bunu nasıl düşünürsün?"

Aslında bu sözler yediğim darbelerden daha çok canımı acıtmıştı.

"Senin ne kadar ahlaksız bir yosma olduğunu Timur ağa bilse seni yatağına alır mıydı acaba?Allahtan kocam beni seviyorda senin gibi kevaşelerin yapışması zor oluyor."

"Uzatma Emine.Çok ses çıkardı.Bitir artık şu işi.Akşam olmadan defolup gidelim"

Ağzından zehir saçılan Behice hanıma baktım.

"Ya sen Behice hanım.Senin derdin ne.Tek suçum oğlunla evlenmekmiydi.Allah belamı verseydide keşke evlenmeseydim.Hayatımı mahvettiniz.Gençliğimi bitirdiniz.Topunuzun Allah belasını versin.Versinde iftira atmak,kul hakkına girmek neymiş gör-"

Suratıma yediğim tokatla sözlerimin devamını getirememiş,yere düşmüştüm.

"Sen benim oğlumun adını kirlettin.Şimdi herkes senin oğlun kısır diyor.Erkek adam kısır olurmu hiç olurmu haaa söyle"

Artık hiç bir şey düşünemiyordum.Ağzımda ki kan tadı iyice midemi bulandırıyor başımı döndürüyordu.Yüzüm sanki ateşler içerisinde kalmış gibi cayır cayır yanıyordu.Gözyaşlarım sessiz sessiz akarken tutunduğum tek şey bebeğim ve sevdiğim adamdı.

"Yıllarca ben bu damgayı yedim.Herkes buna sizde dahil adımı çıkardınız.Sanki günahı ödenmeyen bir suç işlemişim gibi.Ama bak Allahın hikmeti ya hamileyim işte.Yüce Rabbim nasıl bir mahluk olduğunuzu biliyormuş ki beni böyle sınamış."

Derin bir nefes alıp devam ettim.

"Yalandı değil mi?Gelen kadın hamile falan değildi.Oda senin oyunundu.Sen nasıl bir şeytansın ha nasıl.Insan evladina nasıl yapar bunu.Sen..Sen çok kötüsün.Yaradan mevlam bunu yanınıza bırakmayacaktır"

Sonlara doğru sesim titresede umursamadım.O ikisi benden daha zavallıydı şu anda.

"Şişeyi ver"

Şerefsiz nasılda gülüyor,nasılda keyif alıyordu.

Behice hanımın avuçlarının arasına konan şişeye baktım.Bir an ne olduğunu anlamadım fakat daha sonra aklıma gelen şeyle hemen ayaklanmaya çalıştım.

"Ahh..Anladın demek.Bak bu şişedeki minik sıvı senin hayatını mahvedecek.Doğacak çocuğun ve kocan senden nefret edecek."

Hayır..

Hayır bu kadarını yapamazlardı.Bir şeyler yapmalıydım ama ne?

Derken duvar kenarında duran uzun ince oklavayı gördüm.Evet inceydi ama bir ihtimal işe yarayabilirdi.

'"Size yalvarmayacağım.Allah ikinizinde belasını versin"der demez oklavayı elime aldım ve nerelerine vurduğuma dikkat etmeden ardı ardına tepelerine indirdim.Yaptığım şey onlarda şok etkisi yaratmış olacak ki bir kaç saniye öylece bir birlerine bakmışlardı.Bu arada Behice hanımın elinde ki şişe çoktan yeri boylamış hatta  kırılmıştı.

Vurmaya devam ettim.Bu arada avazım çıktığı kadar bağırıyor,gücüm yettiği kadar vuruyordum.Ta ki elimdeki şey kırılıncaya kadar.Elimdekini onlara doğru firlatıp var gücümle itekledim.Dakikalar önce olduğu gibi yine bir birlerinin üstüne düşmüşlerdi.Dikkatli bir şekilde mutfaktan çıkıp kapıya koştum.Kapıyı açmak için uzandım fakat kilitliydi.Umitsizlige kapılmadan saniyesinde hemen boş salona koştum ve tahta pencereyi açıp bir ayağımı aşağı uzattım.Tam diğerini uzatmıştım ki açık pencere kapanmış bacağım pervaz ile arasında sıkışmış kalmıştı.

"Yardım edin.Yardım edin.Lutfen yardım edin"

Bağırıyordum ama ortada kimseler yoktu..

Hani öyle bir an gelirdi ya.Ne yapsan olmaz,çaresizlik boynuna ilmek ilmek dolanır,ümitlerin yerle bir olurdu.Işte ben şu an tamda böyle düşünüyordum.Ama öte yandan Rabbimede sığınıyordum bir mucize için.

"Gel buraya seni orospu.Vurmak neymiş sana iyice bir öğreteyim"

Emine saçlarımdan tuttuğu gibi beni geriye doğru asılmaya başlamıştı.Direndim.Gücümün yettiği kadar direndim hemde lakin pes etmem yakındı.

Kulaklarım uğulduyor,banyodan gelen leş kokusu hala midemi bulandırıyordu.

Derken onu gördüm..

Elinde silah ve iki adamıyla bize doğru yaklaşan Kerim Turanlı.

Ve işte o zaman rahatlamanın verdiği duygu yoğunluğu ile ağlamaya başladım..

***
Keyifle okuyun canlarım.Ben asi aşık'a bölüm yazmaya kaçar.Yorumlarinizi eksik etmeyin.Hatalarım varsa affola.

Instagram=Nuray Ergen 😘

Continue Reading

You'll Also Like

Sarı bukle By ID

General Fiction

43.7K 5.8K 14
interseksüel birey içerir. .... "Ben ona ait değilim, insan sevdiğine ait olur." "Ya kime aitsin? Kiminsin?" İç çekti..." Senin..." .... 🤍
338K 27K 40
*Asker Kurgusu* Güneş Milan Aksu, annesinin günlüğünü okuyarak babası hakkında herhangi bir bilgiye ulaşarak onu bulmak ister. Fakat günlüğü okurken...
ZEMHERİ By yudumsucan

General Fiction

115K 5.5K 14
Zemheri babası tarafından zorla evlendirilen bir kızdı. Akay ona yıllarca aşık bir adamdı. Zemheri Akay'ı sevecek mi?
2.2M 207K 42
"Benim topraklarımda ölmek için özel bir nedene gerek yok." Mihra Elnurova, Türkiye'nin güneyinde yer alan, ufak bir Türkmen ülkesi olan Karahan'da...