Psychopath+Angel (JARLEY)

By HarleyXxXQuinn

22.1K 1.4K 10.2K

Delilerin delisi, psikopatların kralı... Gotham'ın Palyaço Katili.. Tamamen psikologların ''Umutsuz Vaka'' ol... More

1- Tanışma
2- İlk Öpücük
-3 Kaçış ve Yakalanış
-4 Ceket ve Aşk Mevzuları
-5 Kaçış!
-6 J'nin Elektro Şoku
-7 Asit Tankları ve Öpücük
-8 ''Seni delirteceğim.''
-9 Delirtme Operasyonu Başarılı
-10 Temizlikçi
-11 Harley'in İstekleri
12- Dönüm Noktası
13-Tatlı Küçük Psikopat
14- Çalışma Odası
-15 Şimdilik
16- ''Beni asla sevmeyeceğine söz ver.''
17- Nefret
-18 Geçmişin Hatırası
19- Yeşil Ateş
20- İntiharımsı
21- Fotoğraf
22- Zorunlu Davet
-23 Yeni Oyuncak, Şişeyi Tekmeledi
-24 İlaç
-25 Gökyüzüne Doğru Gözyaşı
-26 Siyah Araç
-27 Gerçekten Sevmek
-28 İyilerin Cinayet Planı
-29 Telefon
30- 13 Metre
-31 Yeraltı Kaynağı
-32 Alexis
-34 Gazete
-35 Yeşil'in Nefreti
-36 Dürüstlük Timsalinin Başlangıcı
-37 Hançer
-38 Uykuda İhanet
-39 Acı
-40 "Bay J. seni bekliyor."
-41 Aşk Ruleti
-42 Verilmiş Sözler
-43 Kader
-44 Yakalayabildin mi?
-45 Kanca
-46 "Beni tanıştığımız geceye geri götür."

-33 Sahte Haber

284 22 204
By HarleyXxXQuinn

Medya; Slipknot

Ivy'nin Ağzından

Daha fazla beklemeye dayanamamış ve çoktan Jerome'un telefonunun en son konum olarak gösterdiği yere gelmiştik. Burası şehirden çok uzakta, sessiz ve ıssız bir dağdı. "Bu mağaralardan birinden geliyordu sinyal." dedi Richard. Ama hangisinden? Bir sürü giriş vardı ve hangisine gireceğimizi kestiremiyordum. "Ayrılalım o zaman? Herkes farklı bir yerden girer." demişti Roman. Daha iyi bir fikrim olmadığından başımı salladım kısaca ve rastgele gözüme kestirdiğim bir girişe yöneldim.

Roman ve Richard başka girişlerden girmişti ama mağaranın içi çok karanlıktı. Hiçbir şey görünmüyordu, en kötüsü de biz baya hazırlıksız gelmiştik ve fenerimiz bile yoktu. Mecburen mağaradan geri çıkmak zorunda kaldım. Ben çıkmıştım ama Roman ve Richard çıkmamıştı. Onların da feneri yoktu? Nasıl içerde durmaya devam ediyorlardı? "Roman! Richard!" diye seslendim.

Beklediğim gibi olmamıştı. Bana cevap vermemişlerdi, geri de çıkmamışlardı. İçeride tuzak olabilir miydi? Punchline bunu yapardı, o kız her türlü pisliği yapabilecek bir kızdı ve bunu yapmış olması beni hiç şaşırtmazdı. Ama... ben ne yapacağımı bilmiyordum. Etrafıma baktım bir süre. Kimse de yoktu.

Jerome'un Ağzından

Ben Alexis kim diye sorguladıkça doktor olan adam geçiştirmişti. Kucağımdaki Harley'i aldıktan sonra yanımdaki kişiyle beni içeri almadan kapıyı kapattı. Yanımda duran adama döndüm. "Ona bir şey yapmaz değil mi?" diye sordum. Daha yeni gördüğüm birine böyle bir çöplükteyken inanmam aşırı zorlaşıyordu.

"Hayır, sadece iyileştirir." demiş ve ardından devam etmişti. "Ben Slipknot." diye ekledi. Ona bakıp başımı salladım. Yanımdaki kişi hayatımızı kurtarmıştı aslında... bunu neden yaptığıyla ilgili hiçbir fikrim yoktu. Birisi neden hiç tanımadığı kişilerin hayatını kurtarırdı ki? Ben yapmazdım sanırım. "Ben de Jerome." dedim. O pek garipsememişti, rahattı yanımdayken.

Sırtımı deponun kapalı olan kapısına yaslayıp derin bir nefes aldım burnumdan. Punchline sandığımdan cesaretli çıkmıştı, yada sadece Harley'e olan kıskançlığı çok güçlüydü. Eğer orada yalnız olsalardı Harley çoktan ölmüş olacaktı... bunu düşünmek istemediğimden etrafa bakındım biraz. O sırada bana doğru gelen tanıdık kişi dikkatimi çekmişti. Bu Ivy idi.

"Jerome!" diye bağırdı heyecanla ve yanıma koştu. Çabucak yanımda bitmişti. Ona baktım. Benim ıslak olmam ilgisini çekmiş olacak ki tam sarılacakken son anda vazgeçmişti. "Sen... neden ıslaksın?" diye sorusunu yöneltti. Basitçe başımdan aşağı su döktüler desem bile inanmazdı muhtemelen çünkü hiçte öyle durmuyordu. Paçalarımdan su damlarken mümkün değil böyle bir yalana inandıramazdım, Ivy bunu hemen anlardı.

Ona söylemekte gelmiyordu içimden. O hemen telaşlanırdı ve onu zapt etmek için hiç gücüm yoktu. Göz kaçırıp susmayı tercih ettim. Muhtemelen bu şekilde başımı ağrıtacaktı ama başka yolu da yoktu. "Cevap ver bana. Harley nerede?" dedi bu kez de. Ben sustukça endişesi artıyordu. Beni tutup sarsmaya başladığı sırada Slipknot pekte bizimle ilgileniyor gibi durmuyordu. "Dur." dedim sadece.

Bu kadar durgun söylemiş olmam onu şaşırtmıştı sanırım, çünkü durmuştu. Ivy yanımdaki adama döndü, onu tanımadığı için bu kadar garipsemiş olmasını anlayışla karşılayabiliyordum ama eğer Harley'in hayatını kurtardığını bilseydi şuan bu adamın boynuna sarılırdı, bunu da biliyordum. "Sen kimsin peki?" diye sordu çekinmeden. Slipknot ona dönmüştü. "Slipknot diyebilirsin." dedi kısaca. Anlaşılan o Ivy'nin kim olduğuyla hiçte ilgilenmiyordu. Zaten biraz gizemli bir adama benzediğinden bunu garipsememiştim.

Aldığı cevap Ivy'e yeterli gelmemişti, tabii ben daha fazla soruyu kaldıramayacağımdan onun ağzını açmasına izin vermeden konuştum. "Yeter bu kadar Ivy." dedim. Normalde benim bu kadar ciddi olmama alışık değildi, ben bile bu kadar ciddi olmaya alışkın değildim ki.

Sessizliğin içinde geçen pekte uzun olmayan birkaç dakika sonra deponun kapısı aralanmıştı. Hızla arkamı döndüğümde doktora baktım. Kendisi de çıkıp yine deponun kapısını kapattığından endişem artmıştı birden bire. Meraklı gözlerim ona bir şeyler söylemesini istercesine bakıyordu. Doktor bunu anlamış olmalı ki hemen söze girdi. "O iyi. Dikiş attım, iyileştikten sonra dikişleri de aldırırsınız." demişti.

Birden kaçan ciddiyetim yüzünden engel olamadan kahkahalara boğulurken benim aksime Slipknot çok sakindi ve Ivy ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Kahkahalarım gittikçe dinerken yavaşça gözlerimi doktorun gözlerine diktim ve onu köşeye sıkıştırdım. "Alexis kim?" diye sordum. Artık bir şeyleri öğrenme zamanı gelmişti, bu gizli saklı dedektifçilik oyunundan sıkılmıştım.

Doktor beklediğimin aksine sakin karşılamıştı bu hareketlerimi. Benim için nasıl karşıladığının da bir önemi yoktu zaten. "Alexis Kaye..." dedi ve biraz duraksayıp omuzlarını dikleştirip gözlerime bakarak devam etti. "Punchline'ın gerçek adı." O an için hafifçe tek kaşım havalanmıştı. Evet, Punchline isminin sadece bir takma isim olduğunu biliyordum, başından tahmin etmiştim ancak bu adam nereden biliyordu? Ayrıca Harley'i Punchline'ın yaraladığını da bilmişti.

"Nereden biliyordun Harley'i onun yaraladığını, siz ikili mi oynuyorsunuz?" diye sordum. Az önce Harley'i emanet ettiğim bu doktorun Punchline ile işbirliği içerisinde olmasından oldukça korksam bile dışarı yansıtmıyordum. "Harley yaralandı mı?!" diye sesini yükseltti Ivy, şuan ona açıklama yapmanın yeri ve zamanı değildi.

"Mağaranın içerisinde kameralarım var, oradan gördüm." diye yanıtlamıştı doktor beni. O an şimdiye dek susmayı tercih eden Slipknot bile konuşmaya karar vermişti. "Beni oraya Doktor Strange yolladı, sizi birlikte kurtardık." demişti. Bu durumda Punchline ile işbirliği içinde olmaları söz konusu olamazdı. "Alexis Kaye, benim yeniden yarattığım bir varlık." dedi doktor. Duyacağım şeylerin beni şaşırtacağına o an emin olmuştum.

Punchline'ın Ağzından

O soytarı bana tokat atmıştı ve bunu ödeyecekti... Hayatını bana borçluyken bu yaptığı bencilliğin elbet bir bedeli olacaktı. Oswald şimdiden işime yaramaya başlasa iyi ederdi. Telefonumu çıkarıp onu aradım. Bu sırada odada yalnız olduğum için rahatlıkla konuşabilecektim. Çok geçmeden telefonunu açtı. "İlk işini alacaksın, hazır mısın?" diye sordum. Ama bu gerçekten merak ettiğim için sorduğum bir soru değildi.

"Dinliyorum." dedi sadece. "İyi dinle o halde, Joker için bir planım var. Harley'in öldüğü haberini yaptıracaksın çünkü öldü. Ama Harley Quinn adına değil, Harleen Frances Quinzel adına bir ölüm haberi olacak. Her yere ulaşacağından emin ol, tüm Gotham bunu bilmeli ve bunu konuşmalı. Özellikle de Joker'e ulaşmalı. İnandırıcı bir haber yap. Ha birde... Rusya'da ölmüş olduğunu yazdıracaksın. Hemen şimdi istiyorum, en geç yarına kadar istediğim gibi herkes bunu konuşuyor olacak. Umuyorum ki o küçük aklın bunları almıştır." dedikten sonra bir şey söylemesine yada sormasına izin vermeden telefonu kapattım.

Joker yanında sadece benim kaldığımı ve benden başka çaresi kalmadığını böylelikle anlayacaktı. Bana bu kadar kızgınken Harley'i benim öldürdüğümü bilmesi hiçte işime gelmezdi, öyleyse Ivy ve Batman'in planı üzerinden işi kendi lehime çevirirdim. Tam da bunu yapmıştım...

Harley'in Ağzından

Yine gözlerimi açmıştım. Bu ölmediğimi, kurtulduğumu anlamaya yetiyordu. Yinede fazlasıyla yorgunluğum ve sırtımda kendini belli eden tatlı bir sızım vardı. Dikkatli olmaya çalışarak doğrulmuş olsamda aklıma Jerome gelmişti. Etrafıma bakındım, bu loş ışıklı tuhaf yerde kimse yoktu. Jerome iyi miydi, ona bir şey olduysa ne yapacaktım?

Yatmış olduğum yerden ayaklanıp bilmediğim bu yerde rastgele yürümeye başlamıştım, nereye gittiğimi yine bilmiyordum. Son zamanlarda sürekli olarak nereye gittiğimi bilmeden yürüyordum yolları ve yollardan beklentim hep beni Jerome'a çıkarmaları oluyordu. Beni daima yarı yolda bırakan Joker'in aksine Jerome beni daima geçtiğim yollarda beklerdi... aralarındaki fark buydu.

"Jerome?" diye seslendim sorgularcasına. Üzerim hala ıslaktı ve bu rutubetli yer de hiç sıcak değildi. Üşüyordum. O an bir kapı farkettim, kapının altından hafifçe ışık sızıyordu. Bu yüzden bir umutla kapıyı açmaya karar verdim. Kulbu tuttuğumda, bu kapı benim gibi yaralı bir kız için fazla ağırdı. Vazgeçmeden kendimi biraz zorlayarak kapıyı açtığımda canım çok yanmıştı ama doğru kapıyı da bulmuştum, çünkü burası dışarıya açılıyordu ve başımı biraz çevirdiğimde Jerome'u gördüm. O da bana bakıyordu şaşkınlıkla.

Onu hala hayatta ve iyi bir şekilde görmenin vermiş olduğu mutlulukla acımı unutup kocaman gülümsemiş ve onun boynuna atlamıştım. Aramızdaki boy farkı yüzünden beni belimden yakalamak ve havaya kaldırmak, havada tutmak zorunda kalmıştı çünkü ayaklarım yere değmiyordu. O da ıslaktı, ıslak olmamıza rağmen ona sarılırken ısınıyordum...

"İyisin..." diye mırıldandım yavaşça. Ancak o an Ivy'i görmüştüm. Jerome'un arkasındaydı ve şuan onunla göz gözeydik. Bizim şu durumumuza ağzı açık bir şekilde hayretlerle bakıyordu. İrileşmiş gözlerimle birlikte dudaklarımı birbirine bastırıp kollarımı Jerome'un boynundan çekmiştim. Jerome da bir şey olduğunu anlayarak bana sarılmayı kesip yavaşça yere bıraktı, bana nazik davranmıştı.

O an burada iki kişi daha olduğunu farketmiştim. Bu sefer ise onların kim olduğu hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu. "Bunlar kim?" diye sordum Jerome'a bakarak. Önce orta yaşlı adama, ardından da biraz daha genç olanına bakıp dudaklarını ıslattı diliyle. "Anlatacağım ama duyduklarının ne kadarını kaldırabilirsin bilmiyorum, Harley." demişti Jerome. Gözlerimi onun gözlerinden çekmeden söyleyeceklerini dinlemeye odaklandım...

Continue Reading

You'll Also Like

98.1K 3.3K 23
Genç, büyük hayalleri olan yetenekli bir dansçı; Heves. Ve onun alışılmadık kurallara sahip olan yeni öğretmeni; Ahsen... İkisinin yolu kesiştiğinde...
93.4K 4K 21
Yabani dizisinden tanıdığımız Asi ve Alaz'ın muhtemelen hiç yazılmayacak anlarına dair tek veya birkaç bölümden oluşacak hikayelerdir.
159K 16.8K 53
Jungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını d...
225K 22.2K 32
Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.