KOYU PIRLANTA (TAMAMLANDI.)

By hacer20154

842K 41.3K 8.6K

"Kimsin sen?" titreyen sadece sesim değildi artık bedenimde aynı şekilde titriyordu. Karşımda ki adam gözleri... More

1.Bölüm "Uyanış"
2.Bölüm "Okul"
3.Bölüm "Hoca"
4.Bölüm "Soğuk"
5.Bölüm "Anı"
6.Bölüm "Karmakarışık"
7.Bölüm "Kim?"
8.Bölüm "Kavga"
9.Bölüm "İpucu"
10. Bölüm "Özgür"
11.Bölüm"Barış"
12.Bölüm "Sen Kimsin?"
13.Bölüm "Sarhoş"
14.Bölüm "Sevmek"
15. Bölüm "İtiraf"
16.Bölüm "Yabancı"
17.Bölüm "Eskisi Gibi... "
18. Bölüm "Güzel Bir Gün"
19.Bölüm "Geçmişin İzleri"
20. Bölüm"Gerçek "
21.Bölüm "Ameliyat"
22.Bölüm "Risk"
23.Bölüm "Kalp"
24.Bölüm "Sevgili"
25.Bölüm "Yüzleşme"
26.Bölüm "Acı"
27.Bölüm "Pişmanlık"
28.Bölüm "Kaçırılma"
29.Bölüm "Mutsuzluk "
30.Bölüm "İz"
31.Bölüm "Hayat"
33.Bölüm "İşleri Yoluna Koymak"
34.Bölüm "Kavuşmak."
35.Bölüm "Barışmak"
36.Bölüm "Esma"
37.Bölüm "Esma 2"
38.Bölüm "Şok!"
39.Bölüm "Aylar Sonra"
40.Bölüm" Esma-Sinan "
FİNAL
100 Bin Olduk.
Özel Bölüm - 1
Özel Bölüm - 2
Özel Bölüm 3
RİYAKAR

32.Bölüm "Yeniden"

14.3K 831 263
By hacer20154

"Gururdan sevgi ölür mü?
Yağmursuz çiçek büyür mü?"

Medya ~ Aleda KESKİN

Finale yaklaştık.
Not: Bu kitaptan sonra Sezgiyi düzenlemeye başlayacağım onu da tamamlayacağım.

SINIR 150 Vote 150 yorum

ALEDA KESKİN

"Kaybettik. Başınız sağolsun." yaşlı gözlerim doktorun üzerinde dolanırken hiç bir şey duymuyordum. Ne o kadının çığlıkları ne de haykırışları...

Yutkundum ve ayağa kalktım.

Kapının açık bölümünden içeriye baktığımda hemşirenin beyaz örtüyü örttüğünü görmemle hızlı adımlarla kapıdan içeriye girdim.
Elinden tutup örtmeaini engellerken beni çıkarmaya çalışıyorlardı.

"Hanımefendi lütfen dışarıya çıkın işimizi yapalım." kafamı iki yana salladım. Beyazlamış tenine baktım daha sonra yaralar içinde kalmış yüzüne baktım. Dokunmak için elimi kaldırdığımda dokunamadan indirdim.

Elini tuttum.
Ellerini ısıtan sıcacık ellerimi tuttum.
Bu sefer soğuktular.

Mavi gözleri artık görünmüyordu.
Artık kapalıydı.
"Barış kalk! Barış seni seviyorum. Lütfen kalk lütfen." kafamı göğsüne koyduğumda atmayan kalbinin atmasını istedim.

Böyle gidemezdi.

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes almaya çalıştım.

"Hani bırakmayacaktın." mırıldandığım anda kafam hissettiğim elle gözlerimi açtım.

"Aleda!" nefes nefese karşımda ki adama baktığımda etrafıma baktım. Barışın kaldığı odanın koltuğunda uyuyakalmış ve kabus görmüştüm.

Barışa baktığımda ayağa kalkıp ona sıkıca sarıldım. Gözyaşlarım döküldüğünde belimden sıkıca tutuldum.
Tek eliyle hem beni sıkıca tutuyor hemde saçlarımı okşuyordu.

Diğer elinin alçıda olduğu aklıma geldiğinde geri çekildim ve ona baktım. Eliyle gözyaşlarımı sildiğinde gözlerinde gördüğüm sevgiyle tebessüm ettim.

"İyi misin? Ne gördün rüyanda?" kaşlarını çatmış masumca bana bakıyordu. Koltuğa geri oturduğumda kendime gelmek adına göz yaşlarımı sildim ve sarsak adımlarla yürüyen adama baktım.

Masanın üstünde duran su dolu bardağı bana uzattığın da bir yudum alarak boğazımı ıslattım. O yoğun bakımda Barış pes etmemiş bize geri dönmüştü. Saha sonra hayatı fonksiyonları yerine geldiğinde ise akşam normal odaya almışlardı.

Gözlerini açması için sabahı bekleyen doktorlar narkozun geçmesini beklediklerini söylemişlerdi. Bardağı yanıma koyduğumda sağ tarafıma yavaşça oturdu. Ona baktığımda yüzünde bir kaç çiziğe, kolunda ki Atele baktım.
(Atel:Yarı alçı durumu.)

Emniyet kemeri bende takılı olduğu için çok bir şeyim yoktu. Bir kaç yarayla bu işi ben çabuk atlatmıştım ama o öyle değildi.
Ölebilirdi!

"Kabus gördüm. Sen öl- öyle işte." ağzımdan çıkmayan kelimeyle dudağımı ıssırdım ve tekrar gözlerinin içine baktım.

"Hani ölsem umrumda olmazdı ? Sevinmez miydin?" kaşlarımı çattım.

"Deli misin sen, yoksa beni mi delirtmek istiyorsun? Tabii ki umrumda olur ve tabii ki
Sevinmem niye sevineyim. Sonuçta sende bir insansın." son an da lafı döndürdüğümde derin bir nefes alıp tebessüm eden dudakları eski halini almıştı.

Gözlerim odanın içinde gezerken koluna baktım." Okula gitmedin. Sınavların ne oldu? "omzumu silktim. Bir kaç gün sonra olsam ölmezdim ya. Zaten çalışmamıştım bu psikoloji ile hiç yapamazdım.

" Sen ne yapacaksın? " sıkıntılı nefes verdiğini işittim.

" 1 hafta rapor çekerim. Bu kolla zaten bir şey yapamam. " kolunu kaldırıp bana gösterdiğinde kafamı salladım ve ona baktım. Bana baktığını görmemle heyecanlandım.

Sanki ilk defa bana bakıyordu.
Bu neyin kafasıydı?

"İyi ben gideyim." ayağa kalktığımda o da aceleyle ayağa kalkıp önüme geçti.

" Olmaz. Annemler gönderdim refakatçi olarak seni yazdırdım. Gidersem ne yapacağım ben tek elle?" kaşlarım havalandığında ne yapacağımı bilemedim.
İşine gelse yapardı ama gelmiyordu.

İşime gelse bende gidebilirdim ama şimdi gitmeyecektim.
"İyi madem ne yapalım el mecburi zorla kalıcaz. Anneme haber vermem lazım merak eder. Sen yat ayakta durma. " yüzünün güldüğünü gördüğümde kaşlarımı çattım.

"Yani düşersin falan ben senin öküz gibi bedenini nasıl taşıyayım dimi?" yüzünün düşmesiyle yatağa doğru yürüyüp uzandı. Bende dışarıya çıkarken cebimde ki telefonu çıkarıp annemi aradım.

Telefon hemen açıldığında annemin sesini duydum. "Neredesin sen Aleda? Gel artık ve o adamın ailesi yok mu başında sen ne diye yanında kalıyorsun? Unuttun mu kızım?" annemin sinirli sesiyle dudağımı ısırıp gözlerimi kapattım.

Unutamıyorum anne.
Herkes, her şey hatırlatıyor zaten merak etme unutmuyorum.

" Anne durumu kötü biliyorsun sana anlattım. Benim yüzümden ölebilirdi ben buna dayanamam. Tabii ki yanında olmucam bu vicdan azabıyla evde duramam ben. Hem yarın, yarından sonra geliyorum eve merak etme diye aradım." bahane üreten zeki ben ile gülümsedim.

"İnşallah vicdan azabı için orada kalıyorsundur kızım. İnşallah bir daha aynı hataları yapmazsın. " kafamı salladım ve telefonu kapatıp cebime koydum. Kafamda ki kazınan yere dokunduğum da gözlerimi kapattım. Ne zaman iyileşecektim ben? Ne zaman iyileşecektik biz?

Odaya girdiğimde kapıyı kapatıp koltuğa geri oturdum. Üstümde ki kıyafetlerle tebessüm ettim. Cansu dün Barışın geri dönmesi üzerine eve gidip bana da bir kaç bir şeyler göndermişti şoför ile. Kaç gündür banyo yapmasam da temiz kıyafetler içinde kendimi iyi hissediyorum.

Barışa baktığımda bana baktığını gördüm. Kapı açıldığında bakışlarım oraya düştü. "Yemek Geldi!" Bir kadının sesiyle hemen kapıyı açıp yemek dağıtan kadından iki tepsi yemek alıp zar zor içeriye taşıdım.

Güzel kokan yemeklerle kaç gündür aç kalan midem guruldamaya başlamıştı. Hemen masaya yerleştirip masayı ya Barışın yatağının üzerine çekip kenarına oturdum. Barış suratını asıp yemeklere baktığında ben çoktan çorbamo içmeye başlamıştım bile.

"Ben nasıl yiyeceğim?" soruyla beraber kafamı kaldırarak Barışa baktım.

Kafamla diğer elini işaret ettim.
"Sol elinle ye." dediğimde suratını asarak konuştu.

"Aleda ben Sağlağım nasıl solla yiyebilirim? Şuanda senin bana yedirmem gerekmiyor mu? Refakatçim sensin ya." ona hayretle bakakaldım.
Kaşığımk geri koyarak kollarımı bir birine doladım.

"Allah Allah ben mi istedim Refakatçin olmayı Barış? Utanmasan altımızda değiştir dersin sen şimdi. Allah aşkına istersen yaparsın bilmiyor muyum ben seni?" dediğimde suratı sirke satmaya başlayarak sol eliyle zar zor yemek yemeye başladı.

Bu haline çaktırmadan güldüğümde üzerine döktüğünü gördüm.

Marifetsiz!

Hemen peçete alıp üzerini sildiğimde en sonunda kıyamayıp yemeğini ben yedirmeye başladım. Suratında açan cennet bahçesi gibi gülücükler ile bende gülüp kafamı iki yana salladım.

Çocuk gibiydi!

Yemeklerimiz bittiğinde masayı kenara koyup eski yerime oturdum.
Telefonumun titremesi üzerine şarjının az olduğunu gördüm. Sıkıntıyla nefes alıp verdim.

Aşağıda mrsja kutusunda mesaj geldiğini görmemle kaşlarımı Çatıp gelen mesajı açtım.

Ben seni affettim Aleda. Haklı olmama rağmen seni affedip eski arkadaşlığımızı geri döndürmeye çalıştım  ama görüyorum ki hala o adamı seviyor ve affetmek için can atıyorsun. Bu sefer olmaz Aleda. Bu sefer ben kesin olarak hayatında çıkarım.

Şok içinde telefona bakarken gözlerim doldu. Kimse beni anlamak istemiyordu ben ne yapabilirdim ki?

"Kim?" kafamı kaldırıp Barışa baktım.

"Kimse." ayağa kalkıp odadan çıktığımda odadan çıkar çıkmaz göz yaşlarım dökülmeye başladı. Neden bir hayatımda ki insan için diğerinden vazgeçmek zorunda kalıyordum?

Haksızlık değil miydi bu?

Nedne hayat bana gülmüyordu?
Neden ben de diğer insanlar gibi mutlu olamıyordum.?

Bölüm sonu.

Aleda sizce ne yapmalı ya da ne yapacak?

Sinan sizce haklı mı?

Continue Reading

You'll Also Like

1.1K 29 13
Yazarları etiketliyorum isimerine basarsanız direk profilleri açılıyor Kendinize ait hikayeniz varsa beğenirsem eklerim
25.4M 904K 78
♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuş...
1.8M 109K 64
Ulaş: Ev alma, komşu al demişler. Işık: Öyle mi demişler. Ulaş: Öyle demişler. Alacağım seni kendime. Mecburuz.
118K 11.6K 69
Yankı, kendisine kin dolu bakışlarla bakan arkadaşına ve bir de yerde kanlar içinde yatan küçük kıza baktı. Yere düşen arkadaşının bastonunu uzanıp a...