GÖKKUŞAĞI

By kmsrl78

635K 35K 4.9K

Romantizm #1 Mizah#5 ~~~ Adamı süzmeyi bırakıp"Buyrun ne istemiştiniz.?"dedim. " Aslında yağmurdan korunmak... More

🌈1 /G ⭐
🌈2/G⭐
🌈3/G⭐
🌈4/G⭐
🌈5/G⭐
🌈 6/G ⭐
🌈7/G ⭐
🌈 8/G ⭐
🌈9/G ⭐
🌈 10/G ⭐
🌈 11/G ⭐
🌈 12/G ⭐
🌈 13/G ⭐
🌈 14/G ⭐
🌈 15/G ⭐
🌈 16/G ⭐
🌈 17/G⭐
🌈 18/G⭐
🌈 19/G ⭐
🌈 G/20⭐
🌈G /21⭐
🌈 G /22⭐
🌈 G/23⭐
🌈 G/24⭐
🌈 G /25⭐
🌈 G /26⭐
🌈 G /27⭐
🌈 G/28⭐
🌈 G /29⭐
🌈 G /30⭐
🌈 G/31⭐
🌈 G /32⭐
🌈 G /33⭐
🌈 34/G ⭐
🌈 35/G ⭐
🌈 G /36⭐
🌈 38/G ⭐
🌈 39/G ⭐
🌈 G /40⭐
🌈41/G ⭐
🌈42/G⭐
🌈43/G⭐
🌈44/G⭐
🌈45/G⭐
🌈46/G⭐
🌈47/G⭐
🌈48/G⭐
🌈49/G⭐
🌈 50/G⭐
🌈51/G⭐
🌈52/G⭐
🌈53/G⭐
🌈54/G⭐
🌈55/G⭐
🌈56/G⭐
🌈57/G⭐
🌈58/G⭐
🌈59/G⭐
🌈60/G⭐
🌈61/G⭐
🌈62/G⭐
🌈63/G⭐
🌈64/G⭐
🌈65/G⭐
🌈66/G⭐
🌈67/G⭐
🌈68/G⭐
LÜTFEN OKUYUNUZ/ÖNEMLİ!

🌈 37/G ⭐

8.1K 608 115
By kmsrl78

Keyifli okumalar dilerim...
Medya:Bölümden temsili

Geçmişten alıntı olan paragraf 28.Bölüm'den kalan paragraftır.

Aras Yalısı ~2012

Feride oluşan yakınlığa mutlu olarak boşta kalan elini Ata'nın omuzlarına koydu.

"Bence böyle gayet iyiyiz." Feride daha da arayı kapattığında Ata tiksindi ile  çekilmek istedi taki o sesi duyana kadar.

"Neler oluyor burada?"

Ata'nın bakışları kapıda ki babasına döndüğü sıra kadının kendini hızla geri çekilişini hisetti.

"Size ne oluyor burada dedim... Senin halin ne böyle?"

Feride'yi eli ile gösteren Yusuf Bey bir de oğluna bakış attı. Dağınık saçına başına, tişörtünün dağılmış haline kaşlarını mümkünmüş gibi daha da çok çattı.

"Ben bir ses duydum yataktan kalktığım gibi geldim. Ata bir şey düşürmüş sonra anlamadım yakınlaştı bana."

Ata kadının söyledikleri ile dehşete düşmüştü. Ne diyordu bu kadın?

"Ata mı yakınlaştı sana?"

Yusuf Bey odaya tam girip oğlunun karşısına dikildi. Karşısın da karısının üstünü örtmeye çalıştığını görünce başıyla kapıyı işaret etti.

"Ata yaklaştı ama yanlış anlama Yusuf."

"Ben anladım anlayacağımı dışarı çık Feride."

Feride kararsız kalmış bir şekilde durduğunda Yusuf Bey bir kez daha bağırdığında başını eğip çıkmıştı.

"Demek karıma baktın ha? Sen böyle mi adam olacaktın?"

Ata karşısında ki baba dediği adama baktı.

"Sen mi bana adamlığı öğreteceksin?"

Kayıtsızca babasına baktığında Yusuf yakasından tutmuştu bile.

"Sen babanın karısına bakacak kadar şerefsiz misin lan?"

"Ona mı inanacaksın, ben yapar mıyım öyle bir şey?"

"Yapmaz mısın? Daha ilk günden beri gözün ondaydı. "

Ata babasının ellerinden kurtulup bir kaç adım ileri gitti. Başını iki yana sallayıp kayıtsızca babasına baktığında yüzüne bir yumruk inmişti bile.

Ata'nın kafası ileri gittiğinde bir kaç saniye başını kaldıramadı. Burnundan akan kanı hissettiğinde elinin tersi ile sildi.

"Karını çürük seçmişsin Yusuf Bey sorun bende değil onda."

Başını kaldırır kaldırmaz söylediği sözler ile tekrar bir yumruk geldiğinde arkasında ki yatağa düşmüştü.

"Lan senin ben varya."

Yusuf Bey odanın içinde ileri geri volta atarken Ata duygudan yoksun güldü.

"Karın yüzüne hayatında ilk defa beni dövüyorsun ama hala o kadına taş konduramıyorsun neden söylesene?"

"Sanane lan sanane."

"Ne sanane be? Görmüyor musun birbirimize düşürmeyi başardı?"

Ata ayağa kalkmış elleriyle saçlarını çekiştirerek bağırıyordu.

"Bunu yapan sensin farkında değil miyim sanıyorsun."

Babası bozuk plak gibi aynı şeyleri tekrar ederken Ata çıldırmış gibi onun omuzlarından tutup sarsmıştı.

"Kendimden yaşça büyük kadına bakacak biri miyim özellikle bu kadın senin eşinken? Ben senin kadar şerefsiz miyim lan?"

En sonunda ağzından kaçan kelimelerle  üçüncü bir yumruk gelecekken bileğinden tutmuştu.

"Eğer bu elin bir kez daha bana inseydi Allah şahidim olsun seni yaşatmazdım."

Babasının elinden itekleyip odasından dışarı çıktığında babasının bağırtısı bütün evde yankılanmıştı.

"Nereye gidiyorsun? Dönüp geleceğin yer burası, sen üç gün bile dayanamazsın geri dönersin."

Ata o akşam yaralarını kendi sarmıştı. Bir sokak ışığının altında cebinde olan iki peçete ile bir arabanın aynasında kendi başına temizlemişti. Yüzünde ki yaralar bir peçete ile silinirken ruhunda ki yaralar kapanmayacak kadar çoktu.

*****
Ata o gecenin sabahına tekrar eve dönmüştü.Babası ile hiç bir şekilde görüşmüyor hatta odasından çıkmıyordu. Ama Feride'nın Ata'ya karşı ilgisi hiç bitmemiş bir şekilde devam ediyordu.

Eşinden bir uyarı almıştı ama kimin umurunda onun olmadığı vakitler Ata'nın yanına geliyordu. Ata her seferinde odadan kovuyordu en sonunda gündüzleri dahi kapısını kilitler olmuştu.

Zaten bu ülkeden gitmesine az bir vakit kalmıştı. O zamana kadar dayanması gerekiyordu.

Odasından çıkıp mutfaktan su aldığı bir gece kapısını kilitlemeyi unutmuştu bunu farkedip fırsata çeviren kadın bir süre oyalanmıştı.
O gününü ful dışarda geçiren Ata deliksiz uyurken Feride sessizce odasına girmişti.
Yavaşça yatağa ilerleyip Ata'nın üstünden sürünerek yanına yatmıştı.

Ata vucüdün da dolaşan eller ve öpücükler yüzünden huylanarak uyandığında ilk saniyeler bir şey anlayamazken hızla geri çekildi.

"Ne yapıyorsun sen?"

"Ne güzel eğleniyorduk Ata'cım."

"Ne iğrenç kadınsın sen, kalk şuradan." derken bile kendisi  yataktan kalkmıştı. Genzine kadar gelen öğürme isteğini yutkunarak gidermeye çalıştığında kadınında yataktan kalktığını gördü.

"Ama bu kadar naz olmaz ki?"

"Ne nazı yaa?Sen farkındasın değil mi babamın eşisin?"

"Tek sorun babanın eşi olmamsa o iş kolay."

Ata başını yana çevirdiğinde sakinleşmeye çalışıyordu, sakinleşmek yerine sinirleri daha da alevlendiğinde kadının kolundan tutup çekerek kapıya ilerletti.

"Sen ruh hastasısın."

Kapıyı açıp hiç bir kadına yapmayacağı bir şeyi yapıp ileri doğru fırlattı onu. Kadının yalpalayıp düşerken ayaklarının dibine düştüğü kocasına kaydı bakışları.

"Al bak lan karına senin koynundan çıkıp gelmiş yanıma hala şerefsiz olan ben miyim?"

Ata artık ağzını tutamayacak vaziyete gelmişken Yusuf Bey iki kişi arasında gözlerini gezdirdi. Ve oğlunun yanına hızla ilerleyip bir eliyle yakasından tutup savurdu.

"Senin bu ev de yerin yok, git ve bir daha girme bu eve."

Ata böyle bir muamele beklemediği için babasından gelen sarsıntıyı hissedemedi, ileri doğru savrulduğunda kendine gelmişti.

"Ne o annemden kalan bu evden mi kovuyorsun beni."

"Annem annem annem, başka laf bilmez misin sen?Annen kadar benimde emeklerim var."

Şimdide mal mülk sevdasına düşen Yusuf Bey oğlunun gözünde ki hayal kırıklığını göremiyordu.

Ata odasına girip önceden hazır ettiği çantasını ve cüzdan, telefon ne varsa alıp odadan çıktı. Daha fazla bu evde durması aptallık olurdu. Alt kata indiğinde ev halkının onun peşinden geldiğini biliyordu. Leyla'nın odasına ilerleyeceği sıra Yusuf Bey önüne geçmişti.

"Nereye gidiyorsun?"

"Bırak kardeşimi göreceğim."

İleri doğru atılmasına rağmen omuzlarından itilmişti.

"Kardeşini falan göremezsin çık git şimdi buradan."

"Ne demek göremezsin, çekil şuradan kardeşimi göreceğim."

İki adam birbirlerini omuzlarından iterken babası boşluğundan yararlandı ve onu bir kaç adım ileri itti.

"Sana kardeşin yok dedim, şimdi defol."

"Bırak Leyla'mı göreyim."

Her olaya tepkisiz kalan Ata kardeşini göremeyecek olmasına sesi titreyip gözleri dolmuştu.

"Yusuf Aras umarım bir gün işiniz düşer bana"

Evden çıktığında babasının arkasından gülüşlerini duydu. Çalışanların çoğu kapıda durmuş evden gelen sesleri dinlemişti.Kapıdan Ata çıktığında şoför hemen gelip elinde ki çantaya uzandığın da Ata geri çekti.

"Gerek yok." deyip bahçeden de çıktığında son bir kez dönüp bakmadı eve. Artık bitmişti.

Havalimanına gelip on gün sonraya olan biletini bu geceye çekmek istediğinde ilk uçuşun öğlen saatlerinde olduğunu öğrenince havalimanının bir köşesine geçmişti. Artık evsiz biriydi o.
Geriye tek kalan annesinin onun için biriktirdiği bir miktar paraydı. O parayla da ancak bir süre geçinebilirdi sonrası onun elindeydi.

****

Odaya giren kadına bir göz atıp ayağa kalktı.Artık bu muhabbetler sıkmıştı.

"Atacım neler yapıyorsun?"

"Sana ne Feride." Ata Martin oturduğu yerde gerildi. Kadın ise onun bu tavrına gülüp masanın önünde ki koltuklara oturdu.

"Kadın, çek git şu odadan asabımı bozma."

"Biliyor musun sinirlenince gözümde daha bir iyi görünüyorsun."

Ata Martin başını hafif yana çevirip sabır çekti. İğreniyordu başka bir şey değil. Ayağa kalktığı gibi kadının başında dikildi.

"Çık şu odadan kendini de beni de rezil etme."

Feride oturduğu yerde rahatça geriye yaslandı. Bacak bacak üstüne attığında da onu umursamadığını gösterdi. O sırada telefonu çalan Martin masanın üstünde ki telefonuna uzanamadan Feride aldı.

"Ah bak kim arıyor, değerli Gökkuşağı."

"Ver şunu." diyerek uzandığı telefonu kadın arkasına sakladı.

"Bu kadar merak etmeyin birbirinizi canım, kimseler yemiyor ya sizi."

Feride'yi kolundan tuttuğu gibi ayağa kaldırdı. Kadın bir kaç saniye sonra dengesini  toparladığında elinde ki telefon alınmıştı.
Ata Martin telefonu rastgele masanın üzerine attığında keskin bakışları kadının üzerindeydi.

" Sabrım tükeniyor bir daha sevgilimin ismini ağzına almayacaksın,bu odaya girmeyeceksin."

Kadın şen bir kahkaha attı.

"Kimin şirketinde kimi odaya almıyorsun, unuttun mu yüzde seksen hisse bende."

Ata Martin kadının kolunu sıkarak kapıya ilerkettiği sıra Feride güç bela o elden kurtuldu.

"Sen o kızı da mı böyle davranıyorsun, ah yoksa yeni kişiliğin Martin'e mi büründün."

"Ne saçmalıyorsun sen?"

Ata Martin karşısında ki kadına zor katlanırken onun kışkırtmalarına yenilmek istemiyordu. Gözlerini kapatıp açtı ve eliyle yanında ki duvara vurdu.

"Git şu odadan, elimden bir kaza çıkacak."

Kadın bir adım atarak yaklaştı ve önüne gelen saçlarını geriye attı.

"Tam da bundan bahsediyordum, bu sinirini ona da gösteriyor musun? Yoksa numaradan ona iyi mi davranıyorsun?"

"Lan ne siniri göstericem ben ona, manyak mısın kadın sen?"

Tekrar koluna uzandığı sıra kadın geri çekti kendini.

"Sizi sergi zamanından belli takip ediyorum, ona hiç böyle davranmıyorsun, bir kez olsun ona kötü baktığını bile görmedim ne yaptı ki sana?"

Sona doğru sesi yükselen kadına Martin şok olmuş bir şekilde bakıyordu. Bu kadın kafayı yemişti. Artık aralarında ki yaş farkınıda geçmişti kendisini kafasına taktığına emindi.
Martin başını iki yana sallayıp odanın kapısını açtı.

" Artık anla şunu kaç yaşında kadınsın, kendine bunu yakıştırıyor musun? Lan yatağına girdiğin bir adamın oğluna bu davranışlar neden? Şimdi git ve uzak dur benden de sevdiğim kadından da."

Son sözlerini son derece yumuşak söylemeye çalışmıştı ama karşısında ki kadının hala bir hareketini göremediğin de kolundan tuttuğunda kadın bağırmıştı.

"Yedi yıl önce ki gibi yere mi fırlatacaksın beni?"

Martin ona cevap vermeden açtığı kapıdan kadını çıkarmıştı.

"Yedi yıl önce Ata vardı şimdi Martin ve ikisi çok farklı adamlar  ona göre ayağını denk al."

Son sözlerini baş parmağını sallayarak söyleyen adam kimsenin bakışını umursamadan kapıyı çarparak kapattı.

Şirkette ki herkes bu çarpmayla yerinde irkildiğinde Feride'nin bakışlarını görmüştü.

" Ne bakıyorsunuz, dönün önünüze. "

Feride herkesin üstünde gözlerini dolaştırıp bağırmıştı. Herkes önüne dönerken o da içinden yeminler ederek odasına ilerledi.

Martin gerilen siniri ile bir ileri bir geri gelirken telefonu tekrar çaldı. Elleri ile yüzünü okşadığın da derin bir nefes aldı.

Telefonu eline aldığında kenarından küçük bir kırığın olduğunu gördü. Umursamadan arayan kişiye baktığında yüzü gülmüştü.

"Sevgilim."

"Martin." karşısında ki kadının sesi endişeli geldiğinde kendini bir koltuğa attı.

"Güzelim, iyiyim bir sorun yok."

"Sesin hiç iyi gelmiyor ama."

İki taraf da derin bir nefes bıraktığında Martin oturduğu yerden kalktı.

"Sevdiğim, uçuruma gelsene bir şey konuşucağım."

"Martin bir sorun yok değil mi?" bir kaç tıkırtı ile Gökkuşağı'nın sesi geldiğinde Martin hafif gülmüştü.

"Lütfen sakin ol, küçük bir konu konuşucağız. Gerçekten sakin ol tamam mı?"

"Tamam tamam sakinim bir saate gelirim."

"Bekliyorum bebeğim."

Telefonu kapatıp uzun paltosonu giydiği gibi odadan çıktı.Odanın kapısını her ihitmale karşı kilitliyip koridora çıktı.

"Bana hemen bir taksi çağırır mısınız?"

Sekreter başını salladığın da Martin  merdivenlerden yavaş yavaş iniyordu. Telefon rehberinden Leyla'nın numarasını çevirdiğin de hazır olda bekliyormuş gibi hemen açıldı.

"Abim."

"Leyla'm nasılsın?"

"İyiyim abi sen nasılsın?"

"İyiyim, bir şey söyleyeceğim."

"Söyle abim."

Martin dışarı çıktığında hafif soğuk karşısında içi titrese de taksi gelene kadar kapıda beklemeye kararlı idi.

"Akşama Gökkuşağı ile geleceğiz, hazırlığı ona göre yaptırırsın."

Leyla duyduğu ile çığlık attığı için Martin yüzünü buruşturmuştu.

"Sen ciddi misin?"

"Evet ciddiyim, evin oğlu geri dönüyor. Herkes görsün Ata Martin Aras kimmiş."

"Tamam tamam ben söylerim,çok heyecanlandım."

Leyla sevinçle telefonu kapattığında Martin gelen taksiye adresi verip arkasına yaslandı.Erken yaşta yaşlanmaktan korkuyordu.

Taksici uçuruma tamamen çıkmak istemediğinde Martin tamam deyip yolun geri kalanını yürümüştü.Uçurumun tam köşesine geldiğinde düşünceler aleminde boğuluyordu. Feride'de den bu kadar çabuk kurtulamayacağını bugün daha iyi anlamıştı. Tek isteği bu yolda sevdiklerine zarar gelmemesi idi.

Arkasından bir arabanın sesi geldiğinde dönme gereği duymadı. Kimin geldiğini çok net biliyordu. Zaten bir süre sonra arkasından beline sarılan kadınla gülümsedi.

"Canım." Gökkuşağı aşık olduğu adama sarıldığı gibi mırıldanmıştı.

"Yarim de gelmiş."

Gökkuşağı gülüp geri çekildiğinde Martin'de uçurumun kenarından çekilmişti. Ortaya doğru geçtiklerinde bir süre birbirine bakan çift en sonunda Gökkuşağı'nın sarılması ile sonlanmıştı.

"Seni çok merak ettim."

"Merak edilecek bir şey yoktu. Sadece o an bir şey yaşadım."

Gökkuşağı geri çekilip karşısında ki adamın elinden tuttu ve arabaya çekti. Arka koltuğa geçen ikili rahat bir pozisyon aldı.

"Bugün sanırım üstünde ki yükü kaldırmak istiyorsun."

Martin'in ellerini okşayan Gökkuşağı onda ki gerilimi farketti. Ve derim bir nefes alan adam zor da olsa söze başladı.

"Herşey o kadının gelmesi ile başladı. Bunu zaten biliyorsun, hiç bir şekilde bana dokunabilme yetkisi vermedim ona, ama sanki o bu yetkiyi almış gibi daha çok üstüme geldi."

Martin anlatırken ya kaşını çatıyordu yada gözlerini kısıyordu. İlk gün ki gibi yüreği yangın yeriydi. Sinirleri hiç bitmemiş üstüne eklenmiş gibiydi.

" Genç bir adam tacize uğrar mı diye sorma, uğradım. Tabi dokunmak dışında ileri gidemedi zaten daha ne yapabilirdi ki?  O  her dokunmaya kalktığında ben kendimden iğrendim."

Martin'in gözleri dolduğunda bir elini kaldırıp silmeye çalıştı. Gökkuşağı sıkı sıkıya elini tuttu ve indirdi.

" Bugün içinde ki zehiri akıtma günü tutma kendini. "oysa Gökkuşağı bile çoktan ağlıyordu.

" Hep kendime bir şeyleri bahane ederek o evde kaldım ama hata etmişim. En sonunda gitme kararı almıştım ama babamdan hakkım olanı alacaktım taki bir geceye kadar. "

Gökkuşağı doğrulmak istediğinde Martin'in eli tarafından durdurulmuştu. Zorlamadı ve bekledi.

" O gece odama gelmişti,fütursuzca bana dokunurken hissettim ve hemen odamdan dışarı attım,babamın ayaklarının dibine düştüğünde bile kendimi inandıramadım. O kadına inandı yada kendini kaptırdı. Ya nasıl inanır hala aklım almıyor."

Martin çenesine süzülen yaşı gelişi güzel sildiğin de bu seferde yönü Gökkuşağı'nın yanağından akan yaştı.

" Ağlama güzel gözlüm. "göğsüne doğru yatan kadının alnından öpüp tekrar doğruldu.

" O akşam en zoruma giden de Leyla' mı göremeyişim, bana Leyla'yı son kez olsun göstermedi. "

Sesi titreyerek söylediği son sözler ile Gökkuşağı yerinde doğrulmuştu.

" Bunu nasıl yapabilir? Baban, inanamıyorum gerçekten."

Gökkuşağı söyleyecek söz bile bulamazken bunu sevdiği adamın yaşamış olmasına çok üzülüyordu.

"Feride bana kafayı takmış durumda, çok tehlikeli bir kadın... Sevdiğim şuan desen bu işi bırakırım uzaklaşırım oradan, sana bir şey olsun istemem."

"O nasıl söz Martin... Sen bir yola çıktın, eğer bugün pes edersen üstüne daha fazla gelmekten geri kaçmazlar.Unuttun mu sadece annen için,anneni tanımamış olsam bile bir fotoğraftan gördüğüm kadın emek harcamış o emekleri başka bir kadına feda edemezsin."

"Ama ya sana bir şey..." Gökkuşağı karşısında gözleri kızarmış adamı dudağının kenarından öperek susturdu. Geri çekildiğinde gülümseyerek yanaklarından okşadı.

"Duymamış gibi yapacağım, biz birlikte olunca başarıyorduk ortak unuttun mu?"

Martin güldüğünde Gökkuşağı'da güldü.

"Ortak ha."

Gökkuşağı başını salladığında belinden çeken adamın üstüne uzanır vaziyette buldu kendini.

"Seni seviyorum."

"Seni seviyorum." aynı anda kurulan kelimeler ile dudakları birleşmişti.
Martin, Gökkuşağı'nın belinden tutarak daha da kendine çektiği sıra Gökkuşağı geri çekilmişti.

"Keşke bunları yaşarken yanında olabilseydim."

"Şuan yanımdasın ve bana sonuna kadar güveniyorsun ya yetiyor be gülüm."

Sarıldıklarında Martin ağzının içinden konuşmuştu.

"Akşama oraya gideceğiz."

"Sen ciddi misin?"

Hızla kendini geri çeken Gökkuşağı gözlerini büyütmüştü. Martin elini ensesine atıp kaşıdığında mahcup olmuştu.

"İstemiyorsan iptal edeyim ben bir an düşüncesiz davrandım"

"Hayır hayır gerek yok, sadece anlık şaşırdım."

Martin başını sallayıp oturduğu yerde doğruluğun da karşısında kalan uçsuz bucaksız denize baktı. Sonra sevdiği kadına, onunda kendisini izlediğini gördüğünde dudakları aralandı.

"Sana sevgim ne kadar biliyor musun?"

Başını iki yana sallayan kadına eli ile ileriyi gösterdi.

"Uçsuz bucaksız, sonu olmayan." diye mırıldanan kadına başını salladı.

Martin'in hayatında olan belkide tek gerçekçi insan sevdiği kadındı, sevgisi sınırsız olmayacaktı da ne olacaktı.

~~~~
Bölümmm sonuu.

Bu bölümden sonra nasılsınız demek isterim..

Okumanızı istediğim bir dipnot bıraktım buraya. :))

Öncelikle yorumlarınızın hepsine cevap veremessem de çok sevinerek, gülerek okuduğumdan emin olabilirsiniz..
Ama okunma sayısına oranla beğeni sayısı çok düşük bu üzüyor:(
Sizi bu konuda darlayamam ama yıldıza dokunmanızı isterim:)))

Bir diğer şey ise karakter fotoğrafları , ben bu zamana kadar koymama taraftarı idim lakin merak eden arkadaşlarımız olmuş eğer aklınızda Martin'e, Gökkuşağı'na veya diğer karakterlere uygun birilerini düşünürseniz benimle paylaşın lütfen, birlikte karar verelim. :))

Buraya kadar okuduysanız teşekkür ederim.

Bölüm hakkında yorumlarınızı ve beğenilerinizi bekliyorum. Buraları size emanet ediyorum ve gidiyorum.

Takipte kalın.
Sevgi ile kalın🌈♥

Continue Reading

You'll Also Like

679K 25.8K 87
Genç kızın arkadaşının verdiği yeni numarayı yanlış yazan kızın gelecekteki kocasına tesadüfen yazması. İlk başta kız engel yesede engel bir şekilde...
96K 5.5K 33
TAHASSÜR Cihan ve Kamerin hikayesi... Yıllar önce birbirine verilmiş sözler... Yıllarca birbiriyle kavuşmayı bekleyen iki insan yıllar sonra tekrarda...
22.1M 899K 116
İşte oradaydı... Muhtaç olduğum kadın korkuyla bana bakıyordu. Ona biraz daha dokunmazsam sanki ölecektim. Bu hastalıklı duygular beni resmen ele geç...
43.8K 1K 29
bir gün ansızın babam yanında onlarca siyah takım elbiseli adamlarla gelmişti ben okulu bitirmeyi planlarken o benimle evlilik planları kuruyordu ond...