Jamais Touché - Kookjin.

By jeonsabyss

5.7K 361 70

[TR] Kimlik arayışındaki Jeon Jungkook ve skandallarla dolu bir hayatı olan idol Kim Seokjin. Bu iki bambaşka... More

*Tanıtım*
october 19th.
dreamers in paris.
fate.
confusion.
the time.
snap.
bare one's heart.
begin.
broke.
last.
begin again.

the moon.

259 29 8
By jeonsabyss

*+1063826382 arıyor...*

JIN: Alo?
JK: Aaa. Seokjin?
JIN: Siz kimsiniz?
JK: Ben Jeon Jungkook.
JIN: Jungkook? Ha evet merhaba Jungkook.
JK: Merhaba şey umarım müsaitsindir
JIN: Evet evet
JK: Ben hem numaramı kaydedersin hem de ne zaman görüşebiliriz diye aradım
JIN: Ah tabii ya inan ki çok yoğun bir dönemdi hala kendimde değilim
JK: Eğer ertelemek istersen sorun değil
JIN: Hayır ertelemek değil de sadece zamanım olmadığı için.. Hem söz verdim sana birkaç gün daha doluyum ama daha sonrasında seni arayabilirim olur mu?
JK: Olur olur haber bekliyorum o zaman
JIN: Tamamdır Jungkook. Görüşürüz o zaman.
JK: Görüşürüz

Telefon konuşmasının üstünden günler geçmişti. Jungkook yemek yerken, ders çalışırken, uyumadan önce ve uyanır uyanmaz her an gözü telefondaydı. Galiba aramayacak diye düşünmeye başlamıştı. Ama aniden beklediği arama geldi.

JK: Alo? Seokjin?
JIN: Merhaba Jungkook. Üzgünüm bu kadar geciktiğim için. Ancak halledebildim işlerimi.
JK: Hayır hayır.. önemli değil gerçekten.
JIN: Süper o zaman. Ee ne zaman geliyorsunuz?
JK: Senden haber bekliyorduk istersen şimdi bile gelebiliriz.
JIN: Ahhah e gelin ne duruyorsunuz.
JK: Ciddi değilsin değil mi?
JIN: Ciddiyim. Hadi bekliyorum. Konumu atıyorum hemen.
JK: Bizimkileri arıyorum o zaman.
JIN: Tamamdır.

Jungkook apar topar Jimin'i aradı. Jimin buluşması olduğunu söyleyip reddetti. Sonra aklıma Taehyung geldi ama Taehyung cevap vermedi. Daha sonra Doyoung aklına geldi ve aradı.

DY: Efendim Jungkook
JK: Şaka gibi bi şey oldu
DY: Noldu lan
JK: Geçende bahsettiğim şarkıcı çocuk var ya numaralarımızı alıp verdik dedim hatta dalga geçtiniz
DY: Hahha ee noldu aradı mı?
JK: Aradı tabi lan aradı
DY: Ne? Oğlum biz şaka sanıyoduk sen ciddi misin?
JK: Evet hadi çabuk bana gel burdan ona geçicez evine davet etti
DY: Olmaz çalışıyorum ben.
JK: Ha doğru... Taehyung nerde biliyor musun peki?
DY: O sevgilisiyle kampa gitti birkaç gün haberin yok mu
JK: Ne? Bilmiyodum aq yeni mi söylenir bu
DY: Apar topar gitti onlar da zaten bi yerden kamp çadırı mı ne kazanmışlar hahha hemen gittiler
JK: Off napıcam oğlum ben tek başına mı gideyim
DY: Jungkook-ah kapatıyorum masalardaki boşları toplayacağım.
JK: Tamam hadi görüşürüz
DY: Görüşürüz

Jungkook'un beyni de kalbi de ikiye bölündü. Ne yapsam diye düşünmeye başladığında Seokjin'den konum mesajı gelmişti bile.

"En iyisi arayayım yapacak bi şey yok"

JK: Alo Seokjin?
JIN: Efendim Jungkook.
JK: Ahh şey .. Arkadaşlarımla görüştüm ama kimse gelemiyor.
JIN: Hadi ya.. e sen gelsene?
JK: Aa şey..
JIN: Valla bak hiç dert değil benim için önümüzdeki haftalarda albüm hazırlığına gireceğim vaktim olmayacak bi daha maalesef
JK: Öyle mi? Sorun olmaz değil mi tek gelmem? Yani arkadaşlarla takılırız diye söz verdim sana ama böyle olmadı ya
JIN: Neden sorun olsun ki hadi gel zaten canım sıkılıyordu sohbet etmek iyi gelir hadi.
JK: Peki geliyorum.

Jungkook'un bir yanı "gel" demesini bekliyordu zaten. Beklediğini duyunca yatağında sağa sola atlıyordu.
Üzerini değiştirip hemen fırladı evden.

Kapı çaldığında Seokjin sehpanın üstüne atıştırmalıkları yerleştiriyordu. Hemen kapıya baktı. Karşısında Jungkook'u tekrar görmenin verdiği mutlulukla gülümseyerek karşıladı onu. Jungkook da çekimser bir gülümsemeyle karşılık vererek girdi eve. Salona geçip oturdular. Bir anda ortamdaki gergin hava oluştu ve ikisi de dibine kadar hissediyordu. Buzu kıran kişi tabii ki Seokjin oldu.

JIN: Ee Jungkook. Nasılsın? Arkadaşların neden gelemedi bu arada
JK: Aa o konu.. Bu ani gelişen bi durum olduğu için ulaşamadım bazısına, bazısı da çalışıyordu bu yüzden... Sen nasılsın?
JIN: Anladım üzgünüm boş vakit bulmak hazine bulmaktan daha zor benim için. İyiyim ben de olmaya çalışıyorum daha doğrusu
JK: Bir şey mi oldu?
JIN: Bilmiyorsun galiba.
JK: Neyi anlamadım?
JIN: Şey..Hakkımda yakın zamanda bir skandal çıktı o yüzden zor zamanlar geçirdim. O gün okula gelmemin sebebi de buydu. İmajımın düzelmesini sağlamaya çalışıyorum ama çok zor o yüzden iyi olamıyorum tam anlamıyla
JK: B-bilmiyordum. Ne skandalı olduğunu sorsam?
JIN: Erkek arkadaşımla görüntülendim.

Jungkook'un tabiri caizse kafasından aşağı kaynar sular döküldü o an. Dili damağına yapıştı ağzını açamadı bile. Bir dakika boyunca boş boş Seokjin'e baktı sadece.

JIN: Sen de mi o bakışı atıyorsun..
JK: Şey ben...
JIN: Önemli değil Jungkook. Alışkınım bu tepkilere
JK: Hayır yanlış anladın. Asla yargılamıyorum seni aksine anlayabilirim ama şey..
JIN: Nasıl yani?
JK: Yani olabilir insan kimi seveceğini seçemez. Peki hala devam ediyor musunuz?
JIN: Hayır. Bu durum onu çok yıprattı ben de zorlayamadım daha fazla.
JK: Anladım.

Jungkook öylesine bozulmuştu ki gerginliğinin üstüne bir de hayal kırıklığı yüklenmişti. İkisinin de ağzını bıçak açmadı dakikalarca. Tekrar gergin hava hakim olurken Seokjin tekrar sessizliği bozması gerektiğini fark etti.

JIN: Seni çağırdım ama böylece oturuyoruz bir şeyler mi yapsak? Neleri seversin yani oyun oynayabiliriz veya film izleyebiliriz?

Jungkook gergin ortamın daha fazla uzamaması için ılımlı davranması gerektiğini düşünmüştü.

JK: Oyun olabilir aslında.
JIN: O zaman PES'te alıyım ifadeni hahha
JK: Görürüz kim kimi alıyor
JIN: Oo iddialıyız
JK: Tabi ki

Seokjin ve Jungkook karşılıklı koltuklardayken Seokjin TVnin karşısındaki koltuğa geçip oyunu ayarlarken Jungkook hala olduğu yerdeydi.

JIN: Jungkook ne yapıyorsun orada yanıma gelsene.

Jungkook yavaş yavaş gelerek Seokjin'in yanına oturdu. Seokjin oyunu ayarladıktan sonra tekrar yerleşti koltuğa ama Jungkook'la temas edecek kadar yakındı bu sefer. Jungkook kalp ritminin yavaştan hızlandığını fark ettiğinde Seokjin heyecanla oyuna dalmıştı bile. Jungkook odaklanmakta zorlanırken Seokjin dönüp dalga geçmeye başladı.

JIN: Bu kadar kötü olamazsın Jungkook ahhah
JK: Konsol çalışmıyor ya
JIN: Ahhah inanmış gibi bile yapamıyorum
JK: Ahhah o zaman bunu sen istedin

Jungkook tamamen odaklanıp Seokjin gibi eğlendiğinde evi kahkaları doldurmaya başlamıştı. Öyle eğleniyorlardı ki saatin gece vakti olduğunu fark etmediler bile. O anda telefon çaldı.

JK: Efendim Taehyung ah?
TH: Beni aramışsın yeni gördüm ne oldu?
JK: Önemli değildi daha sonra anlatırım.
TH: Tamam o zaman görüşürüz
JK: Okay~

Telefonu kapatınca saatin 02:15 olduğunu görünce şaşırıp Seokjin'e döndü Jungkook. O iri gözlü dolgun dudaklı karizmatik adam küçük çocuk gibi eğleniyordu yanında. Dakikalarca baktıktan sonra büyüyü Seokjin bozdu.

JIN: Ne oldu Jungkook?
JK: Geç olmuş saat ben en iyisi kalkayım
JIN: Vah be o kadar olmuş mu? İstersen gitme saat çok geç. Kal burada boş oda var zaten içtin de bu şekilde çıkma dışarı.
JK: Gitsem daha iyi olur
JIN: Kalsan daha iyi olur seni bu halde eve gönderemem ki
JK: Gerçekten gerek yok iyiyim
JIN: Olmazzz gözlerin küçülmüş bile. Zaten oda çok benim için sorun değil aklım kalmasın sende

Karşısındaki çakırkeyf adamın tatlı tatlı kal demesine daha fazla itiraz edemedi. Seokjin ona odasını gösterdi. Odaya girdiğinde yatağın üstündeki pijamayı alıp üstünü değiştiriyordu. O sırada Seokjin odaya girdi bir anda.

JIN: Ah pardon kapıyı çalmadan girdim cidden özür dilerim.
JK: Önemli değil gel.
JIN: Şey. Ben koridorun sonundaki odadayım bir sorun olursa gelebilirsin diyecektim.
JK: Tamam.
JIN: O zaman şey ben çıkayım.
JK: İyi geceler
JIN: İyi geceler

Jungkook yatağa uzanmış pencereden içeri süzülen loş ışığa bakarak düşünüyordu. Uyuyamıyordu. Ne yaparsa yapsın uyuyamıyordu. Üstelik susamıştı da. Sessizce mutfağa su almak için kalktı. O sırada bi tıkırtı duydu ve kafasını çevirdiğinde Seokjin de mutfağa gelmişti.

JIN: Uyuyamadın mı?
JK: Hayır.. sen?
JIN: Ben de
JK: Ne yapsam bilemedim kendimi mutfakta buldum
JIN: Yatak mı rahat değildi?
JK: Ha yok ben yabancı olduğum ortamda uyuyamıyorum
JIN: Hhahah çok tatlısın
JK: Çocukça geliyor değil mi kulağa...
JIN: Hayır çok tatlı geliyor

Kısa bir sessizlik hakim oldu. Jungkook öyle utanmıştı ki yanakları kızarmıştı. Belli etmemek için yüzünü saklasa da Seokjin görmüştü bile. Daha fazla utanmasın diye konuyu değiştirmek istedi.

JIN: Bahçeye çıkalım mı ne dersin? Biraz hava alırız
JK: O-olur.

Bahçeye çıkıp koltuğa oturdular birlikte. Ay o kadar parlaktı ki sanki tüm evreni güneş gibi aydınlatıyordu. Işığın büyüsüyle ikisi de izlemeye başladı gecenin güzelliğini.

JIN: Ay neden bu kadar yalnız dersin Jungkook?
JK: Bilmem. Belki de yalnız değildir.
JIN: Ama baksana şu an yalnız. Hiç kimse ona bakmıyor.
JK: Yıldızlar? Yıldızlar onun her zaman yanında. O yalnız değil.
JIN: Yıldızlar da bazen onun yanında olmuyor ama.
JK: Ama yine de onunla. Sen ve ben de onunlayız şimdi.
JIN: Doğru. Sen ve ben de.
JK: Evet.

...

JK: Birini seviyor musun Jungkook?
JIN: Ben mi?
JK: Evet.
JIN: Hayır. Daha önce kimseyi sevmedim.
JK: Ciddi olamazsın.
JIN:  Gayet ciddiyim.
JK: Peki neden?
JIN: Kimse kalbime girmeyi başaramadı belki. Açıkçası kimseyle ilgilenmiyordum.
JK: Birinin kalbine girmesini ister miydin?
JIN: Bilmem hiç düşünmedim.
JK: Ahh.. Umarım bir gün kalbinin yerini hatırlatan biri karşına çıkar Jungkook.

Jungkook hafiften kanında dolaşan içkinin etkisiyle cesaretli hissetti. O anın doğru olduğunu düşünerek konuşmaya başlamıştı.

JK:  Aslında çıktı ama bana çok uzak biri.
JIN: O sana uzaksa sen ona yakınlaş?
JK: Onu da yapamam.
JIN: Niye?
JK: Beni kabulleneceğini düşünmüyorum.
JIN: Neden kabullenmesin ki? İmkansız diye bir şey yok bunu biliyorsun değil mi? Hem kabullenmese ne olur ki Jungkook? Söylesen eminim senin gibi birini reddedemez.
JK: Nasıl yani.
JIN: Yani daha seni tanıdığım söylenemez ama oldukça çekici birisin. Her kadının ilgisini çekebilirsin.
JK: Hiçbiriyle ilgilenmiyorum.. mmmh.. A-aklımdaki kişi bir kadın değil.
JIN: Ciddi misin? Kim o zaman hı? Yoksa arkadaşlarından biri mi? Hani şu telefonda konuştuğun mu yoksa? O yüzden mi imkansız senin için?
JK: Hayır hayır. Onun hayatında zaten biri var ve o gözle bakmıyorum ona.
JIN: E kim o zaman?
JK: Boşver..bilsen bir şey değişmeyecek.
JIN: Aaa böyle meraklandırıp bırakamazsın !! en azından nasıl biri anlat.
JK: Nasıl biri mi? Ahh.. Bilmiyorum sadece bir anda belirdi ve her şeyi değiştirdi bendeki.
JIN: Vay canına.. Bu kadar etki bıraktığına göre ondan hoşlanıyorsun gerçekten
JK: Öyle mi dersin?
JIN: E yani? Çok etkilenmişe benziyorsun baksana gülümseyerek anlattın az önce.
JK: Fark etmemiştim.
JIN: E hadi ama söylemeyecek misin?
JK: Israrcısın da çok.

Jungkook aslında bunu terslemek amacıyla söylememişti ama Seokjin onu yanlış anlamış olmalıydı ki yüzü düşüp önüne bakmaya başlamıştı.

JIN: Şakasına üstüne geldim ama yanlış anladın sanırım üzgünüm. Sanırım üstelememem gerekiyordu.

JK: Hayır hayır Seokjin sorun yok konuyu açan bendim yanlış anlamadım seni gerçekten sorun yok. Aslında ne kadar samimi olur bilmiyorum ama söylemem gerekiyor bunu. Ben aslında seninle daha önce tanışmıştım ama sen hatırlamıyorsundur. O zaman anlamadım neden olduğunu yani özellikle de o kişi sen olunca.
JIN: Ne diyorsun anlamadım?

Jungkook ağzından çıkanları kulağı duyduğunda bir anda kendi kendine 'Jungkook ne yaptığını sanıyorsun sen?? Kendine gel aklını başına al salak mısın lan'' diye söylenmeye başlamıştı kısık sesle.

JIN: Jungkook?

''Hayır. Geri dönmeyeceğim ya söyleyeceğim her şeyi..Hiçbir şey kaybetmezsin Jungkook''

Derin bir nefes alıp verdikten sonra:

JK: Kalbim diyorum. Kalbimin yerini hatırlatan kişi sensin.
JIN: Na-nasıl yani?
JK: Dediğim gibi. Seninle daha önce karşılaştık. Seni dinledim, göz göze geldik hatta yan yana bile geldik. Okuldaki olaydan öncesinden bahsediyorum. O zamanlar anlamadım dediğim gibi. Böyle bir şeyi kabullenmek zor üstelik konu sendin. Hayatımda hiç ulaşamayacağım kadar uzak biri. Daha önce hiç kimseden etkilenmeyen ben, küçük bir saniye seninle göz göze gelince heyecanlandım. Bunu anlatmak bile utanç verici ama gerçek bu. Benim şu an olduğum kişiyi kabullenmemi sen sağladın. Ne kadar uzak olduysan da bi şekilde hayat seni karşıma çıkardı. Bu tesadüf değildi belki de.

Seokjin gözleri kocaman olmuş şekilde Jungkook'a bakakaldı. İnanamadı tüm söylediklerine. Zaten kafası tam anlamıyla yerinde değildi.

JIN: Ne desem bilemedim Jungkook.
JK:  Bir şey demene gerek yok. Sadece belki bi daha bunu söyleyecek şansım olmaz diye söyledim sana. İçimde kalan bir şey daha var aslında.
JIN: Hım?

Jungkook gözlerini kapatıp Seokjin'e doğru yöneldi. Ne olduğunu hala idrak edemeyen Seokjin öylece Jungkook'un ona yaklaşmasını izliyordu. Dudaklarında hissettiği sıcaklık tüm bedeninin sıcaklığını arttırdığında gözlerini kapatıp kendini karşısındaki güzel adama bıraktı. Jungkook aldığı karşılıktan güç bularak daha da devam etti. Hissettiği sıcaklık, az önce içtikleri içkinin tadı... Her zerresi uyanıyordu yavaş yavaş.

Artık hikayenin vücut bulması gerektiğini fark ettim yani artık kavuşmalılar dedim kendi kendime.(🥺) Umarım aylar sonra gelen bölümü seversiniz. Her düşüncenizi yazıp oylarsanız çok mutlu olurum. Keyifli okumalar 🖤

Continue Reading

You'll Also Like

115K 9.1K 38
sadece erkeklerin olduğu bir üniversitede gay yönelimin odağı ve tüm dikkati üzerine çeken Jungkook, bu durumdan sıkılan ve onu bu rahatsızlıktan ko...
266K 25.2K 26
Jeon Jungkook, 20 yaşına gelen herkesin dolunay gecesi kurt cinsiyetini ôğrenmesi şerefine düzenlenen baloda, kardeşinin kurt cinsiyetini kutlamaya g...
32.3K 1.3K 46
Bu kitap Yabani dizisinin 28. bölümünden sonra ASLAZ cephesinde yaşanan olayları konu aldığım bir kitaptır. Görmek istediğimiz fakat tüm beklentileri...
23.1K 6.5K 12
panik atak jisung & hallederiz minho