Teacher ➳ Vmin

By Vminlover48

41.6K 3.6K 4.1K

Seme: Taehyung Uke: Jimin 17.02.2021: # 1 -vmin 13.06.2021: # 3 -vmin -Sana bir arkadaş bulalım, ne dersin... More

0.0~Konuşmamız gerek~
0.1~Onunla arkadaş olarak~
0.2~Anlaştık mı? ~
0.3~Duydun değil mi?~
0.4~Yeni arkadaş~
0.5~Resimler~
0.6~Dedikodu~
0.7~Aşk itirafı~
0.8~Sahil~
0.9~Yanlış anlama~
1.0~Sevgili~
1.1~Kıskançlık~
1.2~Acı~
1.3~Huzur~
1.4~Gerçekler~
1.5~İlk Tanışma~
1.7~Davetsiz misafir~
1.8~İlk Buluşma~
1.9~Woo aptalı~
2.0~Doğru Yol~
2.1~Pembe Zarf~
2.2~1 Hafta Tatil~
2.3~Final~
2.4~Özel Bölüm~

1.6~Yalan~

1.3K 121 131
By Vminlover48

Arabamdan indiğimde ilk defa okula mutlu bir şekilde geldiğimi fark ettim. Genelde uykusuz ve yorgun oluyordum. Bu sefer enerjim fulldü.

Gülümseyerek okulun bahçesine girdiğimde birkaç öğrenci beni karşılamıştı. Bir süre durup konuştuktan sonra yanımdan ayrılmışlardı.

Okula girecekken solumda gördüğüm beden duraksamama neden oldu. Gülümseyerek bir süre ne yaptığını izledim. Yine resim çiziyordu.

Adımlarımı ona yönlendirdim ve yanına gittim.

"Jimin."

Beni fark etmesi için konuştuğumda gözlerini bana çevirdi. Düz bir ifadeyle bana bakarken ben gülümseyerek ona bakmaya devam ettim.

"Ne yapıyorsun?"

Jimin omuz silkti.

"Gördüğüm bir rüyayı çiziyorum."

Rüya? Ne görmüştü acaba?

"Neden geldiniz Bay Kim? En son benden uzak gibiydiniz."

Kaşlarım havalandığında şaşkınca ona baktım. Uzak gibi mi? Dün ona sarılmıştım oysa.

"Hatırlamıyor musun yoksa?"

Merakla Jimin'e bakarken Jimin'in kaşları çatıldı.

"Neyi?"

Elimi ağzıma götürüp şaşkınca Jimin'e baktım.

"Nasıl hatırlamazsın? Sarhoş da değildin ki."

Jimin'in yanına oturup elimi alnına koydum.

"Hasta falan mısın acaba?"

Jimin elimin altından şaşkınca bana bakarken elimi geri çektim.

"Hasta da değilsin."

Kafamı iki yana salladım.

"Dün yanına gelmiştim. Uyuyordun fakat sonra uyanmıştın. Cidden hatırlamıyor musun? Neden?"

Jimin bana şaşkınca bakıp gözlerini kırpıştırdı.

"Rüya değil miydi o?"

Kaşlarımı çattım.

"Rüya mı? Hayır, ben gerçekten geldim. Yoksa sen onu rüya mı sandın?"

Jimin utangaçca kafasını salladığında bankta arkama yaslandım. Gözümü karşıda basketbol oynayan çocuklara diktim.

"Jimin, beni seviyorsun değil mi?"

Jimin kafasını yavaşça iki yana salladı.

"Neden yalan söylüyorsun?"

Jimin bana bakmadan yutkundu.

"Peki siz Bay Kim, siz beni seviyor musunuz?"

Kaşlarımı çattım.

"Taehyung."

Jimin birkaç saniye bana bakıp tekrar önüne döndü.

"Beni seviyor musunuz?"

Hiç bekletmeden cevapladım.

"Evet."

Jimin'e baktığımda dudaklarının iki yana kıvrıldığını gördüm.

"Neden yalan söylüyorsunuz?"

İç çekip kafamı önüme çevirdim.

"Yalan söylemiyorum Jimin. Böyle bir konuda yalan söylemem."

Jimin şaşkınca bana baktı.

"Hislerinizi ne değiştirdi?"

Gülümsedim ve kafamı gökyüzüne çevirdim.

"Sen. Hislerimin farkına varmamı sağladın."

Kafamı çevirip Jimin'e baktığımda merakla beni izliyordu.

"Sen olmayınca burası boş kalıyor."

Elimi kalbimin üzerine koydum.

"Ve kötü hissediyorum. Seni arıyorum."

Gözlerimi Jimin'e dikip ona bakarken Jimin'de bana bakıyordu.

"Şey."

Jimin gözlerini kaçırıp utangaçca önüne döndüğünde bende utanmıştım. Hızla önüme döndüm ve gözlerimi yere çevirdim.

"Şey, b-ben yani öyle işte."

Gülümseyerek yere bakarken Jimin'in kıkırdayışıyla ona baktım. Gerçekten çok güzel gülüyordu. Bu manzara beni hayran bırakmıştı.

"Bu yanınızı daha önce hiç görmemiştim."

Gülümsedim.

"Sadece sana özel."

Jimin gülmeyi kesip birden bana bakınca ne dediğimin farkına anca varmıştım. Hızla oturduğum yerden kalkıp elimi enseme koydum.

"D-ders başlayacak. Hadi sınıfına git sende."

Arkamı dönüp hızlı adımlarla okula ilerledim. Kapıdan girmeden önce göz ucuyla Jimin'e baktığımda gülümsediğini gördüm. Bu beni rahatlatmıştı.

Gülümseyerek önüme döndüğümde az kalsın Seokjin'le çarpışıyordum.

"Ah pardon Seokjin, seni görmemişim."

Seokjin sırıttı.

"Çok mutlusunuz sanırım Bay Kim. Bu ona şans verdiğiniz anlamına mı geliyor?"

Kaşlarımı çatıp Seokjin'e baktım.

"Ne? Kime?"

Seokjin daha da sırıttı.

"Siz kim olduğunu biliyorsunuz."

Seokjin göz kırpıp yanımdan uzaklaştığında bir süre arkasından onu izledim.

Ben mı çok saftım yoksa insanlar mı çok karmaşıktı? Hiçbirşey anlamıyordum.

Kafamı iki yana sallayıp öğretmenler odasına ilerledim.

"Günaydın Namjoon hyung."

Gülümseyip masama ilerledim ve çantamı masama bıraktım. Namjoon hyung bir süre bana şaşkınca baktıktan sonra hızla ayağa kalkıp yanıma geldi.

"İyi misin sen?"

Namjoon hyung elini çeneme koyup kafamı iki yana çevirip inceledi.

Çenemi Namjoon hyungun elinden çekip çenemi sıvazladım.

"İyiyim. Neden böyle bir tepki verdin ki?"

Dudaklarımı büzüp Namjoon hyunga baktığımda Namjoon hyung kafasını iki yana salladı.

"Taehyung, bize gerçeği söyleyebilirsin. Gerçekten iyi misin?"

Kaşlarım daha da çok çatıldığında kimseyi anlamadığım için sinirlerim bozulmuştu. İç çekip elimle saçlarımı karıştırdım.

"Açıkca konuş hyung, anlamıyorum."

"Taehyung öğretmenim."

Sol taraftan gelen müdürün sesiyle bakışlarımı ona çevirdim. Önünde saygıyla eğildiğimde diğer öğretmenler de eğilmişti. Doğrulduğumda müdür yanıma gelmişti bile.

"Taehyung öğretmenim nasılsınız?"

Müdür bana neden bunu sormuştu ki? Niye herkes bana 'nasılsın' diyordu? İyice aptallaşmaya başladım sanırım.

"İyiyim. Neden sordunuz ki?"

Şaşkınca müdüre baktığımda müdür üzgün gözüküyordu.

"Yalan söylemeyin Taehyung öğretmenim. Eğer istiyorsanız evinizde dinlenin."

İç çekip sinirlerime hakim olmaya çalıştım.

"İyiyim dedim ya müdür bey. Ayrıca dinlenmeye falan ihtiyacım yok teşekkürler."

Müdür bey başıyla beni onayladı.

"Anneniz nasıl oldu peki?"

"Annem?"

Şaşkınca müdüre baktığımda aklıma gelen şeyle gözlerim kocaman açılmıştı. Elimi hızla enseme atıp sahte bir şekilde gülümsedim.

"Ah annem. Annem biraz daha iyi."

Müdür üzgünce kafasını salladığında yutkundum.

"Size çok teşekkürleri var. Onu ziyarete gitmeme izin verdiğiniz için teşekkür ediyor."

Baş selamı verdiğimde müdür gülümseyip elini omzuma koydu.

"Tabiki izin verecektim. Umarım sağlığı iyi olur."

"Umarım umarım."

Sahte bir şekilde gülümsediğimde müdür arkasını dönüp odadan çıktı. Müdürün çıkmasıyla kendimi sandalyeme attım. Bunu nasıl unutabilmiştim?

"Sende garip birşeyler var Taehyung."

Namjoon hyung gözlerini kısıp bana baktığında elimi şakaklarıma koyup şakaklarıma masaj yaptım.

"Şu sıralar aklım çok karışık hyung."

Namjoon hyung masama yarım bir şekilde oturdu ve gözlerini bana dikti.
"Neden?"

Namjoon hyung sinsi bir şekilde yüzüme bakarken gözümü kaçırdım.

"Okul yüzünden okul."

Namjoon hyung yandan sırıttığında gözlerimi kıstım.

"Ayrıca sizin şuan dersiniz yok mu? Ona hazırlansanıza."

Namjoon hyung omuz silkip ayağa kalktı.

"Senin aptallıkların daha eğlenceli."

Ağzım şaşkınca aralanmış bir şekilde Namjoon hyungun odadan çıkışını izledim.

"Buldu tabi benim gibi iyi yürekli birini tabi dalga geçer."

Kafamı iki yana sallayıp önümdeki kitaplardan birkaçını aldım ve ayağa kalktım.

~~~~~~~~~

Sonunda zil çaldığında iç çektim. Evet, hoşlandığım kişiyle aynı sınıfta olunca utanıyordum. Bence bu gayet normal. İleride alışırım.

Gözlerimi Jimin'e çevirdiğimde onunla göz göze gelmiştik. Jimin hızla gözlerini kaçırdığında bende gözlerimi yere çevirdim.

"Dışarı çıkacaktım da gelmek ister misin?"

Çekingence Jimin'e baktığımda Jimin yavaşça başını salladı. Elimle saçlarımı karıştırdığımda Jimin sıradan kalkıp yanıma gelmişti.

Önden ilerleyip dışarı çıktığımda Jimin de beni takip etti. Jimin'le beraber bahçedeki banka oturup gözlerimizi basketbol oynayan çocuklara çevirdik.

İkimizden de bir süre ses çıkmamıştı. Jimin rahatsızca yerinde kıpırdandığında konuşacak konu aradım.

"Jimin, dün annenle tanıştım. Daha sonra aklıma okula annesiyle gelen çocuk geldi. O sendin değil mi?"

Jimin şaşkınca bana baktığında bende gözlerimi ona çevirdim. Jimin utançla başını önüne eğdi.

"Şey ben-"

Hızla sözünü kestim.

"Jimin bu kötü birşey değil. Aksine bence çok güzel birşey. Ayrıca kendin hakkında olan şeylerle utanmamalısın. Aksine onlarla gurur duymalısın."

Jimin şaşkınca gözlerini bana çevirdiğinde kendimden emin bir şekilde gülümsedim.

"Sen olduğun gibi güzelsin Jimin. Başkalarının dedikleri şeyleri umursamamalısın."

Jimin'in gözleri dolarken gülümsemişti.

"Teşekkürler Taehyung."

Gülümseyip önüme döndüm.

"Ne dersin? Bir gün yine basket maçı yapar mıyız?"

Jimin kıkırdayıp önüne döndü.

"Neden olmasın? Ama şimdiden söyleyeyim basketbolda o kadar iyi değilim."

Yüzümdeki gülümsemeyi silmeden omuz silktim.

"Onu oynarken göreceğiz."

Şimdi eskisi gibi olmaya başlamıştık. Ve ben Jimin'le bu halimize bayılıyordum. Umarım hep öyle oluruz.

Anlamayanlar için Seokjin 'Acı' bölümündeki Taehyung'a 'Neden onu kaybetmeden önce ona bir şans vermiyorsunuz?' diyen kişi.

Bölüm sonu~~
Oy verip yorum yapmayı unutmayın ponçiklerim 😄😄

Continue Reading

You'll Also Like

30.1K 2.8K 39
Park Jimin kafasına savruk hayatında hiç bir şeye inanmayan biriydi, kendine düşkün, fazlaca akıllı, ve asiydi. Jeon Jungkook ise seri katil, fazlaca...
6.5K 292 17
"dedim sana sevme onu gözyaşıyla biter sonuu" 😭😭😭😣😣😣 [Devam ediyor]
247K 21.6K 35
kalbine girene helal olsun, ben kendimi bildim bileli kapısında bekliyorum
13.9K 791 33
Tek ihtiyacım neydi biliyor musun? Bir papatya yaprağı daha.. Short Story~