ARE YOU KILLER [YIZHAN]✔

By gzmdidi

9.9K 869 341

Sevdiği için her şeyden vazgeçerdi Xiao Zhan. Peki onu düştüğü bataklıktan kurtarmak için neleri feda ederdi... More

1
2
3
4
5
6
8
9
10
11
12
13
14
15
16
Yeni yıl özel bölümü
17
18
19
20
21
22
23
24
25 -Final-

7

368 40 15
By gzmdidi

Beklemediği bir karşılıktı bu. Düşüncesiz davranmış onun hissettiklerini önemsemeden ona sevdiğini söylemiş birde üstüne öpmüştü. O öpücüğe karşılık geleceğini hiç ama hiç düşünmemişti. Wang Yibo'yu öptükten sonra kendine gelip ne yaptığını anladığı an gözleri sonuna kadar açılmış, şaşkınlıkla geriye çekilmeye hazırlanıyordu.Tam ondan uzaklaşacakken ensesinde hissettiği el onu kendisine çekmiş, daha bir kaç saniye önce buluşmuş dudaklar tekrardan birleşmişti. Islaktı. Sıcaktı. Resmen dudakları alev alev yanıyordu.

Başta sanki narin bir mücevher gibi davranırken birden sertleşmişti öpücükleri. Wang Yibo dudaklarıyla onun dudaklarını adeta eziyordu. Kimsenin onları göremeyeceğinin de farkında olduğu için hareketleride serbestti. Kendini durdurmayı istedi ama Xiao Zhan'dan bir tepki gelmeyince devam etmişti. En son dudaklarını dudaklarından ayırırken alttaki et parçasını dişleri arasına sıkıştırmış, ayrılırken çekiştirmiş birazcık kanamasına neden olmuştu.

Xiao Zhan parmak uçlarıyla kanayan dudağını tutarken karşısındaki adamın yüzündeki sırıtış adeta kalbinin yerinden çıkmasına neden olacaktı. Cidden onu bu zamana kadar hiç tanımamış gibiydi. Takip ettiği zamanlardan çok farkı bir Yibo vardı karşısında. Dışarıya karşı görünen Yibo her ne kadar  soğuk, katı,huysuz ve konuşmayan biri olsa da Zhan'a karşı tam tersiydi. Durmadan gülüyor, konuşuyordu. Daha bir kaç dakika önceki öpüşmelerini düşününce yanakları kızarmıştı. Düşündükçe soğuk soğuk terlemeye bile başlamıştı.

Yibo yerden elleriyle destek alarak ayağa kalmış bir elini Zhan'a doğru uzatmış ''Hadi gidelim.'' demişti. Hiç beklemeden tutmuştu o eli Xiao Zhan, bundan sonrada hep tutacak, asla bırakmayacaktı.

***

Geçen bir buçuk ayda daha da yakınlaşmışlardı. Xiao Zhan onun olduğu derslere daha da bir zevkle giriyordu. Vizeler geçmiş finaller yaklaşmıştı. Aldığı notlar kötü değildi ama finallerde iyi not alamazsa bu seferde kalacaktı dersten. Bıkkınlıkla üfleyip püflerken Yibo'nun ''gege cidden'' dediğini duymuştu. Devamını getirmesine gerek yoktu Zhan ne demek istediğini anlamıştı.

''Sevmiyorum Yibo gerçekten sevmiyorum. Bu okulu bitirmek babam ve abim gibi avukat olmak istemiyorum.'' İç çekerek söylenmişti.

''Avukat olmak zorunda değilsin gege.'' Söyledikleri kulağına geldiği anda yüzünü ona doğru çevirmiş, sadece ''Ne?'' diyebilmişti . Soru muydu bu yoksa şaşkınlıkla mı söyledi emin değildi ama devam ettirdi Yibo.

''Evet avukat olmak istemiyorsan olma. Peki savcı olmaya ne dersin?''

Soruydu bu, ona ilk kez yöneltilmiş bir soru.

''Madem suçluları savunmak istemiyorsun o zaman sende onları yakalar, cezalarını çekmelerini sağlarsın.''

Gözleri daha da büyümüştü Xiao Zhan'ın. Şimdiye kadar düşünmemişti bunu. Ama şimdi o söyleyince sanki içinde tuhaf şeyler hiisetmiş,midesinde kelebekler uçuşmuştu. Bir an kendini savcı cübbesi içinde mahkemede hayal etmişti. Daha sonra söylediği son cümle geldi aklına ''onları yakalar cezalarını çekmelerini sağlarsın.'' İlk kez bu okula geldiği için mutlu olmuştu. Onunla karşılaştığı için, herşey için mutluydu. Kararını vermişti savcı olacaktı. Bundan sonra tek hayali, tek hedefi buydu. Wang Yibo dışında...

***

Derslere daha da çok odaklanıyor, daha fazla çalışıyordu. Bu sene bütün alttan derslerini verip seneye sorunsuz mezun olmalıydı. Kütüphanede, sınıfta, bahçede her yerde deli gibi ders çalışıyordu. Şimdiye kadar göstermediği çabayı sadece bir kaç ayda  göstermesi Zhuocheng'i işkillendirmişti. Ders çalışmak bir yana normalde her ders uyuyan adam pür dikkat dinliyordu anlatılan konuları. Sebebini aşırı merak ediyordu ama saçma birşey çıkmasından da aşırı korkuyordu.

''Zhan?'' Seslenmesiyle ona doğru dönmüştü.

''Efendim Zhuocheng'' kısa bir bakış atıp tekrardan ders çalışmak için kitaplara gömülmüştü.

''İyi misin?'' Cevabından korka korka sormuştu bu soruyu. ''Neler oluyor''

''Birşey olduğu yok Zhuocheng. Sadece hayalimi gerçekleştirmeye çalışıyorum.''

''Ne diyorsun aptal. Hayalin yok ki senin.''

''Savcı olmak istiyorum. Hemde çok.''

Ağzı açık kalmıştı. Ne diyeceğini bile bilmiyordu. Savcı olmak mı? Zhan mı? Bu da nerden çıktı? Kendi kendine hem soru soruyor hemde cevaplıyordu. ''Sen daha okulu bile bitiremezken bir de savcı mı olmak istiyorsun yapma Xiao Zhan hiç komik değil.''

Zhan gözlerini devirerek bakmıştı karşısında ki adama ''Evet Zhuocheng ben savcı olmak istiyorum. Onun için olmak istiyorum.''

Her ne kadar anlamasa da dikkat ettiği tek cümle sadece ''onun için'' olmuştu. Kimin içindi? Zhan'ı böylesine değiştiren kimdi? Aklında onlarca soru vardı ama üstelemedi sadece ''yakında çıkar kokusu'' demekle yetindi.

***

Geçmişti. Vizelerden her ne kadar düşük not alsada finallerde tam not alarak hepsi AA olmasa da yine de geçmişti. Sevinçten etrafta bir tavşan gibi zıplıyor, derslerinden geçtiğini nerdeyse tüm kampüse duyuruyordu. Amfiden çıktığı gibi saate bakmıştı. Tam öğlen saatiydi. Wang Yibo'yu nerede bulacağını gayet iyi biliyordu. Oyalanmadan kampüsten çıkmış direk bahçeye yönelmişti. Oradaydı. Ağacın yere doğru eğilen dalları arasından yüzüne süzülen güneş ışığıyla bir tanrı gibi orada oturuyordu. Öyle yakışıklı, öyle alımlıydı  ki kim olsa ona aşık olur, güzelliğini kıskanırdı. Zhan'da herkesten, herşeyden kıskanıyordu. Tüm gününü onunla geçirmek, onun yüzünü izlemek, kokusunu burnuna çekmek istiyordu. Zaten sınavlar yüzünden ondan biraz da olsa ayrı kalmıştı. Artık buna dayanacak gücü bile kendinde bulamıyordu. Kendi kendine söyleniyordu.

''Ben sana ne zaman böyle kapıldım Wang Yibo. Her anım, her yanım sen olmuşsun.''

Yüzünde ki gülücükle ona doğru yürürken Yibo'nun ona doğru döndüğünü farketmişti. Baktığı anda o somurtkan yüzünde oluşan gülümseme Zhan'ın bacaklarını titretmiş, adım atmasını zorlaştırmıştı.

''Yapma be adam. Gülme bana öyle. Görmesin benden başka kimse o gülümsemeni.''

Yanına varana kadar aynı şeyleri tekrarlayıp duruyordu. Her adım atışında kalbinin sesi daha da gür çıkmıştı. Belki yanından geçen biri olsa mutlaka duyardı o sesi. Ama Xiao Zhan'ın duymasını istediği tek kişi Wang Yibo'ydu.

***

Zhan yaklaştıkça nefesi kesilmişti oturan adamın. Uzaktan öyle çok yakışıklıydı ki uzun boyu, geniş omuzu,yetenekli bir heykeltraşın elinden çıkmış gibi duran mükemmel yüzü, tavşan  gülüşü ve beni. O dudağının altında ki günah dolu beni.

En çok o etkilemişti Yibo'yu. Gülüşü büyüdükçe daha da çok ortaya çıkmış, o ortaya çıktıkça öpmemek için kendini zor tutmuştu. İlk defa birine karşı böyle şeyler hissediyordu. Onun erkek olması ve çevredeki insanların onun için ne söyleyeceği umrunda değildi. Hiç bir şey sevgisinden, ona olan aşkından önemli değildi. İnsanların onun hakkında kötü konuşması, yüzüne söyleyemediği şeyleri arkasından konuşmalarını çok ta takmazdı. İnsanlar böyleydi çünkü onlara istediklerini vermediğin sürece daima kötü olan sen olurdun. Bırak ben kötü olayım diye düşündü Yibo. Ama Zhan? Onun hakkında kötü konuşmalarına dayanamazdı. Onun üzülmesine, onun incinmesine asla dayanamazdı. O yüzündeki gülümsemenin solmasına hele hiç dayanamazdı.

Kendinin acı çekmesi önemli değildi onun için önemli olan tek şey Xiao Zhan'dı. Onun için ondan uzak durmalıydı. Evet durmalıydı ama o yaklaştıkça kendisini ona daha çok yaklaşırken buldu. Kokusunu içine çektikçe uzaklaşması daha da zor olmuştu. Wang Yibo ondan uzak duramaz olmuştu. Ayakları geri geri gitse kalbi hep ona doğru koşmuştu. Kalbiyle aklı birbirine girmiş, savaş halindeydi.

O adam için gökyüzü olurdu. Deniz olur,onun okyanusu olurdu. Dağları olur, yamaçlarında çiçekleri olurdu. Wang Yibo onun için dünya olurdu. Onun dünyası olurdu. Onun için herşey olurdu. Hiç itiraz etmeden onun için bir hiç bile olurdu.

Adımları yaklaştıkça hızlı atan kalbi daha da hızlanmıştı. Onsuz bir dakikasını bile geçiremeyeceğini anladığı an Xiao Zhan tam onun önünde durmuştu. Yüzündeki o gülümse içini sımsıcacık yaparken, gözleri adeta onu davet ediyordu.   İstemsizce kaldırdığı eli Zhan'ın yanaklarına götürmüş avuç içini yüzüne yaslamıştı. Parmak uçlarıyla nazikçe  elmacık kemiklerini okşarken baş parmağı dudağının altındaki bene sabitlenmişti. Ellerini çekmeden bir süre daha gözlerine kitlendi. Dipsiz kuyuyu andıran derin gözlerine.

Aldığı nefesi Xiao Zhan'ın yüzüne doğru verdikten sonra konuştu Yibo. Aldığı karar hayatlarında herşeyi değiştirecekti.

''Sevgilim ol Xiao Zhan.''

Continue Reading

You'll Also Like

277K 22.2K 15
Tek başına bebeğiyle Seule taşınan omega jeon jungkook ve komşusu safkan alfa kim taehyung . Omegaverse! SafkanAlfatae! Omegakook! Text&Düzyazı!
377 68 9
Sen Benim Tek hatamsın Jeon Jungkook! #jikook #sope #taejin #jungkook #jimin #suga #jhope #jin #taehyung #namjoon #bts
5.4K 474 17
KimJong: Büyükbabanı Büyükbabamdan uzak tut Park.
231K 22.1K 24
Jeon Jungkook, 20 yaşına gelen herkesin dolunay gecesi kurt cinsiyetini ôğrenmesi şerefine düzenlenen baloda, kardeşinin kurt cinsiyetini kutlamaya g...