YASAK DÖVME(+18)

By theAlphaBey

1M 10K 1.7K

Olabilir miydi... Oğlumun arkadaşı... "Dövmeli kadınlar çok hoşuma gider..." dedi gözlerime bakarak. Vücudumd... More

Tanıtım
Kulak Misafiri
İlk Elektrik
Yanlış Dokunuş
Yağız çeteye mi bulaştı?
Yarın Saat Birde
Yavaş ol...
Sırdaş
İntikam
Yepyeni Bir Adam
Tam Kalbimin Üzerine...
Anlatamam... Ama gösterebilirim...
Nefesi Kalbimde
Ruhum Gençleşti
Kaynama Noktası
Beraber Yanalım
Nereye Gitti Bu Böyle?
Sensiz Gitmem
Bela
Sessiz Fırtına
İçimdeki Yangın
Tutkunun Ortasında
Sınırlar Aşıldığında
Sakurajima
100 C°
Uçurum
Uçları Kırık
Tutamazsın Ellerimden
Kasırga
Berlin Duvarı
Mayın Tarlası
Dikenli Teller
Gizemli Yazar +18 (DUYURU)
Kesik Yapraklar
Tanıtım: Oda 237 (+18)
Dökülen Yapraklar
Swinger +18

Yol Ayrımı

17.4K 245 24
By theAlphaBey


Arabaya binip kapıyı kapattığım zaman çığlık atmamak için kendimi zor tutuyordum. Yağız bu durumun gayet farkında olarak gaza bastı ve hızlı bir şekilde malikaneden dışarı çıktık. Dümdüz bir şekilde yola bakmaya devam ettim. Bir heyecan uğruna kendi ailemi nasıl da tehlikeye attım böyle...

"Nereye gitmeyi planlıyorsun?" diye sordum Yağız'a dönerek.

"Amcam söyledi işte. En güvenli yol bu."

"Ailemi durduk yere riske attım. İnanamıyorum... Ferhat'a bir zarar verirlerse kendimi de seni de asla affetmeyeceğim."

O sırada Yağız bana dönerek sinirli bir şekilde bana baktı. Elleri direksiyonu iyice sıkmıştı.

"Beni mi suçluyorsun şimdi? Ben mi riske attım bizi? Sana o kadar dedim arabada kal gelme diye. Sorunlara neden olan benim yani?"

"Evet! Neden ben varken gittin ki! Yalnız git!"

"Offf... İçim sıkıldı biliyor musun? Ne yapalım istiyorsun şu anda eve gitmen ne kadar tehlikeli bu durumun farkındasın değil mi? Sen eve gidersen kendi aileni riske atmış olacaksın. Şu anda ne Ferhat ne de bir başkası tehlikede!"

Sesi yükseldi ancak haklıydı. Şu anda hiç kimse benim ailem hakkında bir şey bilmiyordu ama öyle ya da böyle bir şekilde cinayete karıştım. Bunların olacağını hiç düşünmüyordum ancak ne yazık ki hepsi oldu. O sırada elimi göğsümün üzerine koydum. Dövmeme... Yağız için yaptırdığım dövmeye.

"Bak..." dedi yavaş bir şekilde nefes alarak. Kendini sakinleştirmeye çalıştığı her halinden belliydi. "Merak etme tamam mı bunları halledeceğiz ondan sonra da hayatından çıkacağım. Bir daha sorun olmayacak kimse sana. Sen de bir daha bu çevrede görünmeyeceksin o yüzden hiçbir sorunla karşı karşıya kalmayacaksın."

O anda yolu izlemeye devam ettim. Ne diyeceğimi bilemiyordum gerçekten.

" Hayır... " dedim sessiz bir şekilde.

"Ne dedin anlamadım?" dedi. Duymamıştı ne dediğimi.

"Hayır. Bunu istemiyorum."

"Ne istiyorsun o zaman?" diye sordu Yağız. O anda araba daha da hizlanmaya başlamıştı.

"Bilmiyorum Yağız ama... Bir anlık öfke patlaması yaşadım tamam mı çünkü Ferhat benim her şeyim... Ona zarar geleceğini düşünmek bile şu anda içimi yakıyor! Ama... Senden uzak durmak da istemiyorum."

"Tamam da Emine ne diyeceksin ailene? Şimdi ne olacak yani? Gidelim hadi Bodrum'a ama sonra ne olacak? Bunlar oyun değil. Orada olanları görmedin mi? Sen bu işler için çok saf ve iyi kalıyorsun bunları senin iyiliğin için söylüyorum."

"Kendi iyiliğimi ben düşünürüm merak etme..." dedim gergin bir tonda. "Ben seni yalnız bırakmak için seninle bu yola çıkmadım. Korkum kendim için değil Ferhat içindi. O yüzden aşırı bir tepki verdim yoksa bana bir şey yapmaları falan umurumda değil bundan biraz bile korkmuyorum."

"Biliyorum ama sana diyorum ki ne diyeceksin? Mesela şimdi gideceğiz ve sen geri eve döndüğün zaman sana soracaklar nerede olduğunu. Ne diyeceksin o zaman?"

"Boşanma davası açarım döndüğüm zaman."

"Ne?" dedi Yağız. O sırada bana döndü. Gözleri şaşkınlık ile bakıyordu bana. Bu sözü benden hiçbir şekilde beklemediğine emindim.

"Bana şiddet uyguladı derim... Ne bileyim bir avukat bulalım onunla konuşalım. Ondan sonra boşanma davası açarız. Bir ara kafamı toplamaya gittim o yüzden derim. Şimdi arayayım hatta Ferhat'ı..." dedim telefonumu çıkarırken.

"Bir daha düşün istersen. Kesin kararlı mısın bunu yapmaya?" diye sordu bana Yağız. Gözleri gözlerime bakarken o sırada son sürat bir şekilde Bodrum'a doğru yola çıkmıştık.

"Ne oldu? Korktun mu?" dedim. Sesim gergindi. Işlerin ciddiye bindiğini gören erkeklerin defalarca kaçtığını görmüştüm zaten. Bu yüzden şaşırmam ve asla ama asla onu suçlamam onu bunun için. Sonuçta aramızdaki ilişkinin ne kadar aykırı ve zor olacağı en başından belliydi. Bunu ben istedim. Onu istemediği bir şeye zorlayamam.

"Hayır ne alakası var..." dedi uzanıp elimi tutarken. Elimi aldı ve o güzel dudaklarına götürüp bir öpücük kondurdu. Onun o güzel ve sıcak dudaklarını tenimde hissetmek çok güzel hissettiriyor... 


"Sadece..." diye devam etti. O sırada gözlerime bakarken aynı anda direksiyonu tutuyordu diğer eliyle. "Şaşırdım. Beklemiyordum bunu. Sana bunu ben söyleyemezdim galiba. Sonuçta... Sen eskiden..."

Sözlerine devam etmedi. Ama ne demek istediğini gayet net bir şekilde anladım. Eskiden ben onun en yakın arkadaşının annesiydim. Şu anda ise...

"Eğer istemezsen seni anlarım. Bunun seninle bir ilgisi yok. Ben seçtim sonuçta böyle olmasını. Sen haklısın. Bana demiştin, arabada kalmam gerekiyordu ama yapmadım. Seni bir şeye zorlamak istemiyorum Yağız. Senden tek beklentim beni sevmen... Sen de beni sevdin. Bunu her an hissettim... Daha fazlasında gözüm yok."

Elimi tutup yeniden öptü. Dudakları sanki ateşten yapılmıştı. Tenimde iz bırakıyor, içimi yakıyor ve kalbimin deli gibi atmasına neden oluyordu.

" Sen beni bir şeye zorlamıyorsun saçmalama. Benim düşüncelerim çok farklı. Aklımda sadece sen varsın... Bu son olanlardan sonra... Sana ve Ferhat'a zarar vereceğimi düşünüp... Kahroldum. Ama merak etme. Çözeceğim."

Şeritleri yutarak giderken daha da belirsiz bir geleceğe doğru yol aldığımın farkındaydım. Aklımda sadece yaptığım delilik vardı. Nedense bu yaptığım bir şekilde bana doğru gelmeye başlamıştı. Yağız bu işlere bulaştığı zaman ona çok farklı bir gözle bakıyordum. Ancak şimdi kendimi de bir anda bu işlerin içinde bulduğum için korkmaya başladım. Ancak kendim için değil. Ailem için... Oğlum için...

"Telefon etmem lazım onlara... Merak ederler..." dedim. Sesimdeki hüzünü fark etmemesi imkansızdı, ki öyle de oldu.

Elimi tuttu yeniden ve sıkıca kavradı.

"Tamam ara... Bir şey düşünmen lazım ama ne diyeceksin ki..."

"Aslında... Arkadaşımı arayabilirim ama... Offf bilmiyorum şimdi. Döndüğüm zaman zaten boşanma davası açacağım ama Ferhat'a ne diyeceğiz? Seni anlatırsam neler olur biliyor musun? Bir daha yüzüme bile bakmaz."

"Beni anlatmana gerek bile yok. Söylemek zorunda değilsin. Ayrı bir eve çıkarsınız. Ne gerekiyorsa hallederiz. Zaten bahsettiğimiz küçük bir çocuk değil ki. Kendi ayakları üzerinde bile durabilir şu anda."

"Tamam... Bekle arıyorum." dedim ve telefondan oğlumu aradım.

Ellerim titriyordu. Heyecanım hiç olmadığı kadar artmıştı. Gerçekten ne diyeceğimi bile düşünmeden telefon ettim. Zaten ben aramasam birkaç saat sonra nerede olduğumu sormak için beni arar. Merak etmesini istemiyorum beni.

"Alo. Anne?"

Sesini duyduğum zaman içimi bir neşe kapladı. Oğlum benim... Canım. Onu riske atmamak için ne gerekiyorsa yaparım.

"Alo. Ferhat. Ne yapıyorsun?"

"Oturuyorum şimdi birazdan eve geleceğim bir şey mi oldu?"

Sesimden bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı.

"Ferhat bak benim bir yere gitmem lazım. Babana söyle ben iyiyim. Bana ulaşamazsanız da merak etmeyin beni."

"Ne saçmalıyorsun sen anne? Neler oluyor?"

İşte bu an kırılma noktasıydı. Sesimi çok iyi ayarlamak zorundayım. Kesinlikle yüzde yüz inandırıcı olmak zorunda. Özellikle şu süreçte en ufak bir şekilde dikkat çekmem söz konusu bile olamaz. Döndüğüm zaman boşanma davasında bana açılacak zorlukları tahmin etmek de zor değil. İşin bir de bu kısmı var değil mi... Offf düşündükçe içim kararıyor. Daha da kötüsü düşünmek için de zaman yok. Hiç bir şey için zaman yok. Şu anda oğlumla konuşuyorum ve o da babasına olan biteni ben nasıl aktarırsam öyle söyler.

"Bak... Babanla ben biraz sorunlarımız... Sorunlarımız var. Tamam mı? Ben bir arkadaşımın yanına gidiyorum biraz. Düşünmek için. Bilmiyorum şu anda ama beni merak etme. Tatile gidiyorum gibi düşün."

"Sana bir şey mi yaptı anne? Neden simdi gidiyorsun daha önce bana bir şey söylemedin?"

"Oğlum bak bir şey olduğu yok. Sadece... Uzun hikaye. Şu anda iyi hissetmiyorum kendimi. Biraz düşünüp dinlenmek zorundayım. Daha sonrasında geleceğim ve neler yapacağımızı konuşuruz. Beni merak etmeyin. Her şey yoluna girecek tamam mı..."

"Nereye gidiyorsun? Ben de geleyim seninle?"

Sorusu o kadar güzel ve naif bir soruydu ki. İyi bu çocuğu ben doğurdum, ben büyüttüm. Ancak benimle gelemezdi. En yakın arkadaşıyla beraber bir süre ortalıktan kaybolmam gerektiğini bilmiyordu ve kesinlikle öğrenmesini de istemiyordum.

" Yok oğlum sen şimdilik dur. Baban zaten çok tepki verecek. Ben sana haber vereceğim tamam mı? Yarın da ararım seni merak etme."

"Tamam ama telefonu kapatma anne." dedi.

"Hayır oğlum o zaman herkes arar. Seni aramak için açarım tamam mı?" dedim. Artık sozcuklarim yalvarır tonda çıkmaya başladı. Panikledim. Lütfen diye düşünmeye başladım içimden. İtiraz etme sadece tamam de. Oğlumun yapısına pek uygun değildi ama yine de yapması gerekirdi.

" Tamam anne... Seni merak ediyorum... " dedi. Sesindeki hüzün içimi yakmış, ciğerimi sökmüştü sanki. Ancak yapacak bir şey yoktu. Ben bunu onların güvenliği için yapıyordum.

"Seni seviyorum oğlum..."

"Ben de seni anne..." dedi. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.

Yağız bana baktı. Anlamıştı.

"Merak etme..." dedi elimi tutup o güzel dudaklarına götürürken. "Her şey düzelecek." sonra da bir öpücük kondurdu.

Bir yola çıkmıştım artık. Sonuçlarına katlanmam gerektiğini biliyordum ama... Böyle olacağını hiç hesap etmemiştim.

Yine de Yağız benim yanımda, onun kalbinin atışını bile hissetmek beni benden alıyor. Güvende olacağım. Her şey güzel olacak... Kendime bunları söylemeye başladım. Yol boyunca da tekrarlayacağıma emindim. 

Continue Reading

You'll Also Like

1.2M 72.5K 45
Hale Alkan, okulun altın çocuğu ona mesaj atana kadar onun için görünmez olduğunu düşünüyordu. 28 Temmuz 2021
Atlas By m

Romance

57.9K 4.8K 20
Bir mantık evliliği hikayesi.
828K 34.9K 50
30-50k izlenen Yağız her gün yayın açar, Sohbet eder ve korku oyunları oynar. Işıl ise o yayıncıya aşık bir kızdır. Işıl habire yağıza Instagramdan y...
66K 884 9
'Işık, ışığım canını yakmak istemiyorum bugünün güzel geçmesini sağla ve bana geleceğin yolları kısaltmaya çalış bebeğim akşam sizdeyim bana söylemek...