Polat: Pelin?
Pelin: ?
Polat: Nasılsın güzelim?
Pelin: Sana ne?
Pelin: Senin izleyecek bir maçın yok mu?
Polat: Pelin'im ama önemli bir maçtı.
Pelin: Benden önemli mi Polat?
Polat: Senden önemli değil elbette ama bu da Trabzon be gülüm!
Pelin: Git Trabzonla evlen Polat.
Pelin: O yapsın sana beş çocuğu!
Polat: Yedi*
Polat: Ayrıca benim çocuklarımın annesi sen olacaksın.
Pelin: Ben olacağım tabii.
Pelin: Hele bir evlenelim, çocuklara bakmaktan maça vakit bulamayacaksın.
Polat: Biz hele o çocukları bir yapalım, o zaman düşünürüz onu da.
Pelin: Sinirlendiriyorsun beni ama gülümsetmeyi de beceriyorsun.
Polat: Ben değilim o, sana olan sevgim.
Pelin: Ama.. Ama, ama!
Pelin: Sana kocaman sarılmak istiyorum şu an.
Polat: O zaman sarıl.
Pelin: Yanımda değilsin ki.
Polat: Aşağıdayım. Kaçta gel bana!
Pelin: Bu saatte? Polat saat gece yarısını geçti çoktan.
Polat: Elin oğluna değil nişanlına geleceksin kime ne? Hadi beş dakika görüp gideyim bari!
Pelin: Bekle geliyorum.
Polat: Kalın giyin, hava soğuk.
Pelin: Bir yere mi gidiyoruz?
Polat: Yes!
Pelin: Ay nereye? Bizimkiler beni bulamazlarsa ne olacak? Ablam gece uyanır hep.
Polat: Hadi Pelin! Seni yatağında bulamayınca akıllarına ilk ben gelirim zaten.
Pelin: Babam bir sonraki atış talimini senin üzerinden gerçekleştirir.
Polat: Çok ufak bir noktaya parmak basmak istiyorum.
Polat: Ben senin nişanlınım ve nisanda düğünümüz var.
Pelin: Bu babama engel mi?
Polat: Engel olmalı! Olmazsa da kendi bileceği iş. Hadi çabuk ol.
Pelin: Of Polat of!
Pelin: Bekle hazırlanıp geliyorum.