Polat: Son iki gündür neredesin sen?
Polat: Sesin soluğun çıkmıyor bakıyorum.
Pelin: Sana öyle gelmiştir o. Yoksa ben gayet de iyiyim.
Polat: Benden kaçmadığını iddia edebilir misin?
Pelin: Senden neden kaçayım ki? Polat lütfen kafanda kurma bir şeyler.
Polat: İçimden bir ses utangaçlığının hala geçmediğini söylüyor.
Pelin:
Polat: ?
Polat: Bana şunlarla cevap verme demedim mi?
Pelin: Demedin.
Polat: O zaman şimdi söylüyorum. Şu çıkartmaları kullanmayı bırak.
Pelin:
Polat: Pelin! Sabrımı taşırma güzelim!
Polat: Yoksa okula gelirim.
Pelin: Gelme okula falan ya!
Pelin: Zaten tanımadığım kızlar bile gelip bana seni soruyorlar. Saçlarını yolmamak için ne kadar uğraşıyorum haberin var mı?
Pelin: Elimde kalacak biri yakında.
Pelin: ÇIKIP ABİN Mİ DİYE SORANLAR VAR!!
Polat: Onlara da gelecekteki çocuklarımın babası diyebilirsin.
Polat: Buna engel olmam güzelim.
Pelin:
Pelin: Cidden mi? Gideyim de yarın diyeyim.
Polat: Ne diyeceksin?
Pelin: Gelecekteki çocuklarımın babası diyeceğim.
Polat: Şu an'a kadar nasıl demediğini merak ediyorum aslında.
Polat: Normalde anında dersin sen.
Pelin: O sadece sana özel. Hayatına karışamam ve seni zor durumda bırakmam.
Polat: Dedi bana mesaj attığı gün Müge'yi rezil eden kız!
Pelin: Bana ne? Kendin kaşındın! Ben dedim sana o kadından uzaklaş diye, ama sen inatla durdun yanında.
Pelin: Bizde teklif de var, ısrar da var, tehdit de var. Öyle ya da böyle dediğimi yapacaksın.
Polat: Klavye delikanlılarından olduğundan eminim artık.
Polat: Yanına geldiğim zaman süt dökmüş kediye dönüveriyorsun.
Pelin: Bunu ömrümün sonuna kadar duyacağım değil mi?
Polat: Evet, ömrümün sonuna kadar hatırlatacağım sana.
Polat: O gün kaçıp gittiğinden konuşamadık ama şimdi konuşalım o halde.
Pelin: Neyi?