Polat: Bunu sen yapmadın değil mi?
Polat: Gerçeği söylersen söz kızmayacağım.
Pelin: Ben yaptım. Hem de parmaklarımla!
Pelin: Annem dokunmaya yeltenince mutfaktan gönderip kendi fişimi çekiyordum az kalsın.
Polat: İnanmak istemiyorum.
Pelin: Güzel olmuş mu???
Polat: Evet... Cidden güzel olmuş.
Pelin:
Polat: Cidden mi? Kaç yaşındasın sen?
Polat: Çoçuk gibi bir de çıkartma yolluyor.
Pelin: 20 yaşımdayım.
Polat: Buradan bakınca on yaşında gibi duruyorsun.
Pelin: On yaşındaki çocuğun elinde telefon ne gezsin Polat? Biraz mantıklı ol!
Polat: Mantıklı davranacak olursam ilk önce seninle konuşmayı kesmem gerekir Pelin.
Pelin: Artık bu mümkün değil çünkü söz verdin. Şimdi oturup benli hayaller kur bakalım.
Polat: Pelin düşüneceğim dedim, tamam demedim.
Pelin: Biliyorum, düşünmek başarmanın yarısıdır. Diğer yarısında da ben sana yardım ederim merak etme.
Polat: Nasıl olur da makarnadan başka bir şey yapamayan kız mantı açar?
Pelin: Aşkından güç alan bir kızsa açar.
Polat: Camdan atla desem atlayacak mısın?
Pelin: Tabii ki hayır!
Pelin: Genlerimi gelecek nesle aktarmadan ölmem ben.
Polat: Bu gidişle ölümün benim elimden olacak haberin yok...
Polat: Neyse, mantı için teşekkür ederim ama kendini pek gizleyemedin Pelin. Saklama kabını masama bırakırken elindeki dövmeyi gördüm.
Pelin: Olur öyle şeyler arada ya... Çokta şey yapma sen!
Polat: Kelebekleri sevdiğini de öğrendim.
Pelin: Ne var canım? Bir kelebek modelli dövme bende mi var?
Polat: Benim tanıdığım bir tek sende var. Ellerini koru Pelin, seni bulacağım.
Pelin: Hani bulmakla uğraşmayacaktın?
Polat: Bana mantı yapan bir kızı hemen göz ardı edemem.
Pelin:
Pelin: Peki madem... Gidiyorum ben.