Eve geldiğim zaman kendimi hızlı bir şekilde koltuğa attım. Beynim resmen bir roller coaster içinde çalkalanmış gibiydi. Yağız... Bana neler yaptın öyle.
Normalde bir erkeğin bir kadını arzulaması başka bir şey, onun bana bakışı ve dokunuşu bambaşka...
Hızlıca yemek hazırlamaya başladım. Eşim ve oğlum geldiği zaman yemeğin hazır olmasını istiyorum. İçimde kelebekler uçuyor sanki. Kendimi hiç olmadığım kadar heyecanlı ve enerjik hissediyorum. Aslında Yağız ile daha fazla zaman geçirmek istiyorum ama ne yazık ki zamanımız oldukça limitli. Yemeği yaparken hep aklımda olduğu için tuzu fazla atmış olduğumu fark edip hızlıca patates doğramaya başladım.
Ah aklım... İyice havaya uçtum. Liseli aşıklara döndük iyice. Gerçekten de ruhumun bile genç hissetmesi bu şekilde paha biçilemez bir his... Yine de bu şekilde aşırı mutlu olmak beni korkutmuyor da değil. Kanatlandım ama o kanatlar koparsa bir anda yere yapışmak da istemiyorum.
O sirada telefonum çaldı. Arayan Canan. En yakın arkadaşım.
"Alo. Canım?"
"Canım ne yapıyorsun? Seni merak ettim bir arayayım dedim."
"İyi yaptın. Ne yapayım yemek yapıyorum sen ne yapıyorsun?"
"Ne yapayım ya işte Taylan şimdi çıktı bir sürü ev işi vardı yeni bitirdim."
"Ben de uğraşıyorum ya ev işi biter mi hiç. Taylan ne yaptı okulda son senesi mi?"
"Evet bu sene bitiyor. Bakalım şimdi bir yerle görüşmüş staj için. Okul bitmeden staj yapmak istiyor. Herkes manyak olmuş ayol. Deneyimli çalışan arıyorlar. Okul bitiren nasıl işe girecek?"
"Sorma ya öyle bir durum var... Nazlı vardı ya. O da mezun oldu. İş arıyormuş şimdi."
"Bizim Melahat'in kızı Nazlı mı? Ne mezunu ki o?"
"Bilmiyorum ki canım ya gıda mühendisliği sanırım. Çocuğu bir türlü işe almıyorlar. Dediğin gibi herkes deneyimli birini arıyor. Şimdi yani üniversite mezunu kız gidip de tezgahtar olacak değil ya."
"Evet... Olan oluyor da okurken çalışıyor çocuklar... Sonra mezun oluyor iş yok. Yine aynı işi mi yapacak bunlar... Neyse... InsAllah bulur canım."
"Evet. InsAllah..."
"Senin sesin güzel geldi ama. İyi olduğuna sevindim."
Bunu duyduğum zaman dudaklarımda istemsiz bir gülümseme belirdi. Gerçekten de sesime de tenime de yansıdı bu durum. Camın yansımasından gördüğüm yüzüme baktım. Yanaklarım al al olmuş. Tenime sanki renk geldi.
" Evet... Ya işte eşimle güzel anlaşıyoruz diyelim." dedim. Sesim gerçekten de mutlu çıkıyordu ama en yakın arkadaşım bile olsa şu anda Yağız ile ilgili olanları kimseye anlatamam. Bu riski almak istemiyorum. Zaten bu tek başıma verebileceğim bir karar da değil. Önce ona sormam lazım. Herkesten bir şekilde gizlemek zorunda olduğumuz bir ilişkimiz var. İyi ki saklı malikanemiz kimse tarafından bilinmiyor ve bulunamaz.
"Vay be... Benimki iyice oduna bağladı. Sırrın ne kız?"
"Ne sırrı?"
"Ne bileyim adama ne yaptın da bir anda sana doğru geldi? Ben de yapayım. Taktik ver biraz şu kardeşine."
"Yok ya bir şey yapmadım. Spora gidiyordum son zamanlarda belki o dikkatini çekti."
"Evet ya bu dediğin doğru... Ben de fark ettim."
"Neyi fark ettin?"
"Kalçaların çok sıkı oldu. Benim bile bakasım geliyorsa adam ne yapsın." dedi gülerek.
"Evet belki de ondan oldu. Hayırdır neden seninki ilgilenmiyor. Daha önce hiç böyle bir şey olmazdı."
"Ne bileyim ayol iyice bacı kardeş gibi olduk." dedi kahkaha atarak. O lafın üzerine ben de gülmemek için kendimi tutmama rağmen başaramadım. Bu kız gerçekten çok dobra bir kız.
"Yok be öyle deme. Erkek milleti işte zamanla düzelir."
"Valla kendi bilir. Ne bileyim böyle antropoz dönemine mi ne girdi gerçi yaşı 50 bile değil ne oluyorsa. Ya da başka biriyle görüşüyor."
"Şüphen mi var böyle bir şey için?"
"Yani... Aslında elimde bir şey yok da hissediyorum diyeyim sana. Eskiden eve gelirdi bazen böyle istemsiz olarak yakınlaşırdı bana. Şimdi hiç tık yok yani. Şaka gibi ama ben de şaşırdım. Son bir ayda çok oldu."
"Yahu hemen adamın günahını alma. Giyin süslen... Ne bileyim mesela özel tuzlar var onlardan al küveti doldur kocanı çağır."
"Hangi özel tuzlar?"
"Yahu var ya suya atıyorsun deniz tuzu etkisi yapıyor hem cilde çok faydalı hem de kokusu çok güzel. Ben sana gönderirim fotoğraflarını. Onlardan al. Suyu doldur at. Ondan sonra kocanı çağır. Güzel de giyin süslen. Sana deli olacak göreceksin."
"InsAllah canım ya... Ne bileyim bu aralar işler yüzünden kafası atık. Yani kendisi öyle söylüyor da dediğini yapayım hem ona da iyi gelir değişiklik olur."
"Evet... Dene canım ne olacak. Hem güzel zaman geçirirsin. Eşin o senin sonuçta. Farklı şeyler denediğin zaman ilişki ölmüyor."
"Amaan bizde zaten hep farklı şeyleri ben yapıyorum." dedi gülerek. "Adam odun gibi düz bir adam. Ne yapalım evlenmeden bilemezsin ki böyle şeyleri."
Doğru söylüyor... Canan bana hemen hemen her şeyini anlatır. Kocası gerçekten her konuda düz birisi. Sadece Canan sırt üstü yatarken ışıklar kapalı bir şekilde beraber olmayı seviyormuş. Canan farklı şeyler denemek istese de izin vermemiş. Bir ara çok çabuk bittiğinden şikayet ediyordu ama sonrasında bir şey demediği için konuyu açmadım ben de.
"Sen öyle mi yaptın?"
"Nasıl yani?" diye sordum. Bir an dalıp gitmişim.
"Kocana ayol. Öyle mi yaptın da bir anda sana yanaştı?"
O anda evet demenin en mantıklı cevap olacağını düşündüm. Daha öncesinde eşimle böyle bir şey demedim ama kendime böyle bir şey yapmıştım.
"Evet. Ondan sonra zaten bayağı iyi oldu..." dedim gülerek. Aklıma Yağız'ın dudaklarının tenimde bıraktığı o güzel hisler gelince içim yeniden bir hoş olmuştu...
"Spor da faydalı olmuştur kız ama bu tabi adamın hoşuna gider. Ben de deneyeyim."
"Dikkat et bu sefer de pestilim çıktı diye şikayet etme." dedim gülerek.
"Yok be... Nerede... Beş dakika sürse iyi yani."
"Ona yapacak bir şey yok canım erkek milleti işte..."
"Evet... Görüşemedik bayağı oldu bir ara gel de sana güzel bir kahve yapayım hem fal da bakarım."
"İyi olur evet. Ferhat şimdi iyice antrenmana falan gidiyor ya ev işleri bitmiyor ama müsait olduğum zaman geleyim. Ben de seni özledim. Ya da sen gel fark etmez bana biliyorsun. "
" Canım araba yok ki ben de senin gibi sürebilsem var ya nerelere gitmem." dedi gülerek.
" Sorun değil ya ben gelirim. Dur yemek yanacak. Ben seni sonra arayayım canım. "
" Tamam kendine dikkat et. Çok yorma adamı... " dedi gülerek ve kapattı. Canan gerçekten deli dolu ve dobra bir kız. Onun bu yönünü çok seviyorum. Bazıları patavatsız bulur ama bence böyle olması daha iyi. İçi dışı bir olduğuna emin olduğum tek arkadaşım.
Yemeği yaptıktan sonra softayı kurdum. O sırada Ferhat gelmişti bile. Yine antrenmandan geliyordu.
"Hadi gel oğlum yemek hazır." dedim.
"Tamam anne dur üzerimi değiştireyim. Hızlı yiyip çıkacağım."
"Nereye gideceksin?"
"Yağız'la buluşacağım..." dedi ve yukarı çıktı hızlıca.
Merak etmiştim nereye gideceklerini ama sormadım. Nasıl olsa öğrenecektim.