Arabaya bindiğim zaman heyecanım en yüksek noktasındaydı. Dövmenin üzerine bir bant yapıştırdı. İyileşme süreci olduğunu söyledi. Hemen Yağız'a gösterme gibi bir şansım ne yazık ki yok... En azından bir hafta bu şekilde durması lazım ve arada kontrolünün yapılması gerekiyormuş. Arabayı çalıştırıp eve giderken hayatımda ne kadar büyük bir değişime neden olduğumun farkında bile değildim büyük bir ihtimalle.
Eve vardığım zaman her zamanki sessizlik beni karşıladı. Hafif bir sızı... Tam sol göğsümün üzerinde, kalbimin üzerinde. Banyoya gidip hızlıca üzerimi çıkardım. Sutyenimin kapatacağı bir yerde. Yani plaja falan gitmem gerekirse oğlum ya da eşim fark etmez. Güzel oldu böyle... Kelebek... Özgür...
Çok anlamı var aslında bu dövmenin benim için. Ancak hayatımda olan bu değişim çok hızlı oldu. Yine de bir an bile tereddüt etmeden içeri girme cesaretini nasıl gösterdim ben bile bilmiyorum. Gerçekten Yağız gibi ben de değişiyorum galiba.
Birkaç boyunca sürekli olarak bantları değiştirdim ve temizliği ile uğraştım. Bu süre boyunca Yağız ile çok az konuştuk. Arada sırada mesaj atıyordum o da bana yazıyordu. Ancak fazla sohbet etme şansımız olmadı. Özellikle Ferhat'ın antrenmanları çoğaldığı için onun sürekli giysilerini yıkamam ve ona yemek hazırlamam gerekiyordu.
Bir hafta geçtikten sonra bant takmama gerek olmadığını söylemişti. Ben de öyle yaptım. Rengi biraz solmuş gibiydi ancak harika gözüküyordu. Kelebek... Sanki kanatlarını çırparak uçacak gibi... İçinde de Yağız yazıyor. Allah'ım bana neler oluyor böyle. Rüyalarımda bile sürekli Yağız'ı görür oldum. Beni resmen büyüledi...
Ertesi sabah herkes gittikten sonra masayı topladım. Temizlik yapacak bir şey kalmadı aslında. Son bir haftadır o kadar yoğun temizlik yaptım ki ev pırıl pırıl durumda. Telefonumu açtım ve Instagram'a girdim. Mesajlar bölümünden yeni mesajlara girip Yağız'ın profilini buldum. Her mesajlaşmadan sonra tüm mesajları sildiğim için her seferinde yeni mesaj yazmam gerekiyor. Geçmişi göremiyorum ama bana neler yazdığını sanki satır satır beynime kazıdım zaten.
- Müsait misin?
Gönderdikten hemen sonra ekrana bakmaya devam ettim. Görüldü yazısı hemen çıkmadı. O sırada kendime bir kahve yapıp koltuğa oturdum. Sol göğsümde hala çok hafif bir sızı var. Ancak hemen hemen gitti denilebilir. En güzeli ise bant takmama gerek yok ve Yağız onu gördüğü zaman ne tepki verecek çok merak ediyorum.
O sirada telefonum titredi.
- Evet
- Hersey yolunda mı
- evet bir sorun yok
- konuştuğumuz konu vardı ya
- zaman istedim senden
- evet
- Ben kararımı verdim
O sirada görüldü yazısı çıktı. Benim ne yazacağımı merak ettiğine eminim. Yazıyor sembolü çıktı ama hemen ardından gitti. Yazdığını silmişti. Ben hala yazmadım. Ekrana bakıp sırıtıyorum. Nedense onu böyle merak ettirmek çok hoşuma gidiyor.
- Evet kararın nedir?
- burada söylemem
- en son görüştüğümüz yerde
- buluşalım
- Tamam
- Bir saat sonra orada olurum
- tamam görüşürüz
Mesajıma anında görüldü yazısı geldi.
Hızlı bir şekilde kalkıp hazırlanmaya başladım. Yine koşuya gider gibi giyinmem gerekiyor ama bu sefer hafif de bir makyaj yaptım. İç çamaşırlarımı yatağın üzerine bırakıp aralarından güzel bir tane seçmek için karar vermeye başladım. Ancak dantelli ya da özel bir model giymek istemiyorum. Bugün değil. Yine spor sutyenimi ve tangamı giymeye karar verdim.
Yine saçlarımı bağlayıp eşyalarımı aldım. Arabaya binmeden önce etrafı iyice kontrol ettim. Biri bu şekilde görse bile sorun değil. Ancak yine de... Bakmak iyi olur...
Saati kontrol ettim. Tam zamanında orada olacağım. Sorun yok. Yolda giderken adresi yeniden gözümde canlandırdım. Kolay aslında yeri. Sadece biraz uzun sürüyor. Yağız sürerken daha kısa sürdü tabi ki. Ben çok fazla hız yapmayı seven birisi değilim.
Vardığım zaman demir kapının önünde durdum. Yağız'ın bana verdiği anahtarın hemen yanında bulunan kumandadaki tuşa bastım ve kapılar yavaş yavaş açıldı. İçeri doğru arabayı sürerken heyecandan kalbim yerinden çıkmak üzereydi. Bir karar verdim... Bundan sonra hayatım kesinlikle eskisi gibi olmayacak.
Garajın tam önünde durup yine kumandaya bastım. Kapılar açılırken içeride Yağız'ın jipinin olduğunu gördüm. Çoktan buraya gelmişti bile. Herhalde cevabımın olumsuz olacağını düşündü. Bu şekilde onu şaşırtmak istiyorum. O yüzden bu hoşuma gidiyor...
İçeri girdiğim zaman Yağız koyu mavi gömleği ve siyah kotu ile oturuyordu. Beni görünce kalktı ve yanıma geldi.
"Hoşgeldin... Bir şey içer misin?" dedi. Uzanıp beni öpmeye çalışmadı. İşte böyle bir adam olduğu için ona hayran oldum. Her an bana saygılı ve benim kararlarımı zorla değiştirmek istemiyor. Gözlerinden ise... Bana olan hayranlığı okunuyor. Beni görür görmez gözleri parladı.
" Su olur..." dedim. Alkollü bir şey de istemiyorum çünkü araba sürmem gerekecek.
"Tamam geç otur..." dedi ve gidip bir bardak su doldurdu. Ev her zamanki gibi çok güzeldi. Klima çalışıyor ve içerideki serinlik resmen huzur veriyordu. Yanıma oturduğu zaman bana sarılmadı. Mesafesini korumaya çalışıyor. Gerçekten de tam bir beyefendi. Onun bu kadar düşünceli olması çok hoşuma gidiyor.
"Düşündüm demiştin... Sanırım bundan sonra gelmeyeceksin buraya." dedi. Sesinde hüzün vardı...
"Öyle mi düşündün?"
"Evet. Başka ne düşünmem gerekiyor ki? Ancak yine de çok düşüncelisin. Sana Hayran olmakta haksız değilim demek ki."
"Neden böyle düşünüyorsun?"
"Telefonda yazıp da söyleyebilirsin. Ancak buraya gelmeyi tercih ettin. İyi oldu bana da bir göz ziyafeti oldu hem..." o anda gülümsedi. Beni gördüğü için mutluydu ancak ona kötü bir haber vereceğimi düşündüğü için de üzülüyor. Gerçekten çok başka biri... Bu kadar duygusal bir yanı olmasına rağmen böyle sert işlere nasıl girdi bu adam...
" Kararım... Olumsuz demedim. "
Yüzümde munzur bir gülümseme vardı. O anda Yağız'ın gözlerinin parladığını gördüm.
"Nasıl yani? O zaman... Kabul ediyorsun teklifimi."
"Bir şey söylemek istemiyorum. Görmeni istiyorum. Sana bir sürprizim var. Ama gözlerini kapat."
Bana baktı ve gözleri hala açıktı.
"Ya... Kapat dedim." o anda sesim çok daha farklı çıkmıştı. Bu durumun onun hoşuna gittiğine eminim. Birazdan olacak olanlar daha da çok hoşuna gidecek...
"Öyle olmaz da... Tamam dur arkamı dönüyorum. Sen söylediğin zaman arkamı dönerim." dedi ve arkasını döndü bana.
Gülmemek için kendimi çok zor tutuyorum. Kendimi çok daha genç hissediyorum bu şekilde. Hem de bu evde... Yağız ile birlikte... Birazdan görecekleri çok önemli çünkü bir sözden çok daha fazlası. Onun benim için ciddi biri olduğunu ona anlatmam imkansız. Ancak gösterebilirim. Ki yapacağım da...
Hızlı bir şekilde tişörtümü çıkardım ve parmaklarımı spor sutyenimin lastiklerinden geçirip hızlı bir şekilde çıkardım. Üstüm tamamen çıplak bir vaziyette ve onun karşısındayım.
"Tamam dönebilirsin..." dedim ve arkasını dönmesi ile birlikte gözlerinin fal taşı gibi açılması bir oldu. Dudaklarını ısırdığını görebiliyordum.
"Dövme... Yaptırmşsın..."
"Kelebeğin kanatlarına bak... Tam şuradan... İçinde bir şeyler yazıyor... Bakalım okuyabilecek misin..."
O anda yavaşça bana doğru yaklaştı ve başını eğdi. Gördüğü anda nefesindeki değişimi bile hissettim...
"Adımı... Yazmışsın..." gözlerini kaldırdı ve gözlerime kilitledi.
"Ne kadar ciddi olduğumu görmeni istedim..." diye fısıldadım...
Görmüştü...
Ne kadar ciddi olduğumu görmüştü....