Gizemli Okul

By mes4fe

49.2K 2.2K 1.3K

Normal bi hayatımız vardı, her insan gibi. Tâki o okula adım attığımız güne kadar... More

~1~
~2~
~3~
~4~
~5~
~6~
~7~
~8~
~9~
~10~
~12~

~11~

1K 51 27
By mes4fe

Bazı acılar gerçekten tarif edilemezdi. Tüm her şey karmakarışık olurdu. O acıyı kendi kendimize tarif edecek olsak ortaya saçma sapan kelimeler çıkardı ve asla anlatamaz, sadece hissederdik. Anlatmak istediğimi çoktan anladınız zaten biliyorum, çünkü siz o acıyı çok yaşadınız.

"Bu şarkıyı silmemiş miydin." Diyen Nida'ya baktım.

"Silmiştim, hatta beraber silmiştik aptal."

"Evet beraber silmiştik, ben de hatırlıyorum." Dedi Ilgın.

"Peki o zaman... yani nasıl?"

"Ben de bilmiyorum Nida." Dedim.

Konuya bir açıklık getirmem gerekiyor değil mi? Bu şarkıyı eski sevgilim beni boynuzladığı zaman çok dinliyordum. Eski sevgilim dediğime bakmayın siz, çocukluk aşkımdı. İlk ve tek aşkım.. Ama böyle onları türk dizi klasiği gibi otel odasında falan basmadım. Keşke öyle olsaydı, belki o zaman bu kadar acıtmazdı...

4 Mayıs 2019

Kahvaltılıkları masaya tek tek koyarken bir yandan da şarkı mırıldanıyordum, sandalyeye oturup telefonuma uzandım ve Semih'e mesaj attım.

Ayda: Günaydın.

Kahvaltı yapmaya devam ederken çok geçmeden cevap geldi.

Semih: Günaydın canım.

Ayda: Neredesin?

Halısaha da mısın? Yazacakken mesaj attı.

Semih: Evdeyim, tüm gün dizi izleyeceğim sanırım.

Nasıl ya? Uğur, yani en yakın arkadaşı bana maça gideceklerini söylemişti. Her neyse, iptal olmuştur sanırım.

Ayda: İyi izlemeler sana o zaman.

Bir saat sonra canım aşırı sıkılmıştı ve ne yapsam diye düşünüyordum. Aklıma Nida'nın gelmesiyle hemen Nida'yı aradım.

"Siz beni arar mıydınız Ayda hanım." Dedi dalga geçerek.

"Canım inanılmaz derecede sıkılıyor. Nerdesin?"

"Ilgın'la her zaman gittiğimiz sahil kenarındayız."

"Tamamdır, yarım saate ordayım."

15 dakikada hazırlanıp evden çıkmıştım. Yolda kulaklıklarımı takıp şarkı dinleyecektim ki Uğur ve bir kaç kişiyi gördüm. Maça gittikleri belliydi, sırtlarında çanta ellerinde ise top vardı. İyice kafam karışmıştı. Onlara biraz daha yaklaştım.

"Uğur selam, nereye maça mı?"

"Evet ya maça gidiyoruz."

"Semih sizden önce gitmiş, geç kaldınız" Dedim dalga geçip gülerek.

"Ha evet, biliyorum. Konuşmuştuk zaten." Dedi alelacele.

Ne? Baya bildiğin yalan atıyor. Semih evde, yani en azından bana öyle söylemişti.

"Ben de Semih'i özlemiştim, beraber gidelim mi?" Dedim bozmayarak.

"Olur gidelim de ondan önce uğramamız gereken yerler var yorulursun sen, bir dahaki sefere beraber gideriz. Hatta çok geç kaldık, görüşürüz." Dedi ve bir hışımla gittiler.

Neden o kadar telaş yapıp yalan söylemişti ki? O Allah'ın cezası pislik öyle huzursuz etti ki beni.. İçime öyle bir kurt düşürdü ki.. Şuan bildiğin Adnan Ziyagil gibi hissediyorum.

Hemen yönümü değiştirip Semih'in evine doğru yürümeye başladım. Uğur saçma sapan bir şaka yapıyor olmalıydı. Değil mi? Bunun başka bir açıklaması olamazdı. 10 dakika sonra Semih'in evine vardığımda kapıyı ısrarla çalmama rağmen açan olmamıştı. Direkt telefonumu çıkarıp onu aradım. Çaldı.. çaldı.. ama açan olmadı.

İyice sinirlerim bozulmuştu. Apartmandan çıkıp gidebileceği her yere baktım ama hiçbir yerde yoktu. Arkadaşlarını aradım ama hiçbir arkadaşının yanında da değildi. Hiçbir yerde değildi.

Gidebileceği tek bir yer vardı ve bir umutla oraya doğru yöneldim. Benim kürkçü dükkanım olan o kulübeye. Ben tüm acılarımı da tüm sevinçlerimi de o muhteşem kulübede yaşamıştım. 9 yaşındayken kulübeye yakın bir yerde oturuyorduk ve ben bir gün tesadüfen gezerken bulmuştum o kulübeyi. Bulduğumda bir harabeden farksızdı ama ben kimseye söylemeden orayı tek başıma temizlemiş ve pisliklerden arındırmıştım. Neredeyse tüm günüm orada geçiyordu. Moralim bozulduğunda, annem kızdığında, her şeyden kaçmak istediğimde sığındığım tek yer minik kulübemdi. 13 yaşıma geldiğimde annem ve babam büyük bir trafik kazası yapmıştı, 1 ay yoğun bakımda kalmışlardı ve ben o bir ay hep bu kulübeye gelip ağlar ve ölmemeleri için Allah'a yalvarırdım. Yoğun bakımdan çıktıkları zaman büyük bir mutlulukla kulübeyi rengarenk boyamış ve içine yeni şeyler almıştım. Yani anlayacağınız tüm acılarıma da tüm mutluluklarıma da kucak açmıştı o kulübe ve benim için çok özel bir yerdi. Yıllar geçtikçe de gerçekten çok güzel bir odaya çevirmiştim ama 1 yıldır gelmiyordum.

Kimseye göstermezken sadece Semih'e güvenip burayı göstermiştim ve burada olmasını umuyordum. Yaklaşık 45 dakika sonra kulübeye varmama birkaç metre kalmıştı ki gülüşme seslerini duymamla afalladım, sonra kendimi toparlayıp yürümeye devam ettim ve kapıyı yavaşça açmamla Semih'i ve tanımadığım bir kızı yan yana laptoptan film izlerken gördüm. Benim yıllar önce diz çöküp ağladığım yerde, şuan gülüşüp film izliyorlardı!

İkisi de bana şaşkınca bakarken kız üzerine giydiği Semih'in olan gömleği düzeltti ve konuşmaya başladı.

"Hayırdır ya, yolgeçen hanı mı burası?"

Semih kıza sus der gibi baktıktan sonra ayağa kalkıp üstünü giymeye başladı. O sırada ben ne mi yapıyordum? Gördüklerimi idrak etmeye çalışıyor ve gözümden istemsizce akan yaşları durdurmaya çalışıyordum. Bu gördüklerim bana çok ağır geliyor diye bağırmak istiyordum. Lütfen bu kötü bir kabus olsun demek istiyordum, ama kalbimdeki acı ve mide bulantım bunun bir kabus olmadığını gösteriyordu.

Bu görüntüye daha fazla katlanamadım ve arkamı döndüğüm gibi eve doğru koşmaya başladım. Midem bulanıyordu, hem de çok fazla. Bir cümle kuramayacak canım yanıyordu şuan. Kaldırıma oturup derin derin nefesler aldım ve sakinleşmeye çalıştım. Semih arkamdan bağıra bağıra özürler dilemeye başladı.

"Ayda yalvarırım bir dakika dinle, bak köpek gibi pişmanım. Sarhoştum, çok özür dilerim ne olur affet beni."

Gözyaşlarımı silip derin bir nefes aldım. Hep aynı bahaneler değil mi? Boşluğuma geldi, sarhoştum, kendimde değildim, bir seferlik şeytana uydum vs. Ayağa kalkıp son kez baktım ona.

"Seni hayatımın sonuna kadar affetmeyeceğim Semih Tanış. Seninle hiç tanışmamış olmayı dilerdim. Sana yaptığın kahpelik hakkında o kadar şey söyleyebilirim ki, ama galiba biliyorsundur. Yüzüne bakmak bile midemi bulandırıyor o yüzden kısa kesiyorum. Şu saatten sonra biraz adamlığın varsa peşimde köpek gibi havlamazsın, şimdi siktirip git ve o iğrenç hayatına devam et."

Günümüz

"Bu şarkıyı tekrar ve sonsuza kadar siliyorum." Dedi Nida ve telefonu açıp çabucak sildi.

"Bu konuyu kapatabilir miyiz?" Dedim ve başlarıyla onayladılar.

Bu olanları aşmışken tekrardan düşünmek istemiyordum. Semihe olan sevgim nefrete dönüşmüştü ve zamanla bir hiç olmuştu. Bir yabancıdan farksızdı benim için.

"Kalkın da son derse girelim, iyice göze batmaya başladık." Dedi Ilgın.

İtiraz etmeden kalkıp sınıfa girdik ve yerlerimize oturduk. Ben sürekli o şarkının nasıl telefonuma yüklendiğini düşünürken Bulut yanıma oturdu.

"Nasılsın? Elin nasıl oldu?"

"Daha iyiyim, merak etme." Dedim ona tamamen dönüp ve devam ettim. "Bir de bunun için sağ ol." Dedim sargılı elimi sallayarak.

"Ne demek, her zaman. Emrinize amadeyim hanımefendi." Dedi büyük bir gülümsemeyle.

Bu sefer gülen, hatta kahkaha atan ben olmuştum, böyle bir cevap beklemiyordum. Belki de aşırı tepki vermiştim. Belki de benim psikolojim gerçekten iyi değildir.

"Çok naziksiniz bayım, eksik olmayın."

Birden o da kahkaha attı dediğime, galiba hoşuna gitmişti. Bence Bulut'un da psikolojisi iyi değil, demedi demeyin. Biz gülüşürken müdür sınıfa girdi. Zamanlaman gerçekten harika Cevdet'ciğim.

"Çocuklar okulumuza yeni öğrenci nakil oldu ve sınıfı burası." Diye söze başladı ve kapıya doğru bakıp devam etti. "İçeri gel kendini tanıt evladım."

Kimin geldiği zerre umrumda olmadığı için kafamı sıraya gömdüm ve uyumaya çalıştım. Ayak sesleri kapıdan içeriye kadar girdi ve durdu.

"Hepinize merhaba," Sesi duymamla kafamı bir hışımla kaldırmam bir oldu. "Selim Tanış ben. Umarım hepimiz için güzel bir yıl olur." Dedi gözlerimin içine bakarak.

Ben şok olmuş bir şekilde Semih'e bakarken Nida, Ilgın ve Bulut bana bakıyordu.

"Ne oldu, tanıyor musun yoksa onu?" Dedi Bulut sorarcasına.

Hemen kendimi toparlamaya çalıştım ve cevap verdim.

"Hayır, tanımıyorum..."

***

Selaaamm! Yazmayı çok özlemişim, ve emin olun arık sık sık yazacağım. Artık bir bölüm için 829719 yıl beklemeyeceksiniz ŞALÖSÖAŞLÖALÖŞASÖ

Buraya istediğin her şeyi sorabilirsiniz :)

Başından beri okuyan herkese sonsuz teşekkürler! Beni bırakmadınız, benim de sizi bir daha bırakmaya niyetim yok <3


Continue Reading

You'll Also Like

53.4K 7.4K 107
TAMAMLANDI✓ Capital Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri Bölümü'nden dahi bir omega olan Xu Xinghe, mezuniyetinden bir yıl sonra yapay zeka dehası taraf...
927K 58.8K 51
Yakın gelecekte öngörülebilen teknolojilerin peşine düşen ülkeler, bir güç yarışına girer. Ülkelerin tehlike getiren icatları, dünyaya sunulması konu...
317K 9.9K 27
ZORLA EVLİLİK VARDIR, ONA GÖRE OKUYUN. Umursamaz tavrı beni sinirlendirmişti, babamın götünden resmen ter akıyordu. Kapıyı kapattı ve stresle bana ba...
5.2K 70 18
Hayatını anlatıcam lütfen okuyun