YASAK DÖVME(+18)

Bởi theAlphaBey

1M 10K 1.7K

Olabilir miydi... Oğlumun arkadaşı... "Dövmeli kadınlar çok hoşuma gider..." dedi gözlerime bakarak. Vücudumd... Xem Thêm

Tanıtım
Kulak Misafiri
İlk Elektrik
Yanlış Dokunuş
Yağız çeteye mi bulaştı?
Yarın Saat Birde
Yavaş ol...
İntikam
Yepyeni Bir Adam
Tam Kalbimin Üzerine...
Anlatamam... Ama gösterebilirim...
Nefesi Kalbimde
Ruhum Gençleşti
Kaynama Noktası
Beraber Yanalım
Nereye Gitti Bu Böyle?
Sensiz Gitmem
Bela
Yol Ayrımı
Sessiz Fırtına
İçimdeki Yangın
Tutkunun Ortasında
Sınırlar Aşıldığında
Sakurajima
100 C°
Uçurum
Uçları Kırık
Tutamazsın Ellerimden
Kasırga
Berlin Duvarı
Mayın Tarlası
Dikenli Teller
Gizemli Yazar +18 (DUYURU)
Kesik Yapraklar
Tanıtım: Oda 237 (+18)
Dökülen Yapraklar
Swinger +18

Sırdaş

37.6K 367 108
Bởi theAlphaBey

Araba hızla giderken bir an Yağız'a baktım. Gözleri ile bir anlığına da olsa bacaklarıma baktığını yakalamıştım.

"Ne oldu?" dedim gülümseyerek. 

"Yok bir şey..." 

"Gözlerini kaçırıyorsun..."

"Yola bakmam gerekiyor. Yoksa... Tercihim farklı olurdu."

"Ne olurdu tercihin?" dedim hınzır bir şekilde ona bakarak. Hala yola bakıyor ve iki eliyle direksiyonu tutuyordu. Oldukça hızlı gidiyoruz... Kontrolü kaybetmemesi çok önemli. Bu gizli kaçamakta en istemediğim şey bir kazaya kurban gitmek... O zaman hiçbir şey bizi bu durumdan kurtaramaz. Kimseye açıklayamam olanları.

"Boşver..." dedi. Onun da yüzünde bir gülümseme oluştu birden. 

"Söyle işte... Ne olurdu tercihin. Yol yerine nereye bakardın..."

"Bacaklarına gözüm takılıyor. Ne yapayım." dedi. O anda gülmemek için kendimi zor tuttum. O da aynı durumdaydı. Gerçekten de bacaklarımı beğendiğini söylemesi... Çok güzel... Kocam bunu bana hiç söylemedi. Ona birkaç defa kasıtlı olarak benim neremi en çok sevdiğini sorduğum zaman bile bana söylemekten özellikle kaçınır. Evlilikten sonra aşkın ateşi sönüyor gerçekten. Ancak öyle olmayan arkadaşlarım da var tabi... Kader galiba...

"Sizin yaşınızdakiler hep böyle. Açıkta bir şey görseler hemen bakarlar."

"Açıkta değil ki. Tayt güzel durmuş o yüzden gözüm takılıyor. Bacakların güzelliği yani aslında..."

"Herkeste güzel durur. Tayt işte."

"Hayır... Herkeste güzel durmuyor."

O anda ağzım kulaklarıma varmıştı galiba. Yüzümün kızardığını hissedebiliyorum. Allah'ım ben ne yapıyorum böyle. 

"Ne farkı var peki... Benim yani..." O anda istemsiz bir şekilde saçlarımla oynamaya başladığımı fark ettim. Bağladığım saçlarım bir miktar açılmaya başladı bu yüzden.

"Yani ne bileyim... Şimdi mesela... Yanlış anlama yani kötü bir şey demiyorum burada ama bazı kızlar var onlara yakışmıyor. Bacakları... Çok kalın. Yani spor yaparken falan görüyorsun da pek bakasın gelmez."

"Benimki kalın değil yani?"

"Değil... En azından bence."

"Hmmm... Demek ki her güzel gördüğün bacağa bakıyorsun. Mahallede başka spor yapan kadınlar da mı var?"

"Yok be ne bakacağım... Denk gelince görüyorum. Mahalleden bahsetmiyorum ki işte spor salonuna gelen kadınlara falan ister istemez bakıyorsun fark ediyorsun yani."

"Yakışmayan giymesin... Senin göz zevkini bozmasın." dedim gülerek.

"Yok ya ne giyerse giysinler bana ne... Eskidendi onlar. Şimdi herkes herşeyin farkında. Neyse... Çok detaya girmeyeyim. En yakın arkadaşımı ele vermek istemiyorum." dedi bir anlığına bana bakarak. O birkaç dakika boyunca unuttum ancak gerçekten de Yağız, Ferhat'ın en yakın arkadaşı. Aslında ondan, Ferhat'la ilgili bir şeyler de öğrenebilirim.

"Söyle ya... Ne olacak ki. Hem bak artık biz sırdaşız."

"Sırdaş mı?" dedi bana bakarak. Şaşırmış bir ifadesi vardı.

"Evet... Bak sen ne dedin kimseye söyleme... Ben de seni gizlice buluşmak için çağırdım. Normalde söylemem diyorsun. Yani başkasına... Demek ki biz artık bir sır paylaşıyoruz..."

"Tamam da bu olmaz ki sonuçta sen... Yani... Ferhat'ın annesisin..." Söylerken boğazının düğümlendiğini hissettim. O anda fark ettim. Bana karşı kesinlikle özel hisler besliyor. Çünkü öyle olmasa ikilemde kalmaz.

"Eee tamam söyle işte ne zararım olur o benim oğlum. Onunla ilgili bir şeyler bilmesi gereken biri varsa zaten benim. Ama işte söylemiyor çoğu zaman sessiz." 

"Tamam da... Offf.. Bak dediğim gibi. Pek anlatmaya gönlüm yok böyle şeyleri. Ancak bilmen gereken tek şey bizim bacağa bakmaya falan ihtiyacımız hiç olmadı.

"Çapkınlık hikayeleri yani..." dedim gülümseyerek.

"Yani sayılabilir. Ne olacaktı ama sonuçta erkeğiz yani."

"Evet... Duyuyorum zaten ister istemez de... Eski kız arkadaşlarını falan... Ciddi bir şey yok galiba hayatında."

"Nasıl olsun ki ciddi kız mı kalmış?"

"Kalmamış mı?" dedim tek kaşımı kaldırarak.

O anda başını çevirdi ve bana baktı.

"Kalmış... Ama... Bizim jenerasyonda az..." dedi. Gözlerindeki ışıltıyı, o dudağının hareketini ve sesindeki o titremeyi hissettim... 

"Yani... Başka jenerasyonlarda var öyle mi?"

"Evet..." dedi bana bakarak. Tam gözlerimin içine bakıyordu. O anda hızla yola baktı ve bir viraja doğru girdi. Yeniden koltuğa yapıştığımı hissettim.

"Eee ne yapacaksınız peki sizden büyük kadınlar ile mi evleneceksiniz?"

"Neden olmasın..."

"Ferhat da mı böyle düşünüyor...

"Yani... Bilmiyorum. Şu anda kimse evlilik düşünmez. En azından Ferhat düşünmez."

"Peki ya sen?"

"Ciddi birini bulursam neden olmasın. Hayat geçiyor sonuçta. Yalnız başına zevki çıkmıyor çoğu şeyin..." dedi ve yine gözlerime baktı. Gerçekten Yağız'da beni çeken çok şey var... Adını koyamıyorum şimdilik ancak bunu çok net bir şekilde hissedebiliyorum.

"Evet... Daha gençsin gerçi..." dedim ve o sırada sola doğru döndü.

"Geldik..." dedi ve bir tane büyük siyah demir kapının önünde durdu. Çok büyük bir geçit ve arkasında uzanan yol boyunca ağaçları görebiliyorum. Neresi burası... Bir malikanenin girişine çok benziyor.

O sırada arabanın ortasından bir yeri açtı ve oradan çıkardığı bir anahtara bastı. Basar basmaz kapılar yavaşça açılmaya başladı. Arabayı içeri sürerken hayatımda gördüğüm en güzel yerlerden birine geldiğimi fark ettim. Çok büyük bir evdi burası. Bir malikane gibiydi adeta. Önünde bir tane süs havuzu vardı ve arabayı onun etrafından dolaştırıp bir garajın önüne geldi. Yine anahtara bastığı zaman garajın kapıları açıldı ve biz içeri doğru yavaşça girdik.

"Neresi burası..." dedim. Sesimde biraz da endişe vardı. Bunu anlamış olmalı...

"Merak etme. Güvenli bir yer. Bana ait."

"Sana mı? Şaka yapıyorsun... Nasıl sana ait?"

"Anlatacağım. Hadi gel inelim." dedi. Bana böyle emreder tonda konuşması hoşuma gitmişti. Gerçekten birkaç hafta içerisinde çok ciddi bir değişim gözlemledim onda ancak bu tavırları çok yeniydi bana karşı. Yine de... Nedense hoşuma gitti.

İndiğimiz zaman garaj kapısı da arkamızdan yavaşça kapanıyordu. Işıklar bir anda açıldı ve garajın ne kadar büyük olduğunu o zaman fark ettim. Garajda bir tane motosiklet ve bir tane daha araba vardı. Diğer araba da bir jipti ancak onun daha keskin hatları ve daha büyük tekerlekleri vardı.

O sırada bir tezgahın üzerinde duran parçalanmış halde silahlar gördüm. Biraz irkildim ancak bunu gören Yağız hemen bana baktı.

"Merak etme... Tehlikeli bir durum yok. Sadece biz varız burada. Başka kimse yok." 

İlerledi ve bir duvarın önünde durdu. Bir tane siyah tablet gibi bir şey vardı duvarda. Ona elini koyması ile aletin açılması ve elini taraması bir oldu. Tarama tamamlanınca kapı açıldı. Bana eliyle içeri geçmem için işaret etti ve onun önünden içeri doğru geçtim. İçeri geçerken de ışıklar yeniden açıldı. Tam köşedeki bir dolabın camdan kapağından Yağız'ın yansımasını gördüm. Kalçalarıma bakıyor... 

Hemen döndüm ve gözlerine baktım.

"Bu sefer neye gözün takıldı?" 

"Ne yapayım... Güzele bakmak sevaptır. Hadi geç içeri. Burası benim mekanım."

"Tamam da Yağız... Bilmiyorum ben mi fark edemedim ama bir anda bu kadar para nasıl geldi?"

"Otur şuraya... Anlatacağım merak etme. Bir şey içer misin?" dedi. O sırada klima çalışmaya başladı ve evde zaten klimanın hali hazırda çalıştığını fark ettim. İçerisi gerçekten rahatlatıcı derecede serin.

"Olur..." dedim otururken. "Su var mı?" 

"Tabi ki... Hemen getiriyorum..." dedi ve ileri doğru yürümeye başladı. Çok geniş bir Amerikan mutfak vardı. Tezgahın arkasından dolandı ve dolabı açıp içinden bir cam şişe çıkardı. Suyu bir bardağa koyup bana getirdi. Suyu içerken ona bakıyordum. Gerçekten de çok farklı görünüyor...

"Eeee? Anlat bakalım..." dedim. 

İçimde hem merak... Hem de endişe vardı...

Đọc tiếp

Bạn Cũng Sẽ Thích

361K 1.6K 49
seks hayatın bir parçası...
1.7M 55K 39
Üzerime doğru yürümeye devam etti. Gelip tam karşımda durdu. Gözünü kırpmadan yüzümü inceliyordu. Gözlerini gözlerime dikti. Soru dolu bakışlarla y...
196K 10.6K 23
❝ Konserdeki Sevgilim: Mine, üç ay. Konserdeki Sevgilim: Sadece üç ay çıkıyormuş gibi davranacağız. Konserdeki Sevgilim: O kadar. Siz: Üç ayın sonun...
62.9K 843 9
'Işık, ışığım canını yakmak istemiyorum bugünün güzel geçmesini sağla ve bana geleceğin yolları kısaltmaya çalış bebeğim akşam sizdeyim bana söylemek...