GÖKKUŞAĞI

By kmsrl78

635K 35K 4.9K

Romantizm #1 Mizah#5 ~~~ Adamı süzmeyi bırakıp"Buyrun ne istemiştiniz.?"dedim. " Aslında yağmurdan korunmak... More

🌈1 /G ⭐
🌈2/G⭐
🌈3/G⭐
🌈4/G⭐
🌈5/G⭐
🌈 6/G ⭐
🌈7/G ⭐
🌈 8/G ⭐
🌈9/G ⭐
🌈 10/G ⭐
🌈 11/G ⭐
🌈 12/G ⭐
🌈 13/G ⭐
🌈 14/G ⭐
🌈 15/G ⭐
🌈 16/G ⭐
🌈 17/G⭐
🌈 18/G⭐
🌈 19/G ⭐
🌈 G/20⭐
🌈G /21⭐
🌈 G /22⭐
🌈 G/23⭐
🌈 G/24⭐
🌈 G /26⭐
🌈 G /27⭐
🌈 G/28⭐
🌈 G /29⭐
🌈 G /30⭐
🌈 G/31⭐
🌈 G /32⭐
🌈 G /33⭐
🌈 34/G ⭐
🌈 35/G ⭐
🌈 G /36⭐
🌈 37/G ⭐
🌈 38/G ⭐
🌈 39/G ⭐
🌈 G /40⭐
🌈41/G ⭐
🌈42/G⭐
🌈43/G⭐
🌈44/G⭐
🌈45/G⭐
🌈46/G⭐
🌈47/G⭐
🌈48/G⭐
🌈49/G⭐
🌈 50/G⭐
🌈51/G⭐
🌈52/G⭐
🌈53/G⭐
🌈54/G⭐
🌈55/G⭐
🌈56/G⭐
🌈57/G⭐
🌈58/G⭐
🌈59/G⭐
🌈60/G⭐
🌈61/G⭐
🌈62/G⭐
🌈63/G⭐
🌈64/G⭐
🌈65/G⭐
🌈66/G⭐
🌈67/G⭐
🌈68/G⭐
LÜTFEN OKUYUNUZ/ÖNEMLİ!

🌈 G /25⭐

8.8K 399 31
By kmsrl78

Keyifli okumalar dilerim...

.....

05.02.2011~Bolu

Gökkuşağı ellerini birbirine sürte sürte okula girdi. Bugün önce ki zamana göre erken gelmişti. Nedeni ise her zaman erken gelen Oğuz ile konuşmaktı. Oğuz'un evi okula biraz uzak olunca erken saatte evden çıkıyordu.
Okula girince elindeki eldivenleri, başında ki bereyi çıkardı ve en üst kata çıktı. Heyecanlı bir şekilde sınıfa girdiğinde arka sırada kafası sıraya yaslanmış Oğuz'u gördü.
Oğuz dışında sınıftan bir kaç kişi daha vardı, karanlık hava olmasının yanı sıra sınıfın ışıkları da yanmıyordu. Koridordan gelen loş ışık ile duruyorlardı.

"Günaydın." herkese hitaben konuşan Gökkuşağı montunuda çıkarıp astı ve kendi sırasına geçti.

"Hey sana da günaydın." diyerek Oğuz'un başını dürtükledi... Oğuz homurdanarak başını kaldırdı.

"Gün aymadı daha, bak havaya, bence hala gece ama sabah oldu diye bizi kandırıyorlar."başını pencereye çeviren Gökkuşağı güldü. Kış ayından dolayı sabahları bile hava karanlık oluyordu.

"Seni bilmiyorum ama benim saatler ile oynamışlar." dediğinde Oğuz şaşkınca bakmıştı.Gökkuşağı gülerek cevap verdi.

"Oğuz saate bak sence ben bu saatte burada olur muyum?"

Cıkladı Oğuz kolunda ki saate bakarken.

"Yok en fazla on dakika kala gelirsin."

"Ha işte onu diyorum, gel kantine bir çay içelim, seninle konuşucaklarım var." oflayarak ayağa kalkarken telefonunu cebine koydu.

"Çaylar senden." diyere kapıya yöneldi.

"Hadi yine iyisin bugün iyi günümdeyim." diyerek Oğuz'un koluna girdi. Oğuz gülerek yanında küçük kalmış kızın başını okşadı.

Kantine indiklerinde daha boş olan ve hala masaların üstünden inmemiş sandalyeler ile karşılaştılar.

"Geç bir yere geliyorum." Oğuz ilerlemeye başladığında söylendi Gökkuşağı.

"Ee ben alacaktım."

Oğuz göz devirdi"Sen buna inandın mı gerçekten? "

Oğuz'un sesini duyan Gökkuşağı hak verdi. Oğuz ne olursa olsun Gökkuşağı ve İkra'ya para ödetmezdi. Bu olay  erkek öder hesabı muhabbeti değildi... Tek düşüncesi bir kızın paraya her zaman ihtiyacı olur, olabilir eğer harcamayacaksa biriktirsin ve yeri gelince kullansın düşüncesi idi.

Gökkuşağı, Oğuz'un her zaman ince düşünceli biri olmasını sevmişti ve takdir etmişti.

Oğuz elinde iki açma ve iki çay ile geldi. Birini Gökkuşağı'nın önüne koyup yerine geçti.Sabahın yeni demlenmiş taze çaylarını içerken içleri ısınmıştı. Çünkü Bolu çok soğuk bir şehirdi ki içlerine kat kat giyinmeseler donarlardı.

"Ben direk söze giriyorum Oğuz."

"Gir bakalım küçük civciv." derken baş sallamıştı.

"On dört şubat geliyor, benim aklıma bir şey gelmedi sence ne almalıyım?"

"Hayda gelen bana soruyor giden bana soruyor ee duran da soruyor.. Ne biliyim ne alasın."

"Ya öyle deme aklıma bir şey gelmiyor... Belki Deniz'in eksik bir şeyi vardır sana söylemiştir." Gökkuşağı hızlı hızlı konuşurken Oğuz kafasını masaya vurmak istiyordu.

"Deniz'in bir şeyinin eksik olabilceğini düşünüyor musun?" Gökkuşağı başını olumsuzca sallayıp açmadan büyük bir ısırık aldı.

"Parfüm alsam?"

"Çok banel."

"Saat?" Oğuz kusuyormuş gibi yaparken Gökkuşağı güldü.

"Kol saati yerine duvar saati alırım."

"Git bahçede on tur at gel, anca kendine gelirsin." Oğuz bu kız yaşamasın der gibi bakmıştı.

"O zaman ne Oğuz ya?"

"Manevi bir şeyler yapabilirsin."
Oğuz ne kadar bu muhabbetleri bilmesede arkadaşlarına son derece yardımcı oluyordu.

"Ne gibi?" Oğuz aklında ki tilki düşünceler ile sırıttı ve söyledi.

"Sizi anımsatan bir resim yapabilirsin? Çok güzel bir hediye olur."

"Hay senin aklını yesinler.. Bunu nasıl düşünemedim." derken Oğuz'un omuzuna vurmuştu.

"Ee herkes de vardır ama kullanamazlar." Gökkuşağı onun sözleri ile yüzünü buruşturdu ve biraz soğumuş çayını içti.

"Gökkuşağı bir şey söylicem."

"Söyle."

"Deniz'i üzme... Seviyorsun çok net görünüyor ama sen biraz deli dolusundur, hani tehlikeli şeyler yapmayın... Birbirinize zarar vermeyin... Dikkat edin, sende benim arkadaşımsın ama Deniz benim için farklı be civciv anlarsın ya." derken Gökkuşağı başını salladı.

" O yüzden dikkat edin ve birbirinizi bırakmayın. "son sözlerini söyledikten sonra gelen Deniz'i gördü ve gülümsedi.

Deniz arkadan Gökkuşağı'nın omuzuna kolunu attı ve saçından öptü.

" Günaydın sevgilim ve dostum. "
Gökkuşağı kafasını kaldırdı ve Deniz' e baktı. Onu nasıl üzebilirdi ki, nasıl zarar verebilirdi.

"Gün yeni ayıyor." Oğuz bunu söylerken çoktan ayağa kalkmıştı.

~~~~~

"Gökkuşağı, Oğuz gelmiş." diyen telefonunun diğer hattında ki İkra idi.

"Şey peki." diye yanıt verdiğinde gergindim. Onunla iyi bir ayrılma yaşamamıştık. Çoğ kişi gibi beni suçlayıp durmuştu. Ki ne kadar inkar edilirse edilsin bende kendimde suç buluyordum. Belki ölmesi takdir-i ilahi idi ama yine de yaptığım hata sonucu ölmüştü... Düşüncelerim arasında İkra'nın sesi gelmişti.

"Burak bizimle tekrar görüştüğünü anlatmış ve Oğuz bir akşam yemeği yemek istemiş."

"Ama sevgilin var." tek diyebildiğim bu idi.

"Ya kızım Burak falan da olacak, Burak aradı söyledi ama şey senin ismini vermemiş." elimde ki bardağı düşürmekten son anda kurtulduğumda boğazımda ki yumrunun geçmesini bekliyordum.

"Tamam, sizin yiyin yemeği." sesim titrerken konuşmuştum... Kimse bilmese bile arkadaşlarım ile oturmayı, konuşmayı çok özlemiştim.

"Gökkuşağı üzgünüm."

"Sakın ama sakın İkra, niye üzüleceksin, inşallah bir gün." derken gözaltlarımı siliyordum.

"Neyse İkra kafe yoğun sonra görüşürüz." bir şey demesini beklemeden telefonu kapatmıştım.

Mutfağın köşesinde kalan koltuğa ilerledim. Ağlamak istemiyordum,geçmişi düşünüp eski zamanlarıma dönmek istemiyordum. Benim artık bir hayatım vardı, bir mesleğim, kafem, sorumluluklarım ve erkek arkadaşım bunları düşünerek ayakta kalmalıydım... Eskiden deli dolu halimle bir çok insanı üzmüştüm ama şimdi olmazdı.

"Patron san sebastian ve pasta siparişi var." Bora içeri girip siparişleri sıralarken gözaltlarımı silmeye devam ettim. Başını kaldırıp bana bir kaç saniye baktı.

"Bir problem mi var?"

"Hayır yok." dediğim sıra çoktan siparişleri hazırlamaya başlamıştım.

~~~~

Akşam kafeyi kapatma zamanı yaklaşırken içeri de bir kaç müşteri vardı. Karşımda siparişini bekleyen kadının ve elinden tuttuğu küçük oğluna baktım.

"Anne dev pasta aldın değil mi?" annesi gülümseyerek başını sallamıştı. Siparişi tezgaha koyarken bende küçük oğlana gülümsedim.

"Hemde pijamaskelilerin kahramanı kedi çocuk pastası." küçük tatlı çocuk yerinde zıplayarak el çırptı.

"Gerçekten mi? Öyle pasta yapılıyor mu?"

Çocuğun sevincine ortak oldum ve bende güldüm.

"Evet, o kadar güzel ki benim bile yiyesim geldi."

"Ama onu nasıl yeriz ki kedi çocuğa kıyamam ben." Naif kalbinden öpmek istemiştim.

"Hm biz onun şeker halini yaptık, o yüzden yiyebilirsin."

"Of anne çabuk eve gidip yiyelim." deminden beri çocukla olan sohbetimizi annesi gülerek izliyordu. Annesi cüzdanına uzanıp parayı ödedi.

"Sanırım bugün senin doğum günün, al bakalım küçük bir hediye." deyip gökkuşağı renklerinde yapılan küçük bir araba çıkardım.

"Bu çok güzel,daha önce bu kadar renkli bir arabam olmamıştı." arabayı daha yakından incelemesi için ona uzattım ve aldı.

"Araba ne kadardı?" bakışlarım annesine dönmüştü.

"O küçük çocuklara hediyemiz."

Teşekkür edip gittiklerinde gülümsüyordum. Çocuklar ile sohbet etmek beni mutlu ediyordu.

Kapının çanı çaldığında içeri giren Martin'e ve Leyla'ya baktım. Martin önden girmişti ve elini saçına götürüp ıslanan saçlarını karıştırdı. Yapma adam şöyle kalbimi durduruyorsun.

Tezgahın arkasından çıkıp yanlarına gittim.

"Hoşgeldiniz."

"Hoşbulduk." İkisi bir ağızdan konuştuğunda gülümsedim. Martin vakit kaybetmeden bana sarılmıştı. Islaktı ama olsun.

"Yağmur yağmıyordu, tam kafeye yaklaştık başladı. Birazcık ıslanmış olabiliriz." geri çekildiğinde elini tuttum.

"Sorun değil canım, masaya geçin ben size sıcak bir şeyler getireyim."

Onlar en köşede kalan boş bir masaya geçerken Leyla için sıcak çikolata Martin için ise çay koymuştum. Birde kurabiye çeşitlerinden bir tabak ayarlayıp tepsiye koydum. Servislerini yapıp yanlarına oturdum.

" Nasılsın Leyla. "

" İyiyim abla sen nasılsın?" Leyla'nın direk beni benimseyip samimi olması beni mutlu ediyordu.

"Sağol canım bende iyiyim." Martin'in bakışlarını bende görünce ona döndüm.

"Bakıyorumda beni unutuyorsun."

"Hmm bilmem öyle mi görünüyor." biraz nazlanmaktan zarar gelmezdi.

Martin'in yüzü yaklaştığında gülümsüyordum ona. Bir elini masaya dayayıp daha da yaklaştı.

"Hıhı öyle gözüküyor ve bu durum benim canımı sıkıyor."

"Hadi ya." derken bende ona yaklaştım
Burunlarımız değerken bir öksürme sesi geldi.

"Abim, ablam daha on sekiz değilim ben haberiniz olsun."

Leyla kendini belli edince utançla yüzüm kızardı ve başımı eğdim. Gerçekten kızın yanında bu kadar yakınlaşmamız doğru değildi.

"Ben kalkayım sizin konuşucaklarınız vardır."tam kalkacakken Martin elimden tuttu.

" Otur bebeğim, senden gizlim saklım yok."dediği ile mutlu olurken bırakmadığı elini sıktım. Bu yanındayım demekti.

" Leyla'm, direk söze girmem gerekiyor, şirketi kurtarmak için... "daha sözünü bitirmeden Leyla durdurdu.

" Tahmin ediyorum abi benim hissemi almak istiyorsun. "dediğinde Martin başını salladı.

" Bende hisselerimi sana veriyorum."Martin gülümsedi.

" Ama tek bir şartla. "bu şartı bende merak etmiştim.

" Şirketi bir an önce kurtaracaksın ve Feride'yi o evden kovacaksın. "Martin'in de istediği bu idi zaten. Martin'e baktığımda başını salladı ve çayına uzandı.

Gözlerine çoktan düşünce perdesi düşmüştü. O da farkındaydı olacaktı ama zorlayacaktı da.

~~~~
Bölüm sonu..
Bölümü nasıl buldunuz?
Umarım bu geçmişe gidip gelmek kafa karışıklığına yol açmıyordur.

Yapılan yorumlar ve beğeniler beni çok mutlu ve motive ediyor. Lütfen eksik etmeyin 🙏

Takipte kalın...
Sevgi ile kalın.. ⭐♥

Continue Reading

You'll Also Like

10.5M 367K 29
BÖLÜMLER GERİ YÜKLENİYOR Şakadan zerre anlamayan birine okkalı bir şaka yaparsanız elde edeceğiniz şey yüklü bir para ve birkaç bin fazla tıklanma o...
604K 11.9K 21
༺༻ Bütün hakları saklıdır "Ben geldim" Gülümseyerek ve son harfi uzatarak kurduğum cümle ile o da gülümsedi. Sandalyesini biraz masadan geri çekti...
137K 10.6K 17
"Abin falan dinlemem. Eğer o odaya gelirsem, sabaha kadar çığlık attırırım sana."
711K 29.5K 47
30-50k izlenen Yağız her gün yayın açar, Sohbet eder ve korku oyunları oynar. Işıl ise o yayıncıya aşık bir kızdır. Işıl habire yağıza Instagramdan y...