BU ŞEHRİN GÜRÜLTÜSÜNDEN UZAK

By seydademirr

6.4M 303K 127K

"Şarkı yavaş yavaş devam ederken ,bir anda belime sarılan kollarla irkildim. Kim olduğuna bakmak için arkama... More

1.Bölüm "Sokak Lambaları"
2.Bölüm
3.Bolum
4.Bölüm
5Bolüm
6Bolum
7Bolum
8Bolum
9Bolum
10Bolum
11Bolüm
12Bolum
13Bolum
14Bolum
15Bolum
16Bolum
17Bolum
18Bolum
19Bolüm
20Bolum
21Bolum"Uzun Makarna"
22Bolum"Yuvarlak Krepler"
23 bolum Film Gecesi
24Bolum Market Alışverişi
25Bolum Pizza Günü
26Bolum
27Bolum BAŞ AŞAĞI
28Bolüm kıskanma
29Bolüm
30Bolüm Diş fırçası
31Bölüm" Otobüs yolculuğu"
32Bölüm
33Bölüm" Yıldızların bir santim uzağında"
34Bölüm "Benim yarım"
35Bölüm"Her şey dünyaya ait ben ona"
36Bölüm "keşfedilmemiş Gezegen"
37Bölüm"Yağmurun altında"
38Bölüm
39Bölüm"bu şehrin gürültüsünden uzak"
40Bölüm"Lay.,lay,lay"
41Bölüm"Bir buçuk saat"
42Bölüm"İntihar ipi"
43Bölüm
44Bölüm"Avuç İçi"
45Bölüm
Duyuru
46Bölüm"Ben burdayım, sen orda"
47Bölüm"Ölü birini diriltemessin"
💫karakter Tanıtımı💫
48Bölüm
49Bölüm"İstemem solsun ümitlerim"
50Bölüm"Hayal"
Duyuru
51Bölüm"Melodi"
52Bölüm"YEAH"
53Bölüm"Arka bahçe"
54Bölüm
55.Bölüm
56.Bölüm"İki Bardak Kahve"
57.Bölüm"İki El Silah Sesi"
Önemli

58.Bölüm"FİNAL"

84.4K 3.7K 2.3K
By seydademirr

İnsanlar doğar, yaşar ve ölürdü.
Yani denilenlere göre böyleymiş.Hiç bir zaman katılmadıgım gibi yine bu sıralamaya katılmıyorum.
Yer yüzündeki neredeyse bütün canlılar doğar ve yaşarken ölürdü.
Hepimize bu olmazmıydı zaten?.
Bunu ömürlük olarak söylemek biraz obazite kaçardı.
Mesela size hem annelik hemde yaşamının belirli yerlerinde yakın arkadaşlık yapan bir anne hayatınızı kolaylaştırabilirdi.Ya da bunun aksinebkr baba, çok iyi bir eş yada abi ,abla.
Anlatmak istediğim düşüncelerinle kendini bir araya getirmemen gerekir Birileriyle paylaşmalı insan.Belki benim bir babam ya da tam iki yıl önce bana hayat felsefemi ögreten bir annem yoktu.Ama onların yokluğunu bana hiç bir zaman hatırlatmayan ,canımdan çok sevdiğim Alp ve Onur vardı.
Ve Alp'i tanığım günden beri yanımızdan ayrılmayan iyi dostlarım.
Güçlü ol demişti annem bana.Sahi güçlümüydüm?.

En yakınlarını kaybeden biri olarak ayakta durabiliyormuydum.
Gözümden akan yaşı Onur'un görmemesi için silip elime aldığım lacivert poları yatağın üzerinde oturan Onur'a giydirdim.
Bana içten bir şekilde gülümseyip boynuma sıkıca sarıldı.Aynı şekilde gülümseyip kollarımı narin bedenine doladım.
Geri çekilip kısa siyah saçlarımla oynamaya başladığında arkamdan gelen ayak seslerini duymamla Alp'in sesi kulaklarımla buluştu.

"Hazır mısınız güzelim?."
Güzelim...Kaç seneden beri bana asla söylemekten bıkmadığı kelime.
Bir keresinde Alp'e bana bu kelimeyi söylememesini istediğimde gülerek neden diye sormuştu.
Bende ona, herkesin bir kezde olsa sevgilisine yada eşlerine söylediği basit bir kelime olduğunu söylemiştim.
Midilli yada buzağı güzeldi.Bunları seviyordum.Bana kendimi özel hissettiriyorlardı.Ama bu düşüncemi Alp'in 'ama en çok sana yakışıyor'demesi ile kafamın içinden çıkarıp atmıştım.
Çöktüğüm yerden kalkıp Alp'in yanına gittim ve sıkıca sarıldım.
Değişen çok şey olmamıştı üç sene içinde.
Alp'in babası şirketi ona devretmiş ve o da en iyi şekilde bu zamana kadar yônetmişti.
Jale ve Furkan geçen yaz Haziran ayında evlenmiş hatta bir kızları bile olmuştu.

Çoğu zaman atışsalarda iki dakka bile olmadan barışıyorlardı.Pelin ile Yusuf'a gelicek olursak onlarda geçen gün nikah tarihi almışlardı.
Bu kadar geç olmasından Yusuf herne kadar şikayetçi olsada pelin okulu bitmeden evlenmek istememiş, Yusuf ses çıkardığında ise Pelin'in avukat babası"oğlum bırakta okusun kız"diyerek Yusuf'u susturmuştu.
O günkü Yusuf'un yüzü aklıma geldiğinde gülümsedim.

Alp kısa siyah saçlarımla oynarken kafamı kaldırıp yüzüne baktım.
Bana gülümserken "hazırız"diyerek dakikalar önce sorduğu soruya cevap verdim.
Anlıma dudaklarını bastırıp arka tarafımda duran Onur'a yöneldi.
Elime çantamı alıp omzuna taktıgımda Onur ve Alp önümden geçip kapıya yöneldiler bende arkalarından gidip odanın kapısını çektim ve merdivenlerden inip arabaya yöneldim.

O gün gelmişti.Neredeyse hepimizin senelerdir beklediği o gün gelmişti.
Kimine göre erken kimine ise geçti bu gün.Tam üç sene olmuştu.Böyle söylediğimde bile tüylerim ülperiyirdu.
Alp Onur'u bindirdikten sonra benim kapımı açıp beklemeye başladı.
Gülümsemeye çalışıyordu zarzor.
En az benim kadar garipti.Gariptik.
Onun aksine samimi bir şekilde gülümseyip elimle sakin olması için sakallarını okşadım yanagına öpücük kondurup gözlerinde sakladığı ormana göz gezdirdim.Uzun süre gelen saniyeler sonunda başını iyiyim dercesine sallayıp bakışlarını kaçırdı.

Arabaya binip kemerimi bağladım.
Alp kendi tarafına geçip arabayı calıştırdıgında bakışlarım arka tarafta duran Onur'a kaydı.Her zaman ki gibi sakinliğini koruyor ve camdan dışarıya bakıyordu.Ara sıra kendi kendine gülüyor kemeriyle oyalanıyordu.
Gülümseyerek önüme döndüm.Alp arabayı çalıştırıp yola koyulduğunda telefonunun çalmasıyla açıp konuşmaya başladı.
Arabaya bağlı olduğu için net bir şekilde duyabiliyordum.

Alp konturollü bir şekilde arabayı sürerken "söyle Kaan "diyerek karşı tarafa dikkat kesildi.

Kaan hiç bir zaman kaybetmediği ve bize de yansıttığı hayat enerjisiyle "abi biz geldik, siz nerde kaldınız.Aaa olmaz ki böyle"diyerek hafif sitemle konuştu.
Arkadan yine Jale ve Furkan'ın kızları Ukte için kavga ettiklerine dair sesler geliyordu.
Alp saate bakarak,"on dakkaya ordayız Kaan"diyerek karşı tarafın duyabileceği şekilde konuştu.

Kaan'dan uzun süre ses gelmeyince kaşlarımı çatıp yola bakan Alp'e döndüm.Bir anda telefonun diğer ucundan"bir susun be"diyerek yüksek seste cırlayan kaan'ın sesiyle yüzümü buruşturup Alp'e döndüm.
"Car car car kulağımın dibin de,bırakın ben degistiricem çocuğun üzerini yeter salın şu çocuğu."

Kaan sinirle konuşup "tamam abi "dedi ve telefonu kapattı.
Dudaklarımı birbirine bastırıp gülmemek için cabaladıgımda Alp'inde benden farksız bir durumda olmadığını gördüm.
Arka taraftan gelen cezbedici kahkahayla kendimi tutamayarak alp'le beraber güldük.
Onur o kadar güzel gülüyordu ki bazen her hangi bir şeye sinirlensemde onun sesi bana huzur veriyordu.

Alp aynadan arka taraftaki Onur'a göz kırptıgında gülümseyerek önüme döndüm.
Kısa süre içinde cezaevinin önüne geldiğimizde Alp'le son kez birbirimize bakıp arabadan indik.
Jale, Furkan, Pelin, Yusuf,ilke ve Onur'un ailesi,Kaan ve biz.Hepimiz buradaydık.
Kaan yanımıza gelip omzuma kolunu attığında gülümsedim.

"Hoşgeldiniz yengesuyum."

"Hoşbulduk.Daha çıkmadı mı?."

Kaan başını demir kapıya çevirip kafasını olumsuz bir şekilde sağa sola salladı."Hayır.Eee benim ki nerde?."

Arabayı işaret ettiğimde kolunu omzumdan çekip çocukları işaret etti.
"Hadi siz geçin bende en best dostuma bakayım."
Bunu derken Kaan sitemle Alp'e bakmıştı.Geçen gün bir iddia üzerine herkese Furkan ve Alp en çok kimi sevdiklerini sorduklarında , Alp Furkan 'a ben ise kaan'a oy vermiştim.Tabikide ikisinide eşit seviyorduk ama adaletli olmak için Alp Furkan'a ben ise kaan'a vermiştim.
O günden beri kuruntu yapıyordu Kaan Alp'e.

Alp kaan'a vurmak için elini kaldırdığında Kaan hızlıca arkama geçti.
Alp sinirli bir şekilde"salak salak konuşma.Çokta yorma çocuğu"dedi.

Kaan ona yandan bir bakış atıp ellerini omuzlarımdan çekti ve arabaya doğru ilerledi.
Alp'le birlikte çocukların yanlarına ulaştığımızda jale'nin kucağındaki Ukte'yi alıp yanağına küçük bir öpücük kondurdum.
Jale bana sarılıp içten bir şekilde"hoşgeldin boncuğum"diyerek konuştu.
Alp Furkan ve Yusuf'la tokalaştıktan sonra Onur'un anne babasının yanına gidip sıkıca sarıldı ve konuşmaya başladılar.

Jale'ye dönüp"hoşbulduk dedim ve kucağımdaki kızını ona verdim.Aldıktan sonra ilke'nin yanına gidip gözlerinin içine baktım.
Gözlerindeki şeyi çözemiyordum.Sanki bütün duygular teker teker yer edinmişti gözlerinin içine.Ama üstünlügü hepimizin gözünde gözle görülür bir şekilde yer edinen heyecan sağlamıştı.
Hiç beklemeden ona da sarılıp avuçlarımın içine ellerini aldım ve hiç konuşmadan gülümseyip yanına geçtim.

Dakikalar birbirini kovalıyor ,ortamdaki tek ses Alp'ten ve diğer çocukların dudaklarının arasından çıkan tek tük cümleler oluyordu.
Sonunda demir kapının açılmasıyla herkes bir adım öne adım atmıştı.
Bir adam içeriden çıkıp siyah bavulu yere bıraktı ve tekrar içeri girdi.
İçeriden çıkanın beklediğimiz kişi olması için dua ederken yaşlı bir adamın çıkmasıyla hayal kırıklığı ile yerime tekrar geçtim.

İlke arkasına dönüp "ne zaman çıkacak baba ?"diyerek Onur'un babasına üzüntüyle sordu.Babası ilke'yi kolları arasına alıp kolunu sıvazlarken "çıkar şimdi kı.."demesine kalmadan bir kilit sesi daha duyuldu.
Bir kaç saniye kapı sonuna kadar açık öyle durduğunda içeriden birinin dışarıya yavaşça adım atmasıyla tekrar öne bir adım daha attım.
Herkes benim kadar heyecanlıydı.
Ardından Onur'un yüzünü görmemle sevinçle dudağımı dişleyip bir adım arkamda duran Alp'e sevinçle baktım.

Bana aynı şekilde gülümseyerek yanıma geldi ve belime kolunu sardı.
Parmaklarımı iç içe geçirip Onur'a döndüğümde gülümseyerek hepimizin yüzüne teker teker baktı.
Kirli siyah sakalları yeterince uzamış bakımsız saçları arka doğru yatmıştı.
Üzerindeki siyah t-shirt ve siyah pantolonuyla olgun bir adama benziyordu.Tam üç yıl geçmişti.
Bir gün kendini bırakıcagını biliyorduk ve bu yüzden hazırlıklı gelmiştik.Üzülmememiz gerekiyordu onun haline .Aksine şuan çok mutluyduk her birimiz.

Gözlerini anne ve babasının üzerinden alıp yanımda duran ilke'ye çevirdi.
Yan tarafımdaki ilke'ye baktığımda bu sefer gözlerine yer edinen duyguyu çözebilmiştim.Bu özlemdi.
Onların uzun bakışmasının ardından Onur'un annesinin öne atılıp Onur'a hasretle sarılmasıyla aynı anda içten bir şekilde"oğlum"demesi bir oldu.

Onur elindeki bavulu yere bırakıp annesinin satılmasına karşılık verdi.
Anne'si ağlayarak oğluna sarıldığın da babasıda öne atılıp annesinden sonra Onur'a sarıldı.
Geri çekip Onur'un omzunu sıktı ve"hoşgeldin oğlum"dedi.

Onur babasının gözlerinin içine bakarak"Hoşbulduk baba, hoşbulduk."dedi her bir kelimeye vurgu yaparak.
Onur ve babası tebessüm ederek birbirlerine baktıklarında bu uzun süren göz temasını bozan Onur oldu.
İlke'ye dönüp kısa süre içinde kollarını açtığında ilke hiç beklemeden koştu ve kollarını Onur'un boynuna doladı.Ve o an uzun zamandır görmediğim bir şey oldu ve Onur'un sol gözünden bir damla yaş aktı.

Aşk buydu.Bizim ki onlarınkinin yanında neydi ki.Bizim ki garip bir tesadüf  yada başka bir şeydi.
Amcam ve yengemin borcu yüzünden evlendirilmiştim.Biz de zorlu günler geçirmiştik ama onların ki bir başkaydı.
Bir piskolokta tanışmış, İlke'nin pilotonik bir sevdiği olduğu için babası tarafından öldü olarak gösterilip satılmış,Onur ise tam üç yıl önce o aklımdan asla çıkmayan balayında İlke'nin babası tarafından vurulmuş, Onursa bayılmadan önce son kez iki el ateş edip sevdiği kızın babasını öldürmüştü.
O belkide gittiğimiz hastanede kurtulamasaydı son nefesinde bile arkasında bıraktığı sevdiği kızın mutluluğu için son şansınıda kullanıp babasını öldürmüştü.
Bilmiyorduk hepimiz Onur öldükten sonra bile kızın peşini bırakmayacagını.

Güçlü olmaktan sonra bir hayat felsefem daha vardı.Gerçekten ne olursa olsun iyiler kazanırdı.Babam geçtiğimiz kış hapishanede bir adamla kavga etmiş ve öldürülmüştü.
Hiç bir zaman onun için üzülmem dediğim adamın ölüm haberini aldığım da üzülmüştüm.Garipti ama babamdı o benim.Bana hayatım boyunca hiç babalık yapmayan babamdı.

Bir kaç günün sonunda kendimi toparlamıştım.Ve sonra harun amca'dan yeni Alp'in babasından bir haber daha aldım.
Amcam,osteoperoz diye bilinen bir hastalığa yakalanmış, tedaviye cevap vermeyince ise ölmüştü.
Yengem ise bir bakım evine gönderilmişti.

Onur anlını ilke'nin anlına dayayıp"seni çok özledim"diyerek fısıldadı.Bu anı bir kere daha yaşamıştım ve artık özlem duyucak kadar ayrı kalmalarını istemiyordum.
Öyle olucagada benziyordu.Artık bir derdimiz kalmamıştı.Şuanlık öyle duruyordu.İlerisini bilemezdim ama böyle olmasını çok istiyordum.
İlke hıçkırıklarını dizginlemeye çalışırken başımı Alp'in omzuna dayadım.
Saçlarımı öpüp kokumu içine çekti.

Onur ilke'den bakışlarını çekip Alp'e döndü.
Gözlerinin içi parlarcasına "o nerde?"diyerek sordu umutla.
Kimden bahsettiğini anlıyabilmiştim.
Alp gülümseyerek arkasına döndü ve yüksek seste "Kaan?"diyerek bagırdı.

Kaan arabanın camından başını çıkartıp "efendim abi?"diyerek sorduğunda Alp gelmesini işaret edip önüne döndü.
Kaan anlamış gibi bakışlarını Onur"a çevirip arabadan indi ve etrafında dolaşıp arka tarafın kapısını açtı.
Kemeri çözdükten sonra küçük Onur'u arabadan çıkartıp omzuna aldı.
Onur kaan'la doğdugundan beri çok iyi anlaşıyordu.Henüz üç yaşında olmasına rağmen neredeyse herşeyi biliyordu.Onur koymuştuk adına.Alp'le ortak fikrimizdi bu.
Onur ince sesiyle kahkaha atıp kollarını kaan'ın boynuna doladı.Yerinden memnuna benziyordu oğlum.Kaan kapıyı kapatıp yanımıza geldiğinde Onur'un yanına gidip küçük Onur'u omzundan indirdi.

Onur gözünden akan yaşı silip gülümseyerek küçük Onur'u kucağına aldı bir kaç saniye yüzüne baktıktan sonra sımsıkı sarıldı.
Ona oğlumuzun adını Onur koyucaz dediğimiz günden beri çok merak ediyordu.
Sadece kaan'a yanaşan küçük Onur hiç beklemedigim bir şekilde küçük kollarını Onur'un boynuna sarıp yanağını omzuna dayadı.
Şaşkınlık ve mutlulukla Alp'e döndüğümde bana tebessüm edip bakışlarını tekrar çocuklara çevirdi.

Kaan'la brlikte Furkan ve Yusuf 'da şebeklik yapıyordu ama Onur kaan'dan başkasına gitmiyordu.Bu duruma şaşırmıştım.
Onur kucağındaki Onur'u yere indirip bize döndü.
Sarılmamızı bekliyor gibi bir hali vardı ama kimse heyecandan bunu aklına getirememişti.
Küçük Onur Alp'e paytak adımlarla koşup kucagına alması için kollarını kaldırdıgın da Alp koltuk altlarından tutup havaya attı ve tekrar tutup yanağına küçük bir öpücük kondurdu.

Alp gülmesi için Onur'un boynunu öpüp garip sesler çıkartırken Onur geri kaçıyor"yapma baba "diyerek gülüyordu huzur veren sesiyle.
Alp kısa süre içinde durup Onur'u boynuna çıkarttığın da Onur'da çenesini babasının kafasının üzerine koyup kollarını boynuna doladı.
Onların bu hallerine gülümseyerek öne atıldım ve Onur'a sarıldım.
Sımsıkı sarılıp bana karşılık verdiğinde geri çekilmek için hamle yaptım ama buna izin vermeyerek kulağıma fısıldadı.
"Teşekkürler."

Görmesede gülümseyip geri çekildim ve aynı şekilde"asıl sana teşekkürler"diyerek kenara çekildim.
Kaan hızlı bir şekilde Onur'a sarılıp"hoşgeldin aramıza tekrardan kardeşim"diyerek alay etti.
Onur gülerek kaan'a sarıldığın da Onur da aynı ses tonuyla "hani lan sen hala evlenmedin mi ?"diyerek hafif alaylı bir ses tonuyla konuştu.

Kaan'ın anlık mood'u düşerken bu haline kahkaha attım.
Kaan tek kolunu Onur'un omzuna atıp bakışlarını yere indirdi.
"Ah ah, nerde kardeşim.".
Kısa sürede mood'unu yükseltip sevinçle gözlerini Onur'a dikti.
"Boşver böylesi daha iyi . Kız çenesi çekilmez."
Ona göz devirdigimde Jale içimden geçenlerin bir kısmını dile getirdi.
Kaan'ın yanından kucağındaki Ukte ile geçip omuz attı ve "Yürü be ordan , kız çenesi çekilmezmiş.Asıl erkek çenesi çekilmez yedi yirmi dört saat iş buyuruyorsunuz"dedi ve Onur'a sarıldı.
Kaan Jale'ye cevap vermek için hazırlandıgında Furkan öne atılıp "bak alttan alttan bana laf çarpıyor.Yine dönüp dolaşıp bana nasıl geldi konu acaba?"dedi.
O sırada Onur Ukte'yi kucağına alıp sevmeye başlamıştı.

Furkan cevap beklercesine Jale'ye gözlerini diktiginde, Jale sadece göz devirmekle yetinip önüne döndü.
Onur Ukte'yi Jale'nin kucağına koyduktan sonra bizi öylece izleyen Yusuf'a dönüp kollarını öne uzattı ardından Furkan'ls ikisine göz gezdirip,"hadi lan ne bekliyorsunuz?"diyerek sarılmaları için söylendi.
Yusuf yeni kendine gelmiş gibi "he"dedi ve Furkan'la birlikte Onur'a sarılıp geri çekildiler.

"Hadi oğlum,herkes bizde seni bekliyorlar.Bir an önce gidelim."
Onur'un babası konuştuktan sonra eliyle arabaları gösterip Onur'un valizini yerden aldı ve yürümeye başladı.
Herkesin ailesi Onur''ların evinde bizi bekliyordu.
Arabadan mavi gözün havlama sesi geldiğinde kısa süre bakışlarımı köpegimizde gezdirip hızlıca önüme döndüm.
"Hadi bekletmeyelim bizimkileri, bir an önce gidelim."

Onur kollunu Yusuf'un omzundan çekip"iyi o halde gidelim hadi"dedi.
İlke onu başıyla onayladığında Onur yüzüne samimi olanlarından bir gülümseme takınıp ilke'nin elini tuttu.Ardından yanında onlara şevkatle bakan annesinede gülümseyip saçlarından öptü ve kolunu omzuna atıp arabaya adımladı.

"Hadi herkes arabalara."
Alp bunu söyledikten sonra elimden tutup arabaya yöneltti direkt adımlarımızı.
"Durun durun bende sizinle gelicem."
Kaan arkamızdan bağırıp yanımıza geldiğinde Alp'in omuzlarında duran Onur'a göz kırptı.
Onur pek beceremesede Kaan'ı taklit etti ve aynı anda yumruklarını tokuşturdular.
Bu görüntü beni güldürürken Alp keyifsiz bir sesle"sen eksik kal zaten"dedi ve arabanın kapısını açıp Onur'u oturttu, ardından kemerini baglıyarak arabanın kapısını tutup kaan'a döndü.
"Geç hadi geç."

Kaan kocaman sırıtıp Onur ve Mavi gözün ortasına oturup kemerini bağladı.
Onur kenarda olduğu için ortaya geçmekte biraz zorlanmıştı.
Kaan'ın poposu Onur'a değdiği içinde neredeyse Onur yol boyu arabanın içini neşeli kahkahalarla doldurmuş,Kaan ne şebeklik yaptıysa bepsine ayak uydurmuştu.

Sonunda Onur'ların bahçesine arabayı park ettiğimizde çantamı alıp arabadan indim.
Kafamı sola çevirdigim de gözlerim sanki bu anı beklercesine büyümüştü.
Bahçeye herkesin sığabileceği bir masa kurulmuş ve çocukların anneleri yerleşip derin bir sohbete dalmıştı.
Erkeklerde mangal yakıyorlardı.
Onları izlerken Kaan mavi gözün kapısını açıp bahçeye saldı.
Etlere saldırmıcagını bildiğim için içim rahattı.
Ardından Onur'un elinden tutup arabadan indirdi.

Onur'un arabadan inip "babaanne"diye bağırıp Alp'in annesine koşturması sadece saniyeler almıştı.
Alp'in annesi"babaannem"diyerek Onur'u kucağına aldı.
Bu görüntü beni gülümsetirken arabadan inen çocuklara döndüm.
Onur'un annesi Onur'un sırtını sivazlsyıp kadınların yanına geçerken babasıda başıyla bahçeyi işaret edip mangal yapan erkeklerin yanına adımladı.

Onur bize dönüp gülümsediginde aynı şekilde karşılık verip yanıma gelen Alp'e sıkıca sarıldım.
Onur yanına gelen Furkan'ın omzuna kolunu attığında Kaan öne atılıp"hadi bir kez daha sarılalım ,yemin ederim özlemişim "dedi.
Kaan Furkan ve Onur'a kollarını dolarken sırıtıp öne atıldım ve Furkan'ın yanına geçip kolumu beline doladım.
Yusuf ve İlke'de Onur'un tarafına geçerken Jale arabadan kucağında ki Ukte ile inip "benide bekleyin bir saniye"dedi ve Ukte'yi kucağından indirip ortamıza bıraktı , ardından kolunu belime dolayıp her zamanki gibi hep sona kalan kişiye yeni Alp'e baktı.
Herkes gelmesi için bakışlarını ona dikmişken yorgun bakışları gözlerimi buldu.
Yapmayı sevmediğim ama zor durumda kaldığım zamanlarda etkili olan şeyi yapıp dudaklarımı büzüp elimle gelmesini işaret ettim.
Derin bir iç çekip gözlerini devirdi ve ellerini ceplerinden çıkartıp Jale ve Yusuf'un ozumlarına attı.
Herkes yerini aldığında Kaan sesini toparlayıp"o zaman bir ,iki, üç"dedi.

Ne dicegimizi artık adım gibi ezberledigimiz için hep birlikte bir ağızdan"mutluluk sarılması "diyerek bağırdık.
Sesimizin yerini büyük kahkahalar alırken bir anda kulağımıza gelen su sesiyle herkesin şaşkın bakışları ilk önce birbirimize sonra tam ortamızda duran Ukte'ye indi.

•|SON|•

Bu zamana kadar baştan sona yanımda olan herkese çok teşekkürler.Bir sonraki hikayem de görüşmek üzere siyah ailesi.🖤🌙

Continue Reading

You'll Also Like

1.3M 57.8K 61
Aile problemleri yüzünden evden kaçmış ve kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, aynı zamanda sinir hastası olan Pare, ucuza gelsin diye ikinci el...
101K 6.6K 19
Ömer abi: Melis nerde? BxB kurgusudur
3.3M 119K 65
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum. İkiz erkek kardeşim yerine ben hayatta kalmıştım, ben yaşamıştım...
1.1M 69K 48
Hale, sosyal medyada yazdığı bir yorumun hayatını bu denli değiştireceğini nereden bilebilirdi ki.