Gizli Güç / TAMAMLANDI / DÜZE...

By solo_girl21

248K 20.7K 4.1K

#Gerilim 2. Sırada #Şeytan 2. Sırada #Melek 2. Sırada #Tanrı 1. Sırada #Tanrıça 1. Sırada #Zaman 2. Sır... More

1. Bölüm : Başlangıç ^D^
2. Bölüm : Yeni Gelen ^D^
3. Bölüm : Kavga ^D^
4. Bölüm : Rüya ^D^
5. Bölüm : Aralık ^D^
6. Bölüm : Gerçekler ^D^
7. Bölüm : Geçit ^D^
8. Bölüm : Çağrı, Çağla Ve Çetin ^D^
10. Bölüm : Zincir ^D^
11. Bölüm : Örgüt ^D^
12. Bölüm : Zincirsiz ^D^
13. Bölüm : Yanılsama Ve İhmal ^D^
14. Bölüm : Patron Olmak ^D^
15. Bölüm : Okulun İlk Günü ^D^
16. Bölüm : Kilit Nokta Ve Oyun ^D^
17. Bölüm : Geçmiş ^D^
18. Bölüm : Karga Ve Tilki ^D^
19. Bölüm : Air ^D^
20. Bölüm : Gerçek Geçmiş ^D^
21. Bölüm : Lucifer
22. Bölüm : İntikam
23. Bölüm : Belge
24. Bölüm : Bilinmezlik
25. Bölüm : Video
26. Bölüm : İhanet
27. Bölüm: Acı
28. Bölüm: Karar
29. Bölüm: Sevgi Kelebeği
30. Bölüm : Boks Torbası
31. Bölüm: Kaçınılmaz Son / 1.sezon Finali
32. Bölüm: İsyan
33. Bölüm: Lider
34. Bölüm : Kaçmak
35. Bölüm : Sevgi
36. Bölüm: Ölüm
37. Bölüm: İtiraf
38. Bölüm : Özür
39. Bölüm: Diriliş
40. Bölüm: Büyü
41. Bölüm: Uyumsuz
42. Bölüm: Maya
43. Bölüm: Arkadaş
44. Bölüm: Evlilik
45. Bölüm: Hisler
46. Bölüm: Gerçek Aşk
47. Bölüm: Kehanet
48. Bölüm: Canavar
49. Bölüm: Gökyüzü
50. Bölüm: Düğün
51. Bölüm: Su Lordu
52. Bölüm: Düello
53. Bölüm : Yaşam Nefesi
54. Bölüm : Kaybediş
55. Bölüm : Bebek
56. Bölüm : İllüzyon
57. Bölüm : Ölmek...
58. Bölüm : Diriliş
59. Bölüm : Dolunay
60. Bölüm : Patlama
61. Bölüm : Zac
62. Bölüm : Karanlık
63. Bölüm : Geçmiş
64. Bölüm : Uyanış
65. Bölüm : FİNALLLL!
DUYURU!
DUYURU!
DUYURU!
1. Özel Bölüm : Octavia
2. Özel Bölüm : Ben Olmak!
3. Özel Bölüm : Perses...
4. Özel Bölüm : Kontrol
5. Özel Bölüm : Başlangıç
6. Özel Bölüm : Özgürlük
7. Özel Bölüm : Bağ
8. Özel Bölüm : Bebek
9. Özel Bölüm : Öldü...
10. Özel Bölüm : İntikam
11. Özel Bölüm : FİNALLLL!
DUYURU!!!
DUYURU!!!
DUYURU!!!
DUYURU!!!
DUYURU!!!
DUYURU!!!
ÇOK ÖNEMLİ!!!
Karar Değiştirmiş Olabilirim😁

9. Bölüm : Gizli İşler ^D^

4.8K 410 46
By solo_girl21

Uyandığım zaman revirde değildim. Hayret! Nasıl oldu ki?

Hızla yataktan kalktığım için ilk başta başım döndü ve sendeledim tam düşecekken...

Tabii ki de kimse beni tutmadı! Son anda komidine tutundum. Sonra bu düşünceme güldüm.

Kimsenin beni tutmasına ihtiyacım yoktu. Zihnimi biraz zorlayınca en son olanlar aklıma geldi. Müthiş dövüşmüştük.

Banyoya girip soğuk su ile zihnimi açıktan sonra dolapta bulduğum beyaz T-shirt ve siyah şortu giydim.

Yine orada bulduğum siyah-beyaz sporları giydim ve kapıda çıktım. Tabii ki de saçlarımı toplamayı unutmamıştım.

Makyaj sevemediğim için yapmamıştım. Bir ton boya ile suratını sırf erkeklere çekici görünmek için boyayan kızlardan nefret ederdim.

Iyyy! İğrençler. Ciddiyim bakın. Bir erkek sizi beğensin diye niye kendinizden vazgeçesiniz ki? Çok saçma değil mi? Biri sizi sevecekse siz olduğunuz için sevmeli. Boyalar için değil.

Tabii ki de kendileri için makyaj yapanlara sözüm yok. Arada bende yapardım onu. Ama hep değil. Sonuçta cildimize zarar vermeye gerek yoktu, öyle değil mi?

Kapıdan çıkınca etrafı inceleme şansım oldu. Her yer beyazın tonu ile boyalıydı. Bu beyaz aşkı nereden geliyordu acaba?

Sağa...

Biliyoruz herhalde.

Koridorda biraz daha hızlı ilerledim sonra önüme bir kapı çıktı. İçeri girince buranın revir olduğunu anladım.

Hemen odaları kontrol ettim ve Dante ile Storm'un aynı odada kaldığını gördüm. Ben içeri girince herkesin kafası anlık bana döndü.

Annem ve babam da buradaydı. Bizimkilere gülümseyince iyi olduğumu anladılar ve kafalarıyla küçük bir selam verdiler. Ben de karşılık verdim.

Bizim genelde konuşmaya ihtiyacımız olmazdı. Mimiklerimizden anlardık. Aslında ben istemedikçe benimkini anlayamazlardı ama onlara kapalı kutu olursam kimseye açılamazdım.

"Selam!"

"Merhaba, Fire!"

Bir süre sessizlik oldu. Tuhaftı. Böyle sessiz olmalarından sa herkesin boş yapmasını tercih ederdim.

Çünkü onlar susunca zihnin konuşmaya başlıyor.

Öyle.

"Nasılsınız? Çok acıttım mı?"

Dedim pişkin pişkin sırıtarak. Storm öfkeyle konuştu.

"Ölüyordum, Fire. Çok acıttım mı diyorsun bir de. Manyak! "

Omuz silkerek sırıtışımı genişlettim.

"Sizi revirlik yapacağımı söylemiştim."

Gözlerşni devirip sustuğu zaman kıkırdadım. Bu halleri güzeldi. Sonra bakışlarımı bizimkilere çevirdim.

"Bu arada ben neden odamdaydım? Ne güzel revirde bu ikisiyle bol bol dalga geçerdim. Ayrıca aşk olsun Rie, Nova, Aren, Mike ve Tim. Ben de yaralandım -hem de boynumdan- ama neden sadece onların başındasınız? "

Harbiden boynumdan yaralanmıştı ama odamdaydım. Revirde olması gereken ben olmalıydım, doğru muyum?

Güçlerin harekete geçmiş işte. Bunu neden bu kadar kurcalıyorsun?

Çünkü bilmeyen biri bunu kurcalar. Bir şeyler bildiğimi fark etmelerini istemem.

"Kıskandın mı?"

Dedi Aren. Yüzünde gerçekten eğleniyormuş gibi bir ifade vardı.

"Ben? Kıskanmak?"

Kocaman bir kahkaha patlattım. Onları kıskanacak son kişi bile değildim.

"Sen nasıl istersen öyle olsun, patron."

Ve yine Rie...

"Ah! Yine mi Rie?"

"Haklı. Sen patronsun. "

Dedi Mike sevgilisine destek çıkarak. Ona katılmazsa şaşardım zaten.

"Mike? Sen de mi?"

"Ben de..."

"Ben de..."

Dedi Aren ve Nova aynı anda. Sırıtıp konuştum.

"Madem çok istiyorsunuz."

Dediğim zaman gözlerini devirdiler.

"Eee, ne olacak şimdi?"

Dante'nin sorusu ile ortamda sessizlik oluştu. Tüm bakışlar benim ve ailemin arasında gibi geliyordu. Az önceki tüm mutluluğum gitmişti.

Deli gibi ağlamak istiyordum ama yapamazdım. Yapmazdım. Onlar yüzünden bir kez içim dışıma çıkana kader ağlamıştım zaten. Daha fazlasına değmezlerdi.

Bir insan nasıl düşüncelerinde daha kendi yalanına inanabilir?

Sana daha önce de söyledim. İnsan olduğumu kim söyledi ki?

İfadesiz, soğuk ve sert bir yüz ifadesi ile aileme döndüm. Konuştuğum zaman sesim az öncenin aksine mutluluk değilde tiksinti doluydu. Ve mesafe...

"Rie ve Mike'a odalarımızı gösterin. Mümkünse enstitüdeki gibi olsun. Çünkü öyle alıştık ve daha rahat ederiz."

Anlık duraksadım. Storm'un son sözlerinden sonra onunla aynı odada kalmak aptallık olacaktı belki ama onun yanında olmak istiyordum.

Bile bile ateşe yürüyorsun.

O ateşlerde çok yürüdüm ben.

Biliyorum.

" Zaten ikisi kimin kimle kaldığını biliyor. Değiştirmek isteyen olursa dört kişi de isterse değiştirirsiniz.

Aren ve Nova'ya da akademi hakkında tüm bilgileri verin. Tim'e kütüphanenin yerini gösterin. Bu kadar..."

Deyip bizimkilere kafamı çevirince herkes onaylanmıştı. Nova tam yanımdan geçip gidecekken kolumda tuttum ve sarıldım.

" Özür dilerim. "

" Asıl ben özür dilerim. Sana yemin ederim sevgili değiliz, Nova. Onu seviyor musun? Gerçekten ama!

Bana her ne hissettiğini tam olarak anlat ki ne yapmam gerektiğine karar verebileyim. Bu bilinmezlikten yoruldum. "

Sesim çok çaresiz çıkmıştı. O da biliyordu ki şimdi vereceği cevap üçümüz de etkileyecekti.

Neden aşkın için savaşmıyorsun?

Çünkü aşktan daha önemli sorunlarım var.

Nova derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.

" Onu seviyorum. Lanet olsun ki onu çok seviyorum. "

Üzdü.

" Anladım. "

Deyip ondan ayrıldım. Bana gülümsedi. Mutluydu. Çünkü kararımı biliyordu. Ben de buruk bir gülümseme sundum ona.

Gittiler ve odada ben, Dante ve Storm yanlız kaldık.

"Ne konuştunuz?"

Dedi Storm. Umursamazlık maskemi yine yüzüme takıp konuştum.

"Emin olmam gereken şeyler vardı ve artık netleştirdim sanırım. Bir hain gibi davranmak istemediğim için bir şeye karar vermeliydim. Nova da kararımda yüzde doksanlık bir etki yaptı diyebilirim."

"Ne kararı ve neden onun sözü baskın?"

"Kararım onu da ilgilendiriyordu çünkü."

"Bir de beni, öyle değil mi?"

Cevap vermedim. Zaten farkındaydı her şeyin. En az benim kadar...

O halde neden böyle yapıyor bu şerefsiz!?

Belki de onun için de duygular arka planda kalıyordur? Belki de onun da duygulardan daha önemli sorunları vardır?

İyimser misin yoksa aptal mı?

Sadece bu konuda her ikisi...

Fark etmen güzel bir şey.

Kes artık.

"Tahmin edebiliyorum. Ben... Ben onu sevmiyorum, Fire."

Yapma. İhtimalleri düşünme. Canın yanar.

Canım zaten yanıyor. Benim canım hep yanıyor.

"Ama onunla sevgiliydin ve o seni hala çok sevdiğini söyledi, Storm. Ayrıca geçen onu bir çocuktan kıskandığını ve başkasından hoşlandığını düşündüğünü söylemiştin. Sorun kalmadığına göre barışabilirsiniz. "

Kendi kalbini kendin kırıyorsun.

Kırık bir kalbi daha ne kadar kırabilirim ki?

*****

Storm'dan...

Ne hissettiğimi ya da ne hissetmem gerektiğini bilmiyordum. Nova açık açık beni sevdiğini söylemişti. Fire ise açık açık arkadaşımın sevdiğini sevemem demişti. Peki ben ne diyecektim?

Fire tavrını ortaya koymuştu. Nova da... Ben ne yapmalıyım? Nova ile yaklaşık bir buçuk yıldır sevgiliydik. Bu kadar zamanı ve anıyı öylece çöpe mi atacaktım?

Derin bir nefes alıp gözlerimi sımsıkı yumup ardından açtım. Daha önemli sorunların var, Storm. En iyisi bu konuları zamana bırakmak... 

Aniden açılan kapıyla düşüncelerim dağıldı. Bakışlarım kapıya kayarken bizim ajanlardan birini gördüm.

"Storm... Çok acil bir sorunumuz var."

"Ne oldu?"

Dedim yatakta oturur pozisyona geçerken. En azından odada kimse yoktu. Dante benden daha iyi durumda olduğu için erken çıkmıştı. Fire'ı gözetliyordu.

"Diğer Hükümdarlar geldiler. Ve varisler seçilecek. Fire da bir varis ve ne olduğunu sanırım biliyoruz."

Pür dikkat ona baktım.

"Fire hangi varis?"

"Toprak Rie, Hava Nova, Ateş sen, Su Dante, Kan Aren, Şimşek Mike ve Ruh Tim... Ama bir sıkıntı var."

"Ne? Ne sıkıntısı!"

"Fire... O... O çok farklı. Çok garip bir aurası var. Sanırım Buz Varisi Fire."

Buz Varisi ve isminin anlamı ateş? Aman ne güzel.

"Peki Fire'ın bunu en son öğrenmesi için her şeyi yap. Ateş Hükümdarı Daren onunla konuşmamalı. "

"O iş bende..."

Ve ajan gidince ben de yatağıma geri gömüldüm. Gizli işler çevirdiğim için üzgün değilim, Fire. Biliyorum ki yine olsa yine yaparım.

*****

Fire'dan...

Burası cidden çok sıkıcı hem de çok ama çok ama çok sıkıcı!

İlk önce Dante ardından da Storm revirde çıkmıştı ve sonra da tüm akademi konferans salonuna toplanmıştı. Kuralları falan anlatıyorlardı.

Çoooook sıkıcı! Bana ne kurallardan? Sanki uyacağım? Şahsen ben kurallara pek sık uymam. Salonda resmen ölüm sessizliği vardı.

"Offff!"

Ups! Yankı mı yapıyordu? Test edildi ve onaylandı. Kesinlikle yankı yapıyor. Ve tüm gözler bana döndü.

Bana inanmazcasına bakıyorlardı. Neden ki? Altı üstü ofladım. Salonda yankı yapmış ve müdürün konuşmasını bölmüşse ne olmuş ki?

Biraz hareket!

"Kim konuştu?"

Ayağıya kalktım ve konuştum.

"Ben, Müdür Bey. "

"Yeni geldiğin için bir şey demeyeceğim ama sözümü bir daha kesmezsen memnun olurum. "

"Denerim, Müdür Bey ama söz veremem."

Dedim kendimden emin bir ifade ile  gülümseyerek.

"Ne dedin?"

Diye sordu Müdür duymamazlıktan gelerek.

"Salonda her şey yankılanıyor, Müdür Bey. Duyduğunuzda eminim."

Ceza is coming.

I love the ceza.

"Ceza alacaksınız, küçük hanım."

"Fire. Adım Fire. "

"Umrumda değil. "

Dediği zaman dudaklarımdan alaylı bir kıkırtı çıktı ve salonda yankı yaptı.

"Ah, olacak. "

"Tehdit mi ediyorsun sen beni?"

Dediği zaman tek kaşımı kaldırıp konuştum.

"Müdürleri kim tehdit edebilir?"

"Ben de öyle düşünmüştüm!"

Dediği zaman cık cıklayarak konuştum.

"Sözümü bitirmeme izin vermedşniz. Benim kadar zeki ve güzel olan herkes, diyecektim devamında. "

Ve egolu...

Ve güçlü...

"Soğuk odaya götürün. Melekler sıcak vücutlu varlıklardır. Soğukta kalıp dersini alsın."

Hah, ne sanıyordu ki? Soğuğun beni korktucağını mı?

Dediğin gibi Açelya, tecrübeler acıdır.

"Soğuk... Mmm... Severim. Hadi, kim götürecek beni?"

Gülerek söylemem müdürü son derece sinir etmişti. Müdürden hiç hoşlanmamıştım. Bu müdürle bayağı  anlaşmazlık yaşayacaktık anlaşılan.

Annem ve babam bana kaş göz işaretiyle durmam gerektiğini  söyleselerde benim durmayacağımı bilmelilerdi.

Sınırımı bilmezdim.

Çünkü olmayan bir şeyi bilemezsin.

"Fire, yeter. "

"Ben daha bir şey yapmadım ki, baba."

"Fire daha fazla saygısızlık yapma, kızım. "

"Ben saygısızlık yapmıyorum. Tamam mı? Ben sadece kendimi  savunuyorum. Ne var yani bu konuşmadan sıkılmışsam!? Olamaz mı?"

Babam o sinirle yerinden kalkıp yanıma geldi zaten özellikle onlara yakın bir yere oturmamı istemişlerdi.

"Sana. Sus. Dedim!"

"Seni dinlemem için mantıklı bir sebep ver."

"Ben. Senin. Babanım! Elbette ki beni  dinleyeceksin!"

Öfkeden kıpkırmızı olmuş suratına karşılık benim ölümcül sakinliği onu deli ediyordu.

"Evet, haklısın. Beni bırakıp giden babamsın, öyle değil mi?"

Sonra bana tokat attı.

Kafam sağa dönerken içimde bir şeylerin unf ufak olduğunu hissettim. Zaten kırık kalbimin parçalara ayrıldığını ve geride yalnızca boşluğun kaldığını hissettim.

Takım koşarak yanıma gelmişlerdi. Bir şey yapmadılar. İşaret bekliyorlardı. Ama veremezdim.

Çünkü biliyordum ki eğer onlara işaret verirsem burası kan gölüne dönerdi. Öfkeliyken zıvanadan çıkabiliyorduk.

Babama yavaşça kafamı çevirirken bakışlarında bir şey aradım. Pişmanlık? Üzgünlük? Ya da sinir?

Ama yoktu.

Sadece boşluk vardı. Bakışlarım anneme kayınca kafasını bir şey demeden başını bana baktı.

Öfkeyi hissediyordum. Kini ve nefreti...

Oylar ve yorumlar, lütfen.

Seviliyorsunuz...

Continue Reading

You'll Also Like

1.1K 125 8
Ruh eşi töreninde alfa yoongi omegasını reddetmişti.
2.2M 187K 79
•Yetişkin okurlar içindir• Kandan kıyafetlerimizi kuşanıp da, İçtiğimizde suyundan kehanetin, Biliriz hepimiz aslında, Ona ait bedenlerimiz. Apollon...
52K 2K 13
"Seni çok seviyorum Çavê Şîn. Seninle gözlerimi açıp kapatacak kadar. Seninle doğup ölecek kadar. En çokta o mavi gözlerine aşık oldum."
217K 19.3K 57
Eleanor için kurt adam, vampir ve büyücülere inanmak kolaydı. Sonuçta o, anne ve babasının kurt adamlar ve vampirler tarafında öldürüldüğünü savunan...