Trouvaille ~ Taejin texting

By vintagekims

38.5K 3.3K 5.5K

Sonra baktım ki ben sende kaybolmuşum ama kendimi keşfederek... izini sürmek istedim, gittiğin her yabancı el... More

%1
Aptal
Arkdaşım
Seni Umursuyorum
Benlerin Öpülüyor mu
Senden Korkuyorum
İmkansızın Şarkısı
Seni Özledim
Sanırım Sana Aşığım
Kalemle Çizilmiş Gibi
Hep Hayatında Olacağım
Çünkü Senden Hoşlanıyorum
Yanaklarım Islanıyor
Sana Deli Oluyorum
Sevgilim
Tüm Hayatım Ol İstiyorum
Kimse Sende Gördüğümü Görmemeli
Seni Seviyorum
Seninle İzler Bırakmak İstiyorum
Seninle Güzelleşiyorum
O Kadar Güzeliz Ki
Ayrılalım
Özledim
Eski Sevgili
Senden Nefret Ediyorum
Heavenly
Bir Şans Daha
Öp Beni
Sevgilim, ailem, dostum, sevdiğim bey...

Hayatımın En Güzel Şeyi

1.2K 105 183
By vintagekims

Selamss bölüm direkt düzyazı ve uzun bir bölüm oldu ama ben çok sevdim lütfen siz de sevin olur mu? Yorum yapmaktan çekinmeyin ve lütfen mutlaka oylayın. Ayrıca yazım yanlışlarına aşırı dikkat ederim ve yayımlamadan önce 5 defa kontrol etmeme rağmen kelimeleri yanlış ya da eksik yazmışım bazı yerlerde her kontrol edişimde aklımdaki şeyi gördüğüm için gözden kaçıyor yanlış kelime, hepsini düzelteceğim asla gelişi güzel yazdığım için değil 😔
Çoook öptüm iyi okumalar🥺




_______________________________

Taehyung, Jin'in ona attığı konuma gelmiş ve kocaman sitenin önünde ufacık kalmıştı. Tek yapması gereken binaya girip 8. kat 32 numaraya gitmekti ama bir an arkasını dönüp gitmek istedi. İçinde garip bir heyecan vardı, keşke mesajlarda olduğu gibi sakin kalmayı bilseydi gerçi orada da pek sakin kaldığı söylenemez ama ez azından yüzü görünmediği için istediği kadar utanıp kızarabiliyordu. Derin bir nefes aldıktan sonra sakin adımlarla binaya girip asansöre binmeden tek tek 8 katı çıktı sanki ne kadar geciktirirse o kadar az heyecanlanacakmış gibi... Nihayet 32 numaranın önündeydi sakince zile basıp bir adım geri gitti ve içinden saymaya başlamıştı ki 5e geldiğinde nihayet kapı açıldı. Jin tüm zerafeti, güzelliği, çekiciliğiyle karşısındaydı. Siyah bir kumaş pantolon ve buz mavisi bir gömlek vardı üzerinde saçlarıysa gelişine bir karmaşadaydı ama oldukça nizamlıydı her tutam.

"Hoşgeldin."

Taehyung cevap vermek yerine bir süre daha izledi karşısında duran eşsiz yüzü.

"Yemin ederim içerde insan yemiyorum."

"Hımm ne, ne yiyorsun?"

"İçeriye geçelim mi diyorum yoksa kapı önünde kalmaya devam mı edeceksin."

Taehyung nihayet girdiği transtan çıkıp Jin'in sonuna kadar açtığı kapıdan içeri girdi. Girmesiyle büyülenmesi bir oldu, tüm eşyalar sadece siyah ve beyaz renklerden oluşmaktaydı ve bu kesinlikle çok cooldu. Amerikan mutfağı, tamamen siyah deri kanepeler ve yere kadar inen pencereler... Taehyung kesinlikle Jin'in evi diye geçirdi içinden. Jin, Taehyung'a kapıyı açtıktan sonra hızlı adımlarla kaynayan suyu kapatmak için mutfağa yönelince Taehyung da istemsiz onun peşinden mutfağa ilerledi. Jin, nihayet misafirine hak ettiği hoş geldini sunmak için müsaitti. Elini kolunu nereye koyacağını bilmeden annesini kaybetmiş çocuklar gibi arkasından mutfağa gelen Taehyungun beklemediği bir anda kocaman bir gülümsemeyle ona yaklaşıp minik bir öpücük bıraktı dudaklarına.

"Tekrardan hoşgeldin sevgilim."

"Oupsii hoşbuldum sanırım."

"Taehyung senden bir şey isteyebilir miyim? Ben içecek bir şeyler hazırlarken kanepede küçük bir şey vardı? Hala orada mı diye bakar mısın?"

Taehyung, Jin'in neyden bahsettiğini anlamasa da çok az ileride duran deri kanepelere doğru ilerlediğinde gördüğü şeyle ufak çaplı bir şoka girdi.

"Jin burada bir şey var gözlerini dikmiş bana bakıyor."

"Ne varmış?"

"Ufacık bir şey, kediye benziyor."

"Aslında o bir kedi Taehyung."

"Tamam bu bir kedi, peki senin kedin mi var?"

"Hayır yok hala da yok?"

Taehyung kaşlarını çatarak "Kimin kedisi bu sinir etmeden açıkla çabuk."

Jin, Taehyungun bütün sinirlerini yatıştıracak bir kahkaha attıktan sonra "Aptal senin kedin."

"Hııı nasıl? Benim mi? Ama benim kedim yok ki."

"Ufff Taehyung delirtme beni sana hediyem işte, geçen keşke kedim olsa dedin ya dileğini gerçekleştirmek istedim."

Taehyung inanamaz gözlerle bir Jin'e bir de arka patileri üstünde ayakta duran minik kediye baktı. Ne yani bu minik fındık artık onun muydu. Taehyung eli kadar olan kediyi nihayet kucağına alıp sevgilisinin yanına gitti.

"Benim mi gerçekten, inanamıyorum bu çok güzel ben ne diyeceğimi bilemedim. Çoook teşekkür ederim."

Jin, karşısında gözleri dolu dolu ona bakan sevgilisinin burnuna minik bir öpücük bıraktığında bu kadar masum oluşuna inanamadı.

"Peki bu fındığın adı sanı ne?"

"Henüz isim vermedim sen karar ver istedim, 3 haftalık tüm aşıları tamam merak etme satın almadım bir barınaktan sahiplendim senin için ve cinsiyeti erkek."

Taehyung aldığı bu güzel hediyeyi hemen yanlarında bulunan masanın üzerine bırakarak kollarını Jin'in boynuna dolayarak dudaklarına kapandı. Nasıl teşekkür edeceğini bilemedi sadece içinden geleni yapıp her an öpülmeye hazır dudaklarla kendi dudaklarını eşleştirdi. Belki minik kedinin miyavlama sesi olmasaydı sonsuza kadar öyle kalabilirlerdi. Kedi sesiyle dudaklarını ayıran Taehyung tekrar masadaki kediyi kucağına aldı.

"Babacım böyle şeyler izleme, sen daha küçüksün ayıp tamam mı?"

Jin duyduğu şeylerle bütün evi dolduracak bir kahkaha attı. "Babası mısın sen şimdi?"

"Evet babasıyım ne var?"

"Aslında ben sahiplendiğim için babası ben oluyorum."

"Bunu mu tartışıcaz ikimizin de çocuğu işte."

"Tamam bunu sevdim."

Taehyung kucağındaki minikle Jin'i tamamen unutarak salona gidip deri kanapelere oturdu, Jin de demin kaynayan suyla ikisine birer kahve yaparak sevgilisinin yanına gidip oturdu.

"Şimdi benimle ilgilensen olmaz mı?"

"Kediyi mi kıskandın gerçekten, elim kadar şimdi sevgiye ihtiyacı var oğlumun."

"Ne kıskanıcam bir kere onu ben aldım, sadece benim sevgiye ihtiyacım var senin sevgine hem seni özledim."

"Her seferinde bunu diyecek misin gerçekten tamam sen aldın en alfa sevgili, işin gücün beni özlemek pff."

Taehyung kendi cümlesine kahkaha attıktan sonra tekrar kucağındaki kediye dönerek değişik sesler çıkarmaya başladı belli ki hediyesini fazlasıyla sevmişti. Jin ise yanında kedisiyle eğlenen Taehyung'u çenesinden tutarak sert bir şekilde dudaklarını öptü. Tutkulu bir öpüşmeden ziyade dikkat çekmek isteyen bir öpücüktü, Jin kafasını geri çektiğinde Taehyung çoktan gözlerini kapatmış devamını bekliyor gibiydi.

"Sana benimle ilgilen dedim."

Taehyung gözlerini açıp kaşlarını çatarak "çocuğun yanında yapmasana böyle şeyler daha ufacık o."

Jin, Taehyung'u duymazdan gelerek tekrar kapandı dudaklarına ama bu defa hemen geri çekilmedi ve dudaklarını aralayarak sevgilisinin dudaklarına iyice hakim oldu. Taehyung da hiç vakit geçirmeden dudaklarını aralamış ve Jin'in öpüşmeyi yönlendirmesini bekleyip bir eliyle kucağındaki minik kediye sahip çıkarken diğer elini Jin'in boynuna konumlandırdı. Belki de şu ana kadar en arzulu öpüşmeleri buydu çünkü ikisi de çok istekli bir şekilde yercesine emdiler birbirlerinin dudaklarını. Jin isteksiz bir şekilde geri çekildiğinde Taehyung'un dudağını ısırıp ayağa kalkarak mutfağa yöneldi.

"Dudağımla alıp vermediğin ne her seferinde ısırıyorsun."

"Fazla güzeller dayanamıyorum elimde olmadan ısırıyorum."

"Yasak sana öpmek en sonunda kanayacak yoksa."

"Artık gerçekten benimle ilgilenir misin? Birlikte yemek yapıcaktık hani sonra eve gidip yine memnun kalmadım deme."

"Üfff tamam oğluma veda edeyim geliyorum."

Taehyung gerçekten de minik kediyi öpüp hemen gelicem diyip Jin'in yanına mutfağa gitti.

"Tamam geldim ne yapıcaz?"

"Ben köri soslu tavuk ve makarna yapacağım sen de salata yap."

"Sadece salata için mi beni oğlumdan ayırdın yani?"

"Alırım o oğlunu senden görürsün sinirlendirme beni ikinizi de kapı dışarı ederim şimdi."

Taehyung tezgahtaki tavukları doğramakla uğraşan Jin'e arkadan sarılarak ensesine ikisini de titretecek bir öpücük bıraktı. "Tamam şaka yaptım en çok seni seviyorum üzülme."

Jin içi gıdıklanarak kocaman bir gülüş taktı yüzüne gerçekten bu adamı seviyordu tüm iliği ve kemiğiyle, Taehyung ne derse yapmaya hazırdı. "Masanın üzerine malzemeleri koydum onlarla yiyebileceğimiz bir salata yap."

Taehyung, sarıldığı belden ayrılırken bu sefer Jin'in yanağına ufacık bir öpücük bırakarak kafasını salladı.

Kahkahalar ve laf sokmalar arasında geçen bir süreden sonra Taehyung acı bir inlemeyle elindeki bıçağı masaya savurdu. Jin, ne olduğuna bakmak için arkasına döndüğünde Taehyung baş parmağı kanayan bir halde ona bakıyordu. Jin, endişeyle elindekileri bırakıp kanayan parmağı suya tuttu.

"Sadece salata yapmanı istedim kendini doğra demedim hayır bir de sadece salata mı diye isyan ediyordun cidden sana inanamıyorum"

"Acıyor."

"Acır tabi ne kadar derin kestiğine baksana."

"Kızdığın için acıyor."

Jin kafasını kaldırıp dudaklarını büzüp parmağına bakan Taehyung'u görünce sinirden kahkahasına engel olamadı. Suyun baskısıyla akan kanı durduktan sonra sanki asıl merhem oymuş gibi parmağa minik birkaç öpücük bıraktı.

"Özür dilerim kızmıyorum tamam mı ama dikkatli olsana."

Jin, Taehyung'u kanepeye götürüp oturttuktan sonra televizyon ünitesinin bir gözünden çıkardığı ilk yardım çantasından yarabandı çıkarıp iyice sardı yaralı parmağı.

"Şimdi burada sadece otur kendine zarar vermeden 15 dakikaya yemek hazır olur."

Jin'in dediği gibi 15 dakika içinde her şey hazır olmuş ve ikili uzun uzun yemeklerini yiyip sonsuz bir zaman diliminde olmayı diledi. Yeni evli çiftler gibi hem birbirlerine kaçamak öpücükler verip hem de laf sokmayı asla ihmal etmediler. Birlikte yenilen yemeğin ardından birlikte bulaşıklar toplanıp yıkandı. Nihayet gecenin en güzel anı gelmişti. Jin oturduğu kanepede bağdaş kurarak Taehyung'u tam karşısına aldı. Sanki birbirlerine anlatmaları gereken milyon tane masal vardı ama sadece birbirlerini izlemek bile o masalları yaşatmaya yetiriyordu.

"Taehyung?" Jin konuşmaya başlamadan önce elini Taehyung'un dudağına çıkarıp biraz orada takılı kaldı. "Hani annemle konuşacağım dedin ya ne oldu?"

"Hımmm evet konuştum, garip bir şekilde beklediğim gibi tepki vermedi. Anneme birine aşık olduğumu söyledim başta inanmasa da hissettiklerimi anlatınca bu defa farklı gibi dedi. Neyse kim diye sorunca çok gerildim anne o bir erkek dediğimde bunu beklemediğine yemin edebilirim ama sen nasıl mutluysan kimle olduğun önemli değil dedi."

Jin gözleri parlayarak "Yani artık hiçbir engel yok mu demek bu?"

"Evet, artık hiçbir engel yok demek."

Taehyung dudağındaki eli kavrayarak parmaklarını parmaklarıyla kenetledi.

"O kadar güzelsin ki bazen gerçek değilsin sanıyorum sonra uzanınca yamulan parmaklarını görünce gerçek olduğunu anlıyorum."

"Sen cidden utanmazsın bu parmakların nasıl işler gördüğünü tahmin bile edemezsin."

Jin'in imasını anlayan Taehyung bir an kahkahasında boğulacağını sandı bu yüzden hemen konuyu değiştirdi.

"Şey Jin, annem eğer istersen seninle tanışmak istiyormuş."

"Neeee tanışmak mı? Taehyung evlenmek için çok genciz."

"Saçma sapan konuşma annemin hayattaki yaşama sebebi benim normal tanışmak istemesi belki bir katilsin ya da sapıksın."

"Sen de şu an o katil ya da sapığın evinde kanepesinde ellerini ellerine kenetlemişsin."

Taehyung sinirle elleri çekip Jinden uzaklaşmaya çalışmak istedi ama Jin kollarıyla ondan kaçmaya çalışan sevgilisini kendisine çekip burun buruna getirdi.

"Şansına küs artık istesende peşini bırakmayacağım bir miktar sapığın olmuş olabilirim."

"Sanırım bu sapığı bir miktar sevdiğim için pek şikayet edemeyeceğim."

Jin, kendisine kare gülüşüyle bakan Taehyung'u önce saçlarından sonra sağ göz kapağından sonra biraz aşağı inip dudağının sol alt kısmını oradan boynuna inerek bir de oraya dolu dolu öpücükler bıraktı en son da çıkıp dudaklarını öptü.

"Mühürledim seni artık benden başka kimse seni öpemez."

"Çocuk musun sen bu nasıl bir mühür."

"Vücudunun her yerine dudak izlerimi bırakırsam asla unutmayacağın bir mühür."

"Tamam mühürlendim o zaman kabul ediyorum." Taehyung, Jin'in gevşeyen kollarından sıyrılıp kafasını boynuna bırakarak buraya geldiğinden beri sormak istediği şeyi sordu.

"Jin?"

"Hımmm?"

"Daha önce buraya yani evine hiç sevgililerin geldi mi?"

"Evime gelen ilk kişisin."

Taehyung duyduğu şeyle doğrulup Jin'e döndü "ilk kişi derken baya bildiğimiz ilk kişi yani daha önce hiç kişi geldi buraya hiiiççç kişi, arkaşlarında mı gelmedi."

"Hiç ama hiç kimse gelmedi, evim en özel alanım buraya kimseyi almam arkadaşlarım da sevgililerim de gelmek istedi ama gelebilecek konumda olmadılar—"

"Ama beni sen davet ettin evine."

"Evet bazen bu evde birlikte yaşadığımızı da hayal ediyorum bunu hayal etmek bile beni daha umutlu bir insan yapıyor."

Taehyung tekrar kalktığı boyna kafasını gömdü "Bazen sevgini hak ediyor muyum diye düşünüyorum, nasıl oldu bana böyle aşık oldun?"

"Aylarca sesini duymadan, yüzünü görmeden" Jin boynuna kafasını koyan Taehyung'un saçlarını koklayıp öptükten sonra "En çok da dünyanın en güzel kokusunu duymadan seninle konuştum ama o kadar kendindin ki her konuşmada seni görüyormuş gibi hissediyordum. İlk defa sabahlara kadar konuşmak istediğim, her bir detayını öğrenmek istediğim biri çıkmıştı karşıma o kişi sendin işte. Ayrıca hissetmiştim"

"Neyi?"

"Hayatıma bir şekilde dokunacağını."

Taehyung kafasının altında yarım yamalak görünen tene dudaklarını değdirdi. "Hımm bak sen nasıl hissetmişsin."

"Seninle tartışmamızı hatırlıyor musun?"

"Jin seninle o kadar çok tartıştık ki hangi birini hatırlayayım."

"Bana ilk yanlışlıkla mesaj attığın zaman" Jin bilerek "yanlışlıkla" kelimesini vurgulayarak söyleyince Taehyung eliyle sevgilisinin karnını çimdikledi. "Taehyung rahat dur, seninle dalga geçmiştim sen de görgüsüz aptal demiştin bana."

"Eeee Jin eeee."

"Bir dakika susar mısın sabırsız mısın ne? Birkaç gün sonra sana özür için mesaj attım ya başkası olsaydı düşünmeden numarasını silerdim pek umrumda olmazdı söylediğim şeyler ama senin numaranı silemedim ve özrüm bahaneydi."

"Sen cidden görgüsüz aptalın tekisin, o zaman cidden üzülmüştüm."

"Ben de seni seviyorum sevgilim üzdüğüm için de tekrardan özür dilerim."

"Sonuç olarak güzel bir şey yaptım, bu ilişkinin mimarı mıyım ne bütün alkışlar sadece bana."

"Hiç de mimarı falan değilsin aptal gibi günlerce bana eziyet ettin senden hoşlandığımı söylemeseydim şu an böyle olmazdık."

Taehyung tekrar güvenli alanında çıktı ama bu defa kanepede bağdaş kurarak oturdu Jin'in karşısına. "Ben zaten ertesi günü mesaj atacaktım ki aşkımdan deli divane olup barlara düşen sensin."

"Demek ki ben daha çok seviyorum."

"Yok öyle bir şey en çok ben seviyorum."

Taehyung'un sesi normalden biraz yüksek çıktığı için tekli koltukta varlığını tamamen unuttukları minik kedi uyanınca Taehyung yanlış bir yapmış gibi hissetti ve yerinden kalkarak kediyi kucağına aldı.

"Sanırım ben bu kediyi alarak çok yanlış bir şey yaptım, bana neden öyle sarılmıyorsun?"

"Jin sana inanamıyorum kedi bu kedi."

"Bana ne kediyse hakkımı yiyor şu an."

Minik kedi birkaç defa esneyip tekrar uyuyunca Taehyung yastıklardan birinin üzerine bırakıp sevgilisinin kucağına oturup boynuna sarıldı.

"Saat ne ara böyle aktı gitti bilmiyorum ama ben gitsem iyi olacak."

Ama hiç gitmek istiyor gibi değildi bu yüzden daha sıkı sarıldı Jin'in boynuna.

"Gitmesen burda kalsan bu gece olmaz mı? Ben kanepede uyurum."

"Saçmalama."

"Burda kalman saçmalık mı?"

"Hayır ya saçmaladığın nokta o değil sevgilimle uyumak varken seni kanepede uyutur muyum acaba?"

"O zaman bu gece burada kalıyorsun?"

"Bilmiyorum ikna et beni."

Jin kollarını boynuna dolamış Taehyung'u iyice kucağına alıp ayağa kalktı ve doğrudan kendi odasına yöneldi.

"Evin senden akıllı hiçbir şey yapmadan ışıklarını kendisi açıyor."

"Kucağımdayken böyle konuşmamalısın her an kendini yerde bulabilirsin."

Taehyung, Jin'in bunu gerçekten yapabileceğini bildiği için daha bir sıkı sarıldı boynuna.

"Şaka yaptım en zeki en akıllı insan sensin bu dünyada."

Jin'in odasına girdiklerinde Taehyung ilk olarak odaya göz gezdirdi. Oda, ortasındaki siyah çarşaflı koca yatak, bir çalışma masası ve bir kitaplık ile dolmuştu. Jin, Taehyung'u yatağa bırakıp alnına minik öpücük bıraktı.

"Niye geldik ki odana."

Taehyung belli etmek istemese de gerilmişti aklında sadece bir şey geçiyordu sorguladığı şey Jin'in de aynı şeyi düşündüğü müydü.

"Uyumak için."

"Heee doğru uyumak için."

"Sen ne sandın? Yoksa—"

"Hiçbir şey sanmadım ne sanıcam, aklım fikrim öyle şeylere mi çalışıyor sanki yoo hiç de öyle şeylere çalışmıyor tamam mı?"

Taehyung utançla yüzünü kapatırken Jin, sevgilisinin kemikli güzel ellerini yüzünden çekip gözlerini gözlerine dikti.

"Seni seviyorum, seni arzuluyorum, sana dokunurken bile içim titriyor ama ben henüz ikinci buluşmamızda birlikte olma taraftarı değilim. Asla istemediğimden değil yarın sabah uyandığımızda sen kendini bu yatakta çıplak bulursan iyi hissetmeyeceksin biliyorum."

Taehyung tekrar iki kolunu Jin'in boynuna dolayıp sertçe dudaklarını öptü sanki bir şeylere izin verir gibi sanki beni düşünme sadece devam et der gibi. Uzun bir öpüş oldu ve öpüşmeyi yönlendiren kişi Jin değil tamamen Taehyundu ve kontrolün kendisinde olması baya hoşuna gitmişti, tıpkı Jin'in ona yaptığı gibi dudaklarıyla oynadı ve ara ara ısırdı ağzındaki dolgun dudakları.

"şey!!! bir şey diyicem oğlumuz içerde yalnız kaldı uyanırsa ve bizi bulamazsa ne kadar korkar düşünsene."

"Taehyung sen romantizm bükücü falan mısın? Kedi o büyüme döneminde sabaha kadar uyanmaz."

"Tamam o zaman yanıma gel." Taehyung kollarını açarak Jin'i yatağa davet etti.

"Üzerini değiştir rahat uyuyamazsın."

Taehyung ilk defa bugün giydiklerini düşündü beyaz bir tişört ve füme bir kot giymişti gerçekten de pantolonunu çıkarmaya ihtiyacı vardı ama giyecek hiçbir şeyi yoktu. Jin'e bakıp dudaklarını bükünce Jin hiçbir şey söylemeden Taehyung'un pantolon düğmesini açıp uzun bacaklardan kotu çıkardı.

"Böyle uyur musun yoksa giyecek bir şey vereyim mi?"

"Uyurum sen sadece yanıma gel."

Jin, kendisini izleyen Taehyung'u umursamadan kumaş pantolonunu ve gömleğini çıkarıp sadece uyumak için kullanıldığı belli olan ve yatağın ayak ucu kısmında bulunan siyah tişörtü kafasından geçirip sevgilinin yanına kıvrılarak kollarını ona sardı.

"Taehyung vücudun neden bu kadar sıcak bir sorun mu var?"

"Yoo sıcak değil nerden çıkardın gayet normalim ben."

"Bacakların bacaklarımın arasında aptal sence nerden çıkardım."

"Sen cidden aptalsın sana daha önce kimseyle birlikte olmadım dedim ve zamanında bir sevgilim varken, olmayı bırak ona karşı bir cinsel dürtüm bile yoktu ama şu an sana karşı karşı hissettiğim arzuyla duvar falan delebilirim oldu mu rahatladın mı?"

"Beni istemen beni sana daha fazla aşık ediyor. Ayrıca bir şey söylicem hani bir ara sevdiğimiz müzikler hakkında konuşmuştuk ya."

"Evet birbirinin aynısı olan zevkimiz."

"Orada biraz hile yapmış olabilirim."

"Neee nasıl." Taehyung kafasını yasladığı göğüsten kaldırarak Jin'in yüzüne baktı.

"Söylediğin her şarkıyı ve sanatçıyı gerçekten dinliyorum ve gerçekten seviyorum ama en sevdiğim değildi senden sonra en sevdiğim oldular."

"Neden böyle bir şey yaptın."

"Seni etkilemek için."

Taehyung uzun upuzun bir kahkaha attı.

"Yeterince güldüysen yeter sus artık."

"Jin bu çok tatlı yani güldüğüm için özür dilerim ama bu ayrıntı beni sıcacık hissettirdi."

Taehyung içini ısıtan bilgiyi düşünüp mutlu olurken bir anda aklına gelen başka bir düşünceyle yatakta tamamen doğruldu.

"Bir dakika şimdi bu senin tavlama yöntemin mi?"

Taehyung siyah çarşafaların içinden doğrulunca kasıklarında biten beyaz tişörtü çıplak bacaklarının güzelliğini gösterecek bir detay olmuştu. Jin dudağını ısırarak karşısında tüm güzelliğiyle duran Taehyung'a karşı sabırlı olmayı diledi içinden.

"Sınırlarımı o kadar zorluyorsun ki ne zamana kadar dayanırım bilmiyorum aptal."

"Sensin aptal sana bir soru sordum cevap ver çabuk."

"Taehyung birilerini tavlamaya ihtiyacım yok istemem yeterli ama bir sende ihtiyaç duydum çünkü sen kimse değildin."

"Neyse ki ağzın iyi laf yapıyor bu yüzden bir şey demiyorum."

"Bu daha bir şey dememiş halin yani." Jin az önceye göre sakinleşmiş ve yatakta gelişi güzel oturan Taehyung'u kolundan çekip kolları arasına aldı tekrar.

"Hayatımın en güzel şeyisin."

"Jin?"

"Hımmm?"

"Devam et beni sevmeye ve beni sevdiğini söylemeye. Dünyanın en güzel dudaklarından en güzel cümleler dökülünce ben yaşamak için bir neden daha buluyorum."

Jin fısıltı sayılacak bir sesle Taehyung'un kulağına en sevdiği cümleyi defalarca fısıldayarak uyuttu sevgilisini.

"Seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum."










_____________________________

Bölüm cidden uzun oldu 3000 kelime falan sevmeseniz bile sevmiş gibi yapın😔
Ayrıca bahsedilen kediyi şöyle hayal edin. Taehyung kediyle ilk karşılaştığında böyle duruyormuş gibi  de hayal edin, yeni karakterimiz bu fındık🥺

Continue Reading

You'll Also Like

140K 14.2K 27
omurganın eğrisi ince bir belden de dolgun bir kalçadan da daha etkileyici.
18.1K 2.5K 30
Hiçbir şey yolunda gitmezken sen nasıl gittin?
53.7K 2.8K 35
(Dikkat fazla toksitlik içerir!) Her çiftin bir hayalleri,umutları vardır.Onların ise sadece hayali; Bir gün kavgasız geçirebilmektir. Angst değil.
212K 13.8K 29
- Bütün haklar @catuoongi aittir. - Jimin'in annesi ve Jungkook'un babası evlenmeye karar vermişlerdi. Aynı evde yaşamak zorunda kalan Jimin ve Jungk...
Wattpad App - Unlock exclusive features