Blue Side ❧ V

Por ibangtanyou

611K 70.6K 66.1K

Kalbinin kıyısında bana da yer ver. 🧜‍♀️ Más

1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
14.Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm
19.Bölüm
20.Bölüm
21.Bölüm
22.Bölüm
23.Bölüm
24.Bölüm
25.Bölüm
26.Bölüm
27.Bölüm
28.Bölüm
29.Bölüm
30.Bölüm
31.Bölüm
32.Bölüm
33.Bölüm
34.Bölüm
35.Bölüm
36.Bölüm
37.Bölüm
38.Bölüm
39.Bölüm
40.Bölüm
41.Bölüm
42.Bölüm
43.Bölüm
44.Bölüm
45.Bölüm
46.Bölüm
47.Bölüm
48.Bölüm
49.Bölüm
50.Bölüm
51.Bölüm
52.Bölüm
53.Bölüm
54.Bölüm
55.Bölüm
56.Bölüm
57.Bölüm
58.Bölüm
59.Bölüm
60.Bölüm
61.Bölüm
62.Bölüm
63.Bölüm
65.Bölüm
66.Bölüm
67.Bölüm
68.Bölüm
Final Bölümü

64.Bölüm

6.8K 833 687
Por ibangtanyou

Medya: Özden'in shop'u 🌸

(Ella)

Gerginlikten kuruyan dudaklarımı ıslatma ihtiyacı hissederken Taehyung'un sımsıkı tuttuğu elimden güç alıyordum. Oldukça büyük olduğunu fark ettiğim evin kapısı açıldığında ardında yaşayacaklarım için fazla tedirgin olmuştum. Taehyung'un annesinin benden hiç hoşlanmadığını anlayabilecek kadar insan ilişkileri hakkında bilgi sahibi olmuştum.

''Kemiğimi kırmayı düşünmüyorsundur umarım balık kız.''

Dudağımı ısırmaktan vazgeçip omzumun üzerinden Taehyung'a baktığımda bakışları birleşen ellerimizi işaret ediyordu. Sanırım elinden güç alma işini bir miktar abartmış bulunuyordum. Parmaklarımı gevşetip mahcup bir ifade takındığım sırada bana doğru eğilip saçlarıma bir öpücük kondurması ile birlikte gülümsedim. ''Sakin ol güzelim, yanımda güvendesin.''

Parmak uçlarımda yükselerek Taehyung'un yanağına ulaşma isteğim kapının açılması ile birlikte son buldu. Eul en son görüşmemizin ardından biraz daha kilo almıştı. Sanırım hamilelik süreci hızlı ilerliyordu. Sahi insanlarda bu süreç tam olarak ne kadardı? Ne zaman Eul bebeğini dünyaya getirirdi? Ortalıkta sevilecek küçük bir insanın olması düşüncesi bile heyecanlanmama sebep oluyordu.

''Gelsenize.''

''Annem evde mi?''

''Evet salonda seni bekliyordu.''

Taehyung'a şaşkınlıkla bakıp usulca ''benim geleceğimden haberi yok mu?'' diye sorduğumda hiç önemli değilmiş gibi rahat olmama dair bir şeyler mırıldandı. Ama nedense bu kez daha çok gerilmeme sebep olmuştu.

Beyaz rengin hakim olduğu geniş girişten salona geçerken bakışları anında ikimizi bulan Bayan Kim, memnuniyetsiz bir yüz ifadesine büründü. Bu durum arkama bile bakmadan kaçıp gitme isteği uyandırıyordu. Tabii Taehyung'un da benimle gelmesi şartıyla.

''Sana yanında biri ile gelmeni söylediğimi hatırlamıyorum oğlum.''

''Yanımda getirdiğim kişi ailemizden biri anne. Bir sorun olacaksa Ella'yı da alıp gidebilirim.''

Bayan Kim gözlerini devirip derin bir nefes aldı ve karşısındaki ikili koltuğu işaret etti.

"Oturun şöyle."

Taehyung'un beni yönlendirmesi ile birlikte ikili koltuğa geçtiğimizde Bayan Kim bir süre beni inceledi ve ben nefesimi tuttuğumu yutkunamayıp öksürmeye başladığımda anladım.

"Şimdi anlat. Nereden buldun bu şapşalı?"

"Onun bir ismi var." diyen Taehyung'a karşılık annesi "Her neyse nasıl tanıştınız?" diyerek düzeltme yaptı. Taehyung da bana bazen "şapşal balığım" diye hitap ediyordu. Annesinin şapşal demesinde de sorun yoktu ama Taehyung bu durumdan hoşlanmamış gibi görünüyordu.

"Kanada'da tanıştık."

"Kısa süredir tanıdığın biri için ailene karşı gelmek, şirket hisselerinden vazgeçmek ne kadar doğru?"

"Hayatım ile ilgili kararları alabilecek yaştayım anne. Ayrıca tanımaya çalışırsan eminim sen de Ella'yı çok seveceksin."

Bayan Kim isteksiz bir şekilde "pekala," dedi. "Kararlarının sonuçlarını da sen düşünürsün artık. Uzun zamandır sana laf anlatamayacağımın farkındayım zaten."

Taehyung bir şey söyleyecek gibi olduysa da derin bir soluk alıp dudaklarını birbirine bastırdı ve sessiz kalmayı sürdürdü.

Böyle bir anda Bayan Kim'e iltifat etmeye çalışsam işe yarar mıydı? Jieun beni sevmesi için elimden geleni yapmamı tembihlemişti.

Bayan Kim'in saçlarına bir süre baktıktan sonra "saçlarınız tıpkı dairesel pist'e benziyor, size çok yakışmış," diyerek gülümsedim. "Beyaz kıyafetleriniz de salonunuz ile çok uyumlu."

Kaşlarını çatıp elini saçlarına götüren Bayan Kim'e içten bir gülümseyiş sunmaya çalıştım. Söylediklerimin pek tesirli olmadığını düşünerek. "Çok güzel bir veletsiniz, size baktıkça bakasım geliyor," dediğimde Taehyung birkaç kez öksürdü ve "Bana velet mi dedin?" diyerek parmağını tehditkâr bir şekilde bana doğrulttu.

"Anne, Ella'nın korecesi pek iyi değil. Bazen yanlış kelimeler kullanabiliyor," diyerek annesini sakinleştirdi.

"O da her duyduğu kelimeyi kullanmasın öyleyse," diyerek yanımızdan ayrılan Bayan Kim'in ardından bakarken "Hoseok iyi bir kelime olduğunu söylemişti," diye mırıldandım.

"Ella, sen korece biliyorsun."

Taehyung'a şaşkınlıkla baktığımda kaşlarını çatmış kendi kendine mırıldanıyordu. Aklına bir şeyler geldiğinde hep bu hâle bürünüyordu. Ama korece biliyor olduğumu henüz mü fark ediyordu? Bunun hakkında uzun uzun konuştuğumuzu hatırlıyordum. Birileri zaten korece ile ilgili her şeyi zihnime yüklemişti. Ben sadece zihnimde var olan kelimeleri bazen anlamlandıramıyor, uygulamada sıkıntı yaşıyordum.

"Çok önemli bir şeyi atladık."

"Neyi?"

Merakla sorduğum soruya karşılık Taehyung başını olumsuzca salladı.

"Şu yemek olayı bitsin de açıklayacağım sana."

Oldukça düşünceli görünen Taehyung'u onayladım. Ve uzun bir süre sessizliğe gömülen Taehyung'u yalnızca izlemekle yetindim.

.....

Yemeğe tam zamanında yetişen Bay Kim'in bir ihtimal beni sevebilecek olmasına dair umutlarım daha ilk dakikadan tuzla buz olmuştu. Gerçi bana ne kadar soğuk davrandıysa Taehyung'a karşı da aynıydı. En azından Bayan Kim gibi her fırsatta beni yermeye çalışmıyordu.

Yemeğe başlamadan önce ellerimi yıkamak için geldiğim banyoda aynanın önündeki rafta bulunan mavi taşlı bir yüzük dikkatimi çektiğinde dudaklarımı ısırıp yerimde birkaç saniye öylece durdum. Okyanus mavisi yüzükten bakışlarımı alamıyor olduğum için kendimle cebelleşiyordum. Bir yanım ellerimi yıkayıp hemen aşağıya geri dönmemi söylerken diğer yanım yüzüğe dokunmak için can atıyordu. Elimi yüzüğe doğru uzattığımda diğer elimle kendi elime vurdum.

"Başkasının eşyasına dokunmamalıyım."

Başımı aşağı yukarı olumlu bir şekilde salladım. Yüzükten uzaklaşırken suratım asıldı ve dudaklarım büküldü.

"Bir kerecik dokunabilirsin bence."

Yine kendimi onaylayarak heyecanla yüzüğü elime aldım ve bir süre merakla izledim.

Sadece Jimin'in ve So Ra'nın yüzüklerini denediğim gibi bunu da denemek isteyen tarafımı susturmayıp yüzüğü parmaklarımdan birine geçirdim.

Bir süre elimi sağa sola yatırıp parlayan okyanus mavisi yüzüğe hayranlıkla baktım ve çıkarıp yerine koymak için parmağımdaki yüzüğü çekiştirmeye başladım.

"Çıkmıyor! Çıkmıyor!"

Panik olup kızaran parmağıma aldırmadan yüzüğü çekiştirmeye devam ettiğimde yüzük, parmağımdan neredeyse fırlayıp tok bir sesle yere çarptı ve sonra ardından bir yerlere çarpmaya devam ederek gözden kayboldu. Peşinden gidip metal delikli bölmeden aşağıya doğru çarpa çarpa ilerleyen yüzüğün ardından bakmakla kaldım.

İşte, şimdi bitmiştim!

Bir süre olduğum yerde öylece durduktan sonra sertçe yutkunup telaşla banyodan çıktım ve hızlı adımlarla aşağıya inip yemek masasında bir şeyler imzalamakla uğraşan Taehyung yanındaki boş sandalyeye geçtim.

"Buyrun babacığım. Bundan sonra şirketinizle ilgili hiçbir hakkım olmadığına dair belgeler."

"Annen senin hakkında gerçekten haklıymış."

"Sizin kalıplaşmış düşüncelerinizin çocuklarınızı ne hâle getirdiğinden haberiniz bile yok."

"Ne demek istiyorsun?"

"Namjoon abim neden yemeğe katılmadı merak etmiyor musunuz? Eşi ile nasıl bir evliliği var ve gerçekten mutlular mı? Bunu hiç sordunuz mu?" diyen Taehyung duruşunu dikleştirdi o sırada ben biraz ona doğru eğilip fısıltıyla karışık "çok kötü bir şey yaptım, hemen gidelim," diyerek sıkıntılı bir nefes verdim.

Taehyung anlık bana doğru dönüp kaşlarını çatsa da konuşmasına kaldığı yerden devam etti.

"Sizin çocuklarınıza verebileceğiniz tek şey para. Ve ben o paranın aslında hiçbir kıymeti olmadığını size kanıtlamış oldum. Bence Namjoon abimi de kaybetmeden önce siz de bunun farkına varın."

"Taehyung!"

Bay Kim hiddetle sandalyesinden kalkarken Bayan Kim şiddetli bir şekilde öksürmeye başladı.

"Tarçın... Tarçın mı var bunun içinde?"

Jieun'un yaptığı keki işaret ederek söylediklerine karşılık iyice Taehyung'a yanaştım.

"Alerjim..."

"Kaçalım. Kaçmamız lazım. Çok kötü iki şey yaptım."

Merhabalar ♡

Modumda değilim sanırım. Bölüm planladığım gibi olmadı. Yine de sizi bekletmemek için atıyorum

Yeni bölüm için;

Vote sınırı:400
Yorum sınırı:400

Seguir leyendo

También te gustarán

827K 66.7K 13
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...
1.9K 307 4
"beklenmeyen bir misafir gibi kapıma dayandı çığ gibi büyüyen acı, henüz değil henüz değil"
156K 12.9K 36
+15 'İmkansızı mümkün kılan bir aşk hikayesi...' "Ama sen benim arkadaşımsın. Ve arkadaşlar birbirlerinin adını bilmeliler." Elimi ikinci kez ona doğ...
27.8K 1.7K 31
Kızın sesini duyunca Alaz'ın omuzları gevşedi. "Öldüm, Asi." Gözlerini kızın yüzünde dolaştırdı. "Sensiz geçirdiğim her gün biraz daha öldüm." Asi al...