Bahçeye inip banklardan birine oturduk. Ben ortaya oturmuştum. Sessiz bir şekilde bahçede oyun oynayan çocukları izledim.
-Ben Jungkook, daha önce de söylediğim gibi TaeTae'nin sevgilisiyim.
Jungkook dudaklarına alaylı bir sırıtış yerleştirip koluma girdi. Önce kolumdaki eline baktıktan sonra iç çekip kolumu elinden kurtardım.
-Bende Jimin, Taehyung'un arkadaşıyım.
Jimin gözlerini kısıp Kook'a bakarken korkuyordum. İki kurdun sıkıştırdığı koyun gibi hissediyordum kendimi.
-Senin ona Taehyung öğretmenim demen gerekmiyor mu?
Jimin omuz silkti ve alayla sırıttı.
-Kendisi ona ismiyle hitap edebileceğimi söyledi.
Kook tek kaşını kaldırıp bana 'öyle mi? ' bakışı attığında yutkundum.
-Herneyse, bu umurumda değil. TaeTae bana çikolatalı süt alır mısın?
Tavşan dişlerini göstererek sırıttığında kafamı iki yana salladım.
-Senin ayağın yok mu? Git kendin al.
Kook derin bir nefes alıp sinirle bana baktığında yutkundum.
-Pekala, pekala. Ama sakın Jimin'e saçma sapan birşey söyleme.
Uyarımı dinlemeyeceğini biliyordum ama yine de uyarayım dedim.
Kook kafasıyla beni onayladığında gözlerimi Jimin'e çevirdim ve gülümsedim.
-Sana da alayım mı Jimin?
Jimin de gülümsedi.
-Gerek yok Taehyung.
Kafamı iki yana sallayıp ayağa kalktım.
-Ben yine de alayım.
Banktan uzaklaşacakken Kook kolumu tutup beni durdurdu. Ona 'yine ne istiyorsun gerizekalı? ' bakışımı attığımda gülümseyip yüzünü yaklaştırdı ve yanağıma sulu bir öpücük bıraktı.
Kaşlarımı çatıp hızla giydiğim gömleğin koluyla yanağımı sildim. Kook ise sırıtıyordu.
-Amacın ne gerizekalı?
Kook omuz silkti.
-Kuzenimi öpemez miyim?
Kısık sesle söylediği şeyin ardından 32 diş sırıttı. Kafamı iki yana sallayıp arkamı döndüm ve kantine ilerledim.
Kantinden 3 çikolatalı süt alıp bahçeye çıkacakken yolda Yoongi ile karşılaştım.
-Günaydın Bay Kim.
Gülümsedim.
-Günaydın Yoongi.
Yanından geçecekken önüme geçip beni durdurdu.
-Dedikoduyu öğrendiniz mi?
Kafamı salladım.
-Öğrendim.
Yoongi bakışını yere çevirdi.
-Size daha fazla bağlanmadan önce bu dedikoduyu kullanarak ondan uzaklaşabilirsiniz Bay Kim.
Kaşlarımı çatıp yüzüne baktım.
-Neden ondan uzaklaşayım?
Yoongi bir süre düşündüğü şeyi söylemekle söylememek arasında gidip geldi.
-Jimin'in size karşı normal arkadaşlık beslediğini sanmıyorum.
Kaşlarım daha da çatıldığında yanımızdan birkaç öğrenci geçti. Bu konuyu burada konuşmasak iyi olur.
Elimi Yoongi'nin koluna koydum.
-Bunu başka bir yerde konuşalım.
Yoongi başıyla beni onayladığında elimi çekip önden ilerledim. Kimsenin olmadığını düşündüğümüz bir yere geldiğimizde durduk.
-Anlat. Ne biliyorsun?
Yoongi elini saçlarından geçirdi.
-Jimin...
-Ne olmuş Jimin'e?
Yoongi gözlerini bir süre etrafta gezdirdikten sonra gözlerimde durdurdu.
-Jimin sizden hoşlanıyor olabilir.
Kaşlarım daha da çatılırken eş olarak ağzım şaşkınlıkla aralandı.
-Saçmalama Yoongi, biz sadece arkadaşız.
Yoongi tekrar elini saçlarından geçirdi.
-Bakın ben bu durumları çok gördüm, sizden hoşlandığı bariz ortada.
Kafamı iki yana salladım.
-Sen onun arkadaşlık olan ilişkisini yanlış görüyor olmalısın.
Yoongi sinirle gözlerini bana dikti.
-Size ispatlayacağım Bay Kim.
Merakla yüzüne baktım.
-Nasıl?
Omuz silkti.
-Çok basit. Davranışlarını izleyin Bay Kim. Sizi başkalarından kıskanıyorsa sizi seviyor demektir.
Dudaklarımı ısırdım.
-Arkadaşlar da birbirlerini kıskanırlar Yoongi.
Yoongi kafasını iki yana salladı.
-Bu kadar değil Bay Kim. Sadece izleyin, izleyince anlayacaksınız.
Gözlerimi yere çevirdim. Jimin benden mi hoşlanıyordu? Ama o benim arkadaşım. Hatta arkadaştan önemlisi ben onun öğretmeniyim. Yoksa ona karşı olan davranışlarımı yanlış anlayıp bana başka bir his mi beslemişti?
-Sen, neden Jimin'i bu kadar umursuyorsun? Arkadaş bile değilsiniz.
Yoongi iç çekip başını yere eğdi. Ondan hoşlanıyor olamazdı değil mi?
-Bana kardeşimi hatırlatıyor. O da böyle şeyler yaşamıştı.
Kafamı salladığımda kulağıma zilin sesi geldi.
-Ben gideyim artık Bay Kim. Onu iyi izleyin.
Kafamı salladığımda arkasını döndü ve benden uzaklaştı.
Jimin beni mi seviyordu? Hayır. Beni niye sevsin ki?
Aklıma gelen şeylerle kaşlarım çatıldı. Jimin başlarda beni Kimya hocasından kıskanmamış mıydı? Hayır Taehyung, hayır.
Kafamı iki yana sallayıp hızla sınıfa doğru ilerledim. Bir yandan da aklımdan Jimin'in benden hoşlanıyor olabileceğine dair düşünceler geçiyordu.
Yoongi'nin dediğini yapmalı mıyım? Emin değilim ama içimdeki bu belirsizlikle yaşayamayacağım kesin.
Sınıfa girdiğimde herkes ayağa kalktı. Elimle oturmalarını işaret ettiğimde masamda oturan Kook'la göz göze geldim. Yanına gidip aldığım 3 çikolatalı sütten birini ona uzattım.
-Umarım ona saçma sapan birşey söylememişsindir.
Kook alayla sırıttığında iç çekip sınıfa döndüm. O sırada Jimin'in kısık gözlerle Kook'a baktığını gördüm. Aklıma Yoongi'nin dediği şey geldi.
-Sizi başkalarından kıskanıyorsa sizi seviyor demektir.
Beni Kook'dan kıskanıyor muydu? Hayır Taehyung, hayır.
Dikkatimi derse vermeye çalıştım fakat dersin yarısında yorulmuştum.
-Serbestsiniz, isteyenler test çözebilir. Sorularınız olursa bana sormaktan çekinmeyin.
Kook'un yanına gidip masaya oturdum.
-Ne oldu?
Merakla sorduğu şeye karşın omuz silktim.
-Yorgunum.
Kook gözlerini yere çevirip bir süre yere baktıktan sonra oturduğu yerden kalktı.
-Gel sandalyeye otur.
Birden bana iyilik yapması garibime gittiğinden bir süre onu kısık gözlerimle izledim.
-Hadi.
Birşey demeden oturduğum yerden kalktım ve az önce Kook'un kalktığı sandalyeye oturdum. Başımı geriye doğru yaslayıp gözlerimi yumdum.
Bir süre sonra omuzlarımda hissettiğim ellerle irkilerek gözlerimi açtım. Rüya mı görüyordum yoksa Kook bana masaj mı yapıyordu? Bizim Kook? Hani şu gıcık olan?
-Bana mal mal bakmak yerine gözlerini kapatıp masajın keyfini çıkarmalısın Taetae. Bir daha bunu bulamazsın.
Dediğini yapıp gözlerimi önüme çevirdiğimde Jimin'in elindeki kalemi sıkmış bir şekilde bize baktığını gördüm. Aklıma yine Yoongi'nin sözü gelmişti.
-Sizi başkalarından kıskanıyorsa sizi seviyor demektir.
Jimin gerçekten beni mi seviyordu? Bunca yıllık hayatım boyunca ilişkilerden hiç anlamamıştım. Şimdi de öyleydi. Beni sevip sevmediğini anlayamıyordum. Seven bir insan nasıl davranırdı ki?
-Masajı sevdin bakıyorum.
Gözlerimi Kook'a çevirdim. Aklıma tekrardan Yoongi'nin sözü geldi. Eğer beni sevip sevmediğini anlamak istiyorsam bunu yapmam gerekirdi değil mi?
-Kook.
Kook gözlerini bana çevirince elimle bileğini tuttum.
-Bu kadar yeter, sende yorgunsundur.
Bileğinden çekiştirerek onu öğretmen masasına oturttum.
-Ne oldu?
Sandalyemi ona doğru yaklaştırdığımda sınıftan uğultular yükselmişti. Kook kaşlarını çatıp şaşkınca bana bakarken yutkundum. Eğer Jimin beni seviyorsa tepki gösterir değil mi?
-Yok birşey.
Kook şaşkınca bana bakmaya devam ederken yüzümü yavaşça yüzüne yaklaştırdım. Kook'u öpecek falan değildim. O kadar salak biri değildim. Sadece kulağına yaklaşıyordum. Eğer Jimin beni seviyorsa birşey yapacaktır.
Kook'un kulağına iyice yaklaşırken bileğimde hissettiğim elle şaşkınca elin sahibine döndüm. Gerçekten, Jimin miydi?
-T-Taehyung, sana göstermem gereken birşey var.
Beni bileğimden tutup çekiştirirken şaşkınca arkasından ilerliyordum. Bunun olduğuna gerçekten inanamıyordum. Jimin beni mi seviyordu? Ve ben bunu şimdi mi fark ediyordum? Peki ne zamandan beri beni seviyordu? Bunu tek fark etmeyen ben miydim?
Jimin birden durduğunda bende durdum ve düşüncelerimden sıyrıldım.
-Bana ne göstereceksin Jimin?
Jimin bana döndü fakat yüzüme bakmıyordu.
-Ş-şey, ee.
Diyecek birşey düşünürken birşeyden kesin emin olmuştum. Öğrencim olan Park Jimin, öğretmenine aşıktı.
Uzun zamandır yb atamadım ponçiklerim üzgünüm. İlham gitmişti ve bende gelene kadar başka kitapları yazmaya başlamıştım. Sonunda ilham geldi ve yazayım dedim.
Umarım bölümü beğenmişsinizdir ^^
Oy verip yorum yapmayı unutmayın. Sizi seviyorum~~