Selamünaleyküm canlar
Nasılsınız?
Şuana kadarki en uzun bölüm ile sizlerleyim.
1000 kelimeyi de geçti yav.
Alın size bayram hediyesi djdnns
Bayramın ikinci günüü
Elinizi uzatın size şekerle kolonya tutuyorum xnxnxn
Hangi şekeri aldınız buraya yazın jcndndn
Ya bu halıları bir türlü yıkayamadık hava soğudu ya bir ara
Yeterrrr
Neyse siz aşağıdaki yıldıza bir güzel benzetin de bölüme geçelim nxndn
E hadi bismillah
..........
Ayşe'den
"Bilal salaklaşma çiçek öyle dikilmez."
Recep Hoca bize ceza vermişti ve şimdi okulun arka bahçesindeydik. Hava hafif rüzgarlıydı. Ağaç hışırtıları ne kadar çok hoşuma gitse de şuan hiç keyif yapacak durumda değilim.
"Ya nasıl dikilir?" dedi.
"Yani o kadar çok da kazmana gerek yok, minnacık birşey zaten bu çiçek."
Birşey demeden fazla kazdığı toprağı kürekle geri boşalttı ve üstüne bastırdı.Ben de çömeldiğim yerden kalkıp çiçeklerin olduğu kasadan bir tane daha çiçek aldım ve çukurun içine yerleştirdim.Hemen yanımdaki küçük küreği alarak çukuru toprakla doldurmaya başladım.Bilal'in beni izlediğini farkettim.
"Ne bakıyorsun, yan tarafı kazsana."
Yine birşey demeden yan tarafı kazmaya başladı.
"Sümeyye nelerden hoşlanır?" sorusuyla kafamı ona çevirdim hemen.
Bu Sümeyye'yi seviyor bence.
"Sanane, ne yapacaksın ki?"
"Hiçç öyle işte." dedi ayağıyla küreğe bastırırken.
"Sen Sümeyye'yi mi seviyorsun?"
Elindeki küreği bırakıp bana baktı.
"Ne? Yo yani, o kadar da değil."
O kadar da değil de ne demekti ya.
"Sen anonimsin değil mi? 12. Sınıfım falan diye de kandırdın bizi."
"Hiçkimsenin anonimi falan değilim."
Ben de cevap vermeden yeni bir çiçek almak için kasaların olduğu tarafa gittim ama yerlerinde yoktular.
"Nereye kayboldu bunlar?"
"Ney nereye kayboldu?" dedi ve küreği bırakıp yanıma geldi.
"Çiçeklerin olduğu kasalar yok."
"Başka bir yere koymuşsundur."
"Çok iyi hatırlıyorum buraya koydum." dedim bakınmaya devam ederken.
"Ben işime devam edeceğim." dedi ve arkasını dönüp gitti.
"Lan kürek nerde?!"
Hemen arkamı döndüm ve yanına gittim. Kürek de yoktu.
"Ve la havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim. Noluyor ya?!"
"Garip şeyler oluyor." dedi saçlarını karıştırarak.
Birden bahçeye koşarak Sümeyye geldi.
"Ayşe hadi gel Kemal Hoca çağırıyor. Bi okulda fuara gidecektik ya."
Ben fuarı falan hep unutmuştum.
"Tamam hadi gidelim." dedim elimdeki eldivenleri çıkartırken.
"Ne yani ben burada tek mi kalacağım? Asıl ceza alması gereken o zaten, bir de kaytaracak öyle mi?" dedi beni göstererek.
"Haydi selametle Bilaal, kolay gelsiin." dedim ve Sümeyye ile beraber koşarak bahçeden çıktık.
Ön bahçede otobüs bizi bekliyordu.
........
Sümeyye'den
Otobüs ağzına kadar dolmuştu.Biz de Ayşe ile çok şükür ortalardan bir yeri kapmıştık.Oturur oturmaz Ayşe motora takmış gibi konuşmaya başladı.
"Kanka var ya bu Bilal senden hoşlanıyor ha."
"Ayşe şöyle konuları kapatır mısın artık?" dedim kafamı cama yaslayarak.
"Bence onu yine şüpheliler listesine almalıyız." dedi.
Bilal'in anonim olabileceğini düşünmüyordum. Anonimin tavırları Bilal'den farklıydı.Ama birşeyler biliyor da olabilirdi.
"Anonim Bilal değil bence." dedim ve iğnemin gevşediğini farkettim. Ben iğnemin çıkarırken o cevap verdi.
"Bilmiyorum valla, ama olmasa bile bir bağlantısı var sanki."
"Dimi ya? Bın de ıynı şiyi dışınıyırım."
Yine ağzımda iğne ile konuşmaya başlamıştım. Ayşe de bana bakıp kıkırdadı.
İğnemi taktıktan sonra Kemal Hoca ayağa kalktı.
"Sude Akar burda mı?" dedi elindeki listeye bakarak.
"Burdayım hocam." diye bir ses geldi arkalardan.
Otobüste biraz göz gezdirdim.Yolumuzun kısa olmasına rağmen bazıları uyuyordu.Bazıları ise ya müzik dinliyor ya da sohbet ediyordu.Benim de uykum gelmişti.
"Kanka oruç oruç yoruldun mu bahçe ile uğraşırken?"
"Evet biraz. Neyse konu değiştir." dedi arkasına yaslanıp. Ben de arkama yaslandım.
"Şimdi gideceğimiz okulda ne fuarı var?" dedim.
Arkamızda oturan Ayça bizi duymuş olacak ki cevap verdi.
"Kodlama ile alakalı galiba, teknolojik şeyler işte."
"Ayça başını sallayıp durma saçın ağzıma giriyor ya!" dedi Esila.
Hepimiz güldük.Telefonuma bildirim sesi gelmesiyle kafamı tekrar cama yasladım.
Hayrünnisa : Niye gittin yağğ
Hayrünnisa : Ne güzel görecektim seni
Sümeyye : Ağla
Hayrünnisa : Bugün çok eğlendim nx dnzznznsns
Sümeyye : Aa hakikaten o konu vardı. Ne yaptın sen?
Sümeyye : Şimdi anlaşıldı Ayşe'nin niye konuyu değiştirdiği
Hayrünnisa : Çok da birşey yapmadım ya. Anlatmadı mı?
Sümeyye : Hayır
Hayrünnisa : Sorsana anlatsın
Sümeyye : Tm sorcam hadi git
Hayrünnisa : Gitmesem olmaz mı
Sümeyye : Yürü git şurdan sinirlendirme beni
Hayrünnisa : Oo reis, tamam gittim hadi eyvallah
............
"Yavrum geç bakayım hadi. Spor salonu alt katta. Beni takip edin okula gireceğiz."
Kemal Hoca otobüsten herkesin inip inmediğini kontrol ediyordu.Biz de Ayşe ile etrafı inceliyorduk.Okulun dışı güzeldi. Bahçede çok kalabalıktı. Bazıları bize bakıyor, bazıları da takmayıp kankaları ile sohbet ediyordu.Bir erkekle bir kızın sarıldığını gördüm.Kızın simsiyah dalgalı saçları vardı.
Benim alışkın olmadığım birşey olduğu için garibime gitmişti.Sonra dikkatimi kapalı bir kız çekti.Yanında da aynı onun gibi kapalı bir arkadaşı vardı ve kahkaha atarak konuşuyorlardı.
Anam o topuz ne?
Kafasından büyük ya.
Yanlarına bir erkek grubu geldi. Kız da onlarla el sıkıştı.
Eee her kapalı kız da aynı olacak değil ya.
Ayşe beni dürttü.
"Sümeyye şu kızlara bak."
Kafamı onun işaret ettiği yere çevirdiğimde dört tane sarışın kız gördüm. Banklara oturmuş sohbet ediyorlardı.
"Ee ne oldu?" dedim merakla.
"Kızlar çok güzel, gelen geçen onlarla sohbet etmek istiyor ama onlar erkeklerle el bile sıkışmıyorlar." dedi.
"E açık diye dikkat etmeyecek değil ya. Rabbi'm onlara tesettüre girmeyi de nasip eder inşallah."
"İnşallah." dedi ve Kemal Hoca bağırdı.
"Kızlar hadi bakalım okula." dedi ve hepimiz hocayı takip etmeye başladık.
Okula giriş yaptığımız sırada Azra fısıldadı.
"Evet kızlar napıyoruz? Müzekker alarmlarımızı açık tutuyoruz. Erkeklere dik dik bakmak yok.Dikkat çekici bir harekette bulunmak yok. Anlaşıldı mı?"
Bir komutanmış gibi iki elini arkasına kavuşturmuştu.
"Evet." diye fısıldadı herkes gülerek.
"E hadi gazamız mübarek olsun." dedi Azra ve sadece bizim duyabileceğimiz bir seste bir marş mırıldanmaya başladı.
"Ey şanlı ordu, ey şanlı asker.Haydi gazanfer umman-ı saffer. Ey şanlı ordu ey şanlı asker. Haydi gazanfer umman-ı saffer.Bir elde kalkan, bir elde....
O marşa devam ederken biz bütün sınıf bir ordu edasında yürüyor ve gülmemek için kendimizi zor tutuyorduk.Koridordaki öğrencilerin çoğu bize bakıyordu. Biz ise çok bakmamaya özen gösteriyorduk.
Yani göstermeye çalışıyorduk. (jdndnxnxns)
Azra marşın sonlarına doğru gelmişti.
"Dillerde tekbir,Allahuekber,Allahuekber Allahuekber. Ordumuz olsun daim muzeffer."
Son yeri biraz bağırarak söylemişti Azra.
"Bunlar cihada geliyorlar ya." dedi bir tane kız.Yanındaki çocuk da güldü.
"Evet cihada geldik. Okulunuzu ele geçirecez.Fatih Sultan Mehmet'in topunu da bahçeye eğledik, hazır duruyor. " dedi Ayça her zamanki gibi saçlarını savurarak.
Yine gülmemek için kendimizi zor tutuyorduk.
"Bak sen?" dedi çocuk ve biz Kemal Hoca'yı takip etmeye devam ettik. Çocuk çoktan arkada kalmıştı bile.
"Okulda hep beraber oturup zikir çekiyor musunuz?" dedi yanından geçtiğimiz bir kız.
"He aslında okul değil dergahız biz! Kemal Hoca'da şeyhimiz, biz de öğrenci kılığındaki dervişleriz, yaa." dedi Ayşe ve ben bu sefer gülmemi durduramadım.
"Hep Kuran mı okuyorsunuz?" dedi bir başkası da.
"Ne kadar cahilsiniz ya, imamhatip derslerini bilmiyor musun hiç?" dedi kısa saçlı bir kız.
Yürü be!
Sevdim seni cınım.
Biz hala yürümeye devam ederken Kemal Hoca konuşmaya başladı.
"Bazıları imamhatipleri çok farklı canlandırıyor kafasında. Çocuklar biz peygamber yetiştirmiyoruz Tövbe estağfurullah tövbee.Normal bir okuluz işte."
Herkes evet anlamında başını sallarken aynı zamanda da gülüyorduk.
Te Allah'ım ya.
........
Bölüm sonuğğ
Nasıldı?
Bakın bahçemden sizin için çilek topladıım
Ham yapın bakim xxjjdni
Neyse
Oy verdiyseniz
Haydi Allah'a emanet olun ey cemaati müslimi