GÖKKUŞAĞI

By kmsrl78

635K 35K 4.9K

Romantizm #1 Mizah#5 ~~~ Adamı süzmeyi bırakıp"Buyrun ne istemiştiniz.?"dedim. " Aslında yağmurdan korunmak... More

🌈1 /G ⭐
🌈2/G⭐
🌈3/G⭐
🌈4/G⭐
🌈5/G⭐
🌈 6/G ⭐
🌈7/G ⭐
🌈 8/G ⭐
🌈9/G ⭐
🌈 10/G ⭐
🌈 11/G ⭐
🌈 12/G ⭐
🌈 13/G ⭐
🌈 14/G ⭐
🌈 15/G ⭐
🌈 16/G ⭐
🌈 17/G⭐
🌈 18/G⭐
🌈 19/G ⭐
🌈 G/20⭐
🌈 G /22⭐
🌈 G/23⭐
🌈 G/24⭐
🌈 G /25⭐
🌈 G /26⭐
🌈 G /27⭐
🌈 G/28⭐
🌈 G /29⭐
🌈 G /30⭐
🌈 G/31⭐
🌈 G /32⭐
🌈 G /33⭐
🌈 34/G ⭐
🌈 35/G ⭐
🌈 G /36⭐
🌈 37/G ⭐
🌈 38/G ⭐
🌈 39/G ⭐
🌈 G /40⭐
🌈41/G ⭐
🌈42/G⭐
🌈43/G⭐
🌈44/G⭐
🌈45/G⭐
🌈46/G⭐
🌈47/G⭐
🌈48/G⭐
🌈49/G⭐
🌈 50/G⭐
🌈51/G⭐
🌈52/G⭐
🌈53/G⭐
🌈54/G⭐
🌈55/G⭐
🌈56/G⭐
🌈57/G⭐
🌈58/G⭐
🌈59/G⭐
🌈60/G⭐
🌈61/G⭐
🌈62/G⭐
🌈63/G⭐
🌈64/G⭐
🌈65/G⭐
🌈66/G⭐
🌈67/G⭐
🌈68/G⭐
LÜTFEN OKUYUNUZ/ÖNEMLİ!

🌈G /21⭐

10.9K 438 43
By kmsrl78

Satır arası yorumları bekliyorum...
Keyifli okumalar dilerim...
~~~~
İlahi bakış açısı(3.kişi)

11.01.2011  - Bolu

"Arkadaşlar bugünlük bu kadar, diğer ders devam ederiz." diyen öğretmenle öğrenciler derin bir nefes aldı. Bir an hocaları öğlen arası da ders işleyecek sanmışlardı.

"Çocuklar derslerinize sıkı çalışıyorsunuz dimi? Bakın seneye önemli bir sınavınız olacak... Daha bir senemiz var diye boşlamayın. "

" Hocam siz hiç merak etmeyin, ben bu zibidilere kök söktürüyorum." diyen öğrenci sınıfın en yaramaz ama en akıllı öğrencisi Bilal olabilirdi.

" Sus bakim çocuğum, hocanın karşısında zibidi falan. "diyen hoca okulun en tatlı ve öğrencilerle arası en  iyi olan Esra Hocaydı.

"Estağfurullah hocam." deyip elini sol göğsüne götürüp vurmuştu Bilal... Bu hareketi ile sınıfı güldürmüştü. Zil çalıp öğlen arası vakti gelince sınıf hızla boşaldı. Çünkü kantinde sıraya ilk girmeleri gerekirdi.

"Ah bu matematikten çektiğimiz nedir... Esra hoca iyi hoşta, ders kötü be." diye söylendi Burak.

"Katılıyorum." diye mırıldandı Deniz. Oysa ki dersi dinlememişti bile.

"Ya Deniz sen hala burada mısın? Çay sırası bugün sende hadi çabuk ol." dedi tam yan sırasından seslenen İkra.

"Tamam gidiyorum, sakin olun... Herkese çay mı?"

"Evet, lütfen bu sefer şekeri doldur gel." diyen Burak'tı.

"Okeyyy, küçük civcivi uyandırın yemeğini yesin." dedi sınıftan çıkmadan.

Oğuz önünde ki Gökkuşağı'nı dürtükledi.

"Uyan kız, iyi uyudun ha."

"Lütfen 40 dakika daha."

"Kızum zaten öğlen arası uyan da." diye şiveye bağladı Oğuz.

"Ha işte bende onu diyorum ya, öğlen arası da uyuyayım."

"Yok olmaz güzelim, hadi gel elini yüzünü yıkayalım biz." deyip İkra geldi ve lavobaya gittiler. Gökkuşağı bozulmuş saçlarına düzen verip yüzünü yıkadı. Onlar sınıfa tekrar gelince Deniz de gelmişti.

"Eee deniz gözlüm benim çayım nerede?"
Gökkuşağı bu kelimeyi söylemeyi çok seviyordu. Çünkü Deniz'in gözleri gerçekten tam bir deniz gibiydi. Açık maviye dönük göz rengine dalıp gidiyordu Gökkuşağı. Ama bunu belli etmemeye çalışıyordu.
Cevabını ister gibi gözünü dikti Gökkuşağı.

" Küçük civcivim ben sana kahve ısmarlayacağım." deyip göz kırptığında Burak bir 'oooo' demişti. Gökkuşağı göz devirip Deniz'e odaklandı.

"Tamam o zaman hadi alda gel."

"Yok ben gelmeyeceğim sen geleceksin." der demez kolunu Gökkuşağı'nın omuzuna attı ve kapıya yönlendirdi. Gökkuşağı heyecanlandı normalde Deniz her zaman böyle yakın olurdu ama Deniz' e karşı daha farklı duygular hissettiğini anladığından beri böyle oluyordu.

Birlikte kantine inip iki kahve ve Gökkuşağın sevdiği keklerden alıp okulda en sessiz olan cam kenarına geçtiler. Kahvelerini içtikten sonra ikisi de peteğe yaslandı.

"Bugün doğum günün." diye söze başladı Deniz. O kadar heyecanlıydı ki beyaz teni kızarmıştı. Hem heyecandan hem utançtan.

"Evet tam 17 oldum." deyip güldü. Deniz onun mutluluğana güldü ve gelen ceseratle söze başladı.

"Gökkuşağı ben seni seviyorum." dediğinde bir duraksadı genç kız sonra her zaman ki söylentisi olduğunu düşündü.

"Ben de seni seviyorum Deniz." dedi. Aslında içinde binlerce şey dolaştı bunu söylerken.

"Gökkuşağı öyle değil." deyip kızın önüne geçti ve ellerinden tuttu.

"Yani dostça değil de sevgili gibi... Aşk diyorlar haralde buna... Off kızım anla işte ya... İlk defa oluyor böyle şeyler."

Gökkuşağı heyecandan dili tutulmuş bir şekilde Deniz'e baktı. Duydukları gerçek olamazdı. Deniz onda ki durgunluğu görünce ellerini bıraktı ve gözlerini yere dikti.

" Biliyorum dokuzuncu sınıftan beri dostuz, kardeşiz dedik ama öyle değilmiş işte... İnsan zaman geçtikçe anlıyor... Ama istemem olmaz dersen, hiç konuşmamış gibi yaparız" dediği sırada Gökkuşağı gülümseyen bir suratla baktı.

"Çok şükür hislerim karşılıklıymış." dedikten hemen sonra kısaca Deniz'e sarıldı ve çekildi. Okulda iyi olmayabilirdi... Gerçi Deniz'le hep böyle yakındılar ama şimdi durum farklıydı.

"Şimdi biz... Sevgiliyiz değil mi?" diye konuştu Deniz.

"Öyleyiz... En güzel doğum günü hediyesiydi.Teşekkür ederim."

"Daha sana nasıl doğum günü sürprizleri yaparım ben." dediğinde iki gençte gülümsedi ve sınıfa çıktılar.

İkra iki genç arasında ki farkı görmüştü. Demek ki Deniz açılmıştı. Aslında herkes onlar da ki çekimi, uyumu farkediyordu ama hep oluruna bırakılmıştı. Sıralarına geldiklerinde yan yana oturdular.

" Bu sefer oldu mu?" dedi Oğuz. Çünkü daha fazla Deniz'in aşk acısına dayanamayacaktı.

"Oldu." dedi Deniz. Onda da bir çekingenlik vardı. Oysa ki iki yıldır bu kızla yan yanaydı.

"Darısı sizin başınıza." dedi Burak, İkra ve Oğuz'u göstererek.

"Allah korusun."

"Allah korusun." diye ikisi aynı anda söyleyince gülmüşlerdi.Daha sonra çantalarından çıkardıkları yemekleri yediler. Gökkuşağı bütün gruba alıştırmıştı evden yemek getirmeyi, kantin yemeklerinin sağlıklı olduğunu düşünmüyordu. Kantinden tek aldığı paket ürünler ve içeceklerdi.
O doğum günü Gökkuşağı'nın en güzel doğum günüydü. Çünkü o günden sonra hayatı daha da renklenmişti.

~~~~
Gökkuşağı aklına gelenle bir kez daha hıçkırdı. Sonra toparlanması gerektiğini hatırladı ve ayağa kalktı. Aynaya bakmadan yüzünü yıkayıp çıktı. Ve yüzüne gülümseme kondurdu. Biliyordu ki hepsi evdeydi. Odaya girdiğinde herkesin bir tarafta oturduğunu farketti.

"Çaylar soğumuştur, yenileyelim mi?" dendiğinde bakışlar ondaydı. Martin ayaklandığında onu dururdu ve tepsiye bardakları aldı.

"Biliyorum kötü bir şey yaşadık ama lütfen bu akşam böyle bitmesin." dediğinde bardakları alıp odadan çıkmıştı.

"Gökkuşağı haklı lütfen onun da iyiliği için hiç yaşanmamış gibi yapalım." İkra sözlerini söyleyip mutfağa geçti.

Martin haklı sözlerle zor da olsa başını kaldırdı ve kendine gelmeye çalıştı bu konuyu zaten daha sonra konuşacaklarına emindi.

O dakikadan sonra gerçekten bir şey olmamış gibi yapıp sohbet edip eğlenmişlerdi. Ve geceyi sonlandırmışlardı.

~~~
O akşamın ardından iki gün geçmişti. Ve bu iki günde iki gençte hiç görüşmemişti. Martin nasıl özür dileyip kendini affetireceğini bilmiyordu. Gökkuşağı ise zamanın geçmesini bekliyordu. O içinden geçenleri söylemişti gerisi Martin'e kalmıştı.

Martin resim odasında gelişi güzel resim yaparken Mario onu izliyordu. Arkadaşının içindeki sıkıntıyı biliyordu. Ama nasıl teselli edeceğini bilmiyordu.

"Martin biraz kendine gelir misin?"

"Anlamadım?"

"Bence çok iyi anladın.. Gerçekten ne olmasını bekliyorsun. İçin böyle yanarken daha ne zamana kadar devam edecek bu durum?"

"Emin olamıyorum anlasana... Tamam lisede güzel zamanlar geçirmişler... Sevgilisi olmuş. Ölmüş... Ama hala onunla olan şeyleri saklıyor. Nasıl içime sindirip onunla konuşayım?"

"Sen salaksın... Kız seviyorum ama aşk değilim dedi. Daha ne desin... Seni kaybetmek istemediğini söyledi... Eğer bu kızı kaybedersen salaksın." deyip ayaklandı ve odadan çıktı.

Martin oflayıp tuvalin başından kalktı ve salona geçti. Mario koltukta yatıyordu.

" Lan oğlum bari yattığın yeri toplasaydın?"

"Of,akşama tekrar yatacağım ne gerek var, gelen gidende yok."

Martin başını iki yana sallayıp masada duran telefonunu aldı ve telefonda ki oyunda oynamaya başladı.

"Eee şimdi ne yapacaksın?"

"Neyi ne yapacağım?"

"Resim işi, ailenle olan iş, Gökkuşağı?"

Martin bir ara Mario'ya olan biteni anlatmıştı ve arkadaşı destek amaçlı yanında bir süre daha durma kararı almıştı.

"Önceliğim tamamen Gökkuşağı. Ondan sonrasını bakarım"

"Bence hemen sonra babanla konuş."

"İnşallah." deyip oyundan da sıkılıp ayağa kalktı. İlk önce mutfağa girdi bir şeyler hazırlayıp odaya döndü. Televizyon karşısında otururken daha elinde getirdikleri bitmeden ofladı ve televizyonu kapattı.

"Şu kanallara da düzgün bir şeyler koymuyorlar. Hep aynı programlar." diyerek söylendi. Mario bayıl bayık arkadaşına bakıyordu.

"Git artık"

"Ne?" diyerek ona döndü Martin.

"Sabahtan beri kıvranıp duruyorsun, Gökkuşağı'na git artık."

"Haklısın, konuşmadan içim rahatlamayacak." der demez ayağa kalktı ve üstündeki tişörtü çıkarıp attı. Nereye attığı şuan hiç önemli değildi. Dolabını açar açmaz içinden lacivert kalın örgülü kazak çıkardı ve hemen giydi. Dar kesim gelen siyah pantolonu da giydiğinde kendini hazır hissetti. Son dakika parfüm sıkıp uzun kolyesinden birini takıp odadan çıktı.

"Ben çıkıyorum."derken telefonunu, cüzdanını  ve evin anahtarını aldı.

" Motorla gitmiyor musun? "

" Hayır hava soğuk hem de Gökkuşağı'nın arabası vardır. "der demez fortmantoya gelip  gri renkte  olan uzun kabanını giydi ve uzun atkıyı bir iki kere boynuna doladı.

Gökkuşağı kafasında ki düşüncelerle mutfaktaydı.. Bugün neredeyse hiç mutfaktan çıkmamıştı... Mutfakta sevdiği işi yaparken biraz olsun düşüncelerden uzaklaşıyordu. Ama biraz olsun! Derin bir nefes aldığı sırada mutfağın ikili kapısı açıldı.

"İçli içli nefes aldığına göre aynı konudan dertliyiz." tanıdık sesi duyar duymaz başını kaldırdığında şaşırdı.

"Martin?"

"Gökkuşağı." deyip bakıştıklarında Martin derince gülümsedi ve gamzesi derinleşti.

"Biraz daha böyle bakışırsak Türk dizilerini aratmayan sahne olacak." gülerek bunları söylediğinde Gökkuşağı'da gülmüştü.

"Hadi yanıma gel...Tam yanına gelip hijyen kurallarını çiğnemek istemiyorum." dese bile bir kaç adım gelmişti.

Gökkuşağı, aşçı şapkasını, eldivenini ve önlüğünü çıkarıp tezgahın diğer tarafında kalan Martin'in yanına ilerledi. Martin ellerinden tutup dibine çekti Gökkuşağı'nı.

" Gökkuşağı ben her şey için çok özür dilerim... Bir anda kıskandım.Bu belki bahane değil ama hala ona aşıksın sandım. Ne bileyim işte yanlış düşündüm."

"Ben o gün de söyledim seni suçlamıyorum, yine de senin gelmeni bekledim çünkü bütün olacaklar senin elindeydi."

"Ah be güzelim, bundan sonra olacaklar tamamen ikimizin elinde."

Gökkuşağı bu sözlere gülümseyip başını Martin'in boynuna yasladı. Derin bir şekilde nefesler aldı.

"O zaman bu yolda yanı başımda var mısın? Yok musun.?" diye sormuştu gülerek Martin. Gökkuşağı kahkaha attı ve başını kaldırdı Martin'in içine göçen gamzesi ne buse kondururken fısıldadı.

"Varım."
~~~~~

Bölümü nasıl buldunuz?

Yaptığınız yorumlar-beğeniler beni çok mutlu ve motive ediyor. Lütfen eksik etmeyin 🙏🍀

Takipte kalın...
Sevgiyle kalın ♥️🌈

Continue Reading

You'll Also Like

39K 122 12
Azgınlar yeriniz hazır. Kusarsanız benden değil. Midesi bulanan etkilenen okumasın. Varya (+22)de döktürdüm İlkimin ertesi gününde annemin acı haberi...
100K 5.7K 33
TAHASSÜR Cihan ve Kamerin hikayesi... Yıllar önce birbirine verilmiş sözler... Yıllarca birbiriyle kavuşmayı bekleyen iki insan yıllar sonra tekrarda...
52.6K 2.1K 21
UYARI: Kitap içerisinde nude gönderme gibi olaylar var, etik kurallarınıza uymuyorsa okumanızı tavsiye etmem. Şahsıma edilen en ufak hakarette engell...
58.6K 1.3K 31
bir gün ansızın babam yanında onlarca siyah takım elbiseli adamlarla gelmişti ben okulu bitirmeyi planlarken o benimle evlilik planları kuruyordu ond...