Işte şimdi yakaladım seni... Kartal sessiz adımlarla çıkışa yönelirken bende gerisin geriye mutfağa girerek koşmaya başladım. Onu kaçırmamak için çok hızlı koşmuştum. Bir ara neredeyse düşecektim. Kendimi mutfak kapısından dışarıya attığımda ön kapıya yönelip nefes nefese elimi belime götürdüm. Bildiğin kısa koşuda rekor kıracaktım.
'Kocacığım bir yere mi gidiyorsun?" Kartal sesimle olduğu yerde durunca içimden işte adamı böyle yakalarlar dedim. Kartal yavaştan bana dönünce elinde telefonu cebine soktu. Neymiş benden kaçış yokmuş kocacığım...
"Işe gidiyorum Lina, işe gidip aksayan işlerimi yola koymam gerekiyor. Yoksa her gün senden yazılı izin mi almam gerekiyor?"
Kartal konuşurken arkadaki adamlarına baktım. "Neye bakıyorsun, hemen gözümün önünden kaybolun hemen!" Adamlar gitmek yerine arkalarını döndü. "Sende adamların da beni ciddiye almıyorsunuz. Sana milyon kez söyledim. Henüz iyileşmedin. Sağlığın için biraz daha istirahat etmen gerekiyor. Iyi olunca istersen marsa git sesimi çıkarmam." Kartal elini burnunu götürürken içimden mars çok uzak olmaz demiştim.
"Güzelim gitmem gerekiyor seninle tartışmak istemiyorum."
"Iyi git bende giderim." Bana kaşlarını çatınca omuz silktim. "Doğru duydun sen beni evde bir başıma bırakırsan bende giderim." Inadım inat değil miydi, bende gidecektim.
"Nereye gideceksin eğer evde sıkılıyorsan benimle şirkete gelebilirsin.' Ben hayatta gitmem oraya herkes kasıntıydı. Orada ruhum daha çok daralıyordu. Oraya gitmektense kendime yeni eğlence kaynakları bulabilirdim.
"Hayır, ben başka yerlere gezmeye gideceğim." Kartal göz ucuyla arkasına baktıktan sonra yanıma gelerek kolumdan tutup beni içeriye çekiştirdi. Beraberce içeriye girince kapıyı kapatarak beni kapıya yasladı. Ellerini başımın kenarına yerleştirdiğinde ise ne yapamaya çalıştığını anlamak istedim.
"Şimdi yüzüme söyle... Sen beni bırakıp nereye gideceksin?" Ah kocam ben seni hiç bırakıp gider miyim? Ellerimi kaldırıp yüzüne koyduğumda gülümsedim.
"Ben çok uzaklara gitmeyi planlarken neden yahşi cazibeni kullanıyorsun ki?" Kartal dişlerinin arasından adımı fısıldayınca uzanıp dudağının kıyısından öptüm. "Kardeşine gideceğim sevgilim ona da mı izin yok. Tamam, evi çok uzak ama olsun ben yine de gitmeyi planlıyorum."
"Ya sabır! Kadın sen beni delirtmeye mi çalıyorsun, istediğin yere git... Yalnız gittiğin yerde dikkatli ol. O adamlar hala düşmanımiz." Bunu söylemesine şaşırmıştım
"Nasıl düşmanımız Kartal, senin kız kardeşin o evde yaşıyor. Düşmanlarsa kardeşini nasıl güvenip oraya gönderirsin."
"Onlar bana düşman Lina, hala aramızdaki dava kapanmadi. Sende karım olduğun için dikkat etmek zorundasın... Serçe'ye gelecek olursak kardeşim onların artık gelini kardeşime bir şey yaparlarsa canlarını alırım."
Kartal'ın yara izi kabarınca oldu o zaman dedim. "Sevgilim hani sen işe gitmiyor muydun, bak işine geç kaldin." Kollarının arasından sıyrılacağım zaman eliyle yolumu kesip izin vermedi. Bunun yerine yüzüme doğru eğilerek dudaklarını boyun boşluğuma yerleştirdi.
"Eve erken geleceğim sende dışarda çok oyalanma..." Kısa bir öpücük aldıktan sonra Kartal kapıyı açarak bana göz kırptı. Bende ardından kulaklarıma kadar kızarmış vaziyette kaldım. Neden böyle utanmıştım ki... Kendime gelmek için elimle yüzüme vurdum.
"Ne oluyor canım sana her zaman ki gibi öpüp gitti. Illa göz kırptı diye eriyip bitmen mi gerekiyor. " Kendime söylenirken ellerimle yüzümü yelledim. Aklıma ablam gelmişti. Ablamla Hira'lara gidebilirdim...
"Saçmalama, Kartal'ın söylediklerini saniyesinde unuttun mu?" Ablam hamile onu oraya götürüp strese sokamam. Aysima... Yeğenimi götürsem... Ona da ablam izin vermezdi ki...
"O halde Bade." Elime telefonu alacağım sırada aklıma Zeynep geldi. Bebeği küçük olduğu için çok sık dışarıya çıkarmıyordu. "Lina oraya gitmekten koruyor olmazsın..." Elime çantayı alınca Hira'yı arayarak yola koyuldum. Kartal çoğu korumasını benim için bırakmıştı. Iyi ama asıl korunması gereken kişi o değil miydi? Madem tehlike geçmedi, korumaların çoğu neden bendeydi...
Bir saatte yakın bir sürede Hira'nın evine gelmiştik. Buraya yalnızca bir kez gelmiştim. O da malum olaylardan dolayıydı. Eski hatıralar gözümün önünde canlanınca moralim bozuldu. Aslında buraya gelmeye çok hevesli değildim ama Hira'yı yalnız sansınlarm istemiyordum. Bade birkaç kez Doğan'ı zorla buraya getirmişti. Belki de bende bunu yapabilirdim.
Elbette kardeşlerinin arkasında olduklarını biliyorlardı ama ara sıra da olsa ev ziyareti şarttı. Araba durduğunda Cezmi kapımı açmıştı. Evin kapısı açılıncaysa Hira dışarıya çıktı. Beni gören Hira'nın mutluluğuna diyecek yoktu. Yanima gelip sarıldığında nasıl olduğunu sordum.
"Iyiydim seni görünce daha iyi oldum. Hadi içeriye geçelim. Sana anlatacağım çok şey var." Anında gözlerim parladı, demek ki entirikalar bitmek tükenmiyordu. Beraber içeriye girdiğimizde göze ağır gelen mobilyalara baktım. Bütün mobilyalar hem gösterişli hemde çok ağırdı. Iyi ki bizim ev böyle değildi kasvetten ölür giderdim.
"Yenge evde hiç kimse yok seninle odama çıkalım mı? Sana odamı göstermek istiyorum." Olur dediğimde beraberce üst kata çıktık. Odasına girdiğimde beğeniyle baktık. Oda epey geniş ve ferahtı. Kapıyı kapatınca beni pencere kenarındaki koltuğa çekiştirdi.
"Demek uyuduğun koltuk burası..."Artık uyumuyorum dediğinde ona kötü bir bakış attim. "Yani ben değil artık Okan burada uyuyor. Hastaneden çıkıp buraya gelince sağlığım için yatağın daha iyi olacağını söyledi." Demek öyle söyledi... Karışlıklı oturunca bana en baştan her şeyi anlatmıştı.
Uzun uzadıya sohbet ederken şu meşhur Estella da gelmişti. Onu yalnızca bir kez görmüştüm ve o günden bugüne kadar epey değişmişti. Biraz sohbet muhabbet ederken aslında bu evin üvey kızı olduğunu üç erkek kardeşle de herhangi bir bağının olmadığını öğrendim. En önemlisi de bu kız evin ortanca oğluna düpedüz aşktı.
Özel konular olduğu için çokta ileriye gitmek istemedim. Bana bir günde bu kadar beyin fırtınası yeterdi. Aşağıya indiğimizde Okan ve Güven gelmişti. Hoş geldin dediklerinde bende artık gitsem demiştim.
Okan bu gece yemeğe kal hep beraber yemek yeriz demişti. Hira biraz şaşırsa da bana ısrar edip Kartal'ı aradı. Hira telefonunu kapatınca abisini kabul ettiğini bir saate geleceğini söyledi. Kartal'ın hemen kabul etmesi beni şaşırtmıştı. Başımı çevirince havanın kararmak üzere olduğunu fark ettim. Şükür ki Kemal Bey evde değildi de rahattım. Hapisten çıktıktan sonra çok değiştiklerini söylese de ben inanmamıştim. Bir insan kolay kolay değişmezdi.
Kartal gelince karanlık gecemi aydınlık kaplamışti. Bir zamanlar Estella ile sözlü olmaları beni tedirgin etse de burada bulunuş sebebimiz Hira idi. Madem bu eve gelin gelmişti, bu da birazda benim teşvikimle olmuştu onu yalnız bırakmazdık. Herkes Kartal'a geçmiş olsun dediğinde Kartal da Estella'ya geçmiş olsun demişti.
Anında kıskançlık damarım kabarırken Güven de epey gerilmişti. Ortamda ki soğuk hava dalgası devam ederken Hira bizi yemeğe davet etmişti. Kadınlar ve erkekler karşı karşıya otururken gerilim bu masanın doğasında mı var diye düşünmüştüm. Yemek boyunca yalnızca çatal ve bıçaklar konuştu.
Yemekten sonra ise kahveler içilince Kartal bize müsaade demişti. Bence de biz artık gidelim yoksa gerilimden ölecektim. Insan bir saat boyunca bir söz söyleyip on dakika bakışır mıydı? Özelikle Güven beni fazlasıyla germişti. Ayağa kalkınca kısaca vedalaşıp evden çıktık.
Arabaya bindiğimizde derin bir nefes alıp şükür demiştim. Kapılar kapanıp hareket edince "Bugün bana bir kaç ay yeter uzun süre buraya adımımı atmam."demiştim. Kartal elimi tutunca dudağına götürmüştü.
"Ben sana ne söyledim, kardeşim o evde ne kadar rahatsa bizde o kadar o evde fazlayı. Insanlar bunca yaşanan şeyi bir anda göz ardı etmezler." Haklıydı. Keşke Kartal gelemez falan deseydim. Yazık gerilimden dolayi Hira da rahatsız oldu.
"Bir daha koca sözü dinleyeceğime dair söz veriyorum." Kartal korumalar duymasın diye kulağıma eğilerek fısıldadı. Baştan aşağıya kızarsamda söyledikleri hoşuma gitmişti. Benden ayrılmadan önce saçıma küçük bir öpücük bıraktı.
"Seni seviyorum..."
Dışarıdan delilik olarak görülebilen şeyler, içine girildiğinde hak verilen durumlar haline gelebiliyordu bu hayatta. Sadece bakış açınızı değiştirmeniz yeterliydi.
Fi, Akilah Azra Kohen
FINALE HAZIR MIYIZ?
Ø
Instagram : Sldakser
Sevdiğim sen benim gülüşümsün,
dünyamsın, aldığım nefesim,
geçmişe çizgi çekişimsin.
Sen benim gülüşünde mutluluğu bulduğum koca yürekli adamsın.