"Kartal nereye gidiyorusun?"
Bu adam uslanmaz bir çocuk gibiydi. Hira yanımda kıkırdayınca sen de mi der gibisinden ona bakmıştım. Eve geleli saniyeler olmuştu ki normal yaşam alanı bulan Kartal, özüne uygun şekilde başına buyruk şekilde gidiyordu.
"Beni rahat bırak Bade..."
"Bade mi?" Kartal durup arkasina baktığında kollarımi göğsümde birleştirdim. "Doğan yedi yirmi dört başıma Bade aşağı Bade yukarı derken beynimi sikti. Sende sakın alındığını söyleme. Henüz yeni iyileştim kafamın içi bir milyon."
"Doğan abi sana sürekli Bade'yi mi anlattı."
"Hayır, kırk küsür yıldır, ayrılarmış gibi sürekli karısıyla konuştu... Neyse beni çok tutma gidip Arıza'ya bakacağım."
"Hira sen de bir şey söylesene eve girip dinlenmesi gerekiyor." Hira ben bilmem diyerek üç maymun moduna hızli bir geçiş yaptı. "Lina, günlerdir hastane yatıyorum. Yatmaktan oturmaktan canım çıktı. Sakın bana karışma." Konuşarak arkaya doğru gitmeye devam etti. Bende elim belimde Hira'ya döndüm.
"Sen ne bekliyorsun burada, seninle ne konuştuk. Birazdan kocan gelecek ama hâlâ yanımda durmuş kıkırdıyorsun. Şimdi son kez söylüyorum. Hemen odana çıkıyor ve çok güzel oluyorsun. Hazirlanmadan aşağıya inmek falan yok."
"Yenge ben biraz tedirginim Okan bana neden haber vermedin diye kızsın mı?"
"Kızmak kızım senin saçının teline zarar gelse dünyayi yakacak iki ağabeyin var. Artık şunu aklını kazı ve her daim bunu koz olarak kullan... O kocana gelecek olursak da sen hiç merak etme biz onu daha çok kızdıracağız."
Tamam, diyen Hira gittiğinde bende eli belimde evime baktım. Canim evim seni çok özledim. Şu Kartal'a bir bakayım seninlede hasret gideceğiz. Arkami dönerek Cezmi'yi yanima çağırdim. Onu havalimanında görünce çok sevinmiştim. Artık bizimle çalışacak olmasi başka bir mutluluk sebebimdi.
"Cezmi sana ilk görevini vermek istiyorum. Buraya birazdan Hiran'ın eşi Okan gelecek senden ricam geldiğinde salona kadar eşlik et. Hatta başında durup yukarıya çıkmasına izin verme."
"Anladım Lina Hanım, Okan Beye taviz yok." Aynen öyle dediğimde mutlaka geldiğini bana haber ver demiştim. Çünkü onun yüz ifadesini öyle çok merak ediyorum ki kaçırmak istemiyorum.
Kafamda bazı şeyleri kurgulayarak arka tarafa yöneldim. Kartal eğilmis bir şeyler yapıyordu. "Kartal canım dikkat et, öyle haraket... Hareketler yapmazsın." Kartal'ın doğrulup geri çekilmesiyle gözlerime inanamadım.
"Inanmiyorum bu yavru köpekte nerden çıktı." Kocamın yanina gittiğimde küçük şeye baktım. Eğilip almamla Arıza'nın havlamaı bir oldu. Bende korkarak elimde yavru kıçımın üstüne düştüm. "Arıza hiç boşuna dişlerini gösterme, artık senden korkmuyorum." Köpekle kavgaya tutuşurken Kartal tabi ya öyle demişti. Bense ona odaklanmak yerine yalanmaya çalışan yavruyu sevdim.
"Hey bu erkek... Kartal adını ne koyalım... Hem belki annesi..." Yuvaya baktım fakat köpek diğer köpek yoktu. Yavru köpekle birlikte ayağa kalktığımda kocamin yüzü asılmıştı, Içimde ki şeytan beni dürtükleyerek onu da mı vurdun diye sor diyordu. Şeytanı başımdan def kocama yaklaştım.
"Doğum sırasında anneyi ve diğer yavruyu kaybettik. Geriye yalnızca arızanın oğlu kaldı. Isim de vermedim."
"Bu ne zaman oldu, ve sen neden bu kadar kötü oldun?" Bende üzülmüştüm ama onda başka bir şey vardı.
"Ameliyattan birkaç gün önce bu olay gerçekleşti. Doğum sırasında buraydım Lina, öylece bir köşede olanları izledim. Arıza'nın gözlerindeki acıyı gördüm. Ve sonra kendimi onun yerine koydum. Arıza yalnızca yavrusunu değil eşini de kaybetti. Ben yerinde olsaydım, sana bir şey olsaydı. Yaşayamazdım, sen olmasaydın yaşayamazdım."
Yavruyu yere bırakarak kocama sarıldım. "Ben buradayım sevgilim, senin yanında sol köşendeyim. Beni kovsanda senden gitmem." Kartal arkamı sivazlarken saçlarımı öpücükler bıraktı.
"Kovmak sensiz bir hiçken nasıl olurda seni kovarim. Insan hiç kalbinden uzakta yaşar mı?"
Öksürük sesiyle kocamdan ayrılarak Arıza'ya baktım. Kartal ne var derken koruma Okan'ın geldiğini söyledi. Gelmiş miydi, bu ne aceleydi, yoksa Hira'nın gelişini dört gözle mi bekliyordu. Kartal başıyla gitmesini söylediğinde bende ona gidelim dedim.
"Kartal hadi bizde gidelim. Enişteyi çok merak ediyorum."
"Sen hayırdır, bu ne merak beni enişte katili edip kardeşimi dup mu bırakmak istiyorsun?"
"Kıskanç sevgilim merak etme suç mu?" Kocamın elinden tutunca ellerimizi havaya kaldirarak "Az önce bur ellerle yavru köpeğe sevdin şimdi de elimi tutuyorsun öyle mi?"
"Iyi bizde tutmayiz," Elini bırakıp gideceğim sırada beni kendine çekerek yanağıma öpücük bıraktı. Bu ani gelişen öpücük hoşuma gitse de karşılaşmayı kaçırmak istemiyordum. Bu yüzden hadi diyerek çekiştirmiştim. Eve girdiğimizde Cezmi söylediğim gibi nöbet tutuyordu. Enişte Beyde bizi görünce ayağa kalktı. Uzun boylu gayet yakışıklıydi. Şimdi anlıyordum bizimkisinin sevginin büyüklüğünü... Kartal da az fena değilmiş, kardeşine manken gibi çocuk bulmuş.
"Geçmiş olsun Kartal abi..." Elini uzatıp Kartal ile tokalisirken bende onu süzmeye devam ettim. Gayet temiz yüzlü hatta anne kuzusu gibiydi. Abisi Güven'i daha önce görmüştüm fakat onu ilk defa yakından görüyordum.
"Merhaba..." Bana elini uzatığinda merhaba demiştim. Gelen ayak sesleriyle birlikte merdivenlere baktığımda tebessüm etmiştim. Hira sözümü tutmuştu. Okan da merdivenlere doğru baktığında sürat ifadesine baktım. Kartal elimi çekiştirince ona kötü bir bakış attım.
"Hoş geldin Okan...' Yeniden Hira'ya bakınca gülümsedim. Ani bir hareketle yüzüne denk düşen saçlarını kulağının arkasina iteklediğinde tekrar ona baktim. Resmen ağzı açık kaldi. Yüzündeki ifadeye bakılacak olursak hayatının şokunu yaşamıştı. Bütün gördüklerim bana yetince bu defa ben kocamin elini çekiştirdim.
"Kartal odaya gidelim, hala üstünü değiştirmedin. Hira sende misafirimize soğuk su ikram et, hava çok sıcak iyi gelir."
Kartal yukarıya çıkmakta pek gönüllü olmasa da kulağına onlar karı koca diyerek söylenmiştim. Kızi evlendirdiysen paylaşmaya katlanacaktın. Güç bela onu yukarıya çıkardığımda "Sen ne yapıyorsun, senin aklından neler geçiyor?"diye sordu.
"Allah'ını seversen Kartal, onlar evli günlerdir birbirinden uzaktaydilar. Hem ne yapacaktın başına gardiyan mi olacaksın? Kartal kıskançlığı hiç sırası değil, beni senden birileri kıskanaan hoşuna gider miydi?"
"Kaynanlığa kalkışan ablanı unutuyor gibisin. Okan'a da gelecek olursak madem karısını o kadar çok özledi, arkasından gelseydi. Kim ona engel oldu."
"Bugün tersinde kalkmış olmazsın... Neyse ben aşağıya..." demeye kalmadan kolumdan tutarak kedine çekti. "Hop hop nereye gidiyorsun, beni yukarıya çıkarıp kendin aşağıya inemezsin."
"Kocacım aşağıda misafirimiz var, ayıp olsun istemiyorum." Kartal kollarimı boynuna doladığinda derdini anlamıştim. "Kartal akşama ablamlar gelecek, eğer tek çalışanimızı koymazsaydin şuan aşağıya inme gibi bir derdimiz olmayacaktı. Cevap vermek yerine öpmeye başladığında rahattım. Sürekli odaya girecek korkusu yaşamadan parmak uçlarımda yükseldim.
"Buldum..." Normalde öpüşürken aklını kullanamayan ben aklıma güzel bir fikir gelmişti. "Sevgilim küçük köpeğimize isim buldum. Babasının adı Arıza ya oğlunun adı da bozuk olsun."
Kartal beni öylece bırakıp giyinme odasina gittiğinde elimi ağzıma götürmüştüm. Neden kızdı ki bence güzel isimdi. Kartal gözden kaybolunca sessizce kapiya yöneldim. Tam odadan çıkacağım da "Sakın Lina," demiş bende oflayarak giyinme odasına girmiştim.
Ikimiz elele aşağıya indiğimizde Okan ve Hira karşı karşıya oturmuş somurtuyorlardı. "Serçe kalk yengene yardım et, akşama misafirlerimiz var." Hira kalkip yanima geldiğinde Kartal da eniştesinin karşısına geçerek kuruldu. Mutfağa girince direkt ne oldu diye sordum.
"Ne olabilir ki her zaman ki Okan'ın hal ve hareketleri yine bana kızdı. Ama sen haklısın yenge şu saaten sonra ona taviz vermeyeceğim."
"Aferin sana, ona bir kadının gücünü göster."
Kırdığının farkında olmayan insanlara iki çift lafım var; gün gelecek sizde kırılacaksınız. Hem de tam bizi kırdığınız yerden...
Sen On Yedi Yaşımsın, Miraç Aktaş
SERÇE VE OKAN'I OKUMAK İSTEYENLER KAYIP İZİ KITAPLIGINIZA EKLEYIN.