Hirai Zerdüş - Aşk dediğin ölmez boş yere
Elbette şarkı geceye değil size...Sizlerde bu pasajın altina şarkı bırakabilirsiniz.
Sakin ol... Sakin ol. O senin kocan her şeyi hatırlayan adam bir seni unutacak değil ya... Parmak uçlarımla göz altlarımi sildim. Yüzüme de tebessüm kondurarak kapıyı açtım. Içeriye süzülürken sessiz olmaya gayret gösterdim. Kapıyı kapattığımda Kartal'ın uyuyup uymadığını kontrol ettim.
Uyanıkti. Usulca yanına giderek dudaklarımi yukarıya doğru kıvırdim. "Nasılsın. Kendini daha iyi hissediyor musun?" Bana ilk sefer ki gibi boş gözlerle bakarken gözleri karnıma gidincd yutkundum. Sırf yanlış anlaması diye ellerimi karnıma götürmek yerine arkama götürerek sıktım.
"Iyi... Sen." Bu nasıl bir acıydı, yere göğe sığmıyordu. Yürek sızımı dindirmek için yalnızca sevdiğim adama sarılmak yetip artıyordu ama ben sarılamiyordum.
"Iyi... Iyiyim." Burnumun direği sızlayinca bakışlarimi başka yöne çevirdim. "Şey... Serçe buraya gelecek biliyor musun?" Aklıma ilk gelen şeyi söyleyerek ona baktım. O ise bakışlarını tavana çevirdi.
"Biliyorum." Biliyorsun öyle mi? Her şeyi bilen adam yürek sancımı görmüyor muydu?
"Ben... Ben seni yalnız bıraksam iyi olacak... Sende dinlenirsin." Son bir kez baktığımda cevap vermemişti. Bende son bir kez tebessüm ederek yanından güç bela ayrıldım.
Dışarıya çıktığımda Raşit'e beni götürebilir misin, diye sordum. Ne olduğunu sorsa da yalnızca gitmek istedim. Raşit beni otele getirdiğinde kendimi ılık suyun altına bırakarak bir saate yakın banyoda kaldım.
Banyodan çıktığımda saçlarımı havluyla kurulayip taramıştım. Bir yanım bir an önce Kartal'ın yanina gitmek istese de diğer yanım hiçbir şey yapmak istemiyordu. Yatağa kıvrıldığımda günlerin verdiği yorgunlukla uyuyakalmiştım.
Kapının vurulma sesleriyle birlikte esneyerek yataktan çıktım. Kapıyı açtığımda karşımda Hira duruyordu. Onu karşımda görmemle şaşırdım. Yüzündeki kızarıklık gözlerinde ki hala taze duran gözyaşlarıyla acaba Kartal'a bir şey mi oldu mu düşünmüştüm.
"Içeriye girebilir miyim?"
Girmesi için geriye çekildiğimde odaya girmiş bende kapıyı kapatmıştim. Ona baktigimda tıpkı bir zamanlar benim giydirdigim gibi canım hanımcık giyindigini fark ettim.
"Kartal iyi mi?"
"Iyi... abim şükürler olsun ki iyi şimdi yanından geliyorum... Yenge ben buraya senden özür dilemek için aradım. Seni birkaç defa arayip özür dilemek istedim. Çoğu kez bu cesareti göstermezken aradığım zamlarsa swn açmadın... Lina yenge lütfen beni affet."
Hira eliyle yüzünü kapattığında bende elimin tersiyle gözyaşlarımı sildim. Onun bunda suçu yoktu. Başlarda çok kızsam da şimdi bazı şeylerin farkına varabiliyordum. Hira'nın yanına gittiğimde yüzünü kapattığı ellerini tuttum.
"Hira, güzelim. Senin bir suçun yoktu. O gün seni zorla dışarıya çıkartan bendim. Senin karşı gelmene rağmen zorlayan bendim. Olacakları öngöremedim."
"Yani beni affetin mi? Benden nefret etmiyorsun değil mi?" Hayır, diyerek sıkıca sarıldım. "Seni seviyorum Hira, abini nasıl bitmek bir sevgiyle seviyorsam senide öyle çok seviyorum."
Hira benden ayrıldığında abimi affettin mi diye sordu. Ona oturalım dediğimde beraberce yatağa oturduk. Ona bütün olanları anlattığımda çok sevinmişti. Insan birini sevince kuslarini görmüyordu. Eğer Hira saçlarını geriye arttırmasa yara izini fark etmeyecektim bile. Içim sızlayinca ona açıkça sordum.
"Hira neden evlendin, seni bu evliliğe iten şey neydi?" Hira başını eğip iç cekince dişlerimi sıktım. Bütün suç benim miydi? "Kocan buraya geldi mi?" Diye sorduğumda başınıolumsuz anlamda salladı. "Nasıl yani buraya tek mi geldin?" Yüzüme bakıp iç çektiğinde ona sıkıca sarılırken gözlerim doldu.
"Özür dilerim, burada asıl özür dilemesi gereken biri varsa o da benim. Seni kardeşim gibi görmedim. Kadın olmama rağmen empati kuramadim. Abinler seni koruyup kollarken üstüne düşerken seni kıskandım. Senin sevilmeye sahip çıkılmaya muhtaç olduğunu fark edemedim. Özür dilerim."
Karşılıklı ne kadar ağlaştık bilmiyorum ama bir ara akıl edip ona su vermiştim. Ağlamaları dindiginde iyi misin diye sordum. Beliydi çok acı çektiği sevilmediği kırgın gözlerinden belliydi.
"Özel olacak biliyorum ama kocan seni seviyor mu? Aranızda nasıl bir ilişki var."
"Abim... Abimlere söylemeyeceğine dair yemin edersen söylerim." Yemin edersem kimseye bir şey söylemeyecektim. Ama bu demek değildi ki ona yardım edemeyeceğim. Ona yemin ederek korkmadan analtmasını söyledim. "Bade yengem de çok sordu o da anladı ama ben kızı çok küçük olduğu için söylemedim, Zeynep ile zar zor baş ederken acımı ona yük etmek istedim. Yenge lütfen sende kimseye bahsetme."
"Söz veriyorum bu yaşadıkların aramızda sır olarak kalacak. Sende bana bir söz vereceksin. Ben ne dersem onu yapacaksın. En başta yüzünle başlayacağız... Serçe lütfen devir o kadar çok ilerdeki eğer estetik olursan yüzünde en ufak iz dahi kalmaz... Bana bak burada olmamız büyük şans değil mi? Ingiltere'deyiz. Abinler burada doktorları çok iyi... Bana bak Serçe şu kocan olacak adama bir ders vermek ister misin?"
"Olu mu ki? Yani ameliyat işe yarar mı?"diye sorduğunda sabah ola hayrola... Hira ile beraber sarılıp uyduğumuzda içimde büyük bir coşku vardı.
Sabah olunca Kartal'ın odasında toplanıp onlara da söylemiştim. Doğan kardeşine istiyor musun, diye sorduğunda Hira evet, demişti. Kartal da bende olmasından yanayım dediğinde ona gülümseyerek baktım.
"Bak sen küçüğüme ben o kadar yalvarırdim. Lafını dahi ettirmek istemedin. Şimdi yengenin tek lafiyla onayı çekiyorsun. Kızlar sizce ben fazla mı yumuşak karaktere sahibim."
"Raşit abi biz biz seni çok seviyoruz. Sen hep böyle kal." Ben son olarak ne diyorsunuz dediğimda Kartal da Doğan da tamam demişti. "Kartal hazır yatakta yatıyorken senin yara izinide mi elden geçirsek."
"Hayır?" Kartal ile ayni anda hayır dediğimizde birbirimize baktık. Ben onu yara izini çok seviyordum, hepte sevecektim.
"Oldu o zaman bizim suyumuz ısındı. Bizler odadan çıkalımda kari koca bir karar versin."
"Hayır, dedim Raşit halimden memnunum. Sen Serçe'ye iyi bir doktor ayarla yeterli."
"Raşit bu akşam üstü geri dönüyor. Ben kardeşimin her şeyiyle ilgilenirim." Raşit gidecek miydi?Ablarimlarin tek olduğu düşünülürse fazla bile kalmıştı. Doğan çıkalım dediğinde Kartal benim için sen kal demişti. Herkes odadan çıkınca yüzüne baktım. Artık benimle konuşacak mıydi?
"Teşekkür ederim."dediğinde niçin diye sordum. "Kardeşim için Lina, ona bir umut ışığı verdin. Eğer ameliyat olurda yüzdeki izler kaybolursa onun için her şey bambaşka olacak."
"Bunun için teşekkür etmen gerekmiyor. Sen kardeşini sırf benim isteğim doğrultusunda evlendirdin. Bende hayatını biraz dahi olsun kolaylaştırmak istiyorum. Hem kardeşin çok güzel gençliği doyasıya yaşamayı hak ediyor."
"Yalnızca onun için değil. Mektubuma kayıtsız kalmayarak ailemi sevdiklerimi buraya topladığın için de teşekkür ederim. Onların sayesinde kendimi daha güçlü hissediyorum."
"Rica ederim..." Ne diyebilirdim ki şimdi yazdıklarıni hatırlamıyorsan neden soğuksun diye sorsam nasıl bir tepki verirdi bilmiyorum.
"Giderken yanima uğrar mısın?" Nereye giderken diye sordum. Ben bir yere gidiyordum da haberim mi yoktu. "Raşit ile beraber dönmeyecek misin?" Bu aklımdan dahi geçmemişti. Seni bırakıp gider miyim hiç.
"Hayır, gidemem. Burada kalacağım sen... Yani Hira ameliyat olduktan sende ayağa kalktiktan sonra giderim. Sizinle beraber giderim. Yoksa gitmemi mi istiyosun? Varlığım sana rahatsızlık mi veriyor."
"Hayır, yanımda olduğun için mutluyum... Kardeşim de sevincektir. Ben yalnızca çok bitkin göründüğün için gitmek istersin diye düşündüm."
"Hayır hayır gitmem. Sen istemediğin sürece gitmem."
Aşk, kapıyı çalmazmış okumuştum bir yerde...
Aşk ansızın yani başında!
☆