KADER ÇARKI/Tamamlandı

By Roseellaa

92.9K 7.4K 4.3K

" Meğer o geceki deprem,benim yenilgim değil en şanlı zaferimmiş,bilemedim." Düzenli bir yaşam neydi ki hayat... More

I. Bölüm
III.Bölüm
IV.Bölüm
V. Bölüm
VI.Bölüm
VII.Bölüm
VIII. Bölüm
IX.Bölüm
X.Bölüm
XI.Bölüm
XII.Bölüm
XIII. Bölüm
XIV.Bölüm
XV.Bölüm
XVI.Bölüm
XVII.Bölüm
XVIII.Bölüm
XIX.Bölüm
XX.Bölüm
XXI.Bölüm
XXII.Bölüm
XXIII.Bölüm
XXIV.Bölüm
XXV.Bölüm
XXVI.Bölüm
XXVII.Bölüm
XXVIII.Bölüm
XXIX.Bölüm
XXX.Bölüm
XXXI.Bölüm
XXXII.Bölüm
XXXIII.Bölüm
XXXIV.Bölüm
XXXV.Bölüm
XXXVI.Bölüm
XXXVII Bölüm
XXXVIII.Bölüm
XXXIX.Bölüm
XXXX.Bölüm
FİNAL
TEŞEKKÜR
Asla Dönüş
ÖZEL BÖLÜM
İHTİRASIN YANIK TENİ
YARIN DÜNDEN YAKIN

II.Bölüm

3K 229 76
By Roseellaa

Selamün aleyküm!
Ben geldiiiim😍

Doğrusunu söylemek gerekirse bu bölüm hakkında ki yorumlarınızı aşırı merak ediyorum. Onları benden esirgemeyin lütfen ☺️

Aaa bu arada bu bölüm balıma gelsin : _xxhatcikxx_ kendisi kitap kapağında ustalaşıyor!!!

Bölümle baş başa bırakıyorum sizi o hâlde.

Lacivert örtüyü süsleyen parlak beyaz noktalar,bir ressamın fırçasını sallamasıyla olmuş gibi dağılmışlardı fütursuzca. Ay, tüm sakinliğini korurken güneşten çaldığı ışığıyla, gökyüzünde hükümdarlığını sunuyordu. Kısa bir an meltem savuşturdu ağaçların yapraklarını ve benim saç tutamlarımı.

Çatıdaydım. Babamdan öğrenmiştim çatıya çıkmayı. Annem görse muhtemelen deliler gibi bağırıp çağırırdı ama benim en huzur bulduğum yerdi. Elimde tuvalim, yanıma boyalarım ve elime bulanmış renk cümbüşü...

Huzursa,huzurdu.

Ancak şu an mutlu değildim. Zira bitirdiğim tuvalde eksik bir şeyler vardı, içime sinmeyen. Gök yüzlü bir kadının, elleriyle kazıdığı umutlarını anlatıyordu çizimim.

Tuvalin tamamı gökyüzünden alıntılarla oluşmuştu. Herhangi biri görse, gün içerisinde renk değiştiren gökyüzünün arasına karışmış bir kaç şey görürdü. Ancak arkasında olan anlamı ancak ben bilebilirdim.

Son kez resme baktıktan sonra gökyüzüne kaldırdım kafamı. Eksik olan yeri bulamamıştım. Ancak bu tuvali bitirmeden bir diğerine geçmeyeceğimi bildiğimi iyi biiyordum.

Bu yüzden yarın gece devam etmeye karar verip eşyaları sırt çantama dikkatlice yerleştirdim. Çatıdan aşağıya doğru saldım bedenimi. Çimenle buluşan ayaklarım vakit kaybetmeden eve adımlamıştı.

Sessizce odama çıkarken beynimin ağırdığını ve karıncalandığını hissetmemle sırt çantamı bir kenara atıp çıktığım merdivenleri geri indim. Mutfağın beyaz spotlatlarını yakıp hızlıca sütlü, sade kahve yaptım kendime.

 Annemin uykusu ağır olduğundan rahat hareket edebiliyordum. Yaklaş bir buçuk aydır gecem gündüzüm birbirine girmişti.

Mila'nın gidişinden sonra boşluğa düşmüştüm. Onu bu kadar sevdiğimi bilmiyordum. Hayatımda ki yeri çok farklıydı. 

Kahve bardağımı alıp odama geçerken Mila'nın numarasını tuşladım. Gece saat üç gibiydi.Türkiye de saat on civarı olmalıydı.

Tavanda sallanan koltuğuma oturup kahvemden bir yudum almıştım ki aramam cevaplanmıştı.

Onunla gittiği günden beri görüşüyordum.İstanbul'a indiği günün hemen ertesi sabahı aradığımda, oradaki ünlü bir üniversiteye yazılmaya gittiğini, muhtemelen alışmakta zoranacağını söylemişti.Bilirdim. Farklılıkları sevmezdi,zor alışırdı.

 Ardından annesinin yemeklerini çok özlediğinden ipin ucunu fazla kaçırıp iki kilo aldığını eklemişti.

Sanırım annemin elinden yemek yemeyeli çok oluyordu. Mila'nın ailesine özendiğim su götürmez bi' gerçekti. Ondandı söylediği her şeyi kendi yaşantımla kıyaslamam.

"Pasaklım?" Yüzümde özlem dolu bir gülümseme yerleşti. Ondan daha düzenli olduğumdan bana' Pasaklı' diyordu.

"Mila, uyumuyordun değil mi?"

"Hayır fakat senin şu an uyuyor olman gerekmez miydi?" Beni iyi tanıyordu. Gece erken yatan sabah erken kalkan tiplerdendim.

Mila'nın gitmesiyle bir alakası olmakla birlikte gece aniden uyanıyor ,içimin daraldığını hissediyordum.

"Şey, tuvalimde ki eksik kısmı bulamadım onunla uğraşırken zamanın farkında değilim." Yalan sayılmazdı. Planımda bu kadar geçe kalmak yoktu.

"Öyle olsun bakalım.Bulabildin mi peki tuvalinde ki eksik kısmı?" Görmeyeceğini bildiğim halde başımı iki yana salladım.

"Sanırım manzara resimlerinde iyi değilim. Sürekli bir eksik var." Mila anladığını belirten mırıltılar çıkarırken arkada duyduğum sesle nedensizce doğruldum.

"Mila seccade nerede? " Bu, o gün cübbesini giydiğim adamın sesiydi.O gün ki konuşmalar aklıma geldiğinde kaşlarım istemsiz çatıldı.

Normalde biri terbiyeme laf edecek olsa o lafı ağzına sokmasına bilirim ancak bu defa hata bende olduğu için susmuştum. Yine olsa yine yapardım orası farklıydı. Umarım kendime ait cübbem olurdu bir gün.

"Geliyorum ağabey... Pasaklı'm,belki de eksiklik sende değil ruhunun açlığındadır. Umarım bir gün sana bunu uzunca anlatarım. Şimdi kapatmalıyım."

Yüzüme kapanan telefonla kısa bir an duraksadım. Ona resimlerimi hiç göstermemiştim ki. Nereden bilecekti?

Beynimin artık zonklamaya başlamasıyla bir kaç saat uyumak için yatağa girdim. Bir an önce uykumu düzene sokmam gerekiyordu.

🦋🔥🌹

"Biraz daha şu yataktan kalkmazsan yatak kullanıcı hatası diyip 'error' verecek."

Jade yaklaşık yirmi dakikadır tepemde beni uyandırmaya çalışıyordu. Bilincim gidip -gelip tekrar uykuya mahkum olmakta büyük ikilem yaşıyordu. En sonunda dirseklerimden yardım alıp az da olsa doğrulmuştum.

"Müessemizde ki yatak,yorgan,yastık,pijama dörtlüsüne teşekkür eder, görevini mümkünse yarın gece devam etmesini isteriz. Ve siz değerli insan, artık o  tapulu malınızı kaldırır mısınız?"

Ellerimle kendime gelmek amaçlı yüzümü avuçlarken,ayrılamadığım yastığımı bırakıp geriye doğru bedenimi esnettim.

"Güzel bir tapulı mal olduğunu kabul et!" Jade gülerek yatak odamı ve dolabımı ayıran duvarın arkasına geçerken konuştu:

"Gerisi teferruat zaten. Bu gün ben giydireceğim seni." Jade'e cevap vermeden komidinin üstünde duran telefonumu alıp biraz sosyal medyada dolaşmaya karar verdim.

Ekranıma düşen ilk kişi Mila olmuştu. Mila elini gökyüzüne kaldırdığı resmi atmış,altına ise arapça yazıların ardından şunları eklemişti:

Yeryüzü o müthiş depremiyle sarsıldığı

İçindeki bütün ağırlıkları dışarı çıkarttığı

İnsan (korku ve telaş içinde) 'ne oluyor buna ?'dediği zaman

İşte o gün yeryüzü üstünde olan biten her şeyi anlatır

Çünkü Rabbi ona öyle vahyetmiştir

O gün insanlar yaptıklarının karşılığının kendilerine göstermek üzre bölük bölük Allah'ın huzuruna çıkarlar

Zerre ağırlığınca iyilik yapan onun karşılığını görür

Zerre ağırlığınca kötülük işleyen de onun karşılığını görür.

Mila böyle şeyleri ertelemeden her cuma atıyor ve bende okuyordum. Bazen yazılanları anlamasam da derinliklerinde bir yerde gizli şeyler varmış gibi geliyordu. Kâfiyeli uyumunun da insanı etkilediği bir gerçekti.Babamın evinde de arapça yazılı şeyler, çerçeveli halde duvara asılıydı. Nedenini sorduğumda ise koruma kalkanı gibi olduğunu söylemişti.

Tam o sırada parlak ekrandan babamın aradığını görmüştüm."Baba?"

"Kızım,bu gün ki şirket kutlamasını büyük bir restoranta yapacağız. Annen ve sende davetlisiniz tabii ki.Kıyafet alman için para yatırdım banka kartına. Şimdi toplantıya giriyorum. Seni seviyorum prensesim."

Annemle kavga ederek ayrılmadığından genelde böyle davetlere bizimle katılırdı.

Tam cevap vermek için ağzımı açmıştım ki laflar ağzıma takılı halde yüzüme kapanan telefonla kala kaldım.

Babam ünlü bir şirketin mühendisiydi. Kazandığı ihale sonucunda iyi bir mevkiye gelmişti. İhtiyaçlarımı fazlasıyla karşılıyordu.

Benim ise kendim için daha farklı planlarım vardı. Hayatı yaşama istiyordum. Zorluğu, acımasızlığı en çok da insanları tanımak...

 Gerçekten yaşayıp tırnaklarımla kazıyıp ulaşmak istiyorum. Ancak annem ve babam evlatlarına gösterdikleri sevgiyi, paralarıyla ölçtüğünden engelleniyordum.

Bankada ki paramın henüz çeyreğini bile kullanmamışken babam, babalık(!) görevi için içini rahatlamaya çalışıyordu.

Bende her ay yatırdığı paranın bana, o ayın sonuna kadar yetecek kadarını bırakıyor gerisini yardım kurumlarına yatırıyordum.Parayla ne yaptığımı sorgulamıyorlardı zaten.

Benim parada gözüm yoktu. Babamdan bana kalmış bir tek oturduğum evi almak istemiştim.

Umarım bir şeylere ulaşmak için tırnaklarımı çıkarttığımda onlar yanımda olabilirdi.

"Vay canına! Bu kıyafeti alabilirim değil mi?" Yataktan tamamen kalkıp banyoya ilerlerken muhtemelen dolabımı alt üst eden Jade'e seslendim.

"Alabilirsin.Bu akşam davet var ona göre bir şeyler seç lütfen!"

Banyoya girdiğimde aynada kısa bir an yüzümü süzdüm. Göz altlarımda ki mor halkalar bana selam verirken bir kaç kilo verdiğimi yeni fark ediyordum. 

Buna sevinmiyorum elbette. Boyuma göre kilom gayet iyiydi ve herşeyin fazlası zarardı. Yüzümü jelle yıkadıktan sonra karışan saçlarımı tarayıp tepeden topuz yaptım.

Odama adımlarken yatağımın üstünde ki sade ama şık kombine baktım. Jade'e göre markete gidilmelik bir kombinken, benim sadelikten yana olduğunu bildiğinden bunları seçmişti.

Beyaz,boynumdan sarmalı olan elbise belime tam oturacak ayak bileğimden bir karış üstüne kadar inecekti. Eteğinin bir kısmı uçuş uçuşken diğer kısmı elbisenin kendi kumaşıydı. Belimin iki yanına büyük inciler yerleştirilmişti.

"Vay be! Güzel seçim." Jade kıyafetlerimle o kadar meşguldü ki beni duymamıştı bile. İstediği kadar alabilirdi. Zira bir çoğu kıyafeti ben almamıştım. Dolabım bana aitken içindekiler değildi.

 Geç uyandığımdan saat dörde geliyordu .Davet için yaklaşık iki buçuk saatim vardı. Bir şeyler atıştırmak için Jade'i odada bırakıp aşağıya inerken annemin odasında olduğunu, yaptığı telefon konuşmasından duymuştum.

Kendimi artık bir 'Casper' ailesinden olduğuma alıştırmam gerekiyordu sanırım.

🦋🔥🌹

"Eski sevgilimin, şimdiki sevgilisinin ,eski sevgilisini buldum, onunla görüştüm dün. "Ağzım şaşkınlıkla aralanırken Jade'in aslında ne kadar kurnaz olduğunu şimdi yeniden görüyordum. 

Ah! Neden bir adamın sevgisinden ciddi anlamda emin değilken birileriyle çıkar ki insan? Özel olan duyguları bu kadar boşa çıkartan yine bizdik.

"Küçük bütçeli Aşk-ı Memnu gibi." Ben söylediğime gülerken Jade anlamasa da eşlik ediyordu. Açıkcadı diziyi ben de izlememiştim ancak arada babamın evinde görüyordum.

 Ciddi suratlar takım elbiseler,milyar dolarlar ödenmiş kıyafetli kadınların samimiyetsiz yüzleri... Artık fazlasıyla sıkıcı olmaya başlıyordu. Bir çoğu kişi  ortalıklarda görünmediğimden beni tanımıyor olsa da babam, sayamadığım bilmem kaçıncı kişiyi yanıma getirip tanıştırıyordu. Tıpkı şimdi olduğu gibi.

 Ellerimi hemen arkama saklayıp bir adım geri gittim. Sadece başımla selamını onaylarken yanımda fazla kalmadan uzaklaşmışlardı. Masaya tekrar döndüğümde Jade'in başka masada olduğunu gördüm.

Çiçekli ,ferah olan yolun üzerinde ki bu restorandan kaçmak için güzel bir andı. Masanın üstünde ki çantayı alıp, dikkat çekmemeye önem göstererek yavaş adımlarla çıkışa ilerledim. 

Valeden arabamı isterken soğuk havaya karşı ellerimi kollarımda gezdirdim. Önümde duran arabamla hiç vakit kaybetmeden sürücü koltuğunun olduğu tarafa geçtim.

Aynı anda açılan kapıdan adam dışarı adımlamış,baş selamı vermişti. Aynı şekilde karşılık verip arabanın deri koltuğuna yerleştim ve çiçekli yolda ilerlemeye başladım.

Hayatım süper monotonlukla ilerliyorken yaşantımda tek bir hedefim vardı: Mesleğim. Kendi başarımı üzerimde görmek ve dahi hayalini kurmak omuzlarımı şimdiden dikleştiriyordu. Kendi ayakları üzerinde duran bir kadın olmak istiyordum.

Bir bataklıktaydım. Üstüme binen bu amaçsızlık bataklığa beni kurban ediyordu. Eskiden hoplayıp zıpladığım şeyler zaman geçtikçe tükeniyordu. Bir insan nasıl olur da çiçeğe bu kadar aşkla bakabilirdi?

Uçsuz bucaksız denizde ne bulabiliyordu da tüm zamanını ona ayırıyordu? Denizdi işte... Benden farklı bakan bu çerçevenin kaynağı neydi?

Biliyordum...Boynumda bir paranga vardı.

Kader silsilesinde savrulup gidiyordum. Henüz saçaklı bir düğüme tutunmamıştı ellerim.

Yine aynı sıkıntı boğazıma dayandığında arabayı uygun bir yerde durdurmuştum. Yüreğimde patlamayı bekleyen bomba var gibiydi. İçimde ki elleri kanlı kadın ,bir avuç umutla hayata tutunan küçük kızı öldürmek ister gibi sıkıyordu kalbini.

Kafamı yere eğip elimle boynuma tutunurken ıssız sokakta koşan genç kadının çığlığı,bulunduğum ortama geri sokmuştu beni.

"Aman Tanrım! Deprem oluyor!"

Ve o an aklımın kıyısında geçen bir cümle yankılandı beynimde

"Yeryüzü o müthiş depremiyle sarsıldığı zaman..."(Zilzal)

Kestik🎬

Bölüm hakkında ki tahmin ve yorumlarınız nedir?

Bombayı patlattığıma göre gidebilirim artık.

Çarşamba bilemediniz Perşembe bölüm gelir inşallah. İlgilenmem gereken bir yavrum daha var. Asla Dönüş Çarkı. Ona da bi' bakın derim.

İlk bölümdeki sahneye gitmeye son bir diyelim:)

Seviliyorsunuz😍

04.05.20

Yazan:

Continue Reading

You'll Also Like

BOL KÖPÜKLÜ By 光

General Fiction

861K 81.9K 63
[Aşkın Tatları Serisi - 3] Hikayemizi yıllar önce yazmaya başlamıştık, sadece farkında değildik. Aşk bizim için başta tuzlu kahve gibiydi. Ama bazı g...
1M 41 1
Duyduğum şeyin bilinç altımın bana bir oyunu olduğunu düşünmek istiyordum. "Ne!" "Duydun işte Şef. Seviyorum seni. Yıllardır bıkmadan usanmadan sevd...
692K 39.3K 33
Hirâset. -Koruyan, bekleyen. Onların hikayesinde de bir adam sessizce koruyacak, bir adam sessizce bekleyecek... Umutla, aşkla... Çünkü kalpten kalb...
1.9M 132K 30
Onların kaderi yıllar önce yaşanmış tek bir gece sayesinde birleşti. Bir anda karşısına çıkan ve peşini bırakmayan Atmanlı aşireti genç kızın bütün s...