prince/iwaoi

scaryfcee द्वारा

5.9K 884 480

Oikawa masal dünyasına gönderilmiş bir prensti. Ve Iwaizumi de ona aşık olan hizmetkârı. अधिक

0
1
2
3
4
6
7
8
9
10
11
12 (FINAL)

5

405 70 53
scaryfcee द्वारा

Sandal suyu yararak ilerlerken Oikawa gözlerini etrafa dikmiş güzel manzarayı seyrediyordu. Iwaizumi de onu...

"Küçükken hep mutlu bir çocukluk geçirdim. Fakat bir o kadar da mutsuz..." dedi Oikawa ve devam etti. "Mutluydum çünkü duvarlar ardında olsam da eğleniyorduk. Fakat ben büyüdükçe o sınırlar bana dar gelmeye başladı. Lanetli olduğumu kaçtığımız gece söylediğin için sana kızmıştım fakat eğer daha öncesinde haberim olsaydı oradan kesinlikle kaçmazdım." Gözlerini Iwaizumi'ye çevirdi. "Teşekkür ederim Iwa-chan."

Flashback

"Iwa-chan!" Diye bağırdı küçük çocuk yatağın tepesinde. Ve tahta kılıcını hâlâ uyuyan çocuğa doğrulttu. "Uyan artık dün çok çalıştım bugün seni alt edeceğim!" Iwaizumi gözlerini aralayıp sinirle kaşlarını çattı.

"Git başımdan Oikawa."

"Bir prensle böyle konuşamazsın! Senin kelleni yerinden alacağım!" Oikawa yatakta zıplamaya başladı. "Kalksana hadi ya!"

"Prensim..." dedi Iwaizumi ve tekrar gözlerini kapattı. "Yenilip tekrar ağlamanızı istemiyorum."

"Ben ağlamıyorum bi ker-"

"Prensim neredesiniz, kahvaltı yapmanız gerek." Odanın dışından gelen kadın sesiyle Oikawa hızla Iwaizumi'nin yanına yatıp yorganı başına çekti ve fısıldadı.

"Kahvaltı yapmak istemiyorum lütfen burada olduğumu söyleme Iwa-chan." Iwaizumi derin bir nefes aldı kapı tam açılacakken Oikawa tekrar fısıldadı. "Eğer söylemezsen bugün seni rahatsız etmeyeceğim söz."

Iwaizumi buna inanmasa da yine de dediğini yapacaktı. Onun burada olduğunu söylerse Oikawa tüm gün ağlar ve Iwaizumi'ye berbat bir gün geçirtirdi.

Kapı açıldığında Iwaizumi gözlerini kapattı ve uyur numarası yapmaya başladı. Oikawa da aynı numarayı yapıyordu fakat sürekli kıpırdayıp durduğu için kendini ele vermiş olacak ki ayak sesleri yanlarına ulaştı ve üstündeki yorganı hızla çekti.

Oikawa korkuyla Iwaizumi'ye sarıldı ve gözlerini sıkıca kapattı. Dadısının ona bağırmasını bekledi. Tabii öyle bir şey olmadı. Yorgan tekrar üstüne kapandı ve ayak sesleri odanın dışına çıktı. Kapı kapanır kapanmaz da Iwaizumi Oikawa'yı yataktan attı.

"Git artık."

Tabii istediği olmamıştı. Oikawa yere oturmuş hayranlıkla Iwaizumi'ye bakıyordu.

"Az önce ne yaptın Iwa-chan?" Dedi ve heyecanla tekrar onun üstüne atladı. "Iwa-chan beni kurtardın, çok havalıydın Iwa-chaaan~ Artık seni yenmek için daha çok çalışmam gerek."

Üstünden kalkıp tahta kılıcını da aldı.

"Bir prens sözünde durmalı, söz verdiğim gibi gidiyorum ama seni yenmek için tekrar geleceğim." Dedi ve odadan çıktı.

Iwaizumi tekrar uyuyacaktı ki odaya babasının gelmesi ile tekrar uyandı.

Oikawa'dan nefret ediyordu.

Öğle saatleri olduğunda tekrar bir gürültü koptu. Oikawa çıplak bir şekilde koşturuyor dadısı da peşinden onu yakalamaya çalışıyordu.

"Prensim etrafta böyle dolaşmanız çok ayıp!"

Oikawa koşmayı durdurmadan ağlayan bi tonla bağırdı.

"Ben banyo yapmak istemiyorum!"

Tam o anda Iwaizumi'nin korktuğu şey başına geldi ve Oikawa Iwaizumi'yi görüp ona doğru koşmaya başladı.

"Iwa-chan! Iwa-chan beni kurtar!" Oikawa Iwaizumi'ye ulaştığında Iwai onun kollarından tuttu ve göz kırptı. Oikawa da çırpınmayı bırakmıştı.

Iwaizumi onun peşimden koşturan kadına bakıp gülümsedi.

"Bugün Oikawa'yı benim yıkamama izin verin. Sizi çok fazla yormuş olmalı."

"Ah cidden mi!? Çok teşekkür ederim Iwaizumi." Dedi ve başka bir şey demeden kadın hızla oradan uzaklaştı. Oikawa'dan bıktığını daha fazla belli edemezdi.

Iwaizumi büyü ile Oikawa'nın beline havlu sardı ve kaşlarını çatıp ona baktı.

"Bir daha o pipini sallaya sallaya banyodan kaçarsan yemin ederim onu keserim Oikawa."

Oikawa karşısında şeytan gibi duran bu çocuktan korkmuş tam ağlayacaktı ki Iwaizumi başka bir büyü yapıp onu susturdu ve peşinden sürükleyerek banyoya götürdü.

Ve o günden sonra hiçbir dadının sözünü dinlemeyen Oikawa'nın bakıcılığını 13 yaşındaki Iwaizumi üstlenmişti.

Oikawa 13 yaşına geldiğinde ise biraz daha oturaklaşmıştı. 18 yaşında genç bir delikanlı olan Iwaizumi de artık karşısındakine prens gibi davranmaya başlamıştı.

Oikawa hâlâ Iwaizumi'yi yenemiyordu. Ne kılıç dersinde, ne okçulukta ne de binicilikte. Hiçbirinde onu geçememişti. Tabii en azından artık yenildiği için ağlamıyordu.

Sessizce oradan uzaklaşıp idman yapmaya gidiyordu.

Bir gün farklı bir şey oldu. İkisi kahvaltı yaparken Iwaizumi boğazını temizledi.

"Prensim size bir şey soracağım."

"Tabii Iwa-chan."

"Uzun bir süredir idmanlarınızı izliyorum fakat bunların yetersiz olduğunu düşünüyorum. Hocanız... biraz yaşlı ve sizi doğru eğitemiyor. Bu yüzden siz de kabul ederseniz bundan sonra sizi kendim çalıştırmak isterim."

Iwaizumi yüzünü önüne eğdiginde Oikawa heyecanla gözlerini ona dikti ve gülümsedi.

"Tabii ki isterim!" Oturduğu yerden kalktı ve Iwaizumi'nin üstüne atlayıp sarıldı. "Teşekkür ederim Iwa-chan!"

O günden itibaren Oikawa idmanlarını da Iwaizumi ile yapmaya başlamıştı. Her geçen gün daha da iyi oluyor, Iwaizumi büyü kullanarak savaşsa bile ona karşı gelebilecek kadar güçleniyordu.

Oikawa 16 yaşlarına geldiğinde genç bir delikanlı olmuştu. Yakışıklı ve yapılıydı. Boyu neredeyse Iwaizumi'nin boyuna gelmişti. Ve tabii şato dışından gelen hanım efendilerin de ilgisini epey çekiyordu. Bir sevgilisi olsa da Oikawa onların ona hayranlık duymasını seviyordu.

Bir gün bahçede Iwaizumi ile tekrar idman yaparken daha önce tanımadığı iki hanım oradaydı. Oikawa onların gözünde küçük düşmek istemiyordu fakat Iwaizumi de ona bilerek yenilecek biri değildi.

Oikawa kılıcını kaldırdı ve bu sefer ilk saldırıyı Iwaizumi'den bekledi. -genel olarak kendisi koşarak bir anda ona saldırmayı deniyordu- Iwaizumi bu beklenmedik hareket karşısında biraz şaşırsa da hemen saldırısını gerçekleştirdi. Oikawa da hızla ona karşılık vermişti.

Kılıçları havada durmaksızın çarpışıyor hatta bazen kıvılcım bile çıkartıyordu. Iwaizumi bazen onu şaşırtmak adına büyü bile kullanmıştı fakat Oikawa hâlâ direniyordu. Sonunda direnmeyi bıraktı ve büyük bir atak ile Iwaizumi'yi yere serip kılıcını onun çenesine dayadı.

"Ben kazandım." Dedi sakince ve gülümsedi. Onları izleyen hanımlar onu alkışladığında centilmence selam verip onların gitmesini izledi. Epey uzaklaştıklarında da kılıcını kenara atıp sevinçle zıplamaya başladı.

"Iwa-chan'ı yendim! Ben Iwa-chan'ı yendim." Garip hareketler yaparak zıplarken Iwaizumi de güldü.

"Çok iyiydiniz prensim." Dedi.

O günden sonra Iwaizumi ile hep başa baş dövüştü ve çoğunlukla da yendi. Fakat sonra bundan sıkılmaya başladı. Kendine yeni uğraşlar, yeni aşılması gereken zorluklar bulması gerekiyordu.

Kendisinden önceki her prensin en iyi olduğu bir şey vardı. Kimisi çok iyi birer savaşçı, kimisi çok iyi birer yöneticiydi. Bu liste böyle uzayıp gidiyordu. Oikawa bunların hiçbirini istemiyordu. Bu yüzden onlardan farklı olarak sanata yöneldi. Artık Iwaizumi ile olan idmanlarını azaltmış daha çok resim ve müzik derslerine ağırlık vermişti.

Ve Oikawa Aoba Josai krallığındaki en iyi sanatçı prens oldu.

____

Çok gereksiz bi geriye dönüştü ama çok yazasım geldi fkwmdhajdhs


Umarım beğenmişsinizdir
💖
💖

पढ़ना जारी रखें

आपको ये भी पसंदे आएँगी

12.1M 588K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...
42.9K 4.4K 11
"Sadece seç." Iwaizumi sesini kontrol etmeye çalışıyordu ama bu her geçen dakika daha da zorlaşıyordu. Özellikle de en iyi arkadaşı aşırı derecede zo...
62K 4.6K 29
jungkook kendisine takıntılı eski kız arkadaşından kurtulmanın tek yolunu eşcinsel olduğunu ileri sürmekte görüyordu ve bunun için taehyung'tan yardı...
211K 21K 32
Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.