prince/iwaoi

By scaryfcee

5.9K 884 480

Oikawa masal dünyasına gönderilmiş bir prensti. Ve Iwaizumi de ona aşık olan hizmetkârı. More

0
1
2
4
5
6
7
8
9
10
11
12 (FINAL)

3

464 74 55
By scaryfcee

Güneş yavaş yavaş doğuyor ve karanlık yerini aydınlığa bırakıyordu. Güneş ışığı tam olarak Oikawa'ya vurduğunda, uyanık olup onu izleyen Iwaizumi onun bir tanrı olduğunu düşündü.

Teni pürüzsüzdü, uzun saçlarının etrafa dağılışı, yüzüne düşen kirpiklerinin minik gölgesi, ahenkle alıp verdiği nefesler... Hepsi bir tanrı mükemmelliğindeydi.

Ve Iwaizumi bu tanrı ile aynı yatakta yatıyordu. Gece ormandaki yolculuklarına devam edip arkadaşının kulübesine gelmişlerdi. Küçük kulübede tek yatak olduğu için Iwaizumi kanepede yatmak istediğinde Oikawa şiddetle reddederek onunla uyuması için onu ikna etmişti. Tabii Iwaizumi bütün gece boyunca heyecandan uyuyamamıştı. Biraz uyuyup onun muazzam görüntüsünü göremezse diye korkmuştu.

Aslında ona sürekli yakındı, hatta ona en yakın olan insandı. Oikawa onunla beraber büyümüştü ve bu süreçte Iwaizumi onun abisi gibi oluştu. Fakat son zamanlarda Iwaizumi'nin içindeki hisler onu kardeşi gibi görmüyordu.

Oikawa onun için sadece kardeşi ya da efendisi değildi, ona olan hisleri daha farklı ve daha yoğundu. Bunu fark ettiğinde yirmi iki yaşındaydı Oikawa ise on yedi... O zaman kendinden nefret etmişti. Ezik bir hizmetçi olarak efendisinden hoşlanması iğrençti. Aylarca hatta yıllarca kendinden tiksindi. Efendisini her gördüğünde onu hak etmediğini, iğrenç biri olduğu için ondan uzak durması gerektiğini söyleyip durdu kendine.

Kendine sürekli söylediği şeyler sayesinde içindeki hisleri bastırabildi. Fakat Oikawa her geçen yıl daha da aşık olunası oluyordu. Şu an o yirmi kendisi yirmi beş yaşındaydı. Yirmi beş yıllık hayatında tanıdığı en güzel şey Oikawa'ydı, Iwaizumi yirmi beş yıllık hayatını ona adamıştı ve bundan hiç pişman değildi.

Derin bir nefes aldı ve elleriyle yüzünü kapattı. Başka düşünmediği bir şey daha vardı. Onun için hoşlandığı insanın kız ya da erkek olmasında bir sorun yoktu fakat Oikawa'nın bu konudaki görüşünü gram bilmiyordu. Bilse de ne olurdu ki? Oikawa sanki onu kabul ederdi.

"Seni uyutmayan şey ne Iwa-chan." Duyduğu sesle şaşkınlıkla dondu, kafasının içindeki tüm düşüncelerle birlikte. Ne diyecekti şimdi? Acaba onu izlediğini fark etmiş miydi? "Saatlerdir beni izlediğine göre önemli bir şey olmalı."

İşte şimdi sıçtım. Diye geçirdi içinden Iwaizumi. Söyleyeceği yalanı düşünürken Oikawa onun ellerini tuttu ve yüzünden çekip gülümseyerek gözlerine baktı.

"İyi misin Iwa-chan?" Iwaizumi'nin kalbi hızla atıyordu. Ne yapacaktı şimdi?

"Ah yüzün kızardı." Oikawa elini Iwaizumi'nin alnına koydu. "Ateşin var gibi hasta mısın?" Yüzünü onun yüzüne yaklaştırdı. "Ya da sana yakın olmam seni heyecanlandırdı mı?" Iwaizumi sonunda konuşacak cesareti kendinde buldum.

"E-efend- Yani Oikawa bunu da nereden çıkardın?"

"Bilmem." Dedi ve kendini yataktan aşağı bırakıp bilerek yere düştü Oikawa. Soğuk zemin tüm vücudunu titretirken gülümsedi. "Şaka yaptım sadece."

Şaka yapmamıştı.

Iwaizumi gardımı düşürmüştü ve Oikawa da kılıç çekmekte hiç tereddüt etmemişti.

"Üşüyeceksin orada." Iwaizumi başını yataktan uzatıp ona baktığında, Oikawa gözlerini kapatmış huzurla yatıyordu. Iwaizumi derin bir nefes aldı.

"Hey! Kime diyorum ben."

"Fark ettim de Iwa-chan, bugüne kadar hiç sevgilin olmadı." Oikawa yine onu umursamayıp konuyu istediği yere çekiyordu. "Benim aksime şatonun dışına bile çıkabiliyorsun fakat kimseyle çıkmadın. Şu an yirmi beş yaşında olduğunu düşünürsek ya birinden hoşlanıyorsun ya da sevgili yapıp bana söylememek gibi bir hata yaptın ki bunu yaptıysan seni öldürürüm." Oikawa gözlerini açıp Iwaizumi'nin gözlerine baktı ve devam etti.

"Benden hoşlandığını düşünüyorum Iwaizumi. Şu an bir şey söylemek zorunda değilsin. Bu tahminimi kabul etsen de etmesen de ne tepki vereceğimi bilmiyorum. Beni sevmediğini öğrenirsem üzülebilirim, sevdiğini söylersen de ne tepki veririm bilmiyorum. Şu an Akemi ile çıkıyorum ve onu sevip sevmediğimi de bilmiyorum." Elleriyle yüzünü kapattı. "Neden bir anda bunu konuştuğumu merak ediyorsan bu uzun zamandır düşündüğüm bir şeydi ve eğer duvarların ardına çıkarsam sana bunları söyleyeceğim diye kendime söz vermiştim." Derin bir nefes aldı. "Ama senin cevabını şimdi duymak istemiyorum. Beni Akemi ile buluştur lütfen, onu gördüğümde ya ondan ayrılacağım ya da sen seni reddettiğimi anlayacaksın."

Cümlesi bittiğinde odada derin bir sessizlik oluştu. Iwaizumi ne diyeceğini düşünmeden aklıma ilk gelen şeyi sordu.

"Ne zaman anladın?"

"Aaah Iwa-chan sana cevap vermemen gerektiğini söylemiştim." Elleri hâlâ yüzündeyken konuştu.

"Ama bana artık efendim olmadığını da söyledin. O yüzden söylediğini yapmak zorunda değilim."

Oikawa ellerini yüzünden çekip tekrar onun gözlerine baktı.

"Hep biliyordum."

Odada tekrar sessizlik oluştu. Iwaizumi sırtını yatağa verdi ve tavanı izlemeye başladı. Derin bir nefes aldı.

"Bugünü burada geçirelim. Uzun süre görünmez olmamız gerekecek, o yüzden dinlenmem gerek. Yarın Akemi hanımın yanına gideriz oradan da Karasuno Krallığına."

"Yorucu bir yolculuk olacak."

Iwaizumi cevap vermeyip gözlerini tekrar kapattı. Ve tekrar aklındaki karmaşık düşüncelerle tekrar uykuya daldı.

***

"Ah elim elim! Çok acıyor."

Iwaizumi duyduğu sesle refleks olarak hemen uyandı ve yattığı yerden kalkıp hızla sesin geldiği yere gitti.

"Efendim iyi misiniz!?" Nefes nefese mutfağın kapısında dikilince, Oikawa şaşkınlıkla ona baktı ve ardından kendini tutamayıp kahkaha attı.

"Sadece elimi yaktım Iwa-chan." Kıpkırmızı olmuş elini kaldırıp ona gösterdi.

Iwaizumi affalamış bir şekilde kapıda dikilmeye devam etti.

"Ben... korktum."

"Onu fark ettim." Oikawa gülümseyerek önüne döndü. "Eh madem uyandın şu tencereyi ocaktan alır mısın?" Iwaizumi başını salladı ve ocaktan tencereyi alıp kenara koydu. Oikawa'nın hazırladığı masaya bakıp gülümsedi. Aşçılık onun gizli yeteneğiydi, tabii sakarlığını göz önünde bulundurmazsak.

Oikawa onun masaya baktığını fark edince tezgaha yaslanıp Iwaizumi'yi izlemeye koyuldu.

"İmkanlar burada biraz kısıtlı ama yine de bir şeyler yapmaya çalıştım. Bence güzel oldu."

Iwaizumi masaya oturup kıkırdadı. "Buna karar vermek daha için erken."

***

İkisi karnını tıka basa doyurmuştu.

"Ee Iwa-chan karar verdin mi?" Iwaizumi gülümsedi ve başını aşağı yukarı salladı.

"Karar vermek pek zor olmadı. Sonuçta şu fani dünyada Prens Oikawa Tooru'nun yemeklerini yeme şansı herkese uğramıyor."

"Şimdi bu güzel olmuş demek mi oluyor?"

"Hayır, çok güzel olmuş demek oluyor."

"Iwa-chan! Kelime oyunları yapma bana!" Iwaizumi kahkaha attığında Oikawa da kahkaha attı.

***

Yehooo

Ben yks'ye 27 gün kalmışken ders çalışan ve verdiği molalarda önceden yazdığı bölümleri düzenleyip paylaşmaya gelen yazar(?)

Nasılsınız diye sorduğumda kimse ses vermiyor sanırım kimse bu kısmi okumuyor 😔

Yine de küçük bir duyuru ve kapanış

Duyuru: sınav süreci geçtiğinde Kurooken fici yayımlayacağım bunun aksine epey basit bir kurgusu var fakat hoşuma gidiyor

Vee

Kapanış:

Continue Reading

You'll Also Like

42.9K 4.4K 11
"Sadece seç." Iwaizumi sesini kontrol etmeye çalışıyordu ama bu her geçen dakika daha da zorlaşıyordu. Özellikle de en iyi arkadaşı aşırı derecede zo...
4.7K 327 15
Ne olursa olsun, sana geleceğim Song Mingi.
5.3K 520 15
Hwang Hyunjin, bu parfümü sevmeye devam edecekti. ÇOKÖNEMLİBİLGİLENDİRME: Eşcinsel hayran kurgudur, rahatsız olacaklar okumasın. (Kitap @8PEACEMINUSO...
94.5K 3.8K 31
Yabani evrenindeki çiftimiz Asi ve Alaz'ın hayatları farklı bir şekilde kesişeydi, mesela Asi, Soysalan Üniversitesi'ne bomba gibi düşseydi, nasıl ol...