ACEMİ ASİSTAN (Sakarlar Krali...

By sogukcehennem

247K 10.7K 1.9K

Sakarlıklarıyla bezdiren bir kadın... Öfkeli ve bir o kadar anlayışlı bir adam... Klişelere kafa tutan patron... More

1.Bölüm ( Mektup)
2.Bölüm( Alyans)
3.Bölüm ( İnatçı Keçi )
4.Bölüm ( Skandal)
5.Bölüm ( Blöf)
6.Bölüm ( Ayakkabı)
7.Bölüm (İntikam)
8.Bölüm(İntikam 2)
9.Bölüm(Zorla Güzellik)
10.Bölüm( Hırsız)
11.Bölüm (Parti)
12.Bölüm(Dans)
13.Bölüm(Yandım!)
14.Bölüm(Enişte)
15.Bölüm( Konser)
15.Bölüm(Konser2)
16. Bölüm(Şehir Dışı)
17.Bölüm(Selvi)
18.Bölüm(Sahil)
19.Bölüm(Hastane)
Duyuru!
Lütfen okuyun🙏🏻
21. Bölüm( Yüzleşme )
22.Bölüm (Duygusal mood)
Yeni bölüm duyurusu
23.Bölüm (Ortaya çıkan yalanlar) 1.Kesit
Selammmm ben geldimmm!
24.Bölüm (Tehdit)

20. bölüm(Açıklama)

4.4K 209 98
By sogukcehennem

Öncelikle kitabın ismini değiştirmeli miyim? Değiştireceksek yaratıcı fikitler bekliyorum bu ikiliye( Her türlü fikre açığım.) En tatmin olduğum kitabın ismi olabilir ve bir vakit  belirleyin o gün yb yayımlayayım.

Keyifli okumalar okurkuşlar🌹

''Bir saniye Korkmaz bey ben şu kızı yolup geliyorum.'' Kollarından kurtulduğum gibi, halsizliğime aldırmadan önce balonlarımı sağlam bir yere bağladım ve ardından koşarak Selvi'nin üstüne çullandım Hadi be kızım bir sağ kroşe , sol ayaktan okkalı bir tekme azıcık ta habeş maymunu taktiği ( ben o taktiği nereden bileyim be iç ses.) Abi gururu geçtim, kız her yerden çıkıyordu. Bir rahat vermiyordu ki şu kalas adamın 5 dakika romantikliği tutmuş onun da içine etti. 

Selviye tokat attım ve saçlarını yolmaya başladım, o sırada Korkmaz bey ayırdı bizi.  Kollarıyla gövdemi sımsıkı kavrarken, ayaklarımı ve kollarımı sürekli hareket ettiriyor elinden kurtulmaya çalışıyordum. Selvi saçlarını düzeltiyor bir taraftan da yüzünü buruşturuyordu. Tam bir şey söyleyeceği vakit  Korkmaz bey susması için işaret etti.

'' Yeter Selvi!'' Korkmaz beyin beni koruması aşırı hoşuma gitmişken, bir taraftan da hala onların arasında bulunan bağ rahatsızlık duymama neden oluyordu. İtiraf et kıskankıyorsun   sırası değil iç ses...

'' Abi dayak yiyen benim hala yeter Selvi diyorsun.''  Evet şu sahnede suratıma doğru bir zum ve kafamın üzerine bir duman emojisi alalım. Keyifli seyirler...

Korkmaz beyin elinden kurtuldum. Şaşkınlıkla suratına bakarken onun gözleri hala Selvinin üzerindeydi.

'' Abi mi?'' Korkmaz bey söylediklerime aldırış etmiyordu hala Selviyle göz teması halindeydi.

'' Selvi seni uyardım, insanlarla dalga geçmek hoş bir durum değil.''

'' Abi rahatsızlığını belli edebilirdin yapmadın.'' ikisinin arasında bakışlarımla mekik dokurken, içim burkuldu. Benim kalbim oyuncak mıydı ki insanlar böyle kolaylıkla duygularımla oynayabiliyordu? Onların abi kardeş olacağı aklımın ucundan geçmedi. Öfke beynime el koymaya başladığında birden sesim yükseldi.

'' Ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz!'' Korkmaz bey bana döndü ve yatıştırıcı bir ses tonuyla adımı sayıkladı.

'' Ayşe...'' Susması için işaret ettim, Selviye döndüm.

'' Beni aptal yerine koyarken hiç mi utanmadınız?''

''Bu tepki sence de saçma değil mi? Abim senin sevgilin değil, ona bir kadının yaklaşmasına müsade edemem.'' Bu pişkin tavır karşısında hiddetle üstüne yürdüm, aramızda az bir mesafe kalmıştı.

'' Bunu bana güzel bir dille anlatabilirdin, benimle dalga geçmene gerek yoktu  ayrıca evet sevgili değiliz o  benim sadece patronum. Şimdi al abini bir kafese koy maazAllah kızlar kapıverir.'' 

'' Artık buna son verseniz.''

'' Korkmaz bey bu defa çok ağır oldu, bu yaptığınızı asla unutmayacağım.'' Açıklama yapacakmış gibi bir hamlede bulunsa da balonlarımı bağladığım yere gittim ve onları çözdüm. Hepsi ellerimin arasından usulca kayıp gitti, Korkmaz bey öylece beni izliyordu lakin artık savunma yapacak cesareti yitirmişti. Kırgınlığımı sanırım şuan hiçbir kelime dile getiremezdi, Son kez gözlerinin içine baktım ve oradan hızla ayrıldım.

###

Uyandığımda saat 02.30 ' du kalkamadım saolsun Pelin hanım ıhlamur kaynatmıştı ve baş ucumadaki sehpaya indirmişti. Pazar olduğu için ikimiz de bugün izinliydik; zaten gidip Korkmaz beyin yüzünü görmek istemiyordum. Gözlerim hafif aralık koltuğa uzanmış  tavanı izliyordum. Dün yatağıma bile gitmeye üşenmiş salondaki koltukta uyuya kalmıştım. Gece yaşananlar aklımdan gitmiyordu.

'' Dün neler oldu anlatmayacak mısın?'' Pelin hanım uzandığım koltuğun karşısında bulunan tekli koltuğa oturup gözlerini bana dikti. Konuşmamı bekliyordu.

'' Pelin hanım...''

'' Artık şu hanım muhabbetini kessek, sadece pelin.''

'' Pelin açmasak konuyu şuan hiç iyi değilim.'' Dudaklarını birbirine bastırdı ve başını peki dercesine olumlu anlamda salladı. Beni rahat bırakmak için odaya geçerken ben de telefonumu elime aldım biraz oyalanırsam kafam dağılır düşüncesindeydim.

Korkmaz Bey tarafında 10 arama ve 1 mesaj bulunuyordu. Bu şaşkınlık Kübra ve Merve'nin 50 adet  arama kaydını görmemi engellemişti. Korkmaz Beyin mesajını açtım:

Korkmaz Bey

 Böyle bir durum karşısında kendimi haklı çıkaramam fakat cidden özür dilerim. Kardeşim olayı fazlasıyla abarttı. Umarım beni anlıyorsundur amacım seni kırmak değildi ben sadece... Neyse işte tekrar görüşme üzere.  01:00 14 Mayıs Pazar

Görmezden geldim mesajını bir kalp kırmak böyle kolay telafi edilemezdi hiç kusura bakmasın Korkmaz bey, sanki kıskanacağım ne diye böyle bir şamata yaptılar ki Sanki kıskanmadın ... Bu iç sesime bağlı kabloyu bulsam kökten keseceğim. Dost değil, düşman mübarek sürekli Korkmaz Beyin tarafında...   

 Her tarafım ağrıyordu doğrulup zorla da olsa sehpanın üzerinde içinde ıhlamur bulunan bardağı elime alıp yüzümü ekşite ekşite içtim. Nefret ediyordum şunun tadından. Hala kafam dündeydi, neden yaşadığımız kötü bir gün diğer bütün günleri bu denli etkilerdi ki anlamıyorum neden sürekli aptal yerine konuluyordum? sakardım evet bazen dik başlı bazen çok anormal bir insan olabiliyordum lakin kimseyi kasıtlı bir şekilde kırmayı asla planladığım olmadı. Bu durum istemeden olduğunda bile vicdanım rahat etmiyor diye gider gönlünü almak içimin elimden geleni yapardım. Kimseye en ufak zararı dokunmamış bir insana neden bu kadar kırıcı yaklaşırdı ki insanlar? Yüzüm düştü, elimdeki bardakla oyalanırken, telefonuma bildirim sesi geldi. Telefonu elime alıp tuş kilidini açtım ve ekrana baktım.

Korkmaz Bey

Cevap vermeyecek misin?    03:02   24 Mayıs Pazar

Gözlerim doldu ve telefonu yatağa indirdim. Aslında içimde bir taraf deli gibi cevaplamak istiyordu fakat gururum ağır bastı ve inatla cevap vermemem gerektiğini vurguladım kendime. Bir ara neredeyse iki taraf neredeyse boks maçına giriyordu.

'' Yazmazsan adam değilsin.'' Diyordu bir taraf; bir taraf  ise:

'' Hayır Ayşe bu kadar mal olma yediğin kazık seni doyurmadı galiba.'' deyip zoruma gidecek şekilde beni dizginliyordu. Sonra ortalık karıştı iki taraf birbirine girdi saçma salak şeyler oldu kafama şaplak atıp 

'' İkiniz de kesin sesinizi!'' dedim. Salondan mutfağa geçen Pelin bu halimi görünce bana tuhaf tuhaf bakmaya başladı.

'' Bir şeye mi ihtiyacın var Ayşe?''  Evet beyine  iç ses yalnız sen bana laf ediyorsun ama kimin iç sesinin olduğunun farkında değilsin galiba azıcık sus ya azıcık sus! Tamam ben sütümü içmeye gidiyorum. Zıkkımın kökünü iç...

Biri kafamdaki sesleri duysa kesinlikle beni tımarhaneye tıkarlardı. Saçımı karıştırırken bakışlarımı Pelin'e çevirdim.

'' Yok yok kendi kendime söyleniyordum öyle.'' Gülüp başını salladı ve mutfağa geçti. 

Ayağa kalkıp odama ilerliyordum ki kapı şiddetle çalmaya başladı. Tedirgin olmuş, hızlı adımlarla kapıya ilerlemiştim. Kapıyı açtığımda Pelin de korkup mutfaktan çıkıp kapıya doğru koştuğunda, manzarayı görüp göz devirdi ve elini kalbine götürüp derin bir nefes aldı ve tekrardan mutfağa yöneldi. Kübra ve Merve çatık kaşlarla bana bakarken tam tersliyordum, onlar benden önce davrandı.

''Aklımız çıktı neden telefonlarını açmıyorsun." İkisi de aynı anda çemkirmeye başlayınca yüzümü buruşturup cevap vermeden odama doğru yürümeye başladım fakat ikisi de yanıma koşup kollarımdan tuttular , tekrardan salondaki koltuğu yöneldik ve 3 lü koltuğa sağımda Merve solumda Kübra olacak şekilde oturduk.

" Seni dinliyoruz." Dedi Kübra.

"Meraklandırmasana anlat hadi ne oldu?" Diye ekledi Merve.

" Kızlar bir soluklanın." İkisi de meraklı gözlerle bana bakıyor ve ağzımdan çıkacak tek kelimeye odaklanmaya çalışıyorlardı. Elimle anlıma vurdum aklımda ' Sen bu kurtlar sofrasından çıkmazsan ona yanarım.' Şarkısı çınlıyordu. Durum gerçekten onu yansıtıyordu. Ne yapacağımı kara kara düşünürken... Bingo kapı! Resmen kurtulmam için evren bir mesaj yollamıştı.

" Kapı çalıyor gidip bakayım." Bizden kurtulamazsın bakışı attılar resmen, sorgu memurları. Seke seke kapıya koşuyordum, biran duraksadım; eee herkes burada kapıyı çalan kim? Korkmaz bey olma fikri aklıma dank edince, açıp açmamakta tereddüte düştüm.

" Açsana kapıyı kimse zilin ırzına geçti resmen." Ofladım elim bir kapının kulpüne gidiyor bir geri çekiliyordu. Pelin dayanamayıp geldi ve bana söylenmeye başladı.

" Ah Ayşe son zamanlarda iyice Leyla'ya bağladın."

" Ya kapıdaki mecnun... Yani Korkmaz bey ise." İyice kepaze oldun bunlara var ya Ayşe tam dayaklıksın.

"Sen çekil şuradan, bakalım mecnun mu gelmiş." Diye güle güle beni kenara itti, sanırım bugün de rezillik kotamı fullemiştim. Kalbim deli gibi atarken Pelin kapıyı açtı ve bir şok dalgası hepimizin alnını karışladı.

"Orhan!" Koro şeklinde söylediğimiz isimden iğrenmeden edemedim. Kübra masanın üzerinde duran vazoyu kapıp çemkire çemkire yanımıza geldi.

" Lan sen bizi mi takip ettin!" Kübra vazoyu Orhan'a geçirmeden onu omuzundan yakaldım ve sakinleştirmeye çalıştım, biraz sonra Merve de yanımıza katılmıştı.

" Israrla yalvardım size dinlemediniz, beni buna mecbur bıraktınız."

" Ooo... Orhan bey soytarılıktan zeytin yağına mı terfi ettiniz. Utanmaz bir de üste çıkmaya çalışıyor münafık." Merve de Orhan'ın üstüne yürümeye başlayınca iş içinden çıkılmaz bir hâl aldı, ben şimdi hangisini yatıştırayım?

" Yavru kurtlarım sakin olun, o benim avım. Şimdi pençelerimi müsait bir tarafına geçiririm hiç telaşlanmayın." Kızlar espritüel yaklaşımımla az da olsa yumuşadılar.

" Ben iyi değilim. " Orhan'ın gözlerine kaydı bakışlarım, sahiden dediğiyle bağdaşıyordu bakışları; iyi görünmüyordu.

"Hâlâ konuşuyor ya!" Kübra bir hamle daha yapmaya kalkıştığında kolundan tuttum.

" Kübra tamam...Orhan içeri geç." Şimdiye kadar sessiz kalan Pelin'de dahil hepsi bana delici bakışlar fırlatmaya başlamıştı. Orhan çocuksu bir mutlulukla içeri daldı ve salondaki koltuklara yöneldi. (Yazarcım bölümün yarısında koltuklara yöneliyoruz bir sal bizi.)  Şimdi de yazara laf atıyor sen yavuklunla ilgilensene. O benim yavuklum değil iç ses! Haklısın olsa olsa ondan tavuk olur, senin seçimine sıçayım...

###

Ortada ölüm sessizliği vardı herkes birbirine garip bakışlar atıyor Orhan'ın konuşmasını bekliyordu.

" Uzun zamandır düşünüyordum, karşına nasıl çıkacağımı, gitmemi, olanları sana nasıl açıklayacağımı; işin içinde nasıl çıkacağımı sürekli merak ediyordum..." Durdu başını eğdi, derin bir iç çekti. Parmaklarını birbirine kenetliyordu ve titrediğini görebiliyordum. Uzun zamandır bu anı bekliyordum, hep onunla yüzleşmenin hayalini kurmuştum. Orada sakinlikten ziyade Orhan'a şiddet uyguluyordum; hayal ettiğim gibi olmamıştı. Orhan çok mahsum duruyordu, merhametim ağır bastı, aşağılamak yerine dinlemeyi tercih ettim.

" Başına gelenleri duyunca aklım yerinden çıkacaktı." Bunun aklı var mıydı ya? İç ses, her şeye burnunu sokmaktan vazgeç artık!

" Gitmek zorundaydım Ayşe, kalmak istedim ama yüzüm yoktu." Aslında eskisi kadar bu açıklamanın pek bir önemi yoktu ama yine de sebebini merak ediyordum.

" Orhan sadede gel ve biran önce git buradan, yoksa kızları artık durduramayacağım." Bakışlarını etrafta gezdirdi, başıyla onaylayıp devam etti.

" Nişanlandığımız süreçte, şirket iflas noktasına geldi. Borçlardan dolayı eve haciz gelmişti. Evi boşalttılar, eve el konuldu." Herkes şaşırmıştı dayanamayıp lafa daldım.

" Bunlardan neden benim haberim yok?"

"Anlatamazdım. Seni çok seviyordum ve sen iyi şartlar altında yaşamayı hakediyordun. Bu koşullardan dolayı seninle evlenemezdim, onuruma dokunurdu. Sadece bunla kalmadı işler daha kötüye gitmeye başlamıştı, her gün ayrı bir problem yaşıyordum ve artık psikolojik sorunlarım şiddetlenmeye başlamıştı. Dayanamadım, gidip sorunları halletmem, işleri yoluna koymam gerekiyordu. Senden sonra yemin ederim hayatıma kimseyi almadım, aklımdan bir an olsun çıkmadın..."

Böyle bir durumda mutlu olmam gerekiyordu sanırım çünkü beni aldattığını başka bir kadına gittiğini düşünmüştüm hâlbûki olay bambaşkaymış
Kanka Azer Bülbül'den duygularım darmadağan şarkısını çalayım mı ay... Yok canım ne ağlaması gözüme şerefsiz kaçtı.

Sen daha az önce dalga geçiyordun ne ara duygusala bağladın, yemin ederim mal ya!

" Her şey iyiye gidince dönecektim çok güzel bir düğün organizasyonu  ve mutlu yuva hayalini kurmak bile beni toparlıyordu. Elimden geleni yapıp işlerini yoluna koymayı başarmış, eski düzene göre dönmüştüm. Tam karşına çıkmaya hazırlanıyordum ki kader işte sürpriz bir şekilde karşılaştırdı bizi..."

Bakışlarımla kızları yokladım, ellerde mendil gözler yaşlı, haksız değiller benim de gözlerim doldu; arada kaldım ne hissedeceğimi bilmiyordum.

" Orhan 5 ay belki daha fazla oldu. Nasıl bir his dersen anlatamam, boğazım düğümlenir. Hiç mi bu kız ne düşünür ne hisseder, nasıl dayanır demedin? Seni anlıyorum zor zamanlar geçirmişsin ama sen de beni anla, beni aldattığını düşünerek kendimi paraladığım günleri hafızamdan silemem, beni çok incittin. Para mevzusuna gelirsek paran pulun, şaanın şöhretin hiçbir zaman umrumda olmadı, ben senin kalbini sevmiştim. Bana anlatsaydın her zaman yanında olurdum inan hiç zoruma gitmezdi. Her şeyi geçtim beraber çalışırdık, sana destek olurdum ola ki şirket toparlanmadı; küçümsemek gibi olmasın inşaatta çalışsan bile seninle gurur duyardım çünkü seni paran için değil sen olduğun için seviyordum. Ağladığımda, güldüğümde, şaşırdığımda, korktuğumda yanımda yoktun. Şimdi de olmanın bir anlamı yok artık üzgünüm..."

" Yürü be kızım!" Pelin kendini fazla kaptırmıştı. Orhan cüzdanını çıkardı ve şefaf olan cebi bana doğru yöneltti ikimizin fotoğrafı vardı. O sırada kapı çalıyordu, fotoğrafa odaklanmaktan kapıya aldırış edemedim. Cidden içime oturmuştu bu kare, neredeyse 32 dişimin 42 si meydandaydı. Orhan sırtımdan sarılmıştı bana. Cüzdanı eski yerine koydu bu defa eli ceketinin cebine gitti içini yokladı ve bir yüzük çıkardı. Tartıştığımız gün yere attığım alyanstı bu; ayağa kalktı oturduğum koltuğa yaklaşıp dizlerimin önünde çöktü; şoka girdiğimden tepki de veremiyordum  sen de bime girseydin, neyse bu soğuk espriden dolayı ben kendimi bıçaklarım şampiyon sen devam et... Elimi avucunun içine alıp alyansı da benim avuç içime bırakmıştı.

"Affet beni..." diye fısıldarken gözlerimin içine bakıyordu.

O sırada Merve kapıyı açmaya gitmişti bir ses yankılandı evde.

" Ayşe! " bütün bakışlar kapıya odaklanmıştı.

" Korkmaz Bey..."

100k için ayrı bölüm gelecek, bekletmeye kıyamadım. Bu arada geçmiş bayramınız mübarek olsun  :)

Continue Reading

You'll Also Like

33.7K 548 8
04052024
1.4M 32.3K 43
Tam sınıftan çıkıcaktım ki gelen sesle dikildim kaldım."sen kal ada yapamadığın son soruya bakalım" OLUR OLUR HOCAM BAKALIM. Dırırııırıırıfırı Canı...
39.2K 115 21
Türbanlı yengemle yaşadıklarım. Açık sex sahneleri içerin +18
103K 3.2K 38
Tamamlandı✔ Zelal: NE! Zelal: mesajlarıma görüldü attın demek! Zelal: demek mesajlarımı gördün ha... Zelal: demek o kadar kızın arasından benim mesaj...