Çünkü kalbiniz her neredeyse, hazinenizi bulacağınız yer orasıdır.
Yol haritamı çoktan çizmiştım. Acı dolu günler bana hayatıma dair kesin kararlar almama vesile olmuştu. Ilk önce Serçe'ye güzel kalıcı bir hayat verecektim. Iyi olduğundan emin olduğumdaysa gidip ameliyatımı olacaktim.
Eğer şans yüzüme güler de yaşarsam karım için savaşacaktım. Onu şuan deli gibi özlesemde yanında olmak için yanıp tutuşamda gül yüzünü görmeye gidemezdim. Eğer ölürsem beni kötü hatırlayarak acı cekmeyecekti. Onun bir kez daha derin bir yara almasını istemiyordum.
Ilk önce hedefe odaklan yapman gereken ilk ve en önemlisi şey Serçe'ye yaşama sebebi vermek. Sözünü tutacağım güzel karım nasıl Raşit'i affetiysem kardeşimi de evlendirecektim.
"Sen emin misin Kartal, bana pek akıllıca gelmedi. Her ne olursa Güleçogulları bizim düşmanımız."
"Sen söylemiyor muydun Doğan, birkaç aya kalmaz Kemal o delikten kurtulur diyen... Şuan çok akılca gelmese elimizdeki en iyi çözüm yolu bu." Doğan ensesini kaşırken ben kararlılığımi bir kez daha dile gitirdim. "Kemal günahınin kefaretini öyle ya da böyle ödeyecek."
"Ben Kemal'in teklife balıklama atlayacağindan eminim ona o delikte ki bir gün bir sene gibi ben yalnızca kardeşimiz o evde mutlu olur mu onun derdindeyim."
"Alimin zalim zaliminde alim evladı olurmuş. Kemal'in oğulları babalarina göre vicdan sahibi kardeşimiz üzülmeecek."
"Peki ya hangisini düşündün büyük oğlu evli eğer Güven'i söyleyeceksen fazla hırçın biraz babasını andırıyor kardeşimize gün yüzü göstermez gibime geliyor."
"Bende seninle aynı fikirdeyim. Bu yüzden en küçük olan Okan'ı öne süreceğiz, yaşı da kardeşimize yakın içlerinde ki en vicdan sahibi olan o sende onayliyorsan şu işi halledelim."
Ben uzun uzadıya düşünmüştüm. Kardeşimin yara izinden dolayı pek çok kişiyi evlenmeye yanasmacaktir. Kardeşimi bu hale Kemal ve işbirlikçisi getirdiği düşünülürse seve seve razi gelcekti. Yoksa acimaz gider ayak yarım kalan işimi hallderdim.
"Tamam, ben okeyim. Madem kardeşimiz onlar yüzünden bu halde günahlarının bedelini ödeyecekler. Ben yarın sabah ilk iş Kemal'le konuşuruz en kısa sürede düğün olacak derim."
"Serçe'yle de Bade konuşsun kadın kadına anlaşılar gider ayak kardeşimi üzmek istemiyorum."
"Nasıl gider ayak senin dilinin altında ne var."
"Eve gider ayak demiştim. Neyse ben kalkıyorum. Serçe düğüne kadar burada kalsın...."
Kısa bir vedalaşmanın ardından içeriye girmeden ayrikdim. Serçe beni gördüğünde ağladığı için bir kez daha görmek istememiştim. Eve geldiğimdeyse direkt odama girerek yatağa girdim. Karımın yastığına sarılıp kokusunu içime çektiğimde aklımda anılar canlandı. Benden çilek isteyip onu ballandirarak yemesi... Neden hep güzel anlarda takıydim. Bu güzel anılar neden bana acı veriyordu.
"Alo, takipte misin?"
"Evet, patron Lina Hanım şuan odasiına çekildi."
"Tamam, gözünü üstüden ayırma kılına zarar gelirse alırım canını... Birde yarın bir şekilde çilek yemesine vesile ol."
Telefonu kapattığımda derin bir uykuya daldım. Günler sonra en uzun uykumu çekmiş olmuştum. Işittigim seslerle sırt üstü dönerek pencerenin önünde kim var diye baktım. Lina dediğimde Doğan'in sesini duymuştum.
"Oğlum sen hiç bu kalıpta Lina gördün mü?"
"Doğan yaşayamadığın çocukluk anılarınin pesindeysen başka kapıya..."
"Kemal'in yanından geliyorum. Hemen aşağıya in konuşalım."
Doğan odadan çıkınca üstümü değişerek aşağıya indim. Doğan kurulu otururken bende kendimi yanina atarak ayaklarımı sehpaya uzattım. O da sormama gerek kalmadan aralarındaki geçen konuşmayı direkt bana aktarmıştı.
"Anlayacağın Kartal, bizimki değil bir gün bir saat dahi orada kalacak tahammülünü yetirmiş. Beni görünce şüpelense de hatta kardeşimizin varlığını inanmakta zorlansa da teklifimizi kabul etti."
"Ben Kemal'in ciğerini bilirim. Sırf bizi arkasina almak için bile teklifimizi kabul ederdi... Doğan her şey iyi hoşta Serçe'yi ne yapacağız ben istemem derse ben zorlayamam. Gönlüm buna razi gelmez."
"Bade'yle konuştum. Serçe'yi bugün karşına alıp konuşacak. Bana kalırsa kabul eder. Sana karşı ağır vicdan azabı duyuyor. Bu yüzden sıkıntı olamayacaktır. Geriye bir tek Okan kalıyor onu da dize getirdik mi olay tamamdır."
"Sen bu işe epey olumlu bakıyorsun. Oysa dün şüphekardın fikrini değiştiren nedir." Sanki onunla deniz kenarında uzanıp gün batımıni izliyorum gibi hissediyordum. Onun artık Hira'ya Serçe demesi de hoşuma gitmişti. Galiba ben ağabeyimi hafiften seviyordum.
"Bu kararı vermeden önce çok düşündüm Kartal, içinizden en büyük benim. Sen bana gelip fikir danıştiginda hem anne hem baba figürünü üstleniyorum. Neden fikrim değiştiye gelince bende Bade'yle güç çıkarları üstünden evlendim. En başta sevmesem de zamanla gönlümde taht kurdu. Anlayacağın nikahta keramet vardır. Benim kardeşime inancım tam her girdiği ortamda kendini sevdirecektir."
"Hatirlarsan bende Estella ile zorla evlendirilecektim. Sonra kızı vurdum kurtuldum. Sence bunun kinini güdüp kardeşimize çektirmesinler?"
"Bunu bana sen mi soruyorsu Kozanoğlu, bizim unuttun herhalde kardeşimin gözünden tek bir damla yaş aksın köklerini kazırım."
"Kan kanı deli deliyi çekermiş Doğan, bizde birbirimizi çekiyoruz. Sesini duymasam iç sesim konuşuyor sanırım... Haberin olsun abilik sana yakıştı sanki özünü buldun. "
"Bade de öyle söylüyor ona göre senin ya da Serçe'nin adı geçtiği an eski Doğan'a dönüşuyormuşum."
"Kardeşimize Serçe diyip durduğuna göre biz tam olduk..."
"Ooo konsey toplanmışta benim haberim yok." Ikimiz aynı and başımızı sol tarafa çevirdiğimizde Raşit'i gördük. Tam zamanında geldin dediğimde yerini alıp ayak ayaküstüne attı.
"Yakinda düğümüz var Raşit, kardeşimizi evlendiriyoruz." Raşit kaşlarını çatınca olayların üstünden geçtim.
"Olmaz... Beyler Serçe her ne kadar sizin kardeşinizse benimde kardeşim. Henüz yeni travma atlattı. Eğer onu kalabalık ortama sokup düğün işlerine girişirseniz psikolojisi kaldirmaz. " Doğan ile bakıştigımızda önerisini sorduk. O da bize sade bir nikah o önerdi.
"Asıl bu olmaz Raşit, bir tane kardeşimiz var gelinlik giymeyecek mi?" Bende kırmızı kuşak bağlamadan kimselere vermem dedim.
"Şöyle yapalım mı siz önce Serçe'ye sorun, eğer olur da kabul ederse gayet nikahinda da gelinlik giyer. Sizde kırmızı kuşak aşkını kardeşinizi telli duvaklı gelin edersin."
"Kabul."
Mükemmeliyetle ilgili fikirler diğerleri gibi görelidir. Yeryüzünde her şey mükemmel olsaydı, hiçbir şey mükemmel olamazdı ve daha da kötüsü var olan hiçbir şey var olamazdı.
Rameau'nun Yeğeni, Denis Diderot